YİNE SAMSUN AGAPE KİLİSESİ !
Resmi, yarı resmi veya yerel gazetelerin manşetlerinden‘bir vahşi katliam daha’ okumak an meselesi. Kimsenin bir tedbir / önlem aldığı da yok! Şikayetler, verilen suç duyuruları polis veya savcılık dosyalarında bilinçli ve kasıtlı bir şekilde unutuluyor; suçu, sebebi henüz üstlenilmemiş ve akıbeti meçhul Trabzon, İstanbul ve Malatya katliamları gibi. ***
19 Kasım 2007 tarihinde siz deyin ihtimal ben diyeyim kehanetimin son anda gerçekleşmediğine çocuklar gibi sevinmekteyim. Ama kimbilir belki de fırtına öncesi bir sessizliği yaşıyor Samsun şehri ve Samsun Agape Kilisesi.
Dün ve bugün Türk basınından ‘katliam son anda önlendi’ /a diye okuyoruz. Polisin becerikliliğine mi verelim şimdi? Hani kaçırtılan Süryani rahibini iki gün sonra kurtarma havasını vermeleri gibi. (Süryani rahibini ‘korucular’ kaçırmıştı. Korucular kimi veya neyi temsil eder. Devleti veya Kanunu !!!)
Yabancı basın da Samsun haberine dikkat çekti
Katliam yapmak isteyen yine 17 yaşında! Yani yine velet! Yani her zaman ki olduğu gibi. Azmettiricileri önceki katliamlardan bayağı ders almışa benziyor; yaşı küçükse cezası da küçük olur!
Her taraftan duyduğu antihıristiyan propogandasıyla cesaret alan bu çocuk önce Agape Kilisesi’nin Pastörünü arayarak kilisede katliam yapacağını söyleyip tehdit ediyor. Bunn akabinde velet, daha evvel hapis yatmış iki kardeşe, yine telefonda Samsun’a gidip katliam yapacağını, bunun için televizyonu açmalarını, televizyonda onu izleyebileceklerini söylüyor.
Kahraman olacağından hiç şüphesi yok veletin! ‚Malkoçoğlu’ mübarek!!!
Ancak bu defa evdeki hesap çarşıdakine uymadı ve telefonları emniyet tarafından dinlenen Pastörle yaptığı tehditli ’muhabbetinden’ hemen sonra polis tarafından takibe alınıp yakalanıyor.
Bir katliam daha önleniyor. Buraya kadar güzel de… Çocuk suçunu itiraf etmesine rağmen mahkeme, sadece ’ŞÜPHELİ’ deyip serbest bırakması ne anlama geliyor?
Çocuk tehdit etmekten değil, ’adam öldürmeye teşebbüsten’ yargılanması gerekmiyor muydu? Bu ne biçim hukuk anlayışı, bune biçim yargı...bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... ?
Çocuk yarın aynı suçu tekrar işlerse en büyük suçlu, en büyük katil ‘mahkeme/ hakim değil mi?
O halde bu davranışların kasıtlı yapılmadığına kim bahse girebilir?
Bu fetvaları kimler çıkarıyor?
Çocuk anti-hıristiyan ise..
Hükümet anti-hıristiyan ise..
Devlet anti-hıristiyan ise... bir Hıristiyanın ne kadar yaşama hakkı var bu ülkede, kararı siz verin lütfen!
Abut Buğday
|