|
|
Tarihi Süryani Manastırı Restore Edildi 
Süryani Kilisesinde Yoga Saygısızlığı 
1.Uluslararası Turabdin Sempzoyumu Yapılıyor
|
|
Bugünden Düne: Yarına Bir Harf
sonsuzluğa Giden Bir Annenin Ardından
|
|
|
|
|
KONUYU AÇAN: bawer 78.162.134.*** |
9.02.2009 18:40:39 |
Konu: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
”Ne Mutlu Türküm Diyene!”
Diyen Emekçilere Açık Mektup!
Bu yazıyı okurken şöyle bir arkanıza yaslanın ve kendinizi bir an olsun Yunanistan Gümülcine’de yaşayan bir Türk olarak düşünün.
Gümülcine’de yaşıyorsunuz ve bir pazar sabahı uyanıp, en yakın gazete bayiine gidip bir Türk gazetesi alarak güne başlamak istiyorsunuz. Daha gazete bayiinden Türk gazetesini istemenizle tutuklanmanız bir oluyor. Götürüldüğünüz karakolda size bir genelge tebliğ ediliyor. Başlıyorsunuz genelgeyi okumaya: “Bundan böyle Türk gazeteleri yasaklanmış, Türkçe yayın yapan televizyonların yayınları durdurulmuş, yeni doğan Türk çocuklarına Yunan ismi verilmesi bir zorunluluk haline getirilmiştir.
Bunlara ilaveten, Türkçe isim taşıyan bakkal, lokanta, turizm bürosu, kahvehane ve spor kulüpleri isimlerini derhal değiştirerek Makarios Lokantası, Katherina Turizm, Karamanlis Bakkalı gibi isimleri alacaklardır. Okullarda, Türk çocukları her sabah ayazda, derse girmeden önce “NE MUTLU YUNANIM DİYENE!“ diye, körpe gırtlakları çatlayana dek bağıracaklar. Yunanistan’ın Osmanlı egemenliğinden kurtuluş gününde her Türk, evinin penceresine Yunan bayrağı asacak, asmayanlar vatana ihanetten mahkemeye sevk edilecektir.“
Evet, şimdi yukarıdaki tablonun bir an gerçek olduğunu düşünün ve söyleyin; böylesi bir tablo karşısında ne yapardınız?
Eğer cevabınız; “bütün bunları kabul ederdik” ise, size söyleyecek sözümüz yoktur. Yok, eğer cevabınız, “böylesi bir tablo karşısında direnme hakkımızı kullanarak, var olma savaşı verirdik” ise, o zaman size söyleyecek birkaç sözümüz olacak.
Evvel Zamana ve Yakın Zamana Dair
Birkaç Hatırlatma
Emekçi Tükler, sizin gururla övündüğünüz atalarınız, yaklaşık olarak bin yıl önce kuraklık, kıtlık, hastalık ve Moğol orduları karşısında almış oldukları yenilgiler sonucu, yurt tuttukları Orta Asya’dan, Kürt, Ermeni, Süryani ve daha birçok halkın binlerce yıldır yaşadıkları yurtlara sığınmış; bu toprakların insanları tarafından büyük bir hoşgörü ve misafirperverlikle karşılanmışlardı. Tarihleri boyunca hiç bir uygarlık yaratamamış, yaşamlarını talana ve çapulculuğa dayandırarak sürdürmüş Türk boyları, göç ettikleri bu yeni topraklarda da aynı biçimde var olmayı yeğlemişlerdir. Ve nihayetinde, yaptıkları onlarca kanlı savaş sonrası bölge halklarını katlederek, göç ettirerek, sindirerek ve baskı altına alarak bu topraklar üzerinde kendi hükümdarlıklarını kurmayı başarabilmişlerdir. Bu topraklarda binlerce yıldır yaşayan insanları ise, kendi topraklarında birer yabancı olarak yaşamaya, aşağılanmaya, yok edilmeye, yok sayılmaya mahkûm etmişlerdir. Bütün bu olanlar karşısında direnme haklarını kullanan bölge halkları, “vatana ihanet” gibi suçlamalarla büyük baskı ve katliamlara maruz kalmışlardır.
İşte Kürtler bu halklardan biridir. Ama buna rağmen Kürtler, bugün kendi yurtlarında, üstelikte işgalcisi olanlarla eşit koşullarda yaşayabilmek için mücadele ediyorlar. Ve bu uğurda mücadele ettikleri için “hileci” ve “hunhar“ olmakla suçlanıyorlar.
Tıpkı 1930 Ağrı Kürt isyanı sonrası, dönemin yarı-resmi gazetesi cumhuriyet’te gazeteci Yusuf Mazhar’ın dile getirdiği gibi:
Bunların (Kürtler) alelade hayvanlar gibi basit sevk-i tabiilerle işleyen his ve dimağlarının tezahürleri, ne kadar kaba hatta aptalca düşündüklerini gösteriyor. Çiğ eti biraz bulgurla karıştırıp öylece yiyen bu adamların Afrika vahşilerinden ve yamyamlardan hiç farkı yoktur. …Bunlar tarihin şahadeti ile sabittir ki Amerikanın kırmızı derililerinden fazla kabiliyetleri oldukları halde ziyadesiyle hunhar ve gaddardırlar. Dessas (Hileci) ve bedii (estetik) hislerden, medeni temayüllerden mahrumdurlar. Bunlar asırlardan beri ırkımızın başına bela kesilmişlerdir. (13 Temmuz 1930 / Cumhuriyet Gazetesi, Y. Mazhar)
Eğer bir insanın ya da bir topluluğun kendisini savunması, kendi kaderini kendisinin belirlemek istemesi “vatana ihanet” ise, Kürtler “vatana ihanet” etmeye devam etmelidirler.
Bir an için şöyle düşünün: Bir insanı, evi olmadığı için evinize alıyor, onunla evinizi, aşınızı paylaşıyorsunuz. Aradan birkaç gün geçtikten sonra misafir kendisini evin sahibi ilan ediyor ve evde ki kuralları belirlemeye başlıyor. Siz bu duruma itiraz ettiğiniz de ise, bu kez de misafir tarafından nankör ve bölücü olmakla suçlanıyorsunuz.
Ve şimdi cevap verin; sahi böylesi bir durum karşısında siz ne yapardınız? Öyle sanıyoruz ki, böylesi bir durum karşısında hiç tereddüt etmeden direnme hakkınızı kullanırdınız. Eğer böyle düşünüyorsanız bu durumda Kürtleri anlıyor olmanız gerekir, çünkü Kürtler, sizin böylesi bir durum karşısında yapacağınızı yapıyorlar...
Bugün Kürtler, dün Bosna’da, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin yaptığını yapıyorlar. Yani üzerlerindeki ırkçı, asimilasyoncu politikaya karşı çıkıyorlar. Kendi “değerlerini“ yaşatmak, kendi ”değerleriyle“ yaşamak istiyorlar ve bunun için mücadele ediyorlar.
Avrupa’daki göçmen Türkleri düşünün bir an; göçmen olarak gitmek zorunda kaldıkları Avrupa’da kendi “değerlerini” yaşatabilmek ve kendilerini ifade edebilmek için dernekler kuruyor, örgütleniyorlar. Gazete, dergi çıkarıyor, televizyon, radyo gibi yayın araçlarını kullanıyorlar. Çocukları için okullarda Türkçe eğitim istiyorlar. Tabii ki bu insanlar Avrupa’da iş yaşamına katılmakla yetinemezler. Siyasal, kültürel ve sosyal yaşama da müdahale edecek, bu hususlarda söz sahibi olmak isteyecekler. Ve tabii ki onların kendi kimlikleriyle yaşamalarına karşı çıkıp, onları eritmeye, dolayısıyla yok saymaya kalkışanlara karşı varlık haklarını koruyacak, direnecekler. Belki o zaman onlara da “terörist” ya da “bölücü” denecek ve Mölln’de, Solingen’de, Lübeck’te olduğu gibi bir kez daha yakılacaklar. Ama bu insanlar varlık haklarını korumak için direnmeye, daha eşit, daha insancıl bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceklerdir.
Ayrıcalıklı olanların ayrıcalıklarına karşı çıkmaktan, eşit koşullarda yaşamak istemekten daha doğal bir şey olamaz ve bu uğurda kavga verenlerin mücadeleleri başkalarını baskı altına almadığı ve mağdur etmediği müddetçe selamlanmalıdır.
Evet, baskıya ve asimilasyona karşı direndikleri için lanetlenenler selamlanmalıdırlar. Lanetlenmesi gerekenler; zulme karşı direnenler değil, Kıbrıs’dakini, Bosna´dakini kahraman, benzer haksızlıklar için, üstelikte kendi topraklarını işgal etmiş, kendisine zulüm yapmış insanlarla kardeşçe yaşamak isteyen Kürtleri ‘vatan haini’, terörist ilan edenlerdir.
Lanetlenmesi gereken; vapur kaçıran Çeçenleri kahraman gibi karşılayıp, 29 Ekim 1998´de Adana-Ankara seferini yapan uçağı kaçırarak insanların kör, sağır ve dilsiz ‘üç maymun’u oynamalarına bir son vermek, karanlığa ışık tutabilmek için yaşamını feda eden bir insan güzelini “cani” olarak gösteren güçlerdir. Kaldı ki bu insan, sizlere sunulduğu gibi “cani” biri olsaydı, elindeki bombayı on kez patlatırdı. Ama o, öldürüleceğini bildiği halde öldürmedi. O, elindeki bomba ile değil, bakışlarıyla öldürdü ‘üç maymun’u oynayanları ve ezilen insanlık, bu güzel insanın, yani kaybetmiş olduğu kendi insanlığının katlini televizyon başında zevkle izledi. Tıpkı dünyanın egemenlerinin Irak halkının üzerine bomba yağdırmasını seyrettikleri gibi. Unutmayın ki bir gün siz de bir uçak kaçırmak zorunda kalabilirsiniz ve bir gün sizin de başınıza bombalar yağabilir. İşte o zaman sizinle kader birliği yapacak ve sizinle aynı kaderi paylaşacak olan; kendi çocuklarını askere göndermemek için köşe bucak kaçırırken, yoksul çocuklarını davul-zurna eşliğinde, “vatan borcu“ diye askere (ölüme) gönderen, Kürtlere karşı yürütülen savaş üzerinden kasalarını iyice dolduran ve herhangi bir tehlike anında özel uçaklarıyla asıl vatanları olan Amerika’ya, Batı Avrupa’ya kaçarak, oralarda ki bankalarda bulunan şişkin hesaplarıyla yaşamalarını sürdürecek olan Çiller ailesi, Sabancılar, Koçlar, Demirel ailesi, Mehmet Ağar, Tayyip Erdoğan ve diğerleri değil, Kürtler ve diğer ezilenler olacaktır.
Bugün sizin üzerinize deli gömleğini giydirip, komşunuzu ve gelecekte kader birliği yapacağınız insanları, yani geleceğinizi linç ettirmek isteyenler, yarın da sizi linç ettirmekte ve “vatan haini“ ilan etmekte bir an bile tereddüt etmeyeceklerdir.
Unutmayın ki yakın geçmişte, 15–16 Haziran 1970´de ki işçi direnişinde, Tariş işçi direnişinde, Zonguldak madenci direnişinde “Vatanı Kurtarmak” adına sizin üzerinize polisi ve askeri gönderen güçler ile bugün “Vatanı Kurtarmak” adına size Kürtleri katlettirmek isteyen güçler aynı güçlerdir.
Keza batılı emperyalist efendilerin Türkiye için hazırlamış oldukları ve “24 Ocak Kararları” diye anılan yeni talan planını hayata geçirebilmek için 12 Eylül 1980’de, “günde otuz insan ölüyor“ bahanesiyle darbe yaparak yüz binlerce insanı işkence tezgâhlarından geçiren, on binlerce insanı zindanlara tıkan, binlerce insanı katleden ya da sakat bırakanlar da aynı güçlerdi. Ve darbecilerin gerekçesi bildik bir gerekçeydi: “Vatanı kurtardık!”
Onun için midir ki darbecilerin ilk icraatı grevleri ve işçi örgütlerini yasaklamak olmuştur?
Hayır, mesele “Vatan” falan değildi, asıl mesele sömürü düzenlerinin bir gereği olan “24 Ocak Kararları”nı hayata geçirebilmekti ve bu kararlar, grevler ve işçi örgütleri yasaklanmaksızın hayata geçirilemezdi.
Bundan dolayıdır ki öncelikle bir askeri darbenin koşulların hazırlanması gerekiyordu. Öyle de oldu. Uluslararası sermaye ve onun yerli işbirlikçileri (Sabancı, Koç, Alarko, Eczacıbaşı gibi holdinglerin yanı sıra Ordu, Emniyet, MHP, patronların temsilcisi politikacılar ve diğer çıkar çevreleri) hep birlikte askeri bir darbenin koşullarını hazırlamaya giriştiler. CIA ve CIA güdümlü Türk Kontrgerillası, MİT, Emniyet Teşkilatı ve “vatan kurtaran” Mehmet Ağar, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, İbrahim Çiftçi gibi katiller; hep birlikte ülkede tam bir terör havası yarattılar. Bu teröre, yani batılı zengin güçlerin ve Türkiye’de ki yerli işbirlikçilerinin ezilenlere karşı planlarına ilk tepkiyi gösteren devrimci güçler oldu. Bu karşı koyuşa zenginlerin resmi ve sivil kolluk kuvvetleri aracılığıyla cevabı ise, Maraş´ta, Çorum´da toplu katliamlar örgütlemek ve sokaklarda, işkencehanelerde, dağlarda binlerce devrimciyi katletmek oldu.
Ordunun kol-kanat gerdiği çeteler cinayetler işledi, ardından, ordu parça parça sıkıyönetim ilan etti ve 12 Eylül 1980 sabahı askeri darbe yapıldı.
Bu oyun, Almanya’da Göçmenler üzerinde oynanan oyunun aynısıdır. Eğer hafızamızı da elimizden almadılarsa hatırlamaya çalışalım: sene 1992, Mölln’de bir Türk ailesinin evi yakıldı: Üç ölü... Sene 1993, Solingen’de yine bir Türk ailesinin evi yakıldı: Beş ölü. Her iki olayda da Alman devletinin açıklaması şöyleydi: “Almanya´ya çok göçmen geliyor, dolayısıyla da Alman gençleri bu durumdan kaynaklanan rahatsızlıklarını bu şekilde dışa vuruyorlar. Bu tür ‘üzücü’ olayların olmasını istemiyorsak, yabancıların ülkemize gelmesini yeni kanunlar çıkararak önlememiz gerekiyor. Ama gerekli yasaları çıkaramıyoruz, çıkaramıyoruz çünkü muhalefet karşı çıkıyor.” Bu açıklamadan anlaşılmasını istedikleri şuydu: Aşağıdan öyle bir tazyik oluşmalı ki, gerek parlamento içi gerek parlamento dışı muhalefet gerekse de göçmen örgütleri çıkarılması düşünülen yeni yasalara karşı direnç gösteremesin. Ne garip değil mi, göçmenlere karşı yasa çıkarılması için göçmenleri yakıyorlar; göçmenlerin yakılmaması için ise göçmenlerin bu ülkeye girmelerini yasaklamak istiyorlar ve bunun için de Almanya’daki göçmenlerden destek istiyorlar.
Bütün bunlar olurken asıl şaşırtıcı olan ise; göçmenlerin, kendilerine karşı çıkartılan yasayı “artık yakılmaktan kurtulacağız“ gibi bir saflıkla alkışlamış olmasıdır. Bu da insana ister-istemez Türkiye´de, “insanlar ölüyor“ gerekçesiyle, kendilerine karşı yapılan 12 Eylül darbesini alkışlayan insanları hatırlatıyor. Görüldüğü gibi bütün kapılar aynı yerlere çıkıyor ve bütün kapıların ardında aynı güçler var.
Dikkat edecek olursak bütün olayların birbiriyle bağlantısını kurmak zor değil ve bu bağlantıları kurmaya çalışırken insanın aklına bir yığın soru geliyor. Mesela, 11 Eylül 1980 tarihinde, ülkenin üçte ikisi sıkıyönetim ile yönetilirken, yani ordu fiilen iktidarda iken, “ülke bölünmenin“ eşiğinde iken, nasıl oldu da 12 Eylül sabahı “ülke bölünmekten kurtarıldı“?
11 Eylül´de ki ile 12 Eylül´de ki aynı Ordu değil miydi ki, bir gün önce “başarılamayan“ bir gün sonra “başarıldı“? Mademki darbe “terör var, ülke bölünüyor“ diye yapılmıştı, neden yapılan ilk iş, grevleri yasaklamak ve işçi ücretlerini dondurmak oldu? Sahi, terörü önlemekle, grevleri yasaklayıp işçi ücretlerini dondurmak arasında nasıl bir bağlantı olabilir ki? Yoksa çalışma koşullarının düzeltilmesi ve işçi ücretlerinin artırılması için mücadele eden grevci işçiler miydi “terörist” olan? Tabii ki değildi. Nasıl ki 1993 yılında Almanya’da çıkarılan göçmen karşıtı yasa, göçmenleri yakılmaktan kurtarmak için çıkarılmadı ise, 1980 12 Eylül askeri darbesi de “vatandaşın can güvenliğini korumak ve ülkeyi bölünmekten kurtarmak” için yapılmadı. Dolayısıyla da bu tür açıklamalar tam anlamıyla bir komedidir.
Trajik olan ise ezilenlerin, “asın bunları paşam, asın“ diye bağırarak darbecilerin katliamlarına ve yakılmaktan kurtuluruz umuduyla “daha fazla göçmen gelmesin“ diye bağırarak, yoksullaştırılmış dünyanın ezilenlerinin, bizzat bunun nedeni olan Batı’ya göçünün engellenmesinde Batılılara omuz vermiş olmasıdır. Hâlbuki asılan da, sınır kapılarından kovulan da ezilen insanlığın kendisiydi.
Ezilenler, yani sizler, “Günde otuz insan ölüyor“ diye, “vatan elden gidiyor“ diye sizi bu cinayete ortak edenlere inandınız. Hâlbuki “her gün otuz insan ölüyor” gerekçesiyle darbe yapılan bu ülkede, darbeci devletin insan yaşamına değer vermemesinden dolayı her gün otuz insan yalnızca trafik kazasında ölüyor ve yine her gün bu ülke de yüzlerce insan, parası olmadığı için basit hastalıklardan dolayı hastane kapılarında ölüyor.
“Ülke elden gidiyordu” efsanesine gelince; ülkenin en güzel yerlerini Arap şeyhlerine, Batılı zenginlere, yani yüzleri kendi yüzlerine benzeyenlere satanların, emperyalistlere ülkenin zenginliklerini pazarlayanların, ülkeyi borçlar karşılığında ipotek ettirenlerin, vurgunlardan ve talanlardan elde ettikleriyle Amerika´da çiftlik, İsviçre bankalarında şişkin gizli hesapları olanların kimler olduğunu aklı başında olan ve yüzü bu çirkin yüzlü çetecilerin yüzüne benzemeyen herkes görebilir.
Peki, Bütün Bunlar Bir Geçmiş Zaman mı Olmuştur?
Bu sorunun cevabı tabii ki ‘hayır’dır. Ezilenler egemenlerin yalanlarına ortak olmaya devam edip, Almanya’da yakılan Türk iken, Kürdistan’da Kürtleri linç eden, Almanya’da yakılan Yahudi iken, Filistin’de Filistinlileri yakan olmaya soyundukları müddetçe; ezilenlerin kaderi hiç değişmeyecektir ve bu zamana dek yaşananlar da hiçbir vakit bir geçmiş zaman olmayacaktır. Bu zamana kadar yaşananlar, her seferinde başka yerde ve başka bir adla yeniden yaşanacaktır. Egemen güçler oldukça onlar, tarihi kendi ihtiyaçlarına göre yazmaya ve tarihi ihtiyaçlarına uygun olarak yapmaya, ezilenleri ise bu sürecin piyonları olarak kullanmaya devam edeceklerdir.
Daha yakın zamanda Mersin’de vuku bulan “Bayrak olayı”nın akabinde Trabzon’da TAYAD’lı aktivistlere yönelik linç girişiminde bir kez daha gördük ki hiçbir şey değişmemiştir; imam da cemaat de aynıdır.
Senaryo aynıydı, karakterler aynıydı, değişen yalnızca karakterleri canlandıran yüzler ve fiilin gerçekleştirildiği mekân idi. Mekân bu kez Maraş, Çorum, Sivas değil; Trabzon’du.
Peki, ne olmuştu da Trabzon’da başlayan linç girişimi bir anda birçok kente yayılmış, memleket birden bire insanların linç edildiği bir alana dönüşmüştü? Daha birkaç yıl öncesine kadar, yani savaşın ağırlıklı olarak silahla yapıldığı zamanlarda her gün onlarca ölü ve yaralı geldiği halde bu boyutta linç provaları olmamış, özel savaşın ideologları “Milli Duyarlılık” naraları atarak, kitleleri soğukkanlı olmaya davet etmiş, kitlelerin sokağa çıkmasını engellemişlerdi. Alparslan Türkeş, “Devlet politikasına bağlı kalıp, kendi kitlesini zapt ettiği için “büyük devlet adamı” olarak selamlanmıştı. O günlerde “Milli Duyarlılık” sokağa çıkmamak iken, bugün birden bire “Milli Duyarlılık”, sokağa çıkmak oldu. Peki neden? Ne oldu da birden bire topyekûn bir saldırı başlatıldı? Cevap, bildik bir cevap: “birileri düğmeye bastı!” Hep aynı bildik cevap. Kim peki bu birileri? Herkes birilerinden bahsediyor ama kimse bu birilerinin kimler olduğunu bir türlü açıklamıyor. Kim sahi bu birileri? ABD? Eğer ABD ise, neden başka zamanlarda bu güç “Dost ve müttefik” olarak mütalaa ediliyor? AB? Eğer AB ise, neden bu oluşumun bir parçası olabilmek için bu kadar çaba sarf ediliyor? “Derin Devlet?” Neyin nesidir bu “Derin Devlet” denen şey ki, durup durup karşımıza çıkıyor. Eğer “Derin Devlet”ten kastedilen asıl devlet ise -ki öyledir- bu durumda suçlanacak bir şey yok demektir; Devlet, devletliğini yapıyor hepsi bu. Egemenlerin devleti zaten bunun dışında bir şey değildir ve yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her yanında egemen olan sınıfların devletleri aynı maksadı güderler ve aynı özelliklere sahiptirler.
Yok, eğer “Derin Devlet” diye adlandırılan güç, devletin dışında ama devletin içine sızmış bir güç ise; bu durumda neden tasfiye edilemiyor ki? Yoksa devletin gücü buna yetmiyor mu? Eğer öyleyse, bu durumda zaten devlet olan güç, devlet olma gücünü yitirmiş, tasfiye edilmiş demektir. Bu durumda da ortalarda dolaşan ve adına “Derin Devlet” denilen güce “Derin Devlet” demek yerine, ‘Yeni Devlet Gücü’ demek gerekir.
Ama “Derin Devlet” ya da “Çeteler” diye adlandırılan ekiplerin ifadelerinden okuyoruz ki, hepsi devlet adına çalışmışlar ve ne yapmışlarsa “bu vatan için” yapmışlar. Bundan dolayıdır ki hiç birine dokunulamadı ve bu şahıslar mahkemelerde ya da oluşturulan meclis soruşturma komisyonlarında “devlet sırrıdır” diyerek konuşmayı reddettiler. Dahası bu şahıslar gittikleri her yerde kahramanlar gibi karşılanıp, omuzlarda taşındılar. Demek ki asıl devlet, “Derin Devlet” diye adlandırılanmış; devletin “görünmeyen” kökleriymiş.
Daha önceleri onlarca kez izlediğimiz oyun bir kez daha sahneye konulmuştur. Oyun, bildik Oyun; iyi adam, kötü adam ve mutlak adaletin temsilcisi olarak oyunun sonunda sahneye çıkan Devlet.
Bu kez ise oyunda iyi adam Türkler, kötü adam Kürtlerdir; Yönetmen: Her vakit olduğu gibi yine Devlet.
Son Söz ya da İlk Söz Yerine
Kendini “Türk Kimliği” üzerinden ifade eden emekçiler!
Bu oyun daha önceleri defalarca, başka adlarda ve başka yüzler aracılığıyla sahnelendi. Sizler bu oyunu defalarca izlediniz ama hep aynı şeyleri anladınız. Çünkü oyunu ezilenlerin değil, egemenlerin gözleriyle seyrettiniz. Yani size gösterilmek isteneni gördünüz.
Şurası kesin bir gerçektir ki, eğer ABD ile Irak ve Irak Kürtleri üzerinden yaşanan krizi, ABD icazetiyle iktidar olan AKP ile Cumhuriyetten beri asıl devlet gücünü elinde bulunduran “Devlet Partisi” (Askeri ve sivil bürokrasi) arasındaki iktidar savaşını, Türkiye’nin en önemli ekonomik güçlerinden olan Ordu(TSK), MÜSİAD ve TÜSİAD arasındaki çatışmayı ve artık ertelenmesi mümkün olmayan Kürt meselesini anlamadan, bu oyunu izleyecek olursanız, bu kez de sonuç aynı olacaktır. Siz yine size gösterilmek isteneni görmüş olacaksınız.
Unutmayın ki, dün olduğu gibi bugün de egemen güçler bir paylaşım ve iç çatışma içerisindedirler ve bu çatışmayı, yani iktidar ve paylaşım savaşını dün olduğu gibi bugün de ezilenler üzerinden yürütmektedirler. Yoksa öyle denildiği gibi, Trabzon’da start alan olayların nedeni ne bayrak, ne millet, ne de “milli gurur”dur. Asıl neden; dün olduğu gibi bugün de, gerek “ulusal” gerekse de uluslararası egemen güçlerin çıkar hesapları ve savaşlarıdır.
Egemen güçler, bu karmaşık ve çatışmalı sürecin asıl nedenlerini ve içinde bulundukları açmazları ezilenlerin nazarından kaçırabilmek ve onların öfkelerini asıl yöneltmeleri gereken hedeften uzaklaştırmak için, her zaman aynı oyunu sahneye koydular. Oyunun adı hep aynıydı: “Ezan susmaz, bayrak inmez, vatan bölünmez!” Egemenler, dün olduğu gibi bugün de aynı oyunu sahneye koymuşturlar. Ne yazık ki bu oyun daha önce defalarca gösterilmiş olmasına rağmen, bu kez de başarılı olma yolunda. Önemli bir çoğunluk daha şimdiden “Milli Gurur” safsatasının militanlığına soyundu bile. Eğer bu çoğunluk, “Ekonomisi IMF tarafından yönetilen, yasaları AB’nin ve ABD’nin direktifleri doğrultusunda yapılan, insanları çöplüklerden yiyecek toplayan, hastanelerde rehin kalan bir ülkede “Milli Gurur” mu olurmuş?” diye sormazsa, oyun bu kez de başarılı olacaktır.
Ama henüz oyun devam ediyor ve henüz hiçbir şey için geç değil.
Yeter ki sizler, bu kez olsun yalanın militanı olmayı reddedin.
Bu kez olsun öfkenizi Kürtlere, yani kendi geleceğinize değil de, size Kürtleri, yani kendi geleceğinizi linç ettirmeye çalışanlara yöneltin.
Unutmayın ki, bunu yapmadığınız takdirde ne kendinizi kurtarabilirsiniz ne de suç ortağı olmaktan kurtulabilirsiniz.
|
|
Kimden: Semir 84.227.61.1*** |
10.02.2009 16:34:49 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
"Bir Türk Dünyaya Bedeldir"
Birde halklarin birbirlerine kirdirilmasi olayi vardir. Bu sekilde Baverin yazisina bir ekleme olur.
Köy koruculugu 1985 te cikarilan köy kanunuyla uygulamaya konuldu. Tipki 1885 yilinda Islam halifesi Abdülhamit tarafindan olusturulan Hamidiye alaylari gibi... Bu uygulama ile Kürtleri ikiye bölerken, Mezopotamia ve Anadoluda olusan yönetim boslugunu Kürtleri en iyi sekilde kullanarak Türkler egemenliklerini yeniden tesis ettiler. Suryani ve Ermenileri en iyi taniyan bu komsu kürtler basit çikarlar için Türklerin emri ile Komsusunu bogazlamistir. Karsilik olarak gencecik kizlar, araziler, tarlalar,kiymetli esyalar vb. seyler ganimet alinmistir. Bunu yapabilen bugün korucu olarak kendisine yöneltilmistir.
|
|
Kimden: firat 79.214.74.1*** |
25.02.2009 00:20:35 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ben yaliniz türk vatandasiyim bende derim ne mutlu suryaniyim yasasin tüm azinliklar yasasin özgürlük yasasin tum ezilenler
zalimin zulmu varsa mazlumun allahi vardir
SAYGILAR
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
25.02.2009 12:13:27 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sayın bawer bu yazıyı senmi yazdın bilmiyorum.Ama şu bir gerçek ki her kıtası kürt şövenizmini haykırıyor.Bırakın bu delikanlı kürtler ayağını.Senelerden beri yetti artık be.Bana bir avuç dava adamını göseripte koskoca bi toplumu aklayamazsın.Sunni kürdü alevisine hala bugün düşmanken geçin bu özgürlükçü mucadele ayaklarını.Bırakın şu kürt şövenizmini.Bawer kardeş senin süryani olduğunu bir mesajda okumuştum.Eğer bu yazının sahibi sensen sana sormak isterim:
1)Sen bir süryani olarak hala nasıl mezopotamyanın ve anadolunun ev sahibi olarak kürtleri görebiliyorsun.Onların toprakları işgal edilmiş gibi lanse edebiliyorsun sende hiç vicdan yokmu?(kürtler hala ırakta ve türkiyede süryanleri öldürüp işgal ettikleri toprağın üzerinedyken)
2)Evet kürtler vatana ihanet etmişlerdir.Çünkü bu vatan için zamanında SÜRYANİLERİ,ERMENİLERİ katletmişlerdir.Eğer bir süryaniysen hala nasıl savunabiliyorsun bunları.
Bırakalım kardeş kürt siyaseti ayağını.Eğer herangi bir halk kürtlerle sosyalizm uğruna savaşacaksa şunu bilsinki kürtler devrimden hemen sonra onları yok eder.Bu arada emekçileri hiç bir zaman kürtler temsil edemez.Emekçilerin ırkı,etnik grubu yoktur.Tekbir dünya halkıdır emekçiler.
..........KÜRT ŞOVANİZMİNE,FAŞİZMİNE HAYIR...........
|
|
Kimden: Sait 88.71.153.1*** |
1.03.2009 12:18:20 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Fırat adlı kişiye!
konu bilimsel bazda olmasa da, bawer arkadaş bunu irdelemek istemektedir ve vurgu da yerindedir. Kendisinin Suryani olup olmamasi fazla sorun getirmemektedir!
Yalniz sizin Suryani olmanizdan kuşku duymaktayım!!! Siz konuyu kürt dişmanlığına dönüştürmek istemektesiniz. Umarım yetkili kişi sizi uyarır!
|
|
Kimden: bawer 78.162.128.*** |
1.03.2009 13:35:56 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
sevgili baterist in yazısını okuyunca, bir an kendi içimde ki, o selzenişe kulak kabarttım. yazıyı benim, yazıp yazmadığımın önemi yok. cünkü; o yazıyı buraya taşırmış isem, bu; yorum a tümü ile katıldığım anlamına gelir. o nedenle, alıntıda olsa yorum a tümü ile katılıyorum. burada bir toplumu suçlu koltuğunda görüp, aklamaya çalişmiyorum. ki, öyle bir anlayışta, bir sosyalist-komünist için de, son derece sekter olurdu. evet süryani yim ben.ve bu duruşun gereği olarak, ukkth nı (ulusların kendi kaderini tayin hakkı)savunuyorum. öğrençilik yıllarımdan beri, kürt ulusal mucadelesine tanık olmuş, ve zaman zaman içerisinde yer almış bir süryani olarak, mucadelenin Hümanizm ini,ve diğer halklara yaklaşımlarını, öz de insani olan bu duruşlarını; Kürt Şövenizm i-Faşizm i olarak değerlendirmen içler acısıdır, bunu belirteyim öncelikle.
Bin yıllardan beridir, Mezopotam yada bir çok halk yaşamaktadır. Burada bir ev sahibinden bahsetmiyorum. bir çok ev sahibinden bahsediyorum. özellikle Kürt leri secmen gariptir. Kürt lerde bu halklardan biridir. bunu kimse yadsıyamaz-inkar edemez. hele bir mazlum hiç edemez.
1996 lı yıllarda Kürt Özgürlük hareketi, Lübnan da, Süryani patriği Üzerinden, süryani gençlerini örgütleyip, bölgede-tur-abidin de bir süryani hereketi başlatmak istedi. Özellikle Lübnan dan bir çok Süryani katılımı oldu. bir örgütlenme düzeyi yakalandı. ama biz gene kendi içimize çekildik. destek sunmadık. dünyadan haberimiz yok kalkıp, kendi yüzsüzlüğümüzü birilerine kakalamaya çalışarak, şövenizm ile suçlayabiliyoruz.
Trihte bir çok kıyımlar yaşanmıştır. bir yorumumda, özellikle 1900 lü yıllarda yaşanan, Ermeni kıyımında kullanılan Kürt lerden bahsetmiştim. o yazımı okumanı isterim. kısaçık değinmek istiyorum. Hamidiye alaylarını bizzat osmanlılar kurmuştu.alayları yönetenler, ya Osmanlı genarel leri idi, yada Kürt dere beyleri idi.Tarihi iyi inceleyin. iyi yorumlayın. aksi taktirde bir-bütün bir yorum geliştiremezsiniz. ben maşadan çok maşayı tutan elin görülmesi gerektiğini vurgulamıştım. halen de bunu söyluyorum.
Hala, kin de, düşmanlıkta israr etmek, ne bize, nede Kürt e; hiç bir şey kazandıramaz. aksine kaybettirir.
bir çok yorumum da, örgütsüzlüğümüzden bahsettim. bir duruşumuz yok. Legal, siyasal bir hareket başlatalım. o zaman her şey daha net anlaşılır.
Bir avuç dediğimiz hareket, milyonları sürüklüyor. bu bir değişim-dönüşümün mekanizmasıdır. tetiğidir. bunu kücümsemen çok saçmadır. Biz pasif konumda kalırsak, yakınmadan öte hiç bir kazanımımız olamaz.
sevgiler..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
2.03.2009 11:37:28 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sn Bawer;
Biz insanlara yaraşır tek dava tabii olarak insancılıktır.
Yani humanizmdir.Bu dava tüm ırkların,kültürlerin,dillerin insanlık potası içerisinde eridiği ve artık tek bir insan kültürünün,ırkının hakim olması amacının davasıdır.Kimse bunu yadsıyamaz.Ve çoğu dinlerin,ütopyaların amacıda budur.Yani Özümüzdür.
İnsanı veya bir insan grubunu izlediği yoldan,davadan dolayı yüceltmek insanlığa yaraşır bir davranıştır.Ama bu
hümanist grubun davasını bir etnik gruba veya ırka yüklemek şövanizmin, ve buna bağlı olarak yeri geldiğinde faşizmin ta kendisidir.Evet nasıl olurda büyük bir insani mücadeleyi bir grup kürde yükleyipte,yeri geldiğinde olmadığı halde mezopotamya halkı yapan,yeri geldiğinde bu toprakların sahibi yapan bir anlayış güdebiliyorsunuz.Ve yine vurguluyorum, Sunni kürdü bugün hala Alevi kürdüne düşmanken nasıl oluyorda kürt etnik grubu bu davanın tek delikanlı savunucuları oluyorlar.Bugün hala faşist partilerin çoğu oylarının çoğunu kürtlerden aldığı belliyken hangi poliüretar hareketten bahsediyoruz.
Aşağı yukarı 100 sene önce iranı bölme suçuyla kaçıp kuzey ırağa yerleşen kürtler,şu anda ve tarihde bir devlet olmadığı halde o topraklara kürdistan derken,süryanilerin topraklarını şu anda işgal ettikleri halde,fakat amerika zulmunun yanında oldukları için o toprakların sahibi oldukları halde,Irak-Amerika savaşında binlerce sivil öldüğü ve hala ölmekte olduğu halde ve kürtlerin böyle bir durumda süleymaniyede maç seyredip,piknik yaptığı bir durumda,Irakta özgürlkçü,demokratik,sosyalist BAAS REJİMİ nin bir numaralı düşmanları ve amerika işbirlikçileri olduğu halde hangi evrensel kürt mücadelesinden bahsediyoruz.Evet bu gerçekleri görmezlikten gelip nasıl haklı bir dava olarak kürtlerin mücadelesini göstere biliyoruz.Yine vurguluyorum;bu mücadelenin içerisinde bir avuç kürt var.Onlar istisnadır ve mücadeleleri gizlenemez,yadsınamaz.Ama bu mücadele büyük bir etnik topluma maal edilemez.
Bu arada kürtlerinde,türklerden bir farkı yoktur yer işgali konusunda.Kürtlerde mezopotamyanın yerli,asıl halkı değildir.Bunu ben uydurmuyorum bilim-tarih söylüyor.Eğer sizlerin bahsettiği gibi kürt mücadelesi,kürt ulusal boyutundaysa,o zaman kürtler Demokrasi ve özgürlük davasını benimsemeden önce işgal ettikleri toprakları sahiplerine geri vermelidirler.Uğruna kıydıkları canlar için ulusca özür dilemelidirler.Aksi halde davalarında haksızlar.Şu An ise bu durum geçerli.Hala gayri müslimlerle uğraşıyorlar,arazilerine dava açıp bide toprağımız işgalediliyor diyorlar.
Geçeceksinizlübnan hareketini,kuzey ırak hareketini.Sizlerin dimağındaki 1900 yılların kıyasıdır.Ama ben sizlere söyliyim;1900 lü yıllardan öncede bu kürtler gayri müslümlere düşmandı.Eğer bugün bu topraklarda adımız,dilimiz yoksa onların sayesindedir.Kürtler hala hristiyanları öldürdüğü günleri bayram olarak kutlamakta,anadoluda,ırakta...Lübnan süryanileri tabii ki kürtlerin özgürlük mücadelesine katılmıycaklar.Oralar zaten süryanilerin toprağı.Ne yani kürtler gibi daha dün gelmiş bir grupla işbirliği yapıpta kendi topraklarınamı yabancı düşsünler.Tarihi soykırım gerçekleri varken bu fedakarlığı kürt işbilirçilerinin ortadoğuyu haksız yere sahiplenme politikalrına el ayak olsun diemi yapsınlar.Realite böyle.Ve bu realitei hiç bir akım,felsefe,din değiştiremez.
Süryaniler niçin pasif bunu hiç düşündünüzmü.Çünkü etrafı kalleş halklarla dolu.Süryaniler niçin mücadele vermiyormuşmuş.Iraktaki süryaniler silahlı mücadele bile veriyorlar.Bunu niçin görmezliken geliyorsunuz.Kürtlere karşı hala var oluş mücadelesi veriyorlar.
Öyle beyoğlunda kaçak çayda iki çay içip de kürt siyaseti hakkında konuşmakla,tartışmakla olmuyorbu işler.
Kürtlerin düşmanı değilim.Kürtçenin düşmanı değilim,Kürt kültürünün düşmanı değilim.
Ben yalnızca işbirlikçilikle,bin senelerden bu yan buranın halkı olan grupların topraklarının üzerine oturmaya çalışan kürtlere düşmanım.Yoksa o bir avuç insanın davasına,mücadelesine saygımız sonsuzdur.Ama dediğim gibi gerçekler gerçekten acı....
|
|
Kimden: abgar 78.182.174.*** |
2.03.2009 13:16:17 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sayin baterist gecmiste olan olaylara tepkinizi anliyorum cunku hepimizin ailelerinde (suryani-ermeni ailelerde)oyle anilar warki insanin tuylerini dinlerken bile urpertiyor.Sayin baweride anliyorum bir varolus cabasina(kurtlere) saygi duyuyor belkide icinden keske biz suryanilerde onlar gibi orgutlenebilseydik diyor(turkiye icinde legal anlamda ).Benim sahsi fikrimde turkiyede bir lobi olusturulmasi yonunde yani orgutlenme kulturumuzu yasatacak dilimizi dinimizi koruyacak asimile olmamiza engel olacak bir orgut. . . saygilar
|
|
Kimden: Özcan 88.247.129.*** |
2.03.2009 13:43:18 |
Cevap: Empati |
Önemli olan meseleyi münazara şekline sokup herkesin kendi fikrini kayıtsız şartsız kabul ettirilmesi olmamalı. Gerçekten de birbirimizin penceresinden bakabildiğimiz ölçüde uzlaşmaya yakın olabiliriz. Ayrıca yeri gelmişken bence eğer bir başkasının yazısı bu sitede paylaşım için konuyorsa ve eğer yazının sahibinin de ismi varsa o mesajda yer alması gerekir. Fikri hakların korunmasına bu platformda destek vermek gerekir.
|
|
Kimden: bawer 78.162.190.*** |
2.03.2009 14:28:58 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
yazı benimdir. yorumlar gönderdiğim, ve katılımcısı olduğum bir çok forum var.o forumlardan birin de, geliştirdiğim bu yorumu buraya taşırdım. fikri haklara saygım var. başka kişilere ait olan yazıların altına isim vermeden alıntırıd diye not düşüyorum.
Baterist, ben merkezci tutumundan vazgeç. Hümanizmden bahsediyor isek, öncelikle ilkeli bir duruşumuz olmalıdır.
ben burada anlık tepkiler, kısmi çıkarlar uğruna birilerine avukatlık etmiyorum. bu böylece bilinsin. ve buna göre bir empati geliştirilsin.
barzani ve talabaniye karşi en az senin kadar şiddetli bir eleştiriel duruşum var. ben ayak siyasetini, simsarlık siyasetine yeğlerim. cünkü; en azından kendi içerisinde bir barış zemini aramktadır.. bağnazlık değil..
şu an için fazla zamanım yok.. musait bir zamanda yorumuna dair geniş bir yorumda bulunmaya çalişacağim..
sevgiler..
|
|
Kimden: bawer 78.162.190.*** |
2.03.2009 14:34:46 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bir şey daha ifade etmek istiyorum.. süryani forumda, yorumların nitelik kazanması beni çok sevindirdi.
kendi içerisinde noksanları/eksikleri olsada, en azından belli bir netelik kazanmaya başladık sanırım. o saçma sapan aşk-meşk dedikodulardın sıkılmıştım zaten. sanki en yakıcı sorunumuz cinsellikmiş gibi, kişiler bastırılmışlıklarını taşıyorlar sürekli. bu anlamda bu tür yaklaşımlara karşıda bir eleştiri olarak görülebilir yorumlarımız.. tartışarak uzlaşı noktasına varacağımızı umut ediyorum. emeğinize sağlık. ve lütfen katılımcı olun..
|
|
Kimden: Semir 85.5.226.9*** |
2.03.2009 21:07:40 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Bawer in yazmis oldugu yorumu objektif bir bakis acisiyla yazdigi kanisindayim.özellikle yazinin girisi yoruma hiç yer birakmamaktadir.Baterist arkadasin degimiyle Kürt sovenizmi yapiyor demesi onun dar humanistligine bagliyorum. Aslinda burada amacimiz yalnizca kürtleri tartisiyor olmamamiz gerekir. Dogal olarak bir halkin var olma konusunu tartisiyorsak ve konunun daha iyi anlasilmasi için bize en yakin olan ve yabancisi olmadigimiz kürt mücadelesinden örnekler verilmesi niye bu kadar tepkiye neden oluyor anlamis degilim. Her halde Kübadan, Darfurdan,Filistinden veya viyetnamdan çok Kürt ulusal mücadelesi bizleri daha çok etkilemektedir. örnegin; Nijeryada bir patlama sonucu öldürülen 500 kisi ile kendi mahallemizde oldürülen 5 kisinin etkisi misali gibi. çünkü mahalede öldürülenler gündemimiden günlerce çikmazken, Nijeryadaki patlamayi haber olarak okur geçeriz. Birileri Kürtlere seppati duyabilir veya kendisini kürt olarak görebilir. Ama bizim istedigimiz her seyden önce Suryani sorununu bilimsel bir temelde tartismak ve bunun geregini pratikte uygulamaktir. Eskiden Süryanilerde egemen olan anlayis "Süryanilerden bir sey çikmaz" idi. Ama bugün bu silik ve korkak anlayisin artik horlandigini görmekteyiz. özellikle yurtsever olmayanlar toplumdan tepki görmektedir. " her erin gönlünde bir aslan yatmaktadir" misali gibi her Süryaninin gönlünde de artik yurtseverlik gelismektedir. Dikat edilirse tarihteki olaylari tartisirken Kürtlerin oynamis olduklari tipki türkler gibi rollerinden, katliamlarindan söz ediyoruz. Burada amacimiz halklari kötülemek olmamali. Ama rejim ve feodal asiretlerin kahpeliklerinide unutmayacagiz. Hatirlamakta yarar var, geçenlerde Ahmet Türk Midyatta Tarihte olanlardan kürtler adina özür diledi. Bence burada bir büyüklük gösterdi. Tabiki bunun Kürtlerin aklandigi anlamina gelmez. Su anda zaten fazlasini beklemek saflik olur. Kürtler iktidar olurlarsa taleplerde farkli olacaktir. Peki T.C adina niye birisi çikip ta Süryanilerden özür dilemiyor. Mademki güçlüdürler niye bundan çekiniyorlar? talancilik, inkarcilik niye halen devam ediyor. Bunlar üzerinde durursak daha gerçekçi olmazmi?
Birileri örgütlü olmadigimizi söylüyor. Bunlar halen dünyaya zindan penceresinden bakmaktadirlar. Söyle normal pencereden bakarsaniz dünyayi genis bir açidan görür, MUB (Betnahrin ulusal meclisi) den haberiniz olur. GHB olarak nasil Bethnahrinin bütün parçalarinda örgütlendigini, Daglardaki gerillalariyla ne tür fedakarliklar yaptiklarini, Abgar ve Mihayel Cudi yoldaslarin sehadetleriyle nasil tarih yazdiklarindan haberdar olursunuz sevgili yurtseverler. Lütfen gerçekçi olalim.
|
|
Kimden: abgar 78.182.174.*** |
3.03.2009 01:08:49 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
SURYANI sorunlari diyoruz.Oncelikle sorunlar nelerdir onlar belirlenmeli suryanilerden bisey olmaz gibi iptidai bir anlayistan kurtulmaliyiz.Genel sorunlarimiz nelerdir? ve gundemimizdeki sorunlar nelerdir?Bunlari kavramaliyiz.
Turkiyedeki Suryanilerde okumus zumre hazir kaliplasmis sloganlarla fazla birtakim seyleri gozardi ediyor.Bu nasil degisir?Nasil olurda bu millet daha somuta iner?Somut deliller arayan,ona gore kavramlastirilan bir gecmis merakina kavusabilir?bunlari irdelemeliyiz filoloji(suryanice) de halledilmesi gereken ayri bir sorunumuz.
Sevgili semir biryerde bana dokundurmus orgutlu olmadigimizi soyledigimden zaten yukaridaki yazimi dikkatli okursan parantez icersinde yazdim(turkiye icinde legal anlamda). . . bahsettigin mihayel cudi kuzey irak mensegili hollandada yetismis bir kahramanimiz.
SAYGILAR
|
|
Kimden: beer 217.162.115*** |
3.03.2009 03:19:41 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
EVET CONU NE MUTLU TURKUM DIYENE ?biz suryani olarak turkiyeli oldugmuzu hatirlatmak iyi olur diye dusunuyorum. bakiyorum burda bazi kendi idiyoloji tarafini savunan kisilerde varligini ve mesajlari olmak uzere tek bir sey soylemek gerekirse buda milletimizin cikari icin ne gerekirse yapmaktan kacinmiyacak yurt seven insanlarimiz her zaman direnis ve ozgurluyumuz icin ister kutasal topragimizda ister diyasporada butun partilerimiz elerinden geldiyi kadar gereyini yapmaktadirlar.lutfen semir bey beni yanlis anlama sana diyeceyim butun sahidlerimizi anmakla bence dogrudur. CUDI VE MIHAYEL DE hepimizin kalbinde yasiyorlar. sloganimiz sahitler olmezler. onlarin kani yerde kalmaz. bunuda eklemek lazim mazapotamya her parcasinda dusen sahidlerimiz gibi.bunlar GHB. VEYAHUTA MUB( betnahrin ulusal meclisi) kendisina mal etmesi sence dogrumudur.?
|
|
Kimden: Esra 80.227.127.*** |
3.03.2009 08:32:16 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Ya bu kurtlere sasiyorum.Suryani sitesinde bile lobi cikar pesindeler.Turkler tarafindan kullanilmadilar hicbirzaman.Kendi emelleri dogrultusunda hareket ettiler.Allah askina bugun kurtler her yerde sorunlu.Suriyede Kamisli,Haseke dolaylarinda Suryanilere bela olan kurtleridemi Tukler kiskirtiyor...Gecin bunlari..Kurtler,kurtler.....:)
|
|
Kimden: Özcan 88.247.129.*** |
3.03.2009 10:30:28 |
Cevap: Yarıştırılan Acılar |
Genellemeler kadar tehlikeli bir durum yok şu dünyada. İktidarın mazlumu ezici gücünün mazlum iktidara geldiğinde de aynen uygulandığını tarih gösteriyor bize. Kim kimi kışkırtmışın peşinde olmaktansa geçmişten ders alıp yarınlarda aynı tuzağa düşmemeyi, insan olmanın erdemini öğrenmek zorundayız. Süryaniler e bela olan kürtler diye bakarsak penceremizden, onların arkasındaki güçlerin kimler olduğunu sorgulayıp sistemin kilit noktalarına bakmazsak ne farkımız kalır diğerlerinden. Şahsen bu platformda onlar bunlar yaftalamalarından rahatsızlık duyuyorum. Süreç her toplumun kendi taşlarını döktüğü, acılarını ve acıttıklarını anladığı bir yola sokulursa anlamı olur; yoksa sürekli en mağdur benim bayrak yarışındaysak vay bizim geleceğimize...
Saygılar;
|
|
Kimden: bawer 88.249.11.2*** |
3.03.2009 12:51:11 |
Cevap: antipati yerine.. |
sevgili özcan fikirlerine katılıyorum.
tarih yoksunu toplumumuz ne yazık ki, kendi pasifizmini başka toplumlara mal etme, bu vesile ile kendi korkularındna yüzleşmekte kaçınmaktadır. Kürt ü eleştirmek kolaydır yada bir başka toplumu.. ama ne yazık ki, bunun ötesine gecmemekteyiz. bazı arkadaşalrımız türkiyelilik olgusuna sempati ile yaklaşırken, Kürt leri direk suçlu koltuğuna oturtmayı yeğliyor. ve böylece bir düşman yaratarak piskolojik bir rahatlamaya gidebilecek araçlar geliştirdiklerini düşünüyorlar. öyle yada böyle, beğenirsiniz-beğenmezseniz. bir bu toplum ile birlikte yaşıyoruz.
esra arkadaşımız; süryani forumu süryanilerin tekelinde görmek yanlıştır. bölgemizin kozmo-politik yapısıda buna elverişli değildir-olasa dahi, biz çok renklilikten yana olmalıyız. bu birlikte yaşamın gereğidir.
şurada bir çok Kürt arkadaşımızın olmasını, yorumlara katılmalarını gönülden istiyorum-siz karşı olsanız dahi..
çünkü; eğer birlikte yaşayacak isek başka alternatifimiz bulunmamaktadır-yoktur.
sevgili esra ya; eğer Kürtler her yerde sorun iseler, şöyle durup biraz düşünmeniz gerekir.. 80 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca, resmi rakamlara göre 39 isyan. ve bu isyanlar sonucu yüzbinlerce ölüm. bunun sosyolojik kaynağı nedir diye düşünüp, bir araştırma yapmanız gerekir.
o zaman, bir totale çıkabilirsiniz. kalıpcı-kinci yaklaşımlar ile sürekli bir antipati içerisinde olmak, taktir edersiniz ki, hümanizm ile çelişir.
katılımcı olan Kürt yoldaşlarımızın, samimi bir öz-eleştiri vereceklerine yürekten inanıyorum. onlar içinde bu, hümanizmin bir gereğidir-onlarda bunun bilincindeler.
bizde bir çok kürt forumda lobi yapmaktayız. bunun bir sakıncası yoktur kanımca. samimi bir şekilde ortaklaştıracağımız bir yaşam için, ortak yaşamın gereği olarak barışı temellendirmek için lobi olmalıdır. aksi taktirde bir-birimizi nasıl anlayabiliriz.
biz gayrimuslimlerin, her platforumda kurtlere mal ettiği şu olaylara bir göz atalım;..
Osmanlı işgalindeki Balkanlarda, ulusal ayaklanmalar, Osmanlıyı zor durumda bırakıyordu. 19 yy sonlarına doğru, Osmanlı balkanlardan tamamen çekilmişti. Osmanlı Avrupa’daki zengin haraç alanlarını, kayıp ettiği gibi, buralardaki köle pazarlarını da kayıp etmişti. Artık asker bulmakta zorlanıyordu. İdrisi Bitlisi aracılığı ile Osmanlılaşan Kürdler de, Osmanlıya asker vermedikleri gibi yapılan antlaşma gereği, haraçta vermiyorlardı.
Bu koşullar altında, tahta Abdul Hamit çıktı. Sarayın sözü dinlenir danışmanları da müttefik Almanlardan oluşuyordu. Alman danışmanların da tavsiyesiyle, Hamidiye Süvari Alayları oluşturuldu.
Bu biraz da Rusların oluşturduğu Kazak Süvari Alayları örnek alınarak yapıldı. Osmanlı’ya asker olmayan Kürdleri, kendi özel koşulları içerisinde, Osmanlıya bağlı bir orduya dönüştürdüler. Hamidiye Süvari Alaylarına Müslüman Kürd aşiretleri, Kara papaklar ve Arapları aldılar. Kızılbaş, Ezidi ve Dürzî gibi, Müslüman olmayan Kürd aşiretlerini almadılar. Çünkü Abdul Hamit’in fikri sadece Kürdlerden bir ordu oluşturmak değildi. Aynı zamanda Hamidiye Süvari Alayları vasıtasıyla, Anadolu’yu İslamlaştırmaktı. Çünkü Osmanlı Hıristiyan topraklarını kayıp etmişti ve bu durumun başka gayri Müslim toplumlara örnek olmasını da istemiyordu. O sıralarda, Anadolu nüfusunun yarıya yakını gayri Müslimlerden oluşuyordu. Kürd toplumu Müslüman ama dindar değildi.
Hamidiye Süvari Alayları sahibi olmak, o aşirete birçok avantajlar sağladığı gibi, sırtını Osmanlıya yaslayarak, çevre aşiretlere üstünlük sağlıyordu. Toprak kullanımı, vergi muafiyeti, para yardımları, ordunun masraflarının devlet tarafından karşılanması ve üstünlük yaratmak isteyen bazı Kızılbaş ve Ezidi aşiretleri bu alaylar için müracaat ettilerse de kabul edilmediler. Ancak bu müracaat sahiplerinden bazıları, onbaşı rütbesiyle deneme süresine tabii tutuldular. Buna rağmen daha sonra bunlardan hiç biri alınmadı. Hamidiye Süvari Alaylarına at ve katır temin etmek için Osmanlı; Ezidi ve Kızılbaş aşiretlerde at ve katır gasp etti. Hamidiye’lilere bedava dağıttı. Hamidiyeliler Osmanlının koruması altındaydı ve aynı zamanda Asakiri Mansurei Muhamediye ordusunun da bir parçasıydı.
İşte bu durum, o güne kadar Müslüman ama dindar olmayan Kürdleri dindarlaştırmaya başladı.
Hatta hala Müslüman Kürdler, asker ocağının, Muhammet ocağı olduğunu söylerler. Hamidiyeliler, Osmanlının yerel yöneticilerinin denetiminde, çevresindeki gayri Müslimlere saldırmaya başladılar. Öncelikle daha azınlıkta olan Asurîler, Keldaniler ve diğer topluluklar katledildi. Mallarına Hamidiyeliler el koydular. Bu durum Hamidiyeliler sevindiriyordu. İlk büyük katliam, Botan bölgesinde Ezidi Kürdlere karşı yapıldı. Bazı tarihçilere göre on binlerce ezidinin katledildiği, bir o kadarının da kaçarak canını kurtardığını söyler. Bu katliamlar Kızılbaş Kürdlere karşı da devam etti. Mesela Elazığ’ın Baskil ilçesinin bu günkü topraklarına sahip, merkezi bugünkü Zeve olan Kızılbaş Zeve aşireti yaşıyordu. Bunların yaylada olduğu bir sırada, Osmanlıların kontrolünde Hamidiye Süvari Alayları buraya saldırdı. Ele geçirdiği insanları öldürdü, köyleri ve ormanları ateşe verdiler. Mallarını talan ettiler. Hatta Şeyhülislamın bununla ilgili bir fetvası vardır. “Kızılbaşların katli vacip, malı helaldir.”
Bu katliamların çoğu onbaşı seviyesinde olan Kızılbaş ve Ezidi Kürd aşiretleri yapıyordu. Bunlar yaranma duygusuyla, onbaşılıktan kurtulup alay olma hevesiyle, İslam’ın kılıcını, Müslümanlardan daha çok kullanıyorlardı. Bunların çoğu Müslüman oldu. Bugünkü Hanefi Müslüman Kürdlerin tamamı, o süreçte Müslüman olan Kızılbaş ve Ezidi Kürdlerdir. Her şeye rağmen bunlar Osmanlıya yaranamadılar ve hiç biride Alay seviyesine yükselemedi. Bunları yaparlarken de Alayların yararlandığı hiçbir haktan da yararlanamadılar.
Alman danışmanların projesi tutmuştu. Kürdler hızla dindarlaşıp, Osmanlıya bağımlı hale geliyorlardı. Böylece Osmanlıda rahatlamış, çünkü artık Kürdlerin hiçbir Ulusal talepleri kalmamıştı. Birbirlerine karşı katliamlara girişmişler, Hamidiye Süvari Alayları da artık kendilerini Muhammed’in ordusu olarak görüyorlardı. Bu ordunun bulunduğu alanda, hiçbir gayri Müslim ün yaşama şansı kalmamıştı. Böylece de Osmanlı Anadolu meselesini, ucuz yoldan çözme fırsatı buldu.
Hamidiye Süvari Alaylarının sayısı 65’e çıkmış, bölgede, Asakiri Mansurei Muhamediyenin önemli bir gücünü oluşturuyordu. Hamidiyeliler durumdan son derece memnundu. Sıra eskiden beri Osmanlı için çıbanbaşı olan Ermenilere gelmişti. Çünkü Ermeniler, diğer Hıristiyan uluslar gibi, Osmanlıya karşı Ulusal mücadeleye hazırlanıyorlardı. En çok ta Osmanlıyı bu rahatsız ediyordu. Öyleyse bu çıbanbaşı yok edilmeliydi. Bu iş için Hamidiye Süvari Alayları olgunlaşmış ve yeteri kadar güçlenmişti. Osmanlı Asakiri Mansurei Muhamediyenin en iyi birliklerini ve Paşalarını da bölgeye gönderdi. Çünkü Ermenilerin kolay lokma olmadığını biliyorlardı. Osmanlının kontrolünde, Hamidiyeliler Ermenilere saldırmaya başladılar. İnsanları katlediyor, mallarını talan ediyorlardı. Savunma refleksliye Ermeniler de dağa çıktı ve karşılık vermeye başladılar. Hamidiyelilerin sıkıştığı yerde Omsalı ordusu devreye giriyordu. Bir süre sonra çatışmalar, Ermeniler ile Kürdler arasında kan davasına dönüştü. Karşılıklı birbirlerini katletmeye başladılar. Ermenilere karşı kan davasına dönüşen çatışmalar, Kürdleri iyice dindarlaştırdı. Ama Osmanlının amacı başkaydı. Bunu için provokasyonlar bile yapıyordu. Osmanlı Ermenilere karşı tam bir yok etme harekâtı başlatmıştı. Osmanlıların Ermenilere karşı yaptığı bir soykırımdır. Kürdler ile Ermeniler birbirlerine karşı katliam yapmışlardır. Her ne kadar 1915 Ermeni soykırımı kabul edilse de bugün oluşum süreci, yukarıda belirttiğim Hamidiye olaylarıdır.
Yukarıda da belirttik, Kürdler Müslüman ama hiçbir zaman dindar olmadan mütevazı yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu olup bitenlerden sonra Abdul Hamit Kürdleri dindarlaştırmış ve Osmanlıya bağlı bir toplum haline getirmiştir. Bu nedenle de, birinci dünya savaşı sırasında, Kürdler bir türlü, bu zihniyetten kurtulup ulusallaşamamışlardır. Bu gün hala bunu acısını çekmektedirler. İdrisi Bitlisiden sonra, Kürd ulusallaşmasına en büyük darbeyi Hamidiye Süvari Alayları vurmuştur.
İdrisi Bitlisi, mevki ve menfaat karşılığı, 25 Kürd mirliğini, Osmanlıya bağlamayı başarmıştır. Bu mirlikler yapılan anlaşmalar gereği, uzun süre huzur içerisinde yaşamışlardır. Ama bunların dışında kalan diğer Kürdler de aynı oranda baskı ve zulüm altına yaşamışlardır. Osmanlı da Kürdlerin sayesinde, bütün Müslüman Arap topraklarını işgal etmiş ve İslam hilafetini de ele geçirmiştir. 300 yıla yakın bir zaman bütün Arap dünyası Osmanlının işgali altındaydı. Bu ilk Osmanlı – Kürd ilişkilerinden sonra da ikinci ilişki Abdulhamit döneminde Hamidiye Süvari Alayı ile oldu.
Üçüncü ilişki ise, birinci dünya savaşı ile başlayan ve Cemal Gürsel cuntası ile pekişen bir süreçtir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, İttihat ve Terakkiciler Cumhuriyeti Kürdlerin desteği ile kurdular. Hemen arkasından ilk kazığı da Kürdlere attılar. Tek eğitim sistemine geçerek Kürdçe eğitimi, yani medreseleri kapattılar. Bunların yerine imam hatip okullarını açtılar. Amaç bu okullarda, Kürdleri dindarlaştırmak ve Türkleştirmektir. Kürd İllerinde devlet destekli tarikatlar Türk misyonerliği görevini sürdürüyorlardı. Binlerce kuran kursu, istihbarat elemanları tarafından yönetiliyor, garnizon komutanları ve Valiler bunlardan haberdardır. Geriye kalan Kürd çocuklarını da sayıları 700 den fazla olan Yatılı Bölge Okullarında, işini bitiriyorlardı. Bu okullardan mezun olanların çok azı, Üniversitelere girebiliyor. Bu nedenle de Kürd İllerinde Üniversiteli oranı çok düşük, zaten bu okulların amacı da sadece Kürd çocuklarını dindarlaştırmak ve Türkleştirmektir. Yani bunların görevi misyonerlikti.
Bu olup bitenlere itiraz eden, Kürdlerde devlete karşı çıktıkları için, katliamlardan ve işkencelerden geçirildiler. Cumhuriyeti kuran Osmanlı Paşaları, 1925’ten beri Kürdlere karşı savaşı sürdürüyorlar. Karadeniz Pontus Rumları bitti, Ermeniler bitti ama Kürdler bir türlü bitmedi. Bu durum Paşaların canını çok sıkıyordu.
Sonunda Cemal Gürsel cuntası oturdu, derin ve uzun vadeli hesaplar yaptı. Zaten yönetime el koyar koymaz, Sivas’taki cunta kampına 550 Kürd elitini çoktan toplamışlardı. Cemal Gürsel ve İsmet İnönü, biri Alevi diğeri Müslüman her ikisi de Kürd. Bunlar oturdular Kürdlerden kurtulma projesini hazırladılar. Projenin temelini inkâr ve imha oluşturuyordu. Buna ek olarak, bu güne kadar yapılan uygulamalar sürmeliydi.
Neydi bu uygulamalar? İslamlaştırma ve Türkleştirme hızla devam etmeli. Uygulamalara karşı çıkanlara ise devletin gücü gösterilmeliydi. Bu İslamlaştırma projesine Alevileri de dâhil ettiler. Bunu için ilk iş olarak, Cemal Gürsel Doğu İlleri ve Varto tarihi diye Alevilikle alakası olmayan saçma bir tarih kitabı yazdırdı. Kitabın ön sözünü de kendisi yazdı. Bu ön söz tam anlamıyla bir diktatörün saçmalarından ibaretti. Alevileri İslamlaştırırken de, Aleviliğin Hz. Ali ile başladığını iddia ediyorlardı. Günümüzde birçok Alevi bu saçmalığa inanmakta ve kendisini gerçekten en iyi Müslüman saymaktadır.
Sonuç olarak, Kürdleri inkâr ve imha projesinin baş mimarı, biri Müslüman diğeri Alevi olan iki Kürd kökenli, Türk Paşası idi. Bunlardan biri İnönü diğeri Gürsel. Bu Paşaların saçma teorilerine, ne yazık ki hala milyonlarca Alevi ve Kürd inanmaktadır. İşte, katiline aşık olmak buna derler.
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
3.03.2009 15:09:32 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Arkadaşlar bu konudan ve mesajlardan bir sentez çıkartıcak olursak benim ki şöyle olur;
1)Bawer arkadaşım aslında bizlere "Ne mutlu türküm diyene"
adlı,kendi geliştirdiği yorumu ile aslında biz süryanilere,bizlerinde kürtlerin siyaseti gibi bir siyasal oluşum içerisine girmemiz gerektiğini vurgulamaktadır.
SENTEZİM:Bawer arkadaş doğru söylüyorsun aslında.Ama bu düşünceni bize daha netbir şekilde,bizlere yol göstererek sunabilirdin.Oysaki makalende süryani adı bile geçmiyor.Bu makaleni benim yukarıdaki gibi yorumlamam gayet doğal.Bu yazında subjektif olarak kürtleri kullanmışsın.Bir bakıma doğrudur dediklerin ;ama objektif açıdan baktığım takdirde farklı şeyler çıkıyor ortaya.Kürtlerin hepsi katil olmadığı gibi hepsi çok iyi sevgi dolu birlekte yaşamayı bilen insanlarda değildir.Bu bilgi doğrultusunda
aslında böyle kürtleri genelleyen bir makale bile bu forumda yersiz.Çünkü her Süryaninin,Asurinin,Ermeninin,Yezidinin içerlerinde acıları vardır.Herkesden aynı tepkiyi bekleyemezsin.Veya her Süryani demokrat görüşte olmayabilir.Hatta aramızda Süryani faşistler bile olabilir.Demokratların herşeyi genelleyerek farklı etnik grupları yüceltmesi ne kadar normal ise bir faşistinde onları yok sayması gayet doğaldır.Bence böyle bir forumda süryaniler ile ilgili olumlu veya olumsuz bir düşüncen,yorumun varsa direk dolaysız yollardan bizlerle paylaşmalısın.Dediğim gibi yorumunda süryani adı bile geçmiyor.Böyle davranırsak subjeye biran önce ulaşamayız.
Ayrıca tarih konusuna gelince,yazılanların bana gerçek doğru olduğunu ispatlayamazsın.Bana ne bedirhan belasının yaptıklarını,ne de 1.dünya savaşında canlara kyan kürtleri,
nede yakın tarihimizde yukarıda ki 2.yorumumda ki yapılanları aklayabilirsin.Bana diyebilirsin ki "ben hiç kimseyi aklamıyorum".O takdirde böyle e-tarih dersleri filan vermeyi bırak.Hadi eskiden kürtleri türkler kullanmışta böle olmuş.Peki şimdi yapılanları nasıl görmemezlikten gelebiliyorsunuz.PKK diasporadaki süryanileri bile sömürmeye,rüşvet almaya devam ederken nasıl hiç bir şey yokmuş gibi hala kürtler hakkında genelleme yapıp konuşabiliyorsunuz.Bana PKK dan başka ulusal,özgürlükçü,demokrat kürt hareketi otoritesi gösterebilirmisin.Tabiki hayır.Lütfen gerçekleri görmemezlikten gelmeyelim.Biz süryaniler için veya biz hristiyanlar için insan sevgisi önde gelen bir buyruktur.
Her insan bizler için eşit babanın gözünde aynı değere sahiptir.İster Kürt,Laz,Çerkez ne olursa olsun.İsterse nijeryada ki bir olayda,isterse küba olsun bizim için insanlar eşitdir.Ama bazı kendini bilmezler,bu insani ırklara olan sevgiyi görmemezlikten gelip işin siyaset boyutuna girerlerse bütün akan sular durur.
Türkiyedeki süryani siyaseti konusuna gelince;Bizler kürt siyasetini örnek alamayız.Onlar türkiyenin 15 milyonluk nüfusunu oluşturuyor.Bu 15 milyon kişinin içerisinde sunnisi,alevisi birbirine düşman olanı var.Bizim örnek alacağımız grup kürt alevi grubudur.Onlarda olsun 5 miyon.Peki türkiyede 1 milyon bile süryani yokken çoğulcu bir toplumda nasıl yer alacağız.Peki T.C lozan da kendini inkar eden kürtlere bugün tanıdığı imtiyazları süryanilere tanıyacakmı?Bu soruların hepsinin cevabı hayırdır.Nüfus sayısına göre etnik gruplara adelet biçen,haklar veren bir sistemde yaşıyoruz.Çoksan düşüncen yanlışsada haklısın demektir.Kürt aileler niçin 10 çocuk yapıyor zannediyorsunuz.Bu çoğulcu ortamda haksızda olasalar hak sahibi olmak için.Ve oluyorlarda.Kürdistanı kuruyorlar.Şu an tüekiyede Kürdistan yavru vatan olabilirmi nidaları dolaşıyor.Belkide T.C buna yol yapıyor.Bize niçin bunu yapmıyor.Nufusumuz yok diyemi.Belki bu bir neden ama
Ne yani şimdi nufusumuz yok die kürtlerin arkasınamı sığınalım.Topraklarımızı yağmalayanlarla ve hala yağmalakmakta olanlarla bir mi olalım?Olalımda sonu tarihdeki gibi olsun?Böyle bir kadere sahip olan süryaniler Demokratik-Laik T.C siyasetinin yanında olamalı.Kürtlere bulaşmadan kendi haklarını kendisi çoğulluk oluşturarak istemeli,yapmalı.En azından T.C siyaseti avrupa yolunda yeri geldiğinde işgalci olduğunu kabul ediyor.Kürtler ne yapıyor.Bizim topraklarımızı türkler sömürüyor diyor.Bu sistemde çoğulluk olmazsa etnik haklarınızda yok demektir.Aslında Demokrasi ile Sosyalizmin ayrıldığı noktada budur.Biri yanlışda olsa çoğula hak veriyor,Diğeri ise sayı gözetmeksizin gerçek doğrunun peşinde.
Sonuç:Biz süryaniler demokratik haklara sahip olmamız için demokrat etnik grup yapısının gereklerini yerine getirmeliyiz.Çoğalmalıyız.Diasporadan geri dönmeliyiz topraklarımıza.Geçmişin hesabını sormalıyız.Ve gerek siyasi gerek kültürel bazda katil gruplardan ayrı durmalıyız.Onlardan rant sağlamamalıyız.Kendi başımıza olmalıyız.Aynen atalarımızın devletleri kurup yönettikleri gibi.Bizler onlardan farklı olmalıyız.Bu olması gerekenler ne kadar olanaksız ve olanaklıysa süryanilerin gelecekte var olmaları okadar olanaksız veya olanaklıdır.Ve bu uğurda hala geri dönüş çalışmaları yapılmaktadır avrupa-amerikada.Avrupada-Amerikadaki süryanilerin durumu etnik homojenlik bakımından daha iyi.Hemen Hemen çoğu genç aramca konuşuyor,Doğu Asur Kilisesi bu konuda çok titiz.
Hal böyleyken bir grup insan hala bizi bu hale düşürenlerin siyasi probagandasını yapıyor.Bence çok yersiz.Saygılar.
|
|
Kimden: Semir 84.226.145.*** |
4.03.2009 00:05:40 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
- Once Beer arkadasin söyledigi herkes kendi ideolojisini savunmaktadir söylemine cevap olarak; burada yazabiliyorsak düsünebildigimiz içindir. Ki Ideoloji görüs ve dogrulardan olusan, açik ve anlasilir bir bütünlük ortaya koyarken bir toplumun yasam kosullarini da düzenler.
Onun için degerli olan kavramlari gelisigüzel kullanmayalim. Abgar ve Cudi yoldaslar GHB kadrolari olarak sehit düsmüs ve Halkimizca sahiplenmislerdir dersek daha dogru olur.
- Baterist bey ise, güya Sentez yapmis ama antitezinden hiç farki yok. Ilkel milliyetçi gibi geliyor bana. Madem kürtler o kadar kötüdür çevren kürt dolu her gün bir kaç tanesini öldür de dogruluguna inanalim. Kafani Türkler gibi kürtlere takmissin. Edindigim tecrebeden, bu tür kisiler Suryani kurtulus mucadelesine en çok köstek olanlar olup hiç bir sey de yapmayanlardir. Sunuda bilki amacim kürtleri hiç ama hiçte savunmak degildir. Tarihi ve gunümüzün gerçeklerini Kürtler söz konusu olunca elestirilerimi gerekirse sertçe yapar ama dürüstçe, Mantikli ve uygun bir uslupla elestiririm.
|
|
Kimden: Semir 84.226.145.*** |
4.03.2009 00:08:42 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Ozcanin fikirlerine bende ketiliyorum.
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
4.03.2009 10:21:59 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Semir denilen ilkel olmayan ileri düşünceli insan.Adabımı illaki bozdurcaksın.Sen ne cahil,kendini beğenmiş bir insansın ya!
Bak kardeşim ben senin gibi aşırı derece yüksek,post modern,antifaşistler çok gördüm.İstanbulda beyoğlunda
git bak sol kafelere senin gibi yarım bilgili insanlar kaynıyor.Sen ideolojiden bahsetmeden önce düşünmeyi öğren bence.Gerçekleri kabullenmeyi,sabit bilgilere takılı kalmamayı öğren.Mücadeleden bahsetmeden önce uğruna mücadele verilecek konuyu bi anla!
Ben türkler gibi kürtlere filan takmıyorum.Konusu kürtler olan bi forumda lazlardan bahsetmemi beklemiyorsun herhalde.Ben kürtler hakkında hepsi kötüdür diye birşey demedim.Bu tamamen senin anlayış kıtlığındır.Okuduğunu anla sonra eleştiri yap!
Senin gibi aşırı anlayışlı ilkel olmayan,sol görüşlü,veya modern milliyetçi her neysen Senin gibiler katillerle beraber bu toprağın kadim halkına kuyu kazıp onları gömdüler.Senin gibiler neye inandığı belli olmayan tehlikeli kişilerdir.Yeri geldiğinde kürt hristiyan,yeri geldiğinde süryani olur senin gibiler.
Evet ben bir Doğu-Batı Süryani milliyetcisiyim.Ben 7.000
yılın milliyetcisiyim.Ben Samın çocuklarının Soyundanım.Dünyada ilk yazıyı kil tabletlere yazan halkın soyundanım.Şimdiki geleceğe yön veren matematik kanunlarını,geometriyi,astronomiyi geliştiren mezopotamyanın asıl halkıyım.Ben kendi ırkıma Aşığım.Varmı bir diyeceğin veya beni davamdan çevirebileceğin bir yalanın varmı?
Neymiş etraf kürt kaynıyormuşda çık sokağa bikaçtanesini öldürmüş. Bunu ancak senin gibi dar kafalı,okuduğunu anlayamayan insanlar düşünebilir.Ben hristiyanım ben insan öldürmem.Ben neye inandığımı bilirim.
Davam hakkında Senin gibi birine daha önce bu forumda Anası kürt-Babası türk bir şairin Ahmed arifin şu sözleriyle cevap vermiştim.Şimdide sana kapak olsun:
"Görecekler in , cin , kafdağının ardındakiler,Görecekler analar neler doğurur".
|
|
Kimden: bawer 78.162.179.*** |
4.03.2009 12:10:45 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Bırakın bu, ilkel-ilerici milliyetçilik tasfasını.. kaba-saba söylemlerler ile, sözüm ona eleştiri yapıyoruz. kendime aşığım adı altında bir milliyetçilik kokusu alıyorum sanki..
burada işlenmesi gereken, toplum/toplumlar için asğari müştereklerin kavramsallaştırlmaları, onun üzerinden teorikte olsa, bir yol haritası çizmek olmalıdır. arkadaşlarımız daha kavram kargaşası içerisindeler. moderne post-modern eleştirisi getiriyorlar. ama oda bir muamma şekilinde cereyan etmektedir.
öncelikle bir-birimizi hedef tahtasına koyup, yorumu kişisel bir sürtüşmeye dönüştürmekten kacınalım. bir tezi, cevabı olmayan insanlar saldırı pozisyonu alırlar. ve eleştiriyi hakarete dönüştürmeyelim. ayıptır.. bu kadar düştük mü?
samir, doğru olgular üzerinden hareket etmekte. yorumlarıda gayet iyi. bir cevabımız olacaksa, bu; olgular ve kavramlar üzerinden olmalıdır. kelimelerimizi dikkatlice seçmeliyiz. olması gerekende bu değil midir?
hepimiz bir takım farklı tutumlar içerisinde olabiliriz. bu tutumların gereği olarak, düşüncemizi ifade edebiliriz. hepimiz aynı düşünsel kalıpları taşıyacağız yada taşımamız gerekir diye bir kaide-kural yok. mahkum edeceğimiz şeye karşı doğru ve etik bir eleştiri anlaytışımız olmalıdır. sokak kabadayıları gibi külhanbeyi naraları atmadan.. dikkate alınması dileği ile..
|
|
Kimden: bawer 78.162.179.*** |
4.03.2009 12:17:08 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bir şey daha ifade etmek istiyorum. burada, yorumun bir kaç kişi üzerinden bir kısır döngü halini almaması için, foruma gelen arkadaşlarında, yorumlara dair düşüncelerini ifade etmeleri anlamlı ve doğru olacaktır. düşüncelerinizi ifade etmekten kaçınmayın lütfen. emeğiniz için şimdiden tşk ederim.
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
4.03.2009 12:42:43 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Semir ve bawer;
Hala yorumlarıma sizden mantıklı bir cevap almış değilim.
Zora gelince hemen yorumun sahibine dokundurmalar yapıyorsunuz.Amacımız, tartışarak belli konularda bir yere varmak.Yoksa onun dediği doğru,bunun dediği yanlış gibi kutuplaşarak bir yere varamayız.Çözüm istedininz çözüm ürettim.Ama semir ve bawer gibi ne konuda tartıştığını bilmeyen,izlenebilecek yollar sunmak yerine,bağnazlık yapıp o kokuyu bu kokuyu almak bizleri hiç bir yere götürmez.Lütfen mantıklı cevaplar verelim.Taraf tutmadan
konuya odaklanarak cevap verelim.Semir beyin tavırlarından nane olduğunu anlıyorum.Peki siz bawer bey mantıklı bir yorum geliştirinde bir sonuca bağlayalım.Ama tek taraflı değil.Benim ve diğer arkadşlarında anlatmak istedikerini göz önünde tutarak.Belli bir yere geldik herhalde.Ben sonuçlarımı yapılması gerekenleri nedenlerini sundum.Sizlerdende bekliyorum.
|
|
Kimden: bawer 78.162.179.*** |
4.03.2009 14:57:52 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
taraf tutmuyorum. dikkat edersen bir önceki yorumumda bir-birimizi hedef tahtasına oturtmaktan kaçınmamız gerektiğini dile getirdim. evet milliyetçi bir duruşun var ve bundan kaçınman gerektiğini dile getiriyorum. ben hiç bir halkı düşman sehpasında göremem. bu kendime, özünde tarihime karşı, ve benimsediği ilkelere terstir. yaşamsal duruşum ile çelişmekte. bir sentez olayından bahsediyorsun ki, ne dediğin anlaşılmayaçak düzeydedir. bir tez yok ki anti-tez olsunda sende senteze gidesin. benim söylediğim doğru düşüncesine saparak saldırıdan çok aslında kendini dışta tutma piskolojisi içerisinde olmakta yanlıştır. ne o nane-mane.samir nane, sende limon mu, oluyorsun?ne seni tanıyorum, nede samir i. burada, ortak müştereğimiz süryani olmamızdır. taraf olayı yok. düşüncesine katıldığım bir bireyin düşüncesini desteklediğimi dile getirmem seni neden yaralıyor? anlamış değilim. beyoğlu cafelerine eleştiride bulunuyorsun.. hoş, güzel.. ama sormazlar mı sen hangi dili kullanıyorsun? senin hakkında edindiğim izlenim,türk ortodokslak gibi konuşuyorsun. umarım değilsindir. neyse konuya dönelim. senin bize sunduğun bir yol haritası mı var ki, cevap bekliyorsun. hangi bilimsel temele dayanarak o yorumları geliştirdin lütfan bana izzah eder misin? hangi felsefik açılımı kullanıyorsun? sundum diye idda da bulunduğun, aslında, hiçte ortada olmayan, o sunu nun temellerini hangi ilkelere oturtuyorsn?
merakımı bağışla, eleştirilere neden bu denli sinirli, kaba-saba cümleler kullanarak cevaplar vermeye çalişiyorsun? senin hangi sözün beni incitebilir ki, tum tarihim incinmiş durumda iken? kendimize gelelim.
bahsı gecen tarihi bilgiler konusunda bana bir şey ıspatlayamazsın gibi bir cümle kullanmışsın. o halde bende sana tarih yoksunusun derim. mitaniler, urartular, medler, hurriler, kimdir bunlar? ve kaç bin yıllık tarihleri var?
bundan 100 yıl evvel hindistana gittik. şimdi biz orada birilerinin toprağını mı işkal etmekteyiz? barış içerisinde yaşayabiliyor isek, kimse kimsenin toprağını işkal etmemekte. bu benim inancım. ona bakarsan türkler yakın tarihte geldiler anadoluya. hadi onları anadoludan atalım? komik olmayalım..
birde; sana cevap veremediğimizi ve kaçtığımızı ima etmeye çalışmışsın.. konuyu başlatan biz, kaçan biz.. bu bir çelişki oluşturmuyor mu? öyle bir kaygım olmuş olsa, hiçte elimi taşın altına sokmam. diretebilir misin?
konuyu başlatan yorumu, ulusal yada kültürel anlamda, var olma mucadelesi veren, yada vermek isteyen bütün ulus ve etnik yapılara uyarlayabilirsin. bu o kadar zor mu? kürtleri secmem bu anlamda pratik bir mucadelenin olmasından kaynaklanmaktadır. senin başlattığın bir hareket varda; bunu engelleyen sistem-toplum yada unsurlara eleştiri getirmiyoruz. biz; nasıl bir yol haritası çizmemiz gerektiği konusunda bir önrekle kürtleri kullandık. daha ortada bir tez olabicek durum yok iken sen; anti-tezi gectin bir sentezden bahsediyorsun. hani gülsem mi ağlasam mı diyorum..
Türkiyenin Süryani siyaseti konusuna gelince, biz kürt siyaseti örnek alamayız demişsin. sayıları şü kadar.. şu,şu,şu kesimler birbirine duşman. bz alevileri örnek alabiliriz gibisinden. TR de bir alevi hareketi var mı? düşman kesimler bilinçsiz kesimlerdir. ki, bu her halkta mevcuttur. bizde yok mu? biz bir birimizi çok mu sevmekteyiz? iki yorum yaptık az daha birbirimize gireceğiz, haksız mıyım? iş tc ye kalırsa hiç kimseye imtiyaz tanımaz.. sen o kuşulları yaratacaksın.. mucadele edeceksin.. gerekirse, ölümün pahasına bedel vereceksin.. buna hazır olmalısın. lozanda kürtler oyuna geldiler. bizim gidip ermeni patrikhanesinin arkasına sığınıp, bizde soykırıma uğradık, bunu dile getirin dememiz gibi.. onlarda birilerinin arkasına sığınmaya çalıştılar.. ama tutmadı. inkara gidildi. kalkıp mucadele geliştirdiler. istersen 10 milyon olsun sayın.. örgütsüz isen hiç birşeysin.. öncelikle bir örgütlü gücün olmalı. bilimsel-felsefik bir temel üzerinden yön tayin edebilen bir örgütlülüğün olmalı. biz hala kilisenin arkasına sığınmışız. korkuyoruz.. kimsenin arkasına sığınalım demiyorz. ama şunuda yok sayamayız.. bu gün, kürtlerin mucadelesi sistemledir. kürt özgürlük hareketinin içerisinde bir çok türk unsurda mevcuttur. örneğin duran kalkan. geçmişte kemal pir. ali çiçek. hepside üst düzey kadrolardır. bizim geliştirebileceğimiz bir hareketin içerisinde, devrimci-demokrat kürt, türk, laz, çerkez, ermeni neden olmasın? bu birilerinin arkasına sığınmak mı demektir.. hayır tabiki.. toprağımızı kim yağmalamış? sana tarih yoksunusun demek geliyor içimden.. üsttede ifade ettiğim gibi, türk ortodoks milliyetçileri gibi konuşuyorsun. demokrasi nedir? öncelikle bana bunun tanımını yapmalısın.. tr de bir deokrasinin varlığından bahsedebilir misin? ediyorsan, bunun izzahını yapmalısın. yapamiyorsan başka şeyler düşünürüm senin hakkında.. ya kör olmalısın.. yada kısmi çıkarlar içindesin..akp miletvekili süryaniler hakkında neler ifade etti? bunuda senden duymak istiyorum. ama sen çok istiyorsan buyur git, demokratik-laik sistem içerisinde yaşamana devam et. bizda sana alkış tutarız. en azından t.c siyaseti avrupa yolunda ilerliyormuş..hakikatten sen avrupadan medet umuyor musun? dünyanın en büyük kapital-sömürgeci gücü olan, eşi benzeri bulunmayan sömürülerin merkezi olan avpupanın seni düşünebileceğini mi sanıyorsun.. aldanıyorsun. bu halde isek; bu birazda avrupanın ikiyüzlüğü yüzünden değil midir? yüz yıllardır bu haldeyiz.. neredeydi bu avrupa. atüm afrika onların sömürgesi, günde onbinlerce insan açlıktan ölüyor. avrupalılar ise güneşlenmek için yığınla para harcıyorlar. sana karşı bir empatileri olabileceğini mi sanıyorsun? aldanıyorsun. yoksa; sen onlara mı özeniyorsun? dikkat edersen sana karşı herhangi bir bilimsel jargon kullanmıyorum.. anlayacağını umut ediyorum..
son paragrafına katılıyorum.
evet süryaniler dönmeliler.. çoğalmalıyız. ve devrimci-demokrat kesimlerden de destek aramalıyız..tekrar dile getiriyorum, kiliseden medet ummayalım. evet katkıları beklenebilir. ama hepten kilise üzerinden gitmek bizi sonuca götüremez.
benim tezim; ukkth (ulusların kendi kaderini tayin hakkı)dır. bunu kültürel anlamda da ele alabilirsin. biz çok dağınıkta olsak, bunun yapımıza uyarlanabileceğini düşünüyorum.
benim tezim; Lenin in ulusal sorunlara getirdiği çözüm perspektifi üzerindendir..
Ulusal veya kültürel sorun, bir ulusun bir başka ulusun egemen sınıfları tarafından baskı ve egemenlik altında tutulmasından kaynaklanan siyasal bağımsızlık sorunudur.(biz buraya kültürel sorunlarımızı entegre edebiliriz.) Bu sorunun çözümü, ezilmekte ve egemenlik altında tutulmakta olan ulusun kendi devletini kurma hakkına dayanır.(günümüz koşulları devletci anlayışı ortadan kaldırmaktadır. mücadelemiz kültürel kimlik üzerinden olmalıdır.) Ezilen ulusların mücadelesi 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısında dünya politikasında önemli bir yer tutmuştur. Bu mücadeleler sonucunda birçok ezilen ulus, bağımsız bir devlet kurarak bu sorunu çözmüştür. Ulusal kurtuluş mücadeleleri Marksistler açısından meşru mücadelelerdir, çünkü tarihsel olarak haklı bir talep etrafında şekillenmektedir. evet..
UKKTH, Enternasyonalizm ile çelişir mi?
Tam tersine, bir başka ulusun kölece bir boyunduruk altında tutulmasına sessiz kalan bir işçi hareketi enternasyonalist değil, şovenist bir temelde şekillenmiştir. Ezen ulus milliyetçiliğine karşı savaşım vermeyen bir enternasyonalist yaklaşımdan söz edilemez. Ezilen bir ulusun bağımsız devlet kurma istemini gerçekleştirmesi, işçi sınıfının ezen ve ezilen ulusa mensup kesimlerini birbirinden uzaklaştırmaz. Tersine, işçi sınıfının bu farklı kesimleri ancak bu sayede siyasal bakımdan benzer bir konuma ulaşabilir ve asıl sorunun kapitalizm olduğunu, emperya-list-kapitalist dünya sistemi yıkılmadıkça, her türlü eşitsizliğin yeniden ve yeniden üretileceğini kavramaya daha açık hale gelirler.
Ezilen ulus, veya etnik gurubun milliyetçiliği ile ezen ulus milliyetçiliği bir tutulabilir mi?
Milliyetçilik burjuva ideolojisidir. Ne var ki bu gerçekten kalkarak, ezilen ve ezen ulus milliyetçiliğini aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır. Çünkü ezen ulus milliyetçiliği, egemen ve ezen bir devletin tüm toplum üzerindeki baskısının bir kılıfı durumundadır. Gerçekte var olma-yan bir ulusal çıkarlar söyleminin üzerinde şekillenir ve bütünüyle sahtekârlıktır. Bu tür bir milliyetçilik hâlihazırdaki kapitalist bir devleti savunduğundan tümüyle gericidir. Oysa ezilen ulusun milliyetçiliği, bir ulusun ezilmesi ve tahakküm altında tutulması gerçekliğini dışa vurur. Ezenlere ve egemenlere dönük bir başkaldırının ifadesidir.
Ezilen, veya kültürel hakları gasp edilen ulusun mücadelesi sosyalist bir mücadele olmak zorunda mıdır?
Ezilen veya kültürel hakları gasp edilen ulusların kurtuluş mücadelesi, kendi doğası gereği, bir ulus devletin kurulması hedefiyle sınırlıdır. burada etnik olarak isimlendirilen guruplar için ise; çoğulcu yapı içerisinde, kendilerini özgürce ifade etmeleri hedefi vardır. Bu hedefin kendisi sosyalist bir hedef değildir. Buna rağmen tarihsel açıdan ileri bir adım olduğundan ilerici bir hedeftir. Ulusal kurtuluş hareketleri, özünde burjuva demokra-tik hareketlerdir ve işçi sınıfının desteğini hak ederler. İşçi sınıfı, ulusal hareketleri sosyalist olduğu için ya da sosyalist hedefleri gözetmesi koşuluyla desteklemez. Türlü bahanelerle, sosyalist olmadıkları vb. gerekçesiyle ulusal kurtuluş hareketlerini kötüleyenler, gerçekte kendi-lerinin birer sosyalist değil şovenist olduklarını dışa vurmuş olurlar. Sosyalizmle bir ilişkisi olmamasına rağmen, ulusal kurtuluş hareketleri yine de işçi sınıfının çıkarına olabilir. Çünkü, ulusal sorunun varlığı, hem ezen ulusun hem de ezilen ulusun işçilerinin gözünde, asıl olanın işçi sınıfının kapitalist düzeni yıkmayı hedefleyen mücadele birliği olduğu gerçeğinin gölgelenmesine yol açmaktadır. Dahası, ezilen ulus emekçilerinin bu talepler etrafında ayağa kalkması, işçi sınıfının önderliği altında gerçek kurtuluş ve özgürlük savaşımına, yani toplumsal devrime yönelme olanağı da yaratmaktadır.
evet benim tezim budur. Marxist-Leninist ilkeler doğrultusunda, kendi öznel koşullarımız içerisinde geliştirebileceğimiz söylem-yol haritası bakımından mucadelenin araç gereçleri bunlardır. ve buna parelel olarak mucadeleke katkı edebilecek araç gereçlerde geliştirilebilir..
sevgilerimle..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
4.03.2009 21:35:13 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Semir bey ile ilgili söylediklerim sizi ilgilendirmez.Ben tevazumu semir beyin son mesajına kadar korudum.Ama sağ olsun kendisi herhalde insanları aşağılamaktan zevk alıyor.Bir söz vardırya "madem öyle gel böyle"ben de onu yaptım.Şu ,senin birini savunmanın beni yaralaması konusuna gelince,sen, her seviyede insanın girebileceği bir forumda haddinden fazla bilimsel olmaya çalışırken böyle bir manayı nasıl çıkartabiliryorsun şaşıyorum.Yanlış anlaşılacak bir kelime.Ve hiçde bilimsel değilsin.Hiç birimiz bilimsel değiliz.Ama illa ki insanlara bir şeyler bildiğini belli ettirmeye çalışıyorsan yanlış forumdasın bence.Şöyle felsefe,bilim,mantık,siyaset bilimi üzerine açılmış forumlara bakmalısın bence.Sentez dediğim olay ise mesajlarda ki yorumlardan çıkardığım,doğruyu bulmaya yakın olabilecek düşünceleri kast ettim.Ayrıca gülmenede, ağlamanada gerek yok.Çünki sentez illaki tez ve antitezle olabilecek bir şey değildir.İki kimyasal madde arasından tut,iki tartışma konusuna kadar herşeyi kapsayabilir.İki madden ilkinin veya ikincisinin sentezle aynı özelliklerde olabilir.Allahtan bilimsel jargon kullanmamışsın.Tezi,Antitezi semir ve sen uydun gerçekten şaşıyorum.Bu da aslında göründüğünüz gibi sosyalizmin insana olan saygısının,alçakgönüllülüğünün sizde olmadığını çağrıştırıyor.Ayrıca siyasi tutumuma gelince;ben bir milliyetçi değilim,sosyalist değilim.Ben süryaniyim Bir doğu süryanisiyim.Yani Asuriyim.Bu bir siyasal görüş değildir ama siyaset sayesinde yaşadığımız kıyımlar,alıkoymalar,kovulmalar,vatansızlık bizleri bu duruma getirmiştir.Tek başımıza bir mücadele olmuşuz.Zamanında sosyalizme sığınmışız ruslar acımamış.Demokritosun felsefesine inanmışız vatan hayini olmuşuz.Meshihe yani kurtarıcıya inanmışız,onun buyruğuna uyup haçımızı sırtlanmışız.Ama ne yazık ki haçlı seferlerine kurban gitmişiz.
Aslında üstadında dediği gibi “bir sevdadır böylesine yaşamak herkese nasip olmaz.”
Belki senin anlayacağın jargonla konuşamam ama kendi davamı savunacak kadar bilgiye sahibimdir.En azından bana böyle geliyor.Dostum sana anlatayım bizler niçin kürtler gibi olamayız.Farklarımız nelerdir anlatayım.
Neden bizlere yakışmaz sözde sosyalist kürt mücadelesi.Belki kürtler bizi kıyan,kovan milletlerden bir tanesi.Belki yüzlerle,binciklerle kendi vatanımızda anılmamıza sebep olan milletlerden bir tanesi.Binlerce yılın geleneğini,edebiyatını,bilimini,akademilerini,kiliselerini,felsefelerini,ilk sömürüye karşı çıkışları,erdemli tarihleri,ilk kanunları yağmalayan milletlerden bir tanesi.Ama şunu hiç unutmayacağım en acımasızı,en uzun süreli katili.Şu anki komşularımızında tutumu bell değildir.
Aslında son yazında kendini daha da belli ettin dostum.Sosyalist bir düşünce tarzına senin ki gibi bir düşünce yakışır.Kürtler hakkında veya diğer etnik gruplar hakkında böyle düşünmekle haklısın.Tamamen hümanist temelli,sosyallik temelli bir felsefe sosyalizim.Evet sosyalist devrim olduktan sonra din yasak,etnik grupçuluk yasak,gruplaşma yasak.Herkes eşit.Aslın da muhteşem bir sistem.Bu muhteşemliğinden dolayı zaten bir ütopya kabul ediliyor.Ama anlaşmazlığın kilit noktasını zaten burası oluşturuyor.Sosyalizim oluşturuyor.Acaba biz süryaniler sosyalist mücadele verebilirmiyiz?Sosyalizmi gerçekten istiyormuyuz?Bu mücadelenin sonunda ya devrim gerçekleşirse?İstediğimize ulaşacakmıyız?Bu soruların yanıtı senin tafsiye ettiğin sistemin olabilirğini ortaya çıkaracaktır.Bunun için önce etnik grubumuzun yapısını gözler önüne sermeliyiz.Eğer bu işe koyulursak beyanımız şöyle olur.
“ Biz süryaniler ezlden beri mezopotamyada yaşayan yerli halkız.Hatta söylencelere göre tufandan sonra Atalarımız sayılan Sam’ın çocukları Aram ve Asur mezopotamyada şehirler kumuş,hatta ilk uygarlıkları kurmuştur.(sana göre belki tarih bilgisinden yoksun olabilirim,ama bu bilgiler,Dünyanın en eski tarih kitabı ve şu günkü tarihçilerin bile yararlandığı Tevrattan)Atalarımız iyi birer putperestmiş.Daha sonra tek tanrılı dinlere inanmışlar.Bir kısmı zamanında ilk olarak museviliği benimsemiş.Bir kısmı ise putperestliği bırakmamış.Daha sonra Şimdiki kurtarıcımız mesihin öğretisini kabul etmişler.Putperestide museviside hristiyanlığı kabul etmiş.Roma onlara hristiyan demiş.Atalarımız ise kendilerini eski putpereslerden ayırmak için topluca kendilerine Süryani demişler.Süryani ismide buradan gelmektedir.Süryaniler asırlar boyunca bu öğretinin büyük takipçileri olmuşlardır.Öyleki İlk akademileri de,üniversiteleri de ilk kuran yine süryanilerdir.Bu akademilerde tanrı bilimini felsefi mantık kurallarıyla oluşturup adeta tanrı biliminin öncüleri olmuşlardır.(bu nokta önemli)Velasım bizi süryani yapan,böyle bir etnik grubu oluşturan felsefe,hristiyan tanrıbilimidir. Hristiyanlık olmadan süryanilikte yoktur.Diğer bir değişle kurtarıcımız mesih gelmemiş olsaydı bugün süryani diye anılıyor olmayacaktık.Belki de bugün toplum olarak farklı durumlarda olacaktık.Bu sonradan mezopotamya ya yerleşen kabilelerin hristiyanlığa bakış açısına bağlı bir durum.”
Bu beyan tamamen tarihi gerçeklerle yazılmıştır.Evet etnik köken beyanımızı verdikten sonra konumuzu sınayalım.Tabi bunu süryaniyi süryani yapan beyana sadık kalarak yapalım.
S-1) Acaba biz süryaniler sosyalist mücadele verebilirmiyiz?
C-1)Bu soruyu biz süryanilere göre değerlendirecek olursak cevabı hayır olacaktır.
Niçinmi:Çünkü biz süryaniler hristiyanlığı kabul etmiş bir milletiz.Bizler dünyevi ideolojilerden çok,tanrısal,mesihi bilgiyi kabul ederiz.Öyle ki bizleri süryani yapan mesihin kendisidir.Bizlere Marx’ın,Weber’in,Leninin öğretileri değil bizim için kanını dökmüş Mesihin öğretileri bizler için yoldur,Davadır,gerçekleştirilmesi gereken muhteşem öğretidir.
S-2) Sosyalizmi gerçekten istiyormuyuz?
C-2) Bu soruyu biz süryanilere göre değerlendirecek olursak cevabı hayır olacaktır.
Niçinmi:Çünkü biz süryaniler hristiyanlığı ilk havari Mar Petrosdan öğrendik.O bizlere kilise tebiyesini öğretti.Asırlardan bu yan aynı sakramentleri uygulamaktayız.Kendi geleneklerimize ayit kilise mimarimiz bile vardır.Bizleri biz yapan bu olgularken nasıl vazgeçebiliriz bu olgulardan.Oysa ki sosyalizim demek inanç yok demektir.Rusyada onlarca kilisenin kapısına kilitler boşuna vurulmadı.Sosyalist düşünürler boşunamı diyor “din uyuşturucudur diye”.
S-3) Süryanilerin sosyalist mücadelesinin sonunda ya devrim gerçekleşirse?
C-3)Devrim gerçekleşirse süryanilik biter.Zaten yok olmak üzereyiz.Böyle bir devrim ise bizlerin en kolay sistemli yok oluşumuz olur.
S-4) İstediğimize ulaşacakmıyız?
C-5)Diğer soruların cevapları bu soruyu zaten elemektedir.Bizlerin istediği insani etnik haklarımızdır.Kadim dilimizi konuşabilelim.Devletin koruması altında olalım.Mesihimiz
Bizlere “bağlı bulunduğumuz yönetimlere tabi olun” diye bir buyruk verdi.Dinimizi yaşayabilelim,gibi nice etnik grupların isteğebileceği demokratik haklar.Tarihimiz korunsun.
Ewet dostum durum böyle iken bizlerin bırak sosyalist kürt siyasetinin yanıda olmayı,Adını bile anmamız bir günahtır. Lakin böyle ismi bile bir dinden gelen etnik bir grubu sosyalist devrimden sonra kürtler değil hangi sosyalist etnik grup olursa olsun tarihden siler.Ondan sonra yine kaçarız.Ben bir süryani olarak dinimi bırakmam,mesihi bırakmam.Atalarımın uğruna öldüğü ismi bırakmam.Şimdi bazılarımızın yaptığı sosyalist kürt siyaseti ile beraber yürmek mantıklımı.Kürtlerin dinlerini bırakmaları gibi bir sorunları veya kaygıları yok.Onların islama kattığı en büyük fayda Seydi Nursidir.Onuda Seydi Kürdi olarak zaten değiştiriyorlar kürtler. İnsan biraz düşünür dimi.Forumdaki kürt arkadaşlar yanlış anlamasın.Benim onların diniyle işim yoktur.Ama bizim forumdaki sosyalist süryani arkadaşlar size birkaç sözüm var.Mesihin kendiside sermayeye(kapitalizme) karşıydı ama bunu sosyalizim adına yapmadı.Bence sosyalist olmadan önce süryani kimliğinden arınmalısınız.Mesela Arami iseniz arami sosyalist olabilirsiniz.Asuriyseniz asuri sosyalist olabilirsiniz.Ama süryanilik çok faklı.Lüfen kendimize gelelim.Gerçeklerin farkına varalım.İki tane kavram öğrenipte at gözlüğüyle ideolojilere sarılmayalım.Bu işlerle uğraşan kürt vatandaşların zaten çoğu Ateisttir bildiğim kadarıyla.Bir dindar ise kendini daha aşamamış,daha bilgilenme aşamasındadır.Ama adım gibi eminim böyle mantıkdan,bilimsellikten dem vurupta tam tersini yapmayacaklardır.Ayrıca kilise olmadan süryani toplumu olmayacağı için senin kilise hakkındaki düşüncelerinde böyle bir dava içerisinde yersiz. Sizlerin savunduğu dava kendinizle çelişmektedir.Bence bu nokta senin tezinin çürüdüğü noktadır. Bawer arkadaşım.
Senin bilimsel tezinin temelleri yorumundakilerse benimkilerde yukarıda.Her halde daha fazla temel istemezsin.Bigilerin doğruluğunu süryani tarihini araştırıp öğrenebilirsin.Çünkü taaaa hz.nuha kadar gittim.Temeli baya derin.Bendende hepinize saygılar ve sevgiler.
|
|
Kimden: bawer 78.162.130.*** |
6.03.2009 09:14:54 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Konu içerisinde sizi aşşağlayan bir cümle yada terim görmedim.. ama bir aşşağlık kompleksi varsa onuda bilemem.
her defasında, bire-bir sürtüşmelerden kaçınmamız gerektiğini dile getirmeme rağman, özellikle sürtüşme yoluna gitmeniz düşündürücüdür. bir önceki yorumlarımda da söyledğim gibi Türk ortodokslar gibi konuşuyorsunuz. giderekte bunu pekiştiriyorsun. Devletçi-milliyetçi bir yaklaşımın var. hatta teslimiyetçi bir yaklaşımın var..
sosyalizm alçakgönüllülük göstermez.. sosyalizm bir eleştiri mekanizmasıdır.her anlamda eşitlik ilkesinin kuramsallaştığı-kurumsallaştığı bir ilkedir. sosyalizmde ego yoktur.. hele egoya hizmet hiç yoktur..
bilimsel olmadığımıza dair kendince eleştiride bulunuyorsun. şimdi, senin bize sunduğun o bilimsel yol haritası bu mu? evet-hayır yarışması gibi..
kürt hareketi bir sosyalist hareket değil.. herşey gibi bunuda karıştırıyorsun. bir ulusal kurtuluş hareketidir. sosyalist hareket demek. bütünü ile işçi sınıfının hareketi demektir. bunun içerisinde burjuvazi yer alamaz. cünkü; hareketin kendisi burjuvaziye karşıdır. daha çok şu temeldedir.. LeniniN ukkth (ulusların kendi kaderini tayin hakkı) ilkesi üzerinden geliştirilen bir ideolojik mucadele bicimidir. bunun içerisinde bir çok küçük burjuva ve burjuva vardır. yani hedef sosyalizm değil. unusal yada kulturel hakların kazanımı için bir bütün(işçi,memeur,köylü,küçük burjuva, burjuva) bir savaşımdır.
temel sorunumuz dil-kültürdür. din değildir. din elden gidiyor naraları atıp, aknın sıra eleştiri getiriyorsun. ondan da yoksunsun.. kendini din üzerinden var edemezsin. cünkü; din hiç bir toplumun tekelinde değildir. süryanilik kavramıda senin bahsettiğin gibi, bütünü iel dinsel öğelere dayanmıyor. içerisinde halk yad ahalklar barındırıyor. savsaklamayalı lütfen. senin tabirin ile buram buram din kokuyorsun.
kapitalizmin çağımızda getirdikleri apaçık ve net dolayısıyla yerini en mantıklı çözüm olan sosyalizm almalı diye düşünüyorum..
ancak ideolojileri ve dinleri karıştırmamak lazım..evet çağın sosyalist liderlerine baktığımızda materyalizmi veya ateizm benimsemiş insanlar olarak goruyoruz örneğin Lenin ve ideolojisinde ateizmin propagandasını yapmayı benimsemiş bir insan olarak goruyoruz kendisini zaten sosyalizm ideolijisinin temeline bakarsak zaten dini insanları uyuşturmasına sebep olan bir unsur olarak görmektedir dolayısıyla müslüman-hırıstiyan-yahudi sosyalist terimi gibi bir terim mantıken yanlış gozukuyor peki sosyalizm dine karşı mı sosyalizmin amacının bu olmadığını düşünüyorum amacı insanların dini duygularını bir kenara bıraktırarak diğer dünyayı düşünmeyi değil asıl düşünülmesi ve eylem yapılması gereken zamanın şimdi olduğu bu dünya olduğu insanlar belli inançların arkasına sığınıp bazı olayları kabullenmesinden vazgeçmesini istemektedir bu şekilde dini bir kenara bırakmaktadır, Sosyalist ideolojiyi bu dünyada benimseyerek ve inancımızı bu dünyayı yaşamak için değil sadece diğer dünyayı yaşamak için düşünürsek uygularsak kullanırsak sosyalist ideolojiyle ters düşmemiş olacağız.
Cevap olarak evet sosyalizm din karşıtı bir ideolojidir ancak şu şekilde karşıdır dinin alet olarak kullanılmasına karşıdır zaten ülkemizde yıllardır bu şekilde yapılmıyor mu din siyasete alet ederek milletimizi uyuşturmuyor mu hükümetler en basitinden bu hükümet yani akp ,bir taraftanda sermaye sahipleri ceplerini doldurmaya devam ederken diğer taraftan yıllardır turban tartışması sürüyor gündemi ve insanların zihnini meşkul ediyor zamanını çalıyor insanların gerçekleri görmesini engelliyor dolar milyarderlerinin sayısı artıyor zangin daha da zenginleşiyor yani fakir daha da fakirleşiyor birileri sürekli cebini dolduruyor birileri derken nufusun belkide 10 u bile değil bunlar, zaten din kavramı var olduğundan itibaren tum dinler hep insanları bir şekilde kandırmak için alet olarak kullanılmıştır sosyalizm bu yüzden dini yok sayar çünkü birileri mutlaka dini alet edeceklerdir ve etmişlerdir ve hala da ediliyor.. sosyalizm din karşıtıdır demek cahilliktir.. sosyalizmi bilmemektir.
buradaki çelişki birazda özel mulküyetci anlayışın mahkum edilmesidir.. Sosyalizmde din in en büyük öz-eleştiriside budur. bu sizin gibi arkadaşlar tarafından yanlış anlaşıyor. yada öezellikle çarpıtılmak isteniyor. dinde özel mulkuyet vardır ve sosyalizm buna karşıdır.
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
6.03.2009 19:20:53 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Konuda aşağılanmama rastlamamışsın öylemi peki bunlar ne oluyor:Ilkel milliyetçi gibi geliyor....bu tür kişiler Suryani kurtulus mucadelesine en çok köstek olanlar olup hiç bir sey de yapmayanlardir.....Milliyetçilik kokularu alıyorum.....Devletçi-milliyetçi...Türk ortodoksalar gibisin...Buram buram din kokuyor....
İnsanlıktan aydınlıktan dem vuruyorsunuz.Sizce bir insanın milliyetçi olduğu için,türk ortodoks olduğu için,devletçi-milliyetçi olduğu için böyle herkesin kulanabileceği bir forumda, düşünceleri sizin kendi bireysel doğrularınızla ters düşüyor diye bu sözlerin yerimi.Ben yine söylüyorum semirin son mesajına kadar yorumlarımı okuyan her arkadaş görecekki tevazumu hep korudum.Ben aşağılamak tabirini semir bey için kullandım.Anlayamadığım sana noluyor,sen semir beyin avukatımısın.O bana söyliceklerini söyledi bende ona söyledim.Bırakta o kendi söyliyceklerini söylesin.Aşağılama lafını sana kullanmadım.Bu tür tutumlarından senin, yazarların anlatmak istediğine değilde onların bir açığını,yanlış sözünü yakalayıp onlara cevap olarak laf salatası yaptığını anlıyorum.Sosyalizm alçakgönüllülük göstermez!Öylemi,Peki öyleyse,tamamen insanlığın faydasına olan bir sistem nasıl oluyorda insani erdemleri uygulamaktan kaçınıyor.Alçak gönüllülük bir ego değil insani bir erdemdir.Bu noktada bile savunduğun davayla çelişkidesin.Ama ben inanıyorumki insan faydasına olan her sistem insani erdemlere sahip ve bu temelle kurulmuştur.Sosyalizimde buna dahildir.Ama ne yazıkki böyle bir sistem, neye inandığını kendi bile bilmeyen insanlara kalmıştır.Öyleki bu kişiler inancı konusunda tartışmalara doğru düzgün bir cevap verebilecek düzeyde bile değillerdir.(istisnalar kaideyi bozmaz,ama sen istisna değilsin arkadaşım)
Bir insan buram buram din kokduğu için söylediği her şey yanlışmı olmalı?Veya yanlışlığı geçelim,uyarılması gereken sapkın düşüncelermi oluyor?Bunu hangi GERÇEK DOĞRUYA dayanarak yapabiliyoruz?Heleki bizler birer Süryaniyken!
Nerde kaldı atalarımızın taraf gözetmeden yaptığı,kökü mantığa dayanan,yeri geldiğinde inandığı dine bile bu açıdan bakabilen mantık?Ve bu mantık,problemler içerisinde kendine bir metod üreterek dünyayı etkilemiş sorunların çözümüne ulaşmışken ne bu yol haritaları filan?Kendimize gelelim! ...o bilimsel yol haritası bumu?Lafa bak balkabağı,koy tabağa,ye sabaha.Bu nedir.Peki sen yol haritası sundunmu?Yol haritasıymış!Sunda adam akıllı bitane görelim.Ezberlemişsin bi sosyalizim+iki tabir aralarında gidip geliyorsun.Benim bilimsellikle işim filan yok arkadaşım.Ve bu forumda ki çoğu insanın.Yine söylüyorum;HERKES BİLİMSEL TETKİKİN METODUNU BİLMEZ.Bu gayet doğaldırda.Bırak bilimselliği.Bilimsel olarak çözmeye kalkarsak bu işi,bizim burda işimiz ne.Enstitülere başvurabilirsin.TÜRKİYEDE SÜRYANİ SORUNU adına da bilimsel bir çalışma yapabilirsin.Ama sıradan bir ortamda insanları çıkmaz yollara sürüklemeyi bırak.Bak satırlar boyu yazı yazıyoruz bari bir şeylere değsin.Hiç bilimsel değilsin.
Bilimsellikden dem vurup hala kendimce hazırlamış olduğum kateşizeyi(soru-cevap şeklindeki anlatım,öğretim şekli) yi Ewet-Hayır yarışmasına benzetebiliyorsun.Hani bir söz vardırya Gülsemmi ağlasammı.Hala kalkmış bilimsellikten bahsediyorsun.
Benim yorumlarıma hala düzgün bir cevap verbilmiş değilsin.
Senin bireysel doğruların beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Sana koskoca bir süryani halkının davasını sundum.Hala sosyalizim şöyle ama ben şöyle düşünürüm die yanıtlıyorsun.
İdeoloji kalıplarının dışına çıktığın vakit kendini aşmış artık yeni bir görüş edinmiş olursun bence.
Ewet din alet olarak kullanılmamalıdır.Peki hristiyanlıkta ne varki bu din alet olarak kullanılıyor?
Hristiyanlıkta kullanılmaya açık hiç birşey yoktur.Mesih Zenginin Allahın evine girmesinin,devenin iğne deliğinden geçmesi kadar zor olduğunu söylerken nasıl tersi olabiliyor.Bir zengin mesihe geliyor.Ve onun takipçisi olmak istediğini söylüyor.Mesih ise ona "o zaman git bütün malını mülkünü fakirlere dağıt öğle gel" diyor.Dikkat edersek müslüman alimlerin dediği gibi adaletin mülkün temeli olduğunu savunmuyor.
Düşünürler nediyor;
"Hıristiyanlık tarihinin modern işçi sınıfı hareketiyle dikkate değer benzerlik noktaları vardır. Her ikisine de baskı uygulanmış ve zulmedilmiş, taraftarları hor görülmüş ve birinciler insanlık düşmanı olarak, sonuncular ise devlet düşmanı, dinin, ailenin, toplumsal düzenin düşmanı olarak özel yasalara tâbi tutulmuştur. Ve tüm bu baskılara karşın, hatta bunların teşvik etmesiyle, onlar muzaffer bir şekilde ağır ağır ilerlerler.” (Marx ve Engels, Din Üzerine, “İlkel Hıristiyanlığın Tarihine Katkı”.)
Sosyalist düşünürler bile böyle diyorlarsa;Ben bir hristiyanım,İlk hristiyan gruplardan biri biz süryanileriz.Adam boşuna bahsetmiyor.Mesihde zaten sermayeci yahudilerin düşmanı olmadımı.Eline kamçıyı alıp tapınakta ticaret yapanları bile kovdu.Mesihi çarmıha gerenler Allahsız sermayenin ta kendisidir.
Böyle bir din nasıl olurda kullanılır?Kullanılır çünkü merkezi otorite muhteşem olmadığı için sürekli dini kullanacaktır.Merkezi otorite vergi almak uğruna sermayenin köpeği olduğu için tabiki sermayecilerin isteklerini yerine getirecek.Ama sosyalizim gibi devlet otoritesinin böyle bir köpekliği yoktur çünkü,köpekliğin nedeni olan sermayeyi yok etmiştir.Böyle bir sistemde Devlet otoritesi kapital toplumlar için çözmüş olduğu sermayenin köpekliği sorununu,din için neden çözemiyor?
En büyük nedeni dinlerin farklılığıdır.Hristiyanlık öğreti olarak sosyalizme çok uysada,müslümanların şeriatleri vardır.Belki sosyalizmin dini kabul etmemesinin nedenlerinden biri budur.Amane yazıkki sosyalist felsefe de
doğa üstü güçlerin bulunmadığı materyalist felsefe tutarlıdır.Tanrı da doğa üstü bir güç olduğu için bu felsefeye göre haşa yoktur.Yani elle tutulur,gözle görünür şeylerdir.Soyut düşünce yoktur.Yani sosyalizmin dini kabul etmeme nedeni sadece senin dediğin dinin kullanılmasından ziyade tanrıbilimini kabul etmemesidir.Oysa ki biz süryanilerin ataları tanrı biliminin ilk felsefi meyvelerini verenlerdir.Bu verim binlerce yıllık putperestliğide kapsamaktadır.
Bir sonuç çıkartıcak olursak;sosyalizim biz süryaniler için gerçekleşmemesi gereken bir davadır.Bunu önceki yorumumdada ispatladım.Ben din elden gidiyor diye naralar atmıyorum.Süryani halkı neye inanacağını bilir.Fakat sizin gibi kendini, farklı olgular üzerinden mücadele veriyormuş gibi gösteripte anadili bile hristiyanlıkla bambaşka bir şekilde gelişen bir güruh nasıl oluyorda yanlışı bilebile kabulleniyor.Bu benim bireysel düşüncem değildir.Bu süryani toplumunun var oluş tarihini bilen herkesin çıkarabileciği bir yorumdur.Siz isterseniz buna milliyetçilik değin,isterseniz dincilik değin.
Hadi dediğin yanlış olduğu halde,diyelimki süryani toplumunu hristiyanlık oluşturmadı.Peki hristiyan olarak bilinen süryanileri nasıl çevireceksin hristiyanlık yolundan.Zamanında onları böyle davalarda kurtuluş olduğunu savunanlar öldürmedimi,dinlerini değiştirip onları asimile etmeye çalışıp vatanlarından etmedilermi?
Yoksa sizlerdemi böyle yapacaksınız.O kurtuluş mücadelesi veriyoz dediğiniz kürtlerle bir olup sosyalizim uğruna bu halkı gömecekmisiniz?Lütfen neye inandığımızın,ismimizin farkına varalım.
Kürt hareketi sosyalist bir hareket değildir?
Peki madem öyle sana şunu sormak istiyorum arkadaşım.Sen Yurt dışındamı yaşıyorsun.Yoksa T.C demi.Çünkü bahsettiğin kürtlerin yaşadığı başka bir memleket olamalı.Niçin türkiyeyi kabul etmiyorsun yoksa bilgisizmisin bu konuda?
Bana sormayı biliyorsun bende sana soruyorum o zaman;Kürtlerden bir çıkarınmı varda gerçek olmadığı halde başka türlü lans ediyorsun?Ben hiç birşeyi karıştırmıyorum.
Ve yine söylüyorum,senin o kürtler hakkında bahsettiğin ulusal kurtuluş hareketinin içerisinde olanların hepsi sosyalist.Benimde bu mücadelenin içerisinde onlarca arkadaşım var.Ama sade kürtlüğü kabul etmiyorlar.Ben kürdüm demiyorlar.Ben Alevi kürdüm diyorlar.Ve bu mücadelenin içerisindeki kürtlerin çoğu alevidir.Apo sundan tut,pkk kamplarına kadar,sanatçılarından tut sokaktaki simitçilerine kadar.Diasporadaki kürtler kim zannediyorsun.Kendini türk-kürt kabul eden,kendilerini de
bir türk boyu zanneden sunni kürt kesimin kıyımına uğramış alevi kürt insanlar.O sıksık kullandığımız sözcük "kürtleri türkler kullandı".Türkler kimi kullandı? alevi kürtlerimi kullandı?Hayır.Sunniliği kullanarak sunni kürtleri kullandı.Alevisinide,hristiyanınıda,yahudisinide,yezidisinide kürt,türk,ermeni,süryani,laz, demeden kıydırdı.Türkiye de böyle yüksek oranda homojen olmayan kürt yapısı vardır.Sunni kürtler elbiseye göre kumaş biçerler.T.C yle karşı karşıya geldilermi solcu,demokrat,devrimci bir kişiliğe bürünürler.Kadim dostlar oldukları halde neden böyle olurlar bilmem.(Bence kaynağınsa amerikanın türkiye üzerinde verdiği vaatler var.)İş aleviliğe, geldimi kadim dostlar yine arkadaş olur.Sonra yine bozulur arkadaşlıkları.Bu böyle kısır bir döngü içerisinde devam eder.İşin kötü tarafı kürt nüfusunun büyük çoğunluğu bu faşist grup içerisindedirler.Aleviler anadolu kasabalarında 1,2 köye sıkışmışken Türkler ve Sunni kürtler otoritesini bu yörelerde sürdürmektedir.Ayrıca Kürt ulusal mücadelesinin pkk ve daha bir kaç grup gibi savunucuları varken nasıl olurda bu mücadele sosyalizim uğruna değil dersin.Yeri geldiğinde aleviside,sunniside bu grupların yegane destekçisi.Sana abdullah öcalanın savunmasını okumanı tavsiye ediyorum.Irak süryanilerinden zanaat sahibi,ezelden beri buranın sömürgeci yerli halkı olarak bahsediyor.Biraz ırak kürt siyasetini takip edersen nasıl bir yol olduğunu anlarsın.DTPnin ne tehditlerle başa geldiğini haberler,kürt dostlarımız anlatıyor.
Kürt siyasetinde bukadar derin çatlaklar varken,bizlerin onların mücadelesine katılmamız kürt süryani olarak anılmamıza neden olacaktır.Şu anda ırakta süryanileri hristiyan kürt diyerek sindirmeğe çalışıyorlar bir avuç insanı.Ve Irak süryanileride gerek silahlı gerek siyasal olarak bu yolda kürtlere karşı var oluş mücadelesi veriyor.
Bizler eğer bir kurtuluş mücadelesi vereceksek bu süryaniliğin temellerinden ayrılmadan,süryani halkının homojenliğini bozmadan verilecek demokrat bir mücadeledir.Demokrat toplum yapısını sana daha önce sundum.Bu yapıyı salayabilirsek var olabiliriz.Aksine bizim gibi toplumlar silinmeye mecburdur.Topraklarımıza diasporadan geri dönmeliyiz.Bu toprakların sahibi olarak bazı grupları rahatsız etmeliyizki erdemli bir mücadele verebilelim.10 senede,20 senede her nekadarsa.Bir etnik grubu kendisi yapan dilidir.Dilimiz üzerinde durmalıyız.Edebiyatımız üzerinde durmalıyız.Bu değerleri koruyup çocuklarımıza devretmeliyiz.Çoğalmalıyız işin kilit noktası burası.Ve herşeyden önemlisi para.İsrailin kendi topraklarını tekrar satın alarak nasıl geri döndüğünü hepimiz biliyoruz.Evet akrabalarımız ibraniler erdemli bir mücadele vermiş ve topraklarına geri dönmüşlerdir.Şu anda dünyaya yaşattıkları dehşetse tartışılır.Ama örnek alınacak bir mücadele.
...SÜRYANİ TOPLUMUNUN GERÇEKLERİNİN ANŞILMASI VE ÇIKAR ÇEVRELERİNCE SAPTIRILMAMASI DİLEĞİYLE...
(sn.Bawer benim için bu tartışma burada bitmiştir.Ve diğer forum üyelerininde süryaniler için çok önemli olan bu forum konusunu tartışmalarını istiyorum kardeşlerimde.Düşünükçe var olabilir kardeşler.Hatalarımız ortaya çıkar ve isteyen istediği gibi at koşturamaz.Buda bizler için doğru bilgiye ulaşmak demektir.)
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
7.03.2009 15:49:45 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bu ülkede artık herkes bilecek kürtler heryerde vardır..anlatabiliyormuyum..bunu artık bahçeli bile kabulklenmiş durumda...dverrimcişer ölmez..mezopotamya hem kürtlerin hemde süryanilerin..bunu böyle bilin ..
|
|
Kimden: brusk 88.226.145.*** |
8.03.2009 01:00:15 |
Cevap: Kendisini hümanist sanan baterist e |
Bu cümleyi baterist bey kullanmıştır "Süryaniler niçin pasif bunu hiç düşündünüzmü.Çünkü etrafı kalleş halklarla dolu" efendim kim bu halklar tabiki kürtler.Yani kendisini hümanist sanan hümanistlikten bahseden yok ben kürtlere karşı değilim deyipte kürtlere karşı demediğini bırakmayan birisinin bu forumda konuşması gerçekten abes verici.Baterist bey sen tedavisi olmayan ırkçılık hastalığına kapılmışsın maalesef senin için yapacak hiç bir şey yok.ha bide şu var beni soracak olursan ben ne hümanistim nede halkların kardeşliğine inanıyorum bunu daha önceki mesajlarımda da açıkça belirttim ben en azından açıkça söylüyorum senin gibi kıvırmıyorum.Gerçi bunları yazıp yazmamakta tereddüt ettim,senin gibi birisi için yazmaya değermi diye değmez ama bana kalleş kelimesini kullandığın için bana cevap hakkı doğdu ayrıca ben kendimi senin seviyene düşürüpte sana küfür etmem,bırakta farkımız olsun.
|
|
Kimden: beer 217.162.115*** |
8.03.2009 04:58:23 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
biz asuriler herkese acik ve lazim oldugu gibi dusuncelerimizi sunmaktayiz . dunyada var olan bus butun halklarla yasamaya basarmis bir millet ve tarihimizi butin dunya tanimaktadir . tabiki simdiki surec deyisikliyini goz onune koyarak bunlari soylemek lazim arkadaslar idiyoloji ve onerileri sunmaktan kacinmamak sartiyle biz hepimizin hedefi toplumsal ve demikratik ozgur insanliga yakisacak bir hayat yasamini surdurmek hepimizin hakidir diye dusunmek dogrudur bence .hepimizin bireysel zaif tarafligi olabilir .muhim olan bence bir birimizi daha iyi bir sekilde yonlendirmek centilmen olmak lazim hepimizin farkliligi hepimizin zenginliyidir diye dusunuyorum SAYGILAR.....
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
8.03.2009 18:07:11 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya bide şu var sizler daha mezopotamyaya gelmeden önce herkes barış içinde yaşıyordu..kaldıki mezopotamya süryanilerin ve kürtlerin..bunu böyle bilin..mezopotamya bizim bunu böyle yada öyle kabullen...
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
9.03.2009 11:19:34 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Tartışma konusunun dışında olarak;Devran,brusk adındaki arkadaşlara...
Gerçekler sizleri yaralıyor değilmi.Çünkü olmadığınız gibi kendinizi mezopotamyaya ait hissediyorsunuz.Evet sizler mezopotamya halkı değilsiniz.Sizler zagros kurtlarısınız.Kendinizi medlere yamamaya çalışıyorsunuz.Ama irandaki med azınlık grubu bir numaralı düşmanınız.Bundan kaynakla kendinizi mitanni,guti,hurri birleşimi olarak görüyorsunuz.Geçiniz bunları.Bu teorilerin hepsi sizleri kapitalizmin zorla adam etme çabalarıdır.Ha bide türk boylarından olduğunuz hakkında bir teori vardır.Türkiyede sunni grupların çoğu bu teorinin ateşli savunucularıdır.Devrimciymiş.Sizlere öznel düşüncelerimi söyleyeyim.Sizler kapitalizmin koltuk değneklerisiniz.Devrimcilikten dem vurup israel in,Ameikanın yalağı olacak kadar kıvrak devrimcisiniz.Pkk nızda,demokrasinizde yalan.2 saniyede değişebilen bir bünyeye sahipsiniz.Mezopotamya halklarına sığınıpta sonra hemen değişip zulumle bir olup onları satmadınızmı?
Mezopotamya halkıymışsınız öylemi?Peki tarihi eserleriniz nerede mezopotamyada he?Biz süryaniler sizlere onlarcasını gösterebiliz.Zerre kadar kalıntınız yok mezopotamyada.İrandan kaçıpta mezopotamya demokrasisine sığınmakla mezopotamyanın sahibi olunmuyor.Mezopotamyanın sahibi Sami halklarıdır.Sizler göçmen olarak oraya yerleşmiş ne olduğu belli olmayan kabilelersiniz.Amerikayı mezopotamyaya getiren sizler değilmisiniz.(kürt etnititesi yanlış anlamasın tahrip edici sözler kürt siyasetinin şövenizmine karşıdır.)Asurbanipal kütüphanesini yağmalanmasına sebep olan yine sizin siyasetinizdir.Madem okadar devrimciydinizde niye antiempeyalist,sosyalist temelli BAAS REJİMİNE düşmanlık yapıp amerikayla işbirlikçilik yaptınız?Baas ın ileri gelenlerinden kürt baas yanlıları vardı.Niye böyle bir davaya ters düştünüz?
Çünkü sahiplerinizin sizlere attığı etparçası uğruna bide o topraklarda hakkınız varmış gibi bölünme naraları attınız.Baas sizleri korkunç bir şekilde bastırdı dimi.Onlarcada süryani öldü karambole.
Çünkü her zaman olduğu gibi osmanlı,amerika,israil gibi kapitalistler sizleri kullandılar.Şimdi noldu.Irakta hala asurilerin,keldanilerin köylerini amerika zulmunun gölgesinde acımasız bir şekilde boşaltıyorsunuz.Sistemli yok etme siyaseti güdüyorsunuz.Süryani kültürünü ırakta şöven siyasetinizle yok etmeye çalışıyorsunuz.Bazı arkadaşlarımız diyorki "bizlerde başka memleketlere gitik oraları işgalmi ettik.Dostça yaşadığımız sürece sorun yok."
Gelde yaşa böyle bir toplumla.Utanmadan kürtler bide diyor ki "ninova petrolleri üzerinde pazarlık etmiyeceğiz".Ahh ne yazık mezopotamyaya.Böyle sömürge yalaklığı yaparak biryerlere varmaya çalışan bir gruba kalmış.
Ama bu sistem böyle gitmez.Sahibiniz ıraktan çekilince bakalım adınız o topraklarda kalacakmı.Benim üzüldüğüm kendi düşüncesi alınmadan bu şövenist davaya dahil edilen kürtlerin yaşayacakları.Zavallı insanların barzani,talabani gibi zulüm yalağı reisleri var.Onlar bunu seçmedi işbirlikçi kürt siyaseti seçti bunları.Yazık.
Velasım kürtlüğünü korkusuzca savunan insanları yatırıp kellesini uçurma ermi olan,arapların olduğu bir ortamda, ırakta yalnız kalacaklar.Şii araplar güneyden,iran heryandan yok edecek.Yazık.Böyle bir durumda bu kürt siyasetçileri türkiyeye sığınma isteyecek.Türkiye ise seslerini çıkarmama karşılığı kabul edecek.Aynı tarihdeki gibi.Bu kürt siyasetinin kısır döngüsüdür.Olan fakir,zavallı,hakkında alınan kararlardan habersiz olan kürt vatandaşlara olacaktır.Çünkü kürt siyasetinin türkiyeye gelip yalaklığına kaldığı yerden devam etmesi gayet kolaydır.
Bu kürt siyasetini güden devran gibi şövenlere;
Sizler mezopotamyanın yerli halkı değilsiniz.Mezopotamya sami halklarınındır.(Araplarda buna dahildir.Çünki süryanileri kabul etmektedirler.Yeri geldiğinde kültürel,dilsel varoluşlarını bile süryanilere yüklemekteler.Ayriyetten dillerimizde aynı sayılır,sami dilleridir.Sokaklarda nebukadnetssar ın putçuklarını satacak kadar sami halklığını barındıran bir halk)
Sizlerin siyaseti bizlerin yanında görünerek mezopotamyaya sahip olamayacaktır.Süryani siyaseti,Kürt siyasetinin sermayesi hiç bir zaman olmayacaktır.Süryani halkının kürt halkıyla bir sorunu yoktur tarihdeki gibi.Ama iş siyasete gelince acı gerçekler ortaya çıkar.
(Arkadaşlar lütfen konuyu dağıtacak yorumlar yazmayalım.Kısalarından Bir,iki mesaj okuyupta anlamsız konudan uzak yorumlar yazmayalım.(devran ve brusk gibi)Bu konuda ulaşmaya çalıştığımız öznek gerçek ve kabullerimiz değil nesnel gerçeklerdir.)
SEVGİLER VE SAYGILAR
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 12:27:19 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtler, Mezopotamya nın yerlilerinden olup Zagros dağlarından, Toros dağlarına kadar uzanan coğrafyada yaşayan 20-30 milyon kişiden oluşan etnik gruba mensup ve Hint-Avrupa dili konuşan halklardan biridir...Kürtler yoğun olarak Toros ve Zagros dağlarının kesiştiği, Mezopotamyayı da içine alan, Türkiye nin Doğu ve Güneydoğusu, Irak ın kuzeyi, İran ın Kurdistan, Batı Azerbaycan, Azerbaycan (Zengilan, Laçin, Kubadli, Kelbecer) Kermanşah ve Loristan eyaletlerinde yaşarlar...kardeşim buda sana kapak olsun...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 12:31:02 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bizleri hiç kimse mezopotamyadan atamaz lozan anlaşmasını unuttunuz herhalde yapın ne hale giriyorsunuz..avrupa kürtlerin arkasındadır..avrupa yolu kürtlerden geçer..tamam mı..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 12:36:36 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
1915 olayınada gelince ermenilere yaptığınızı kürtlere yada başka bi azınlığa yapamicaksınız...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 12:40:20 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bu gün kalkıpta ne sen ne de başkası kürtleri inkar edemez..ve buna hiç kimsenin gücü yetmeyecektir..buna emin olun..bak nasıl kanallar açılmaya başlıyo..bak nasıl kürt dili edebiyatı açılıyo..daha var bekle..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
9.03.2009 13:22:43 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Bazı arkadaşlara türkiye cumhuriyetinin kadim dostu kürtlere tanıdığı imtiyazlar olduğunu söyleyince hadi ordan denmişti.İşte bir kürt vatandaşın imtiyazlara bakışı yukarıda.
Avrupa yoluna gelince bekle daha toysunuz bu yolda.Bizler tecrübeliyiz.İngiltere boşuna biz süryanileri satmadı.Acı gerçeği sizlerde bizler gibi korkunç bir şekilde silinince anlayacaksınız.Kahretsin,kürt ulusal mücadelesi senin gibilerden ibarettir.Bende bu forum konusunda bunu anlatmaya çalışıyordum zaten.Neye inandığını bilmiyen,demokrasi ve özgürlük nidaları altında yapılan cumhurriyet bölme işlemini anlatmaya çalışıyordum.Kürt ulusal mücadelesi koskoca bir yalandır.
Avupanın,amerikanın,israilin uydurduğu bir başkaldırma,bölme çalışmasıdır.
Televizyon işine gelince bu avrupanın etnik grupları uyandırmak için dayattığı bir oluşumdur.Laz sorunu,Rum sorunu,Ermeni sorunu,Yezidi sorunu,Asuri-Süryani sorunu.
Bu sorunların hepsi şimdiden ayaklanmaya başladı zaten.Gündeme gelince kürt sorunu tamamen devede diken kalacak.Ve kürt sorunu bitecek.Buda t.C den size kapak olacak.
Medlerin cografi özelliklerini yazıp kendini ispatlamaya çalışıyorsun güya.Geçiniz bu yalanları mezopotamyaya indiğiniz tarih belli daha.Hint-avrupa dilini konuşuyorsunuz ama hiç bir yapısal özelliğine sahip değilsiniz.Farçanın(persçenin) zagros lehçesini türklere kürtçe diye yutturuyorsunuz.Bu lehçeyi iranda konuşan onlarca kürt olmayan etnik grup vardır.Ve proto-pars diline mensuptur kökleri.Bu proto dilin kendi alfebesi,kuralları,kanunları vardır.Günümüzdeki kürtlerin ise ne kadimliklerini ispatlayacak alfabeleri nede tekbaşına bir proto dil olmuş lisanları vardır.Bu gerçeklerde bir bakıma türk boylarından olduğunuzu ispatlıyor.Medler ve Perslere bak tarihde mezopotamyayla hep bir arada yaşamayıbilmiş halklardır.Ama ne yazıkki bir de kürtlere bak hala bölge olarak mezopotamyaya, ezeli ülkeler olarak ırak,suriye,iran lılarla yaşayamamışlardır.Yurtsuzluuklarınında sebebi budur.Sana kapak yapmuyorum.Laf oturacağı yere göre zaten....
|
|
Kimden: beer 217.162.115*** |
9.03.2009 14:26:57 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sayain baterisst:seni tebrik etmek bence cok az. saygilar
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
9.03.2009 15:06:05 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
beer kardeş senin gibi yazılanları anlayabilecek insanların(süryanilerin)bu site olmasına gerçekten sevindim.Bir an kendimi yalnız zannetmiştim bir süryani olarak.Bendende hepinize SAYGILAR ve SEVGİLER.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 19:43:05 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya sen nasıl 5000 yıllık tarihi olan bi ırkı inkar edersin..senin başbakanın bile inkar edemiyor..sen mi inkar edcen..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 19:45:14 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürt dili Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer almaktadır. Bu ailede yer alan iran dil grubu, Kürtçeyi de içermektedir. Daha açıkcası Kürtçe irani diller ailesinin kuzeybatı grubu içindedir ve Farsça dan bağımsızdır.
Kürtçe, bugün Türkiye, iran, Irak, Suriye, Ermenistan diye bilinen değişik devletlerin sınırları içinde yaşamakta olan ve tarih boyunca Kürdistan olarak bilinen coğrafyada konuşulur. Dünyada tahminen 20-25 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Kürtçe, Irak ve Kürdistan Özerk Bölgesinde resmi dil olarak tanınmışdır.
Filolog (Dilbilimci) abdulmelik firat a göre Kürtçede 100 binin üzerinde kelime vardır.
Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, yani halk edebiyatının tarihi binlerce yıl öncesine kadar dayanıyor. Yazılı edebiyat ise bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Hemadani Baba Tahir (935-1010), Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin 100 yıl önce iran da Arap alfabesiyle Kürtçe yazmıştır.
Kürtçe nin eski ve güçlü edebi ürünlere sahip diğer bir lehçesi de Kurmanci lehçesidir. Kurmanci lehçesiyle bu güne kadar ulaşmıştır şiirler yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495), Feqîyê Teyran (1590-1660), Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ehmedê Xanî (1650-1707) dir. Ehmedê Xanî nin Mem û Zîn adlı ünlü eseri ilk kez 1730 da çevrilip yayınlanmıştır.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 19:47:44 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtlerin Anadolunun en eski halklarından biri olduğu yapılan genetik, etnografik, linguistik, etimolojik ve arkeolojik araştırmalarla gün ışına çıkmaktadır. Dünyanın her köşesinde halklar yaşadı. Ama Mezopotamya nın, Zagros un ayrıcalığı var. Yazının keşfedildiği yer burası. Atın ilk ehlileştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, ilk aritmetik, tıp, ilk teleskopun yapıldığı, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, ticaret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler, ilk yontular, ilk tapınak, ilk mutfak, ilk şarabın keşfi ve ilk tiyatronun yaratıldığı insanlığa kucağını açmış bir yöre. işte bunların hepsinde Kürt halkının alın teri vardır. Mezopotamya bölgesini Mezopotamya yapan Dicle ve Fırat nehir isimleride Kürtlerden kaynaklanmaktadır.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 19:51:22 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtlerin Anadolunun en eski halklarından biri olduğu yapılan genetik, etnografik, linguistik, etimolojik ve arkeolojik araştırmalarla gün ışına çıkmaktadır. Dünyanın her köşesinde halklar yaşadı. Ama Mezopotamya nın, Zagros un ayrıcalığı var. Yazının keşfedildiği yer burası. Atın ilk ehlileştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, ilk aritmetik, tıp, ilk teleskopun yapıldığı, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, ticaret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler, ilk yontular, ilk tapınak, ilk mutfak, ilk şarabın keşfi ve ilk tiyatronun yaratıldığı insanlığa kucağını açmış bir yöre. işte bunların hepsinde Kürt halkının alın teri vardır. Mezopotamya bölgesini Mezopotamya yapan Dicle ve Fırat nehir isimleride Kürtlerden kaynaklanmaktadır..!!!!!!!
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:06:55 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtler in Osmanlı ya Sadakati
Kürtlerin "azınlık" kavramına tepkisini anlamak için, Osmanlı içindeki tarihlerine bir göz atmak gerekir.
Kürtler, kendi istekleriyle Osmanlı egemenliğine girdikleri 16. yüzyıldan bu yana Türklerle bir arada kardeşçe yaşadılar. Ortak düşmanlarla karşı, omuz omuza birlikte mücadele ettiler. Osmanlı nın parçalanma döneminde de, impatorluğa büyük bir sadakat gösterdiler. Bu sadakatinin en çarpıcı göstergesi, 1912 den 1918 ye kadar aralıksız devam eden kanlı savaş yıllarında imparatorluk ordularında çarpışmalarıydı. Ardarda gelen Trablusgarp, Yemen ve Balkan Savaşları ve hemen sonra patlak veren I. Dünya Savaşı nda, pek çok Kürt Osmanlı ordusunda görev aldı. Kürt tarihi uzmanı David McDowall şöyle yazar:
"Kürtler Osmanlı ordusuna kayda değer bir insan gücü sağladılar. Binlerce Kürt asker, Sarıkamış taki Üçüncü Ordu da ve diğer cephelerde hayatını kaybetti. Doğal olarak, düzenli orduda görev yapmaya karşı evrensel bir gönülsüzlük vardı, ama bu durumda bile, çoğu silah altına girdi. Bölgedeki (doğu Anadolu daki) Osmanlı kuvvetlerinin büyük bölümü Kürtlerden oluşuyordu."
Kürtler, sadakatlerini, oldukça da ağır bir bedele rağmen korudular. Dünya Savaşı yılları boyunca, Rus-Ermeni kıyımları, ardından gelen açlık ve salgın hastalıklar sonucunda yaklaşık 500 bin Kürt sivil yaşamını yitirdi. David McDowall, savaşa katılan askerlerle birlikte bu rakamın 800 bine çıkarılabileceğini belirmektedir. Bunun anlamı, 300 bin Kürt ün de Osmanlı orduları safında savaşırken can verdiğidir.
Kürtler, Kurtuluş Savaşı na da büyük destek verdiler. Atatürk, Samsun a çıkışından hemen sonra Kürt ileri gelenlerine telgraflar çekmiş ve onlardan büyük destek görmüştü. Bu destek, Milli Mücadele boyunca sürdü. Urfa ve Maraş ın düşman işgalinden kurtarılmasında, Kürtler çok önemli roller üstlendiler. İsmet İnönü nün yıllar sonra belirttiği gibi, "Kürtler... Milli Mücadelenin devamınca canla başla gayret gösterdiler."
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:08:47 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtlerin Sevr e Protestosu
Ancak Milli Mücadele ye destek vermektense, savaşın galip devletleriyle işbirliği yapmayı seçen az sayıda Kürt de vardı. Bu devletlerin Osmanlı yı nasıl paylaşacaklarına karar vermek için düzenledikleri Sevr Konferansı na, bir grup Kürt temsilci de katıldı. Bunlar milliyetçi Kürt entellektüelleriydi. Başlarında Şerif Paşa vardı ve amaçları Ermenilerle anlaşarak, Anadolu nun bir parçasında bir "Kürt Devleti" oluşturmak için Avrupalı devletlerden onay almaktı. Ermenilerle gerçekten anlaştılar ve Avrupalı devletlerden aradıkları desteği de buldular.
1920 Ağustos unda imzalanan Sevr Antlaşması nın 62. maddesi, "yoğun olarak Kürtlerin yaşadığı bölgelere yerel otonomi" verilmesinden söz ediyor, 64. madde ise "Kürt halkları"nın "Türkiye den bağımsızlık elde etmeleri"nin dahi yolunu açıyordu.
Ne var ki bu "Jön" Kürtler, Avrupalı diplomatlardan aldıkları desteğin bir benzerini, güneydoğu Anadolu da bulamadılar. Kürtler arasında bu habere duyulan şiddetli tepki, Paris e bir seri telgrafın yollanmasına neden oldu. Bu telgraflarda Kürtlerin Türklerden ayrılmak istemedikleri hararetle savunuluyordu. Erzincan dan on ayrı Kürt aşiret lideri, Fransız Yüksek Komiserliğine yolladıkları telgrafta "Türklerin ve Kürtlerin soy ve din itibarıyla kardeş olduklarını" vurguluyorlardı.
Öte yandan Milli Mücadele lehindeki fetvayı Mustafa Kemal Paşa yı destekleyen Kürt din alimleri de imzaladılar. Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 5 Mayıs 1920 tarihli sayısında yayınlanan ve Halife nin "esaret ve hakaret"ten kurtulmasını savunan fetvayı imzalayanlar arasında; Diyarbakır, Urfa, Hizan, Bayezid, Diyadin, Hınıs, Siverek, Viranşehir, Bitlis, Silvan, Van gibi Kürt yoğunluklu bölgelerin Kürt müftülerinin de isimleri yer alıyordu.
Kürt Mebuslar: "Azınlık Değiliz"
Kurtuluş Savaşı na "canla, başla" destek veren Kürtler, savaşın ardından başlayan Lozan görüşmeleri sırasında da, Türklerle kader birliği yaptılar.
Lozan da da, Avrupalı devletler Kürtler in "azınlık" olduğunda ısrar edince, İsmet Paşa buna karşı çıkarak şöyle demişti:
"Türkler ve Kürtler Türkiye nin ana unsurlarıdırlar. Kürtler bir azınlık değildir. Ankara Hükümeti hem Türklerin hem de Kürtlerin hükümetidir."
Lozan daki Türk heyetinin azınlıklar konusundaki en büyük destek ise, Meclis teki Kürt temsilcilerden gelmişti. Erzurum milletvekili Necati Bey ile Bitlis milletvekili Yusuf Ziya Bey, 3 Kasım 1922 de Meclis kürsüsünden yaptıkları konuşmalarda Lozan daki Türk heyetinin tezine yürekten destek vermişlerdi. Yusuf Ziya Bey, Sevr i bir "paçavra" olarak niteleyip Avrupa devletlerine karşı çıkarak, Türk-Kürt kardeşliğini vurgulamıştı. Bu konuşma, Meclis tutanaklarında şöyle geçiyor:
"Avrupalılar diyorlar ki: Türkiye de yaşayan azınlıkların en büyüğü, en kalabalığı Kürtlerdir. Bendeniz Kürdoğlu Kürdüm. Binaenaleyh bir Kürt mensubu olmak sıfatiyle sizi temin ederim ki Kürtler hiç bir şey istemiyorlar. (Alkışlar) Biz Kürtler vaktiyle Avrupa nın Sevr paçavrası ile verdiği bütün hakları, hukukları ayaklarımız altında çiğnedik ve bütün manasıyle bize hak vermek isteyenlere iade ettik. Nasıl ki Elcezire Cephesi nde çarpıştık. (Alkışlar) Nasıl ki, Türklerle beraber kanımızı döktük, onlardan ayrılmadık ve ayrılmak istemedik ve istemeyiz. (Alkışlar) Binaenaleyh sözüme son verirken muhterem heyetinizden rica ederim ki, azınlıklar mevzuubahis edildiği zaman Kürtlerin hiç bir talebi olmadığını ve Kürtlerin kanaatine tercüman olarak buradan söylediklerimi söylesin ve iddia etsin."
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:10:54 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
abisi şimdi anladın mı kürdistanı ilan etseydik..ta ne zamandan beri ilan ederdik..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:12:07 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bence sorun anlayışsızlıkta.ama en önemli sorun ise 2 kültür arasında sıkışıp kalmakta biri bizim kültürümüz diğeri avrupai kültür.bizim kültürümüz islama dayalı bi kültürdü yani anlayışlı,sevgi dolu,şimdiyse benciliği temel alan toplumların kültürlerini benimsiyoruz.ve bunu benimsedikçe de birbirimizden kopmaya mahkumuz.bu kopma yalnız 2 ırk arasında değil.yai bu bir başlangıç yakında avrupadaki gibi aileden bahsedemeyeceğiz.keşke biraz daha ileri görüşlü olabilsek.bu çok mu zor?
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:14:06 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
beyler kusuruma bakmayın..küfür ettiğim için..bi an çok sinirledim..sizler nasıl kürtleri inkar edersiniz ya...varmı öyle bişey..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 20:17:40 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Geçmişte beraber omuz omuza şavaştığımız doğrudur.Bu mücaddeleyi kanla başla ve büyük bir vijdan rahatlığıyla işgalcilere karşı mücadele verdik.Türkleri kardeş olarak bildik.Bunların hepsi doğrudur.Zaten bu anlamda birkaç örnek vermişsiniz.Ama bu kardeşlik duyguları bir yerden yavaş yavaş koybolmaya başladı.Bu da ne zamandan beri diye soracak olursak Türkiye Cumhuriyeti nin şekilenmesi yani saddece türk halkına hitaben kurumların içini doldurulmaya çalışmasıyla oldu.Örneklendirirsek sadece türkçe nin resmi dil, türk tarih kurumunun kurulması... bir çok kurumun türklerin diğer halklar üzerinde baskı kurmasına yol açtı ve bu mevzu Atatürkle başlar günümüzde dahi devam ediyor.Kısacası kardeşliğin bozolmasını istemeyen kürtler bu kültürel haklarına olan tacizlere karşı doğal olarak tepki vermesi gayet normal karşılıyorum. Sanki kürtler bu ülkede huzur bozcu,bir sorunmuşcasına dinlendiriliyor.Yahu! KÜRT SORUNU deniliyor biz kürtler kendimizi bir sorun olarak görmüyoruz.türk kardeşlerimiz artık bizi bir sorun olarak algılamaya başlamışlar...
|
|
Kimden: brusk 81.213.233.*** |
9.03.2009 21:21:55 |
Cevap: ”Ne Mutlu Kürdüm Diyene!” |
Devran kardeşim sen niye bu ne idüğü belli olmayan faşist ve terbiyesiz baterist e cevap yazıp duruyorsun.İnanki senin zahmet edipte yazdığın yazının bir tek harfine bile değmez.Bırakta istediği kadar havlasın.Keskin sirke kendi küpüne zarar verir.Sen ne kadar cevap verirsen bu kendisini bişey sanıp daha da ileri gidiyor tek yaptığı laf salatasıyla iyi veya kötü bir halka hakaret edip kötülemek ve buda bu karakterdeki kişilerin yaptığı yegane şeydir.Sağlıcakla kal.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:27:19 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya kardeşim sözleri benimö çok zoruma gidiyo..ya varmı öyle bişey kürtleri kim inkar edebilir..buna kimin gücü yeterki..destek olduğun için saol kardeşim..dediğin gibi uğraşmaya deymezler...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:29:53 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya bide biliyon mu abi ya neymiş sizlerin dili yokmuş..adamlara kanıtlıyom..adamlar kabullenmek istemiyorlar..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
9.03.2009 21:33:07 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Devran denilen arkadaş adabını takın.Ben bir türk değilim ama bir süryaniyim.Burada düşüncesini paylaşan türkte olsa saygı duymalısın.Küfür etme adam gibi konuş.Kürtlüğünü bari burda belli etme.Ayıptır yaptığın.Söylediklerimin arkasındayım.Yoksunuz siz mezopotamyada.Koskoca bir yalansınız.Senin gibiler kürt şövenistleridir.Duygularınız ve felsefeniz herkesi yok sayıp sadece kendi yalan fikirlerinizi ortadoğu üzerinde yaymak.Ama bizler varken bunu yapamayacaksınız.Ne tarihimize ne de topraklarımıza konabileceksiniz.İşte arkadaşlar mesajlarıyla karşınızda bir kürt şövenisti durmakta.İyi inceleyin bunu.Bunun gibiler kürt siyasetini böyle yapıyor.Ve kürt siyasetinin korkunç bir çoğunluğuda böyle cahal insanlardır.Mezopotamya üzerinde yazdıkların hakkında sana koskoca bir hiçsin demek istiyorum o bahsettiğin varoluşların hepsi Soyu akadlara dayanan,Asur,Babil,Aram imparatorluklarının eseridir.Git british museuma görde biraz açıl.Elinin atında internet var girde bir bak mezopotamya tarihine.Asur,Babil,Aram neymiş bir öğren.Akadlar kimlermiş bir öğren.Mezopotamya adı nerden geliyomuş bir öğren.Tekrar söylüyorum kürtler mezopotamyanın kadim halkı değildir.Bu zoruna gitmesin.
Bırak bizlere anlatma kürtlerin türklerle yaptıklarını.Daha önce senin anlattıkları copy-paste edilmişti zaten senin ki gibi.
Neye inandığınızı bilmiyorsunuz.Sömürülüyorsunuz.Eskiden türkler tarafından şimdide avrupalılar ve amerikalılar tarafından kullanılıyorsunuz.Koskoca bir dava çatlağınız var.Demokrasiden bahsediyorsunuz ama amacınız ortadoğuyu bölmek.Bunu mezopotamya hakkında yazdıklarından herkes çıkartabilir.Şövenizm yapıyorsunuz.Faşistlik yapıyorsunuz.Ermenileri,süryanileri işinize geldiği için kullanıyorsunuz.Türkiye ye düşman olduğunuz için yapıyorsunuz bunu.Ama bu kadim halklar sizin sermayeniz olmayacaklar.Dağdan gelmişsiniz bağdakini kovuyorsunuz.Türkiyeyle ne haliniz varsa görün.Ermeni kürtmüşsün öylemi.Ne bu be hayatımda ilk defa duyuyorum.
Geçin bu azınlıklara yanaşma numaralarını.Son mesajında yazdıkların doğru.Türkiye resmi dil olarak kürtçeyimi kullanacak sandınız?Şekillenmede kürt unsuru yookmuş.Ne sandınız sizlerlemi kuracaklar sandınız bu memleketi?Ayriyetten kendiniz lozanda azınlık olmayı kabul etmemişsiniz.Biz türküz demişsiniz.Şimdide demokrat,devrimci ayağına yatıyorsunuz.Noldu zorunuzamı gitti kullanılıp atılmak.Asli unsur olsaydınız şimdiki gibi gayrimüslümlerin yanında olmayacaktınız ama.Sana bir şey söyliyim arkadaşım;eğer senin dediğin gibi türkler kürtlerle kursaydı bu memleketi,şu bir avuç gayri müslüm azınlık varya onu çoktan yok etmişdinizbile.Bizler için, türk şövenide,kürt şövenide aynıdır.
Evet kürtleri inkar ediyorum.Çünkü gerçekten bizlere lanse edildiği gibi değilsiniz.Yukarıda kürtdili ile ilgili verdiğin bilgiler mezopotamya hakkındaki yalan,şöven bilgilerle aynı kalitededir.Neymiş dicle ve fıratta kürtçeden çıkmaymış.İşte arkadşlar forumda anlatmak istediğim günümüz kürt siyaseti asimilasyonu bu.Bak arkadaş,senin o kürtçe dediğin kelimeler akadcadır.Akadca bir proto-sami dilidir.Sana etkilediği dilleri yazsam buraya dudağın uçuklar.Akadlar mezopotamyanın ilk sakinleridir.Günümüzde asuriler,aramiler,keldaniler olarak hala var olmaktadır.
Sen ilk önce kürtçe dediğin dilin antitezlerini bir incele bakalım.kendin diyon irani diller diye.Kürt dili bir fars lehçesinden başka birşey değildir.Ve bu dili sadece kürtler değil iranda kürtlerden farklı etnik gruplarda bu lehçelerin çeşitli ağızlarını kullanmaktadır.Ona bakarsan osmanlının resmi dili farsçaydı(iran dili).Ne yani osmanlılardamı 5000 yıllık geçmişe sahip mezopotamyada anadoluda.Kürtlerin konuştuğu bu dillerden türk kökenli olduklarını kanıtlayan çokgüçlü tezler var.Aslında sizlerde osmanlılar gibi asyadan buraya göçüp farslardan etkilenerek şimdiki konuştuğunuz ağızı oluşturmuşsunuz.İrani bir lehçe ama söz dizimi hiç farsçaya benzemiyor.Daha çok türkçedeki gibi sondan eklemeli bir ağız olmuş.Dediğim gibi türklüğünüzü kanıtlayan çok güçlü tezler var bunları araştırarak bulabilirsin.Ayrıca nasıl olurda kürtlerin mezopotamyada 5000 sene varlığı olabilir.Daha insanların atası sayılan sümerlerin 5500 senelik tarihi varken mezopotamyada sizler nasıl oluyorda mezopotamyanın yerli halkı olarak 5000 sene tarih biçiyorsunuz.Gülünç olmayın lütfen şövenizminde böylesi yaaa.Arkadaşım milleti asimile edeceksinizya,mezopotamyada yer sahibi olacaksınız ya hangi tarihe saldırcağınızı bile bilmiyorsunuz.Anlatığın kürt tarihinin yalan olduğu burdan belli be...Sümerlerden sonra akadları hiç duymadınmı.Dediğim gibi gayrimüslüm azınlık grupları kendi ne olduğu belirsiz siyasetinize sermaye edemeyeceksiniz.Buna bilinçli insanlar müsade etmeyecektir."Ne iskender takmışım,ne sultan göçüp gitmişler gölgesiz ve selam etmişim dostuma anlıyormusun"
Sizlerde mezopotamyaya iskender gibi,sultanlar gibi vada edeceksiniz,isminiz bile kalmayacak belki,ama mezopotamyanın dostu olan bizler her zaman gerçek bir tarihle var olacağız.Gerçekler zorunuza gitmesin arkadaşlarım.Daha bunları kabul edemiyorsunuz.Ne o sizinle birlikte mücadele vedikten sonra bizim tarihi gerçeklerimizden dolayı böyle tersmi düşeceksiniz.Hiç ama hiç bir halka hakaret etmiyorum.Sadece gerçekleri söylüyorum.Çıkarcılar hemen başka yerlere çekmesin...
KÜRT SİYASETİ SÜRYANİLERİ EMELLERİ UĞRUNA YOK EDEMİYECEKLER.BİZLERİN KÜRT HALKIYLA SORUNU YOKTUR.BİZLERİN SORUNU ŞÖVENİST,ASİMİLASYONCU KÜRT SİYASETİYLEDİR.BU BÖYLE BİLİNE.BU SİTEDE KÜRT ŞÖVENİZMİ İSTEMİYORUZ.RİCA EDİYORUZ.MİLLİ DEĞERLERİMİZE SAYGI GÖSTERİN.YOKSA YALAN İKİTANE UYDURMA BİLGİ MEZOPOTAMYANIN BİN YILARDIR TARİHİNİ DEĞİŞTİREMEZ.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:35:01 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
sana varya daha hiç bişey demicem..hadi atın ya bizi bakalım kim kimi atıyo..bakalım ezilen kim oluyor..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:42:42 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
kaldıki benim söylememe gerek yokki bunları hepsini sana tarih verir..gir internete kendine araştır....varacağın sonuş ise belli zaten...yukarıda belirtmişim..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:48:06 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürtler ise, Proto-Kurd olarak, sırasıyla Hititler’in, Mittaniler’in ve Medler’in tek mirasçılarıdırlar. Hititler, Batı’da Kürdistan’ın son noktası olan Enguru (Ankara) ve çevresine de hakim olmuşlardı (Enguru=Üzümlü, Kürtçe zazaki). Hitit’ler’in sembolu olan Güneş, Mithra’nın semboludur. Hititler, Mittaniler’le yaptıkları savaştan sonra Mithra; İndra, Nahaatyu (Nasatyu) ile Varuna’nın şahit tanrılar olarak gösterildiği yazılı bir antlaşma imzalamışlardı, ki, Mithracı Kürtler (Êzdîler), bugün de, baskılarla zedelenmiş, bir Mithra dinini sürdürüyorlar.. Bütün bu saydığım devletler, akraba sosyal gruplar tarafından kurulmuş, Aryani devletlerdir. Mittaniler’in hüküm sürdüğü coğrafya bugün de tümüyle Kürtler’le meskundur. Medler’in coğrafyası ise Millatan öncesinden başlayan zora dayalı bir asimilasyon sonucu daralmış olmasına rağmen, o coğrafyanın yarısından fazlası hala Kürtler’le meskundur. Hititler’in kaybolduğu alanlara da bakarsak, büyük asimilasyon ve katliamlara rağmen hala hala Kürt köy kümeleri varlıklarını sürdürmektedirler.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:50:53 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Milat yıllarında “Kürd” İsmini taşıyan ilk Kürt Devleti’dir, ki Kürt Milleti’nin Düşmanları bunu inkar ederler.
-Proto-Kürdler’in başka ad kullanarak kurdukları devletlerden çok daha berrakça Med Devleti ile Kürdler’i bağlar.
Bunların dışında önemli olarak gördüğüm dokuz Kürt Devleti daha var, şöyle:
Alamut Ziyar’ı Devleti
Hamdani Devleti
Daysam
Mervani devleti
Sedadi Devleti
Hasanveyh Devleti
Eyyubi Hanedanlığı Devleti
Alamut Devleti
Gor Devleti
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:52:28 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
GUTİ KRALLIĞI==
Zagros dağları ve Aşağı Zap nehrinin kıyılarında yaşayan ve bu günkü Kürtlerin atalarından biri olan Gutiler, M.Ö. 2700 yıllarında müstakil bir devlet kurar, Mezopotamya ve çevresindeki verimli topraklara yerleşirler.
Mezopotamya kuzeyindeki Akad memleketlerini M.Ö. 2649 yıllarında işgal edip tam iki asra yakın, Sümer ve Akadları idare ettiler. Gutiler daha çok Sümerlerin doğusunda Zagros eteklerinde yaşayan Aryen kökenli bir etnik gruptur.
“Guti” kelimesi Sümer kökenlidir ve manasıda (Gud=öküz, sığır) bugünkü Kürtçe’de yer alan “öküz, sığır sahibi halk” anlamına gelmektedir.
En son Guti kralının adı Tirigandır. Tir Kürtçede “Ok” demektir. Tirigan ise “Okçu” demektir.
|
|
Kimden: Semir 85.5.226.9*** |
9.03.2009 21:56:41 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Devran efendiii! Bu forumda böylesi küfürbaz bir uslup senin gibi bir Kürt bireyine nasip oldu kutlarim. Aslinda Baterist in Kürt ulusal mucadelesine olan olumsuz yaklasimini T.C agziyla elestirdigi ve soven anlayisindan dolayi sahsen kendisine tepkiliydim. Hatta ona Uslubuna yakisan bir cevap yazmayi düsünüyordum. Ama Mezopotamia kültürüne ait olan her seyi ama her seyi sen Devran Kürtlestiriyorsan, Bateriste haklilik payi çikardin. Ve benimde Kürtlere olan olumlu bakisimi degistirmis oldun. Gün gelir Hamidiye alaylarinin Süryanilere yaptiklari talan ve katliamlarinida savunursun herhalde. Dicle ve firatin asil isimleri Akadca olup Efrat ve Tiglat oldugunuda burada not düseyim. Aslinda bir kisim Suryanilerin Kürtleri düsman görmelerinin temelinde haklilik payi vardir. çünkü Kürtler tarihte oldugu gibi bugünde hep baskasina hizmet ettigi gibi kendisinede ihanet etmistir ki kendisine yarari olmayan baskasinada yarari olmaz. Saygi duydugum Kürt lideri Ocalanin degimiyle "her Kürt hain dogar" degimi kulagina küpe olsun. Türkler Mezopotamya Tarihini Günes,Dil vb. teorileriyle türklestirmek için bütün bilimsel ve askeri ugraslarina ragmen nasil ters teptigini sende görüyorsun her halde. Onun için Mezopotamiyanin en büyük varisleri olan Süryani tarihini Kürtlestirirken aslinda kendine zarar veriyorsun. Tarihini inkar eden biz degil Türk, Arap ve Farslardir. Yapman gereken onlarin inkarciligini bosa çikarmak olmaliyken sen kalkip Sümer, Akad, Babil, Asur ve Aramilerin ( hepside Süryanidir ) medeniyetini Kürt medeniyetiymis gibi göstermen kadar aptal bir sey olamaz. Yapman gereken iyi veya kötü senin olana sahip çikarsan bizde sana türklere hizmet eden Bareriste karsi savunurduk. Belki burada biraz genellestirme yapmis olduysam, farkli düsünen demokrat ve devrimci kürtler lütfen alinmasin. Saygilar
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 21:57:03 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Kürt” isminin kaynağı tarihsel olarak çok eskilere dayanmaktadır. Bazı araştırmacılara göre Kürt teriminin temelinde KUR kelimesi yatmakta olup Sümer kökenlidir. Sümerce de KUR, dağ demektir. Tİ eki aidiyeti ifade eder. Böylelikle KURTİ kelimesi dağın halkı anl gelmektedir. Bu ismin geçmişi M.Ö. 3000 lere kadar dayanmaktadır..
böyle bir ifadenin anlamı şudur Kürtler en az 5000 bin yıldır Mezopotamyadadırlar....
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:04:38 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Milattan önceki tarihlerde Mezopotamya’da tarih sahnesine çıkmış birçok kavimlerin araştırmacılara iddialarına göre Kürt asıllı olduğu belirtilmektedir. Mesela isimleri tarihlerde anılan; Subarular|Subaru, Kurti, Guti, Lulu, Kusi, Kassit, Mitanni, Mannai, Urartu, Cyrtii (Kyrti/Kur-ti-i), Karduk, Med v.s. gibi kavimlerin çoğunun Kürd
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:12:59 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Asur Kaynakları
Tarihçi Speiser, Mesopatamian Origins adlı eserinde Kürtleri Gutiler’le ilişkilendirir.
Bu tezine kanıt olarak Asur kralı Tukulti-Ninurta (Enurta) I (1244-1208 M.Ö)‘in kayıtlarından başlayarak Quti (Guti)‘lerle bağlantılı olarak sık sık Qurti/Kurti adıyla karşılaşıldığını, Quti ve Qurti denenlerin Uqumani (Kummuhi) adlı aşiretlerin komşuları olarak sık sık birlikte anıldıklarını ve yazıtlardaki bu referanslarda Quti (Guti) denenler ile Qurtiler’i birbirinden ayırmanın pratik olarak imkansızlığını öne sürüyor.
Asur kralı Tiglath-pileser’in (1114-1076) zafer silindirinde etnik Kürt adının geçtiği en eski kayıtlardandır. Kurti veya Qurtie adındaki yerin kral tarafından feth edildiğini ve bu bölgenin Van gölünün cıvarları olduğu anlatılmaktadır. Kurti adı verilen yerin adının günümüzdeki adı ise şaşırtıcı bir şekilde halen aynıdır. Fakat son 60 yılda değiştirilmiştir.
Neilson C. Debevoise, A Political History of Parthia (1938) adlı eserinde bu konuya daha fazla ışık tutacak bir yazıta referans vererek şöyle der: “M.Ö. 7 Şubat 213 tarihi taşıyan Uruk tabletleri Partlar’ın kuzeydoğudaki antik düşman Gutiler’le aynı olduğuna (Partlar‘ın ve Gutiler’in aynı olduklarına, sc) daha da kesinlik kazandırır”.
Salmaneser I’in yazıtında “Kirkhu“lar, “Kurkhiler“ gibi adlar, “Tiglat-Pileser I’in bir yazıtında onun zapettiği yerler arasında “Mekhri (Mikhri)“ ve “Bisri“ bölge adları, Tukulti-Ninib I’in fetihleri arasında “Kurti“ (Kur-ti-i), Tiglat-Pileser II’nin yazıtlarında “Quru“ halkı gibi adlar geçer. Şerefname Kürdistan’da Mekri adında bir vilayet ve Şehrizor’da bu adda bir aşiret sayar....
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:16:45 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
abicim ben herşeyi kürtleştirmiyorum..sadece gerekenlere cevap veriyorum..arkadaşın diyorki kürt diye bişey yok diyo..bende cevap veriyorum..o kadar...kötü söz söylediğim için özürdilerim...isterseniz kabul edin istersenizde kabul etmeyin..bu beni alakadar etmez....semir adlı kişiye..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:21:34 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
semir adlı arkadaşım..beni yannış anladınız..ama batarist denen kişi o kadar büyük konuşuyor ki..yani nasıl desem sen söyle artık orasını...ben bu gün kalkıpta sana desem süryani dili bişey yok tarihiniz yok hiç bişeyiniz yok..sana desemm bunları ben dellenmezmisin ya ...olurmu öyel şey ben böyle şeylere ihtimal vermiyorum...sevgi ve saygılarımla...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:26:14 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ve kalıdiki hiç birinizi anlamıyorum ya...ben kürdistan diye bi söylemde çıkartmadım..siz nasıl böyle düşünürsünüz..batirist bence tarihle ilgili hiç bişey bilmiyor..mezopotamyada hepimizin hakkı vardır..kalkıpta baterist gibileri demesin sadece bizimdir..saygılarımla..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
9.03.2009 22:40:32 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
neyse boşu boşuna zaman harcamışım..hiç kimsenin dediğiyle olmaz bu işler..
|
|
Kimden: Semir 85.5.226.9*** |
9.03.2009 23:07:48 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Ilk yazili kanunlari yazan Babil krali Hamurabiyi Hammu rabu gibi kürttlestiren Kürt tariçilerine ne demeli?
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 00:13:03 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
artık yapacak bişey yok...yani böyle bişey vahşettir..ama sen bunların hepsini kürtlerin üzerine atıyorsun..böyle bişeyi kürtlerden bekleme..beklemenm bile bi hata olur..çünkü bunları yapanlar yazarlar..diyeceğim başka bi söz bulamıyorum..
|
|
Kimden: Suryoyo 88.233.63.1*** |
10.03.2009 00:46:22 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Arkadaşlar tartışmayı takip ediyorum. Gereksiz mesajlarla olay çığırından çıkmış bir durumda. Bence o bölgede yaşayan her halkın birbirlerini tanıması ve saygı duyması elzemdir. Bir arada yaşamanın olmazsa olmaz koşulu budur. Aksi türde yaklaşımlar düşmanlığı körükler. Bizler düşmanlığı değil sevgi ve dostluğu hedeflemeliyiz. Bunun da olmazsa olmaz şartları toplulukların birbirini inkar etmesi değil kabullenebilmesidir. Kabullendikçe topluluklar birbirine empati yapabilme şansını yakalar.
saygıyla
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
10.03.2009 10:52:38 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Devran sana şaşıyorum...
Arkadaş ben kürt dili hakkında ve doğal olarak kürt etnititesi hakkında düşüncelerimi söylüyorum.Yanlışlığı veya doğruluğu tartışılır.Ama senin doğruların varsa benimde doğrularım var.Ve bunlar inanılmaz bir şekilde çelişmektedir.Kabul etmiyormuşum.Peki sen niçin benim tarihimi kabuletmemeyi bırak adeta yağmalıyorsun.Semir bey devrimci kürt arkadaşlardan özürdiliyor yanlış anlaşılmasın diye.Ama ne yazıkki sen bir numara devrici probaganda yaptığın yorumlarda var.Sözde devrimcisin.Benim bu forumda arkadaşlara anlatmaya çalıştığım sen ve senin gibi tutuma sahip olan arkadaşlardır.Kimileri beni türk taraftarı olmakla suçluyor.Türk şöveni hiç değilim.Yorumlarımı okuyan her arkadaş mücadelemi anlayacaktır.Hiç kimse yanımda olmasada ben tek başıma böyle şöven bilgilere,kürt siyasetinin asimilasyon çabalarına izin vermeyeceğim.Türkler içinde aynısı geçerli.Sitedeki diğer yorumlarıma bakarak bunu çıkarabilirsin.
Kürtlüğünü ispatlayacak araştırmalar,tezler beni ilgilendirmiyor.Heleki kürtlerin mezopotamyanın 5000 seneden beri yerli halkı olduğunu söyledikten sonra hiç mi hiç ilgilendirmiyor.Allah bilir sümerlerde kürt dersiniz siz.Medler,Persler,Gutiler,Hurriler,Mitanniler bunların hepsi tarihde yaşamış devletlerdir.Gutileri kürtilere çeviripte biz mezopotamya sakinlerine yutturamazsınız.Tarihciler öyle görüyormuşda,şöyle yakınlık kuruyorlarmışta....Bunların hepsi tarihçilerin öznel çıkarımlarıdır.Birde bu tarihçilerin kürdistan konsolosu olma hayali güden bir amerikalıya kıyaslarsan bilgilerin güvensizliği ortaya çıkar zaten.Ona bakarsan akadlara bile türk ve kürt diyor bazı tarihçiler.Dünyada gördüğüm en büyük saçmalıktır bu.Bana kürt kelimesinin nereden geldiğini anlatıyorsun bende sana anlatayım bak nasıl oluyor.
Kurd-Kurdi:Asur tabletlerinde rastlanılmıştır bu kelimelere.Kadim Akadcada dağlı anlamına gelir.Hatta kral sargon bile anam dağlılardanmış derken tabletlerde bu kelimeleri kullanmıştır(diğer bilimsel araştırmalara göre).
Birde türkçede kurtlar vardırya.Hani dağlarda yaşıyan şu kurt köpeklerinden bahsediyorum.İşte bu hayvan olan kurt ismi akadcadan gelmedir bu dillere.Akadca sümerceden sonra dünyanın ilk yazılı kadim dilidir.Bütün dilleri etkilemiştir.Çinliler,asyalılar kendi alfebelerini oluştururken asurilerden yardım alarak oluşturmuştur.
Persler,Medler Resmi dil olarak akadcayı ve akadcanın aram lehçesini kabul etmişlerdir.Ve yine Perslerin(farsça)Arapların,hititlerin dillerinin alfabelerini kuran geliştiren yine bu kadim sami halklarıdır.Bu dilin dünya dillerini etkilemesi gayet normaldir.Kurt kelimesinin asya türklerininde kullandığı bilinmektedir.Yani bunların hepsi akadcadan geçmiştir bütün dillere.Bizler ise dağlarda yaşayan köpek sürüsünü kurt diye adlandırmıyormuyuz.Yani bu genel bir tabirdir.Kurt dağlarda yaşayan halkları ifade etmek için kullanılmış olabilir zamanında.Ama bunu alıpta farsça bozması bir dille ayrı bir ırk,etnik kültür,dil oluşturmak nekadar doğrudur bilemem.Kadim bir halkız diyorlar ama anadolunun,mezopotamyanın kadim halklarının şu an sahip olduğu kendi alfabesi,kuralları olan bir dile bile sahip değiller.Belki ABD yakında kürtleri orta doğuya yerli halk olarak kabullendirmek için bir alfebe bile uydurur.Alfebe,Tarihi eser,Dilin resmi kayıtları bunların hepsi bölgeler,topraklar üzerinde hak tayin ederken göz önüne alınan ve asla çiğnenemeyen ölçütlerdir.Bu ölçütler bütün devletlerce tanınır.Kürtlerin ırakta sıkışıp kalmasının nedeni budur.Süryanilerin(asuri,keldani,arami)
Kuzey ırakta bir devlet kurmaya hakları vardır.Ama kürtlerin,türkmenlerin böyle bir hakları yoktur.Hatta şu an çalışmaları yapılan yezidiler,türkmenler,şebekler,şii kürtler ırağın asıl yerlileri Süryanilerin önderliğinde demokratik özerk bir bölge kurmak istemektedirler.Kürdistan denilen hayalin gerçekleşmeme sebeplerinden biride budur.Süryaniler var olduğu sürece ırağı kendi işbirlikçiklerinizle bölemeyeceksiniz.Amerika size bu gerçekleri söylemiyor dimi.Yazık. Biz süryanilerin amacı ulusal haklarımız konusunda hiç kimseyle pazarlık etmeden yeri geldiğinde diğer halklarıda kabul ederek demokrat bir özerklik sağlamak.Mezopotamyanın eskiden bütün dünya halklarına bağrını açtığı gibi bizlerde onun dostu olarak bunu yapabiliriz.Amacımızda budur.Bizim ulusal mücadelemiz senin gibi çoğunluğu şöven olan kürt siyasetçilerinin sermayesi değildir.Tek başına Ezeliyetin verdiği haklar ve milli değerler doğrultusunda bir mücadeledir bizimki.Kürtler mezopotanyanın yerli halkı değildir bu zorunuza gitmesin.Biz sizi kabul edersek var olabailirsiniz mezopotamyada.Ama böyle asimilasyoncu,şövenist kürt siyaseti bizlerin hiç bir zaman dostu değil tam tersine düşmanıdır.Tarihi haklarımız üzerinde şöven hareketlerinize izin vermeyeceğiz.
(bide mesaj yazacaksan derli toplu yaz chat sayfası değil burası)
...KAHROLSUN SÖVENİST,ASİMİLASYONCU KÜRT,TÜRK SİYASETİ...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 11:31:26 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya halen de inanamıyorum..ya sen neden bunu kabullenmek istemiyorsun...anlayamıyorum...boşu boşuna konuşmak istemiyorum..artık..senin gibi insanlara değmez..benim güzel dilim..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 11:33:36 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
madem ben yalan söylüyorsam ben sana kanaıtladım..artık diyeceğim hiç bişey yok...internete gir kendine araştır..burada milliyetçilik yapman çok saçma çünkü hiç işe yaramayacaktır...okey...!!!!!!!
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 11:38:28 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
kahrolsun faşizim...hemde senin gibilerine..
|
|
Kimden: bawer 78.162.136.*** |
10.03.2009 11:58:33 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Yazık ki, bu topraklarda Baterist ve Devran gibi ilkel milliyetci argumanları ne uğruna, ne amaçla (belkide bir amaç vardır, ama bizcesi bilinmemezlik tezi-söylemi olarak gözüküyor) kullandıklarını bilmeyen insanlarda yaşamaktadır. Fakat her zaman, insanların iyi yönlerini bulup, açığa çıkartıp, kini bir tarafa bırakan ama aynı zamanda tarihide unutmadan halklara karşı bir empati-sempati besleyen kişiler haline getirebiliriz. umudum var. ve ben buna yürekten inanıyorum.
Baterist şövenizme kahır ederken, kendi şövenist inkarcı tutumunu görmezden gelerek kendisine humanist süsü vermekte. eme eminim ki, anadolu senin gibi kişiliklerin egemenliğinde olmuş olsa idi, cevrede tek bir halk bırakmazdın. söylem içerisinde o derece dikta bir kişiliğin var. yorumlara cevap vermeyeceğini söylemiştin ama bakıyorum fırsat buldukça davul calmaya devam ediyorsun. bar cafe eleştirilerinide çürüttün bu sayade.
Devran kuracağın cümlelerin nereye varacağını iyi kestirmen gerekir. bu baterist gibi sistem yartakçılığı eden kişiliklerin ellerine koz veriyor. elbetteki tarihini, halkını önemsemen savunman anlamlıdır. ben anlamlı buluyorum en azından. ama unutma faşizan tutumlar içerisine girersen batersitten farkın kalmaz. baterist gibi bir ilkel milliyetcinin söylemlerini biz bütün süryanilere mal edemezsin. kendini ve yorumlarını gözden gecir. insani olana dair olanı dillendir. ve baterist gibi sözde bir humanistin, sözüm ona süryaninin seni inkar etmesi ile inkar edilecek değilsin. her kalk gibi, Kür halkıda bizim kardeş halk dediğimiz, bin yıllardır mezopotamyada birlikte yaşadığımız bir halktır. size düşen bu kardeş halkın sorunlarını görmeniz, bu sorunları dillendirmenizdir. tarihteki olumsuzluklar üzerinden siyaset geliştirip, bu siyaset üzerinden hareket edecek değiliz. bunu baterist gibi ilkel milliyetçilere bırakıyoruz. ama her ortamda ve her koşulda onları mahkum etmek içinde elimizden geleni yapacağız. baas rejimini kutsayan bir kafa tasçı kişilikten ne bekleyebilirsin. bu kişiliklere yeri gendiğince devrimci ahlak anlayışı içerisinde ağır eleştirilerde de bulunacaktır gercek ve humanist süryani kişiliği. insan olmanın erdemi gereği kinden nefretten kacınmamız gerekmektedir.
yorumuma burada bir virgül koyuyuorum.. fazla zamanım yok daha sonra geniş bir yorumda bulunmaya çalışacağım.. şimdilik hoşcakalın..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 12:31:01 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya baver kasrdeşim şimdi ben sizleri inkar etmiyorum..açılçası sizlere saygı duyuyorum...ve sizlerin dilinide inkar..etmiyorum..ama bazı arkadaşlar varki sadece mezopotamya bizimdir..diyorlar..bende ona dedimki böyle bişeyin mümkün olamaycağını savundum..o ne yaptı benim dilimi tarihimi herşeyemi inkar etti..buna hakkı yoktur....ben sizlerin dinini yada dilinizi ve tarihinizi inkar ediyormuyum..hayır....
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
10.03.2009 14:30:23 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
SN bawer noldu.Senin şu sosyalizim işini halletmemişmiydik.Bakbakalım arkadaşım senin hakkında bir yorumum varmı.Benim seninle sosyalizim üzerine tartışmam bitmiştir.Beni sosyalizmi bilmemekle eleştiriyordun ama kendin daha davanın gerçeklerinden haberin yok ne yazık ki.
Farklı düşüncelerin varsa tabiyki paylaşa bilirsin.Ben salça olmasam başkası olur.Tartışmanı böylede devam ettirebilirsin.Ama benle tartışmaya devam etmek istiyorsan davan hakkında söylediklerimi açıkça nesnel bir şekilde bilgiyle,bireysel düşüncelerinle karıştırmadan tartışa bilirsin.Ayrıca bir varlık, insan olupta nasıl insancı olmaz bunu anlayamıyorum.Acaba hümanizim insan dışı varlıklar içinmi?
Yada sen çok mu hümanistsin?Ve benim hümanizmi övmemin dışında hümanizle ilgili bir davam yoktur.Bu böyle biline.
İnsani temellerde düşünürsek dünya herkesindir.Doğal kaynaklarda her insanın hakkı vardır.Rahat yaşamak her insanın hakkıdır.Temiz su içmek en doğal hakkımızdır.kiminin rahat yaşaması kiminin açlıktan ölmesi insani adaletsizliğin en büyüğüdür.Bir insanın dilinin anasından öğrendiği gibi konuşması en doğal hakkıdır.
Bunlar benim hayalim zaten.Sen benim bu düşünceleri hayal etmediğimi nerden biliyorsun?Senin insanlığını, kendine yöneltilen eleştirilere verdiğin cevaplardan herkes çıkarabilir.Bu ne perhiz,Bu ne lahana turşusu.Ayriyetten senin Ateist olduğunuda düşünüyorum.Beni ilgilendirmez senin inancın ama bari böyle süryanilerin forumunda materyalist felsefelerin probagandasını yapma.Aksi Çürümeye mahkum olursun.(acaba savunduğun felsefenin yolunun ne olduğunu anlayabilmişmisin emin değilim.)
Dikkat edersen ben seni ilkellikle filan aşağılamıyorum.Senin ve senin gibi insanların seviyesine inmemeğe çalışıyorum.Senin bireysel doğrularına süryani toplumsal gerçekleri düzeyinde cevap veriyorum,beni dincilikle suçluyorsun.Savunduğun sözde tezim dediğin 2-3 satır yazıyı nedenini,ne olurunu eleştiriyorum bana cahil diyorsun.Devran arkadaşım kendi halkını mezopotamyanın gerçek halkı yerine koyup "bu topraklar süryanilerin ve kürtlerindir" diyor,bende buna dur diyorum,ve sen beni faşistlkle suçluyorsun.Kendini mezopotamya halkı zanneden kürtlerin var oluş teorilerini ortaya koyuyor arkadaş,bende ona diğer teorileri söylüyorum ki gerçeğide mozopotamya tarihinde budur,inkarcı diyorsun.Hangi gerçeği inkar ediyorum ben.Kürtlerin 5000 sene önce sümerlilerle beraber yaşadığı veya sümerlilerin kürt olduğu gerçeğinimi inkar ediyorum :)) Dicle ve Fırat kürtçeymişde benmi bunu inkar ediyorumda böylelikle kürtleri inkar etmiş oluyorum :)) Ne yani dillere destan asma bahçelerini, bir devletin otoritesinin İnsan kadar bilge,kartal kadar egemem,Boğa kadar güçlü olmasını vurgulayan akad şehirlerini koruyan gardian heykellerini kürtlerin yapmadığını savunduğum içinmi inkarcı oluyorum. Anadoluya ilk yazıyı getiren halkların kürtler değilde bunun gibi nice uygarlıkğın temellerini atanların kürtler değilde biz süryaniler(asuri,arami,keldani) olduğunu söylemek kürt halkını inkarmı oluyor.ERMENİ-KÜRT diye birşey olmadığını savunduğum içinmi faşistmi oluyorum :))Bende süryanini kürdümmü diyeyim yani :)) Ne çıkarım varda kürtleri olmadığı halde farklı kabul edeyim.Kendin gibimi zannediyorsun herkesi.Doğruları uğruna herkes tarihini inkar etmez.
Hele ki dünyada süryaniler gibi büyük bir bedel ödemiş bir halk hiç inkar etmez.Belki Devran arkadaş ne dediğini kendi bile bilmiyor.Belki farkında olmadan savunduğu bilgilerle inkarcılığın,şövenistliğin kralını yapıyor.
Ama ben atalarımın uğruna öldüğü gerçekleri asimile ettirmem.Ve ben dünyada ki süryanilerin tekrar vatanlarına dönebilmeleri için böyle şöven tutumlara ve asimile öğretilerine süryanilerin sıkı bir karşı çıkma eylemi gerçekleştirmelerini savunan bir insanım.Bu kanıya Devran gibi arkadaşları yakından inceleyerek ve defalarca bu yalan öğretileri dinleyerek karar verdim.Bu Kürt siyasetinin orta doğu halklarını kürtlük potası içerisinde eritip orta doğuyu bölme politikalarıdır.Heryerde aynıdır bu politika,suriyede,iranda,ırakta,türkiyede diaspora avrupasında bile.Sen bawer istersen süryani kürt olarak yaşayabilirsin.Yaşam çevreni bilmiyorum.Belki kürtlerin bu sindirme politikalarını kabul edmek zorunda olabilirsin.Ama Bizler kendimizin ne olduğunu unutursak ne kürtler ne türkler ne ermeniler ne de herhangi bir etnik grup bizlere acımayacaklardır.Ve bunun sonucunda sonsuza kadar unutulacağız.Ve hiç alakasız olan benim faşistliğim,ilkelliğim,solculuğum,insancılığım konusunu istersen bir daha açma.Yazdığım düşüncelerimden rahatsız oluyorsan site yönetimine bildire bilirsin.Senin göremediğin gerçekleri görebilen forum üyeleri var.Onlara biraz saygın olsun.Sıkıştığın zaman yazdıklarımı kürt düşmanlığına yoruyorsun.
Sana ve forumdaki arkadaşlara;
Ben düşüncelerimin hiç birinde bireysel kürt insanını düşman edinmiyorum.Sürekli kürtlerin şövenist siyaseti,kürtlerin asimilasyoncu siyaseti gibi tabirlerle hedefimdeki grup hakkındaki düşüncelerimi sölüyorum.Çoğu tanıdığım kürde göre;bugünkü hallerinin sebebi kürt siyasetiyken kimi kürt arkadaşlar kürt siyasetinin ateşli savunucuları olabiliyor.Yorumlarımı Okuyan arkadaşlar görecek ki saldırım şöven gruplaradır.Şöven grupları yüceltebilen süryani beyinlere ise diyecek bir şey bulamıyorum.Yani benim kürt halkıyla,diliyle,kültürüyle bir problemim yok.Sorunum bu değerleri kullanarak bizim gibi süryanileri asimile etme yolundaki tutumlarıdır.Eğer bu grubun tutumu değişirse benim gözümde insan olarak kürt halkı kadar değerlidir.Kürtlere karşı tutumum hakkındaki diğer yorumlar,yazdıklarımı anlama kapasitesi olupta farklı yerlere çeken arkadaşların yorumlarıdır.Ve sen bawer insan sevgisini,saygısını bana öğretemezsin.Sen ilk önce savunduğun davayla kendi düşünsel eylemlerini gözden geçir.
...DÜNYA SÜRYANİLERİNİN TOPLUMSAL DEĞERLERİNE OLAN BİLİNÇLİ VEYA BİLİNÇSİZ ŞÖVENİST,ASİMİLASYONCU ÖĞRETİLERİN SİLİNMESİ VE YERİNE BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİN ÖĞRETİLMESİ DİLEĞİYLE...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 14:51:48 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya sana sadece bişey söylücem..senin yaptığın sadece bazı şeyleri beğeniyorum..kendi halını savunuyorsun..güzel kendi tarihini savunuyorsun yine güzel..ama kürtlere yada ermenilere sözü atamassın..bunuda hakkın yoktur..senin hakkın olmadığı gibi benimde hakkım yoktur..senin tarihine laf atmaya..oldumu kardeşim....sizler mezopotamyanın tek halkı değilsiniz..orda çok insan canını verdi..hemde her ırktan..umarım anlatabilmişimdir..saygı ve sevgileirmle..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.69.2*** |
10.03.2009 15:54:29 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Beni anladığına sevindim arkadaşım.Dediğim gibi biz süryanilerin değerlerini asimile etmeye çalışan her siyasi gruba karşıyım.Özellikle etnik bir grupla işim yoktur.İnsanları ve etnik grupları yok saymak veyada bir çiçeği dünyada yok saymak hiç bir insanın hakkı değildir.Ama bu saygı karşılıklı olmalı.Eğer benseni kabul ediyorsam sende beni kabul etmelisin değilmi.Ben seni kabul etmiyorsam seninde beni kabul etmemen gayet doğaldır.Ama ne yazıkki günümüz siyseti etnik grupları bu konuda kullanmakta.Biriyle diğerini yok etmeye çalışmakta.Veya bir kaç etnik grup üzerinden rant sağlamaya çalışmakta.Bu Etnik grupların yok olmasına ve birbirlerinin düşmanı olmasına yol açıyor.Aynen tarihde türk ve kürtlerin azınlıklara yaptığı katliam gibi.Bu gün ise farklı politikalar izlenerek farklı etnik gruplar kullanılıyor.Bizlerin yapacağı ortadoğu halkları olarak şudur;Siyaseti ortak paydamız yapmamalıyız.Bizler gibi halkların kültürel olarak bir sorunu yoktur.Bibirimize kültür,halkların kardeşliği manasında yaklaşmalıyız.Dediğim gibi siyasete girersek ortak paydalarımız inanılmaz bir şekilde değişiyor.Ve etnik gruplar arasında farklı davalar ortaya çıkıyor.Kimi etnik grup için sosyalizim iyi bir amaçken kimi etnik grup için gerçekleşmemesi gereken dava haline geliyor.Demokrasi en iyi çözümdür.Ama onunda ezici çoğulcu gerçeği var.
Uzun lafın kısası sen beni kendi tarih ve bu tarihin bana verdiği haklarla beni ve halkımı tanıdığın sürece bende senin tarihinin sana verdiği hakları ve halkını tanımak zorundayım.Bu bağlamda hiç bir sorunumuz yoktur sayın Devran.Aslında biz süryanilerin amacıda budur.Siyasete filan bulaşmadan kardeşçe yaşamak.Dinimizin bizlere öğrettiğide budur.Ama ne yazıkki bağzı grupların öne çıkan siyaseti bu kardeşçe yaşamaya çalışan halkı sindirmeye çalışmaktadır.Bu takdirde bizlerinde siyasi bir mücadele vermesi gereklidir.Yoksa yok olmamak imkansız.Ben süryanilerin girmeğe çalıştığı bu siyasi oluşum sürecinin çok hassas olduğuna inanıyorum sayın Devran.O kadar hassas ki bu oluşum gelecekte aynı etnik değerlerle varolmamız veya olmamamız bu sürece bağlı.Bu sürece girerken süryanilerin ata tecrübelerini kullanmaları gerektiğini ve etnik değerlerinin eskisi kadar göz önünde bulundurularak mantıklı hamleler yapılması gerektiğini düşünüyorum.Eğer süryaniler için yanlış olan davaların yoluna girersek sonunda koskoca bir çukur var...
...SEVGİLER VE SAYGILARLA...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 17:41:56 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bu konuda size katılıyorum..bencede öyle olmalı..yoksa hepimizi çok büyük bi çukur bekliyo...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
10.03.2009 22:07:16 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bide sana şunu belirttyim kardeşim..benim bu kadar süryanilere ilgimö olmasaydı..facebook ta gurup kurmazdım..arkadaşım..hiristyan olduğumdan değil..hep sizleri düşündüğüm için..gurubun ismide mor gabriele manastırı yıklılmasın..daha şimdiden 80 üye topladık..katılmak isterseniz beklerim..sevgi ve saygılarımla..
|
|
Kimden: beer 217.162.115*** |
10.03.2009 23:51:42 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
arkadas DEVRAN bu formda yazdiklarini cok iyi tahlil etikten sonra sana bunlari soylemek lazim her insan belki farkli gorus sahibi olabilir evet hepimiz farkli gorduyumuz yonden hakli olabiliriz. ama bunu hic unutmamak sartiyla. buda karsindaki halk ve bir milletin avladi olarak hitab etmek bence islerimiz daha kolay bir sekilde cozebiliriz . hepimiz insanliga ve insan ogluna bir hizmet vermek hepimizin gorevidir beni iyi inlamani isteyile SAYGILR. SAYIN BATERISST. BURDA YAZDIKLARIN YUZDE YUZ KATILIYORUM VE SENIN GIBI INSANLARA TESEKUR ETMEK BIR DEYIL YUZ KERE TESEKURLERIMI SUNMAK BEN BIR ASURI (SURYANI) EVLADI OLARAK BENIM ICIN BIR GOREVDIR. SAYGILARIMLA.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
11.03.2009 12:07:16 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
yemin ederim varya size iyilikte yaramıyor..ben sadece şunu söylücem burda...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
11.03.2009 13:16:49 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
aranızda sadece bi tek baverrin yaptıklarını beğeniyorum..onun sözleri sadece hoşuma gidiyor...yani burada milliyetçilik yapmanın anlamı yoktur..bunu tekrarladım ki dilimde tiy bitti..hadi yaptın diyelim ne geçecek eline...milliyetçilik yapmakla geçmişi geri getirebilirmisiniz hayır hayır hayır..mardin sizin gibilerine kalımışsa memleketimin işi yaş...esenlikler içinde kalın kardeşlerim....
|
|
Kimden: baterisst 78.182.75.3*** |
11.03.2009 16:17:24 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sayın beer bende sana teşekkür ederim, duyarlılığın için.Gerçekleri anlayabilen özellikle süryaniler çok az.
(devran bey birilerine empati beslemeniz gayet doğal.
Yanlış anlama ama bawer e güdtüğün empati gereği size şu deyimi aktarıyorum "Körler,Sağırlar Birbirini Ağırlar.)Tekerleme gibi...
...BİZ SÜRYANİLER(ASURİ,ARAMİ,KELDANİ)HAKLI DAVAMIZI KAZANACAĞIZ...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
11.03.2009 16:34:25 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
görcez bakalım..kim kimin emeline ulaşıyor..2 3 kişiyle olmaz bu işler kardeşler..
|
|
Kimden: bawer 78.162.172.*** |
11.03.2009 18:57:41 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
dinler metası gereği teslimiyetcidir.. tanrısal olguya mutlak bir teslimiyet bağlar. dinin yarattığı kişilikte aynı şekilde mutlak bir teslimiyeti esas almaktadır.
esas itibari ile, ben merkezcidir. konumu durumu ne olursa olsun, yaşamın merkezinde bir anlayış hakimdir. ve bu durumun yarattığı kişilikte tipik kral-çıplak kişiliğidir. sağır duymaz uydurur hesabı. oynak bir havası vardır. cünkü; esas aldığı olgunun anlayışı gereği mutlak doğru havasındadır. kaba-idealisttir. materyal anlayışa ketirdiği ketum anlayış örneği bir eleştiridir.
yaşamın sürekliliği gereği diyalekte esastır. devinim-değişim-dönüşüm. işte bu olgular-kavramlar yaşamın kaynağıdır. yaşamsal olanda budur. genetik-alışkanlıklar gereği kişi bundan kopmak istemez. koşullar zorladığında ve bir aşınmaya uğradığını gördüğünde bile zaman-zaman anı özlemle hatırlamakta. ve kimi zaman buna dair çığırtkanlıklarda yapmaktadır.
esasında ölümcül olanda her mucadelenin bu ketum anlayış üzerinde kurulmak istenmesidir. bu anlayış hem sekterdir. hemde kıttır. bir fransız ihtilali bütüni ile ketum kilise anlayışına karşı yaşam bulmuştur. ve sonucunda milyon rakamlar ile ölümler gercekleştirilmiştir. burada eleştirisini aptığım olgunun anlaşılması için; eleştirinin kliseye değilde bu anlayış içerisinde kendisini maskelemiş tabiri caiz ise oynak kişiliğedir. bunu ifade etmek istiyorum öncelik ile.
süryani toplumu konumu ve potasiyeli gereği barışçıl bir toplum anlayışını esas almalıdır. aksi taktirde yaratılacak söven-milliyetçi dalgalar en çokta süryani toplumunu etkileyecektir.. zarar verecektir. sanal kişilik çığırtkanlığı salt egoya yöneliktir. aslı olan elimizi taşın altına koymaktır. ve buda öznel koşullar gereği elzemdir. ego tatmininden kacınmamız gerekmektedir. mutlak bir şekilde bunda diretmemiz gerekmektedir. nitelik ve nicelik acısından, cevre ve koşullar bakımından mezopotamyanın en zayıf halkası konumunda-durumundayız. bir savsatadan dem vuruken bunları ya görmezlikten geliyoruz. yada yerimiz rahat iyide kamufle olmuş olarak bunları es geçiyoruz.
nokta.
yorumu uzatmak isterdim ama secim çalışmaları dolayısı ile biraz yoğunum. en kısa zamanda cevap olabilmek dileği ile.. en içten sevgilerim ile..
|
|
Kimden: Semir 62.167.24.1*** |
11.03.2009 20:47:29 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Bir benli polemiktir bir Kürt ile Süryani arasinda geçenler. Biri kendini diyerine kabul ettirmeye çalisiyor deyim yerindeyse nemalaniyorlar. Kim kimden hak taleb ediyor anliyamadim... Her ikiside yöneten degil yönetilendir. Iktidarda olamamistir cumhuriyet döneminde. Her ikisinin özü tahribata ugramistir yaptiklarida roldur yani biçimdedir. Yani tahrib edilmis bir özün biçime yansimasi da o kadar tahriptir. Birde utanmadan bu forumda kalkip tarihleriyle övünmekteler. Tarihinizle övünmekte hakli olabilirsiniz yalniz ölümüne sahiplenerek. Beyoglunda bir kimlik kontrolunda hem suryaniligini hemde kürtlügünü inkar eden tipler misali. Bir halkin ülkesi, ulusal degerleri,tarihi çarpitilmis, ismi elinden alinmis, yasaklanmis ve inkar edilmisse hiç bir komplekse girmeden büyük bir özveriyle örgütlenecek ve örgütünün iradesine saygi göstermelidir. Ikisinden çikardigim örgütlülüge gelmeyen hatta kendilerini dünyanin merkezi sanan tiplerdendirler yanilmiyorsam. Saygilar
|
|
Kimden: baterisst 78.182.75.3*** |
12.03.2009 09:11:10 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Parça bütünün habercisidir.
|
|
Kimden: baterisst 78.182.75.3*** |
12.03.2009 14:39:37 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
KÜRT SIYASI HAREKETININ ASIMILASYON POLITIKASI
Medeniyetlerin besigi Mezopotamya’nin en eski sakinleri ve dünyanin ilk Hiristiyan halklari olan Süryani, Nasturi ve Keldaniler, dün oldugu gibi, bugün de kendilerini imhayi amaçlayan Kürt siyasi hareketinin korkunç bir senaryosu ile karsi karsiya bulunmaktadirlar.
Terörist Kürt örgütü PKK de dahil, tüm Kürt örgütleri ve ideologlarinin savundugu “Kürt Tarih Tezi”, Anadolu’nun dogusunda ve Mezopotamya’da bugüne kadar tarih sahnesine çikmis ne kadar kavim varsa, tümünü “Kürt” saymakta, bunlara ait tüm tarihsel yapitlara, dil, kültür ve uygarliklara da keza ayni sekilde “Kürt” damgasi vurmaktadir.65
Süryani, Nasturi ve Keldani Hiristiyanlarin, daha simdiden “Kürtlestirilmek” istendiklerine dair kanitlar da mevcuttur. Kürtçü yazarlarin eserlerinde, bu halklar için “Süryani Kürtler”, “Nasturi Kürtler”, “Hiristiyan Kürtler” vs. gibi ifadelerin kullanilmasi, Süryani, Nasturi ve Keldanilerin kimliklerinin inkârinin en belirgin bir kanitidir.66
Süryani, Nasturi ve Keldani halklarinin tarih boyunca üzerinde yasadiklari ve hâlen de yasamaya devam ettikleri Mezopotamya topraklarinin, hayali “Kürdistan” haritalari içinde gösterilmesi, bir baska kanit olarak gözler önünde durmaktadir.
12 Nisan 1995’te, PKK’nin organizesiyle Hollanda’nin Lahey kentinde ilân edilen “Sürgünde Kürdistan Parlamentosu”(SKP)’nun amblemi “Kürdistan” haritasidir. Bu haritaya, Süryani, Nasturi ve Keldani topraklarinin yani sira, bölgedeki Arap, Zaza, Ermeni, Azeri, Türkmen vs. gibi halklarin yerlesik bulunduklari topraklar da dahil edilmistir. Yöredeki tüm etnik unsurlar; “Kürdistan halki”, “Kürdistanlilar” ya da “Kürt” olarak lanse edilmektedir. Bu husus, “Sürgünde Kürdistan Parlamentosu Hazirlik Komisyonu Bülteni”nde de açikça belirtilmistir. 67
Öte yandan; SKP tarafindan alinan, “SKP’nin resmi dili Kürtçe’dir” seklindeki kararin ve yine SKP tarafindan baslatilan, “Kürdistan’da Kürtçe konus! Kürtçe düsün! Kürtçe yaz!” kampanyasinin da, bölgede Kürtler disindaki halklari “Kürtlük” potasi içinde eritmeyi ve “Kürtlestirme”yi hedefledigi bir gerçektir.
SKP bünyesinde yer alan; George Aryo, Musa Caklo, Petros Karatay ve Samoev Merabi isimli Hiristiyan sahislarin, PKK’li Kürtler tarafindan kendilerine verilen “parlamenter”lik sifatiyla, güya Süryani, Nasturi ve Keldani halklarinin “temsilcisi”(!) rolünü oynamalari, esef verici bir durum arzetmektedir. Bu sahislarin, anilan halklarca “temsilci” olarak seçilmedikleri ve bunlarin çikar ugruna SKP’ye girmis olduklari asikârdir. PKK’li Kürtlerin, bu sahislarin “Hiristiyan” olmalarindan faydalanarak ve güya “Hiristiyanlarin koruyucusu”(!) maskesine bürünerek, bu sayede, Hiristiyan dünyasindan Kürt siyasi hareketi için destek almayi amaçladiklarini söylemeye bile gerek yok.
SKP içinde yer alan “Hiristiyan” sahislar, bu gerçegin bilincine varmalidirlar. Tarih boyunca, Süryani, Nasturi ve Keldanilere jenosit uygulayan Kürtlerin, simdi, bunun yeni bir senaryosunu hazirlamakta olduklarini ve Kürt’ün bilinen karakterinin hiçbir zaman degismeyecegini unutmamalidirlar.
SKP’ye katilan 4 Hiristiyan’in, Süryani, Nasturi ve Keldani halklarinin istikbalini ve istiklâlini karartmayi ve tarihe gömmeyi gaye edinen Kürt sövenistlerinin bu korkunç oyunundan hâlâ habersiz bulunmalarina ve Kürt siyasi hareketine payanda olmakta devam etmelerine bir anlam veremiyoruz.
PKK’nin girisimiyle olusturuldugu bilinen SKP’nin, biraz önce sözü edilen “Bülten”inde yer alan ve PKK’nin yan kuruluslari olan “Kürdistan Islami Hareketi” ile “Kürdistan Aleviler Birligi” imzali yazilarda da, Hiristiyan halklar için nasil bir istikbal hazirlandigi açikça ortaya konulmustur. Öylesine fanatik ve sövenist zihniyetli Kürtlerin olasi bir iktidarinda, Hiristiyan Süryani, Nasturi ve Keldanilerin, varliklarini, kimliklerini, kisiliklerini ve kiliselerini nasil ve ne sekilde muhafaza edebilecekleri konusunda, SKP’deki 4 “Hiristiyan”in ne düsündügünü, dogrusu çok merak ediyoruz.
Kürtlerin, kurmayi düsledikleri “Kürdistan”da, Kürtlerin hükümranlik döneminin, Mezopotamya’daki Hiristiyanlarin tarihten silinmesi demek olacagini söylemek için, müneccim olmak gerekmez.
Tarihin çesitli dönemlerinde, bölgedeki yerel yönetimleri ellerinde bulunduran Kürt beylerinin, Hiristiyan Süryani, Nasturi, Keldani ve Ermeni halklarina nasil bir soykirim uyguladiklari biliniyor. Kaldi ki, bölgede bir Kürt devletinin tesisiyle, devletin tüm yönetim kademelerini ellerine geçirecek Kürtlerin, geçmisteki zulüm ve katliamlarindan vazgeçeceklerini söylemek mümkün degildir. Çünkü Mezopotamya Hiristiyanlari, Kürtlerin karakter yapisini çok yakindan bilmektedirler.
Bir yandan Süryani, Nasturi ve Keldani toplumlarini “Kürtlük” potasi içerisinde eritmeye yönelik girisimler baslatan PKK’nin, diger yandan, daha simdiden söz konusu halklari imha amaçli yöntemlere basvurdugu bilinen bir husustur. 1984’ten bu yana, Güneydogu Anadolu’daki Hiristiyan halklari da hedef alan PKK, bunlardan pekçok kisiyi katlettigi gibi, yüzlerce Hiristiyan aileyi de bölgeden göçertmistir. Tabii ki bu tür saldirilar yalnizca Güneydogu Anadolu’daki Hiristiyanlarla sinirli kalmamis, Kuzey Irak’ta yasayanlara da ayni türden saldirilar yapilmis ve yapilmaktadir. Bununla da yetinmeyen PKK, Süryani, Nasturi ve Keldani gençlerini de zorla kaçirarak terörist eylemlerde kullanmakta, böylece bir tasla birkaç kus birden vurmayi amaçlamaktadir.
Yakin zamanlarda, Kuzey Irak’taki Hiristiyanlara yönelik Kürtlerin vahsiyane saldirilarindan biri, 10 subat 1997’de, saqlawa kasabasinda gerçeklestirilmistir. Anilan beldede, iki Asuri (Nasturi) Hiristiyanin Kürtler tarafindan sokak ortasinda öldürülmesi üzerine, olayi Avrupa’ya tasiyan Asuriler, Avrupa’da faaliyet gösteren Asuri Demokratik Organizasyonu imzasi ile “Kuzey Irak’ta Kürt ‘Adaleti’nin Yeni Bir Gösterisi” baslikli bir basin bildirisi dagitarak Kürtleri siddetle protesto etmislerdir.
Bu arada, PKK’nin güdümündeki Brüksel Kürt Enstitüsü tarafindan, Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasinda 6 Mart 1997 günü düzenlenen bir konferans sirasinda da bir grup Asuri (Nasturi) Hiristiyanin Kuzey Irak’taki saqlawa olayini kinayan bir bildiri dagitmasi üzerine, buna engel olmak isteyen Kürtler ile Asuriler (Nasturiler) arasinda tartisma çiktigi ve taraflarin karsilikli olarak birbirlerini suçladiklarina dair haberler, Türk basininda da yer aldi.68
Yukarida sözü edilen Asuri Demokratik Organizasyonu’nun bildirisinde, özetle su görüslere yer verilmektedir:
“10 subat (1997) pazartesi günü, Kuzey Irak’taki saklava’da iki Asuri, Lazar Matta ve oglu Haval, yüzlerce Kürd’ün vahsice saldirisina ugrayarak kent sokaklarinda katledilmistir.
Son yillarda bu tür olaylar çogalmistir. 10.9.1996 tarihinde, Ahlam Petros Nissan adinda küçük bir Asuri kizi, Kuzey Irak’in Barwari-Bala bölgesindeki Baz köyünden silahli bir PKK grubu tarafindan kaçirilmis olup hâlâ kendisinden haber alinamamaktadir.
Bu iki Asuri’nin öldürülmesiyle ilgili olarak su ana kadar hiçbir adli kovusturma açilmamistir. ‘Kürt makamlari’ ise, her zaman oldugu gibi, yasalarin ve adaletin uygulanmasi yolunda hiçbir çaba harcamadan, bu olaylari küçümseyip siradan bir vaka gibi göstererek Asurilerin tepkisini yatistirma gayretindedir.
Saldirilarin yeniden siddetlenmesi, sadece Asuriler arasinda Kürtlere güveni ortadan kaldirmakla kalmamakta, ayni zamanda bu trajik olaylarin Kuzey Irak’ta Hiristiyan Asurilerin kökünü kazimayi amaçlayan önceden planli bir politikanin sonucu oldugunu kanitlamaktadir.” (Belge-8)
Öte yandan, 14 Mayis 1997 tarihinde, Türk Silahli Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta PKK’ye karsi baslattigi harekâti müteakip, Mesut BARZANI liderligindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) güçleri de bu firsattan yararlanarak; Duhoq, Zaxo, Rewanduz, saqlawa, Erbil gibi çesitli yerlesim birimlerindeki Süryani, Nasturi ve Keldani Hiristiyanlara karsi saldiriya geçtiler.
Söz konusu saldirilar sirasinda; 18 Hiristiyan köyü bosaltilmis, binlerce hektarlik ekili arazi, bag ve bahçeler yakilmis, yüzlerce kisi gözaltina alinarak iskencelerden geçirilmis, onlarca kisi de hunharca katledilmistir.
Özellikle, 16 Mayis 1997 günü ve sonrasinda, Hiristiyanlarin yerlesik bulunduklari Erbil’in Anqawa kasabasinda, KDP pêsmergelerince evlere baskinlar düzenlenmis, esyalar talan edilmis, pekçok suçsuz ve savunmasiz insan vahsi bir sekilde kursuna dizilmistir.
KDP’nin, Mezopotamya Hiristiyanlarina yönelik bu insanlik disi zulüm ve baskilari, Avrupa’daki Süryani, Nasturi ve Keldani kuruluslari tarafindan, Almanya, Belçika, Hollanda, Isveç ve Fransa’da düzenlenen çesitli gösteri ve yürüyüslerle protesto edilmistir.
Son protesto mitingi ise 28 Haziran 1997 tarihinde, Isviçre’nin Cenevre kentindeki Birlesmis Milletler binasi önünde yapilmistir. Göstericiler, KDP’nin Süryani, Nasturi, Keldani halklari üzerindeki baski ve katliamlarini belgeleyen bir dosyayi da Birlesmis Milletler Insan Haklari Yüksek Komiserligi yetkililerine sunarak, gerekli girisimlerde bulunulmasini istemislerdir.
Bu arada; Süryani, Nasturi ve Keldani kuruluslari, tüm Hiristiyan âlemine, Papa’ya, Birlesmis Milletler Genel Sekreterligi ile uluslararasi demokratik kitle kuruluslarina da çagrida bulunarak, KDP’nin Hiristiyan halkini yok etme politikasinin önüne geçilmesi gerektigini bildirmislerdir.
SONUÇ
Bugün, Süryani, Nasturi ve Keldani halklarinin her bir ferdinin, dünyanin çesitli ülkelerinde mülteci ve vatansiz olarak yasamak zorunda birakilmasinin yegâne sorumlusunun Kürtler oldugu bir gerçektir. Bu gerçegi, her Süryani, Nasturi ve Keldani insaninin iyice idrak etmesi ve hiçbir zaman da unutmamasi gerekmektedir.
Konuya objektif olarak bakildiginda; geçmiste, Kürtler tarafindan Süryani, Nasturi, Keldani ve Ermeni toplumlarina uygulanan baskilar ile günümüzde, PKK ve diger Kürt örgütlerinin yine ayni topluluklara yönelik insanlik disi saldirilari arasinda hiçbir farkin bulunmadigi anlasilmaktadir.
Bununla birlikte, gerek PKK’nin ve gerekse diger Kürt siyasi örgütlerinin ve ideologlarinin, bölgedeki tüm etnik topluluklari “Kürtlestirme” yönünde, asimilasyona tabi tutma gayretleri, çok daha vahim bir durum arzetmektedir.
Bu baglamda; özellikle Avrupa ülkelerinde, sayilari az da olsa, bilerek veya bilmeyerek PKK ve diger Kürt örgütlerinin güdümüne girmis bulunan Süryani, Nasturi, Keldani ve Ermeni halklarina mensup bilinçsiz bazi kisilerin, konumlarini bir kez daha gözden geçirip, Kürt örgütlerinin kirli oyunlarina alet olmamalarini temenni ediyoruz.
NOT:Bu makale tamamen alıntıdır.
|
|
Kimden: bawer 78.162.149.*** |
12.03.2009 18:32:33 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
sevgili baterist sen süryani değilsin. bu durumda seni kimliğini açık etmeye davet ediyorum. kim olduğumuz netleşsin ona göre tavır belirleyelim. pkk nin tüzüğünden haberin yok. oradan buradan alıntılar ile çarpıtmak ile sen ancak o şöven egonu tatmin edersin. kafa bulandırırsın. aslında bu topraklarda ne kadar acı cekiliyor ise senin gibi kafa tascı zihniyetlerin yüzündendir. iyi nemalandığınız aşikardır. kısa bir süre sonra cevap olacağım size..
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
12.03.2009 21:08:29 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya abi boşver inan bana öyle insanlarla uğraşmaya değmez..belliki adam türk..neden bize kendini süryani olarak tanıtıyorki.. bide kalkmış bize diyo ben süryaniyim.. ..benim bildiğim süryani kardeşlirimin hiç birisi senin gibi değil..utan kendinden ya ...böyle şeyler yazmakla süryani kardeşlerim tarihlerinide zedeliyorsun..umarım farkındasındır..
|
|
Kimden: beer 217.162.115*** |
13.03.2009 01:15:55 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
bawer bey: sen iyi bir suryani ol baskalarini bos ver kimlik ten bahseden insan ilk once kendi yapar bence .? eyer art niyetli olmamak sartiyla tabi. sen bu gibi cocuk oyonlari oyniyabilirsin ama yanliz kalirsin. iyi dusunmek lazim bence. DEVRAN.senin gibi iyi yorum yapan insan hemen cok kolay pes etmen beni sasirti .inan bana hepimiz ASURU (SURYANI)EVLADLARIYIZ BU TOPRAKTA ATALARIMIZIN TOPRAGIDIR HIC KIMSE TEREDUT ETMESIN BIZ BURDAYIZ BURDA DOGDUK VE BURDA KALACAGIZ HIC BIR KUVET BIZI YOK EDEMEZ SAYGILARIMLA------------
|
|
Kimden: bawer 78.162.139.*** |
13.03.2009 10:03:28 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sevgili beer:
Eteğimizdeki taşları dökelim.. Kimin ne adına yorum geliştirdiği anlaşılsın. Kimin ne olduğ anlaşılsın. Tabi bunun için öncelikle çümle kurmasını öğrenmemiz gerekmektedir. Kedmizi maskleyerek sistem yardakçılığına soyunmak bizce affedilir bir tarafı yoktur. Bir takım milliyetçi argumanlar üzerinden barışçı dinamiklerin zedeleyecek tavırlar kurmak yanlızca bize kaybettirir. Bunun anlaşılması bu denli zor değil elbette. Ama ne hikmetse sizler bu tutumda diretiyorsunuz.
İfade etmeye çaliştiğimiz bir diğer olgu ise; biz Süryanilerin özgün koşulları itibari ile geliştirdikleri ve geliştirebilecekleri bir mücadelenin bütünü ile bölgedeki Devrimci yapılardan bağımsız olamayacaklarıdır. Nitekim,Beyth Nahrin Ulusal Kurtuluş Ordusu bu anlamda en büyük desteği Kürt Özgürlük Hareketinden almıştır. Kendilerini maskelemiş bir takım kişiliklerin, sözüm ona Süryanilik adına bu forumda yapmış ve taşımış oldukları yorumların bütünü bu anlayışı görmemezilikten gelerek, bütünü ile zihinleri bulandırmaya yönelik olduğunu ifade etmek istiyorum.
Eğer öyle değilse, buyurun bir/kaç öergütlü yapımız var içine girip savaşın. Sizi Bundan ne alıkoyuyorda, burada sistem ağzı ile karalama ve çarpıtma politikaları izliyorsunuz. Bunada gücünüz ve yüreğiniz yoksa, en azından bu karekterde bir duruş sergileyin. Orada-Burada kamufle olarak resmi ideolojinin bayraktarlığını yapacağınıza buyurun savaşın. Evimizde oturup ahkam kesmek korkaklıktan başka birşey değildir.
Bu karalama politikalarından ötürü sizlerle birşeylerpaylaşmak istiyorum. Yakın dönemde resmi ideolojinin biz Süryanilere dair ajanslara geçtiği bir-kaç yorum.
Yargıtayın hazırladığı terör örgütleri listesine pek bilinmeyen bir Süryani örgüt de eklendi. Türkiye bütünlüğünü tehdit eden 86. örgüt olarak Yargıtay listesine giren Beyth Nahrin Ulusal Kurtuluş Ordusu isimli ve bazı Süryanilerden oluşan terör örgütü, Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde yer aldı. Örgütün, Türkiye ve Irak arasında bağımsız Süryani devleti kurulması için silahlı mücadele başlatmayı planladığı belirtiliyor.
Beyth el Nahreyn terimi, iki ırmak arasındaki ev anlamına geliyor. Bununla da Fırat ve Dicle arasında kalan coğrafyanın kuzeyi, yani Kuzey Mezopotamya kastediliyor. İstihbarat kaynaklarına göre, Süryaniler bu bölgeyi anavatan kabul ediyor. Beyth Nahrin ise anavatanın işgal altında tutulduğu ve silahlı mücadeleyle anavatanın kurtarılmasını hedefliyor. Yargıtay hakimlerinin hazırladığı listede PKK, DHKP/C, TİKKO, TKP/ML gibi bildik 85 örgüt bulunuyor. Emniyet, MİT ve Jandarmanın Terörle Mücadele birimlerince gönderilen raporlara dayanarak sürekli güncellenen listenin sonuna bu yıl Beyth Nahrin örgütü eklendi. Jandarma Genel Komutanlığ, Güneydoğudaki birimlerinde örgüt hakkında seminerler vermişti. Süryaniler, Türkiye ve Irak arasında bölünmüş durumda. Türkiyede Mardin kent merkezi, Midyat, Nusaybin ve İdil ile birkaç çevre köyde yaşıyor. Irak Süryanileri ise Barzaninin kontrolündeki bölgelerde ve Kerkükte bulunuyor.
Beyth Nahrin oluşumunu tetikleyen en önemli olay,PKK lideri Abdullah Öcalanın, 1900 lü yıllarda Lübnanda Süryani Klisesi ile yaptığı görüşmelerdir. O süreçten sonra Bağımsızlık isteğine yönelik kurulan Süryani örgütleri sayısında 1990 lı yıllarla birlikte bir artış gözlendi. Süryanilerin silahlı mücadeleyi savunan kesimlerince kurulan örgüt ilk kez 2003 te ortaya çıktı. Daha önce PKK nın bünyesinde uzun zaman silahlı eylemler yapmış Beyth Nahrin Yurtsever Devrimci örgütünün bulunduğu belirtilen raporlarda, örgütün Avrupadaki ilk eylemini 24 Temmuz 2000 de Lozan da hükümet konağını işgal ederek gerçekleştirdiği ifade ediliyor.
Özelikle alt paragrafa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu jitem in mgk ya sunduğu rapordur.
Güvenlik güçlerinin tespitlerine göre, Beyth Nahrinin temelini ADO örgütü oluşturuyor. ADO, 1990 yılında ortaya çıktı. 1993 te PKK ile anlaşma yapıp, PKK nın bünyesine girerek birçok eyleme katıldı. Bu Süryani grup, PKK içindeki en kanlı, (şehit ettikleri Türk askerlerin organlarını kesmek gibi) en acımasız teröristler olarak nam salmıştı. Operasyonlarda ölü ele geçirilen ve Ermeni olduğu sanılan sünnetsiz teröristlerin önemli kısmının Süryani olduğu belirtiliyor. PKK bünyesinde bulundukları içinde isim değiştirip ADO yerine Beyth Nahrin Yurtsever Devrimci Örgütü adını alan örgütün, Öcalan ın yakalanmasıyla, PKK ile yaptıkları gizli toplantılar sonucu (PKK, örgütün artık bir nitelik kazandığını ve bölgede kendi başına hareket etmesi gereketiğini bildirmiştir sonradan) PKK dan ayrılma süreci de başladı. PKK dan kopuş sürecinde bu kez Beyth Nahrin Özgürlük Partisi adını aldı. Daha önceki Süryani silahlı örgütünün devamı niteliğindeki grubun kurulmasında Londrada yaşayan Süryani milliyetçilerinin büyük desteği oldu. 2004 te teşkilatlanmaya ve eleman edinmeye, yetiştirmeye başlayan ve Beyth el Nahreyn inanışını esas alan örgüt, yapılanmayı tamamladığında, Türkiye ve Irak arasında paylaşılmış anavatanın kurtarılması ve bağımsız bir Süryani devleti kurulması için silahlı mücadele başlatmayı planladığı ifade ediliyor.
Bir başka raporda PKK nin hayali bir Süryani tarihi yaratmaya çaliştiği idda ediliyor!
ABARTILI NÜFUSUN MAKSADI?
PKK ye yakın Avrupa mahreçli internet sitelerinde beş bin yıllık geçmişe sahip Süryaniler denilerek Süryanilere bir de tarih yaratılıyor.
Çoğunlukla Abid dağı (Allaha kulluk edenlerin bulundukları dağ anlamına geliyor) civarındaki yerleşim yerlerinde bulunan Süryaniler, 1900 lerin başından beri başta ABD olmak üzere ve Avrupa ülkelerine göç ediyorlar.
Zaten sayıları az olan Süryaniler şu an bölgede 3 bin civarında yaşıyor.
AB ve örgüte yakın internet sitelerinde Süryanilerin nüfusunun 13 milyon olduğu iddia ediliyor. Bunun 1.5 milyonu Suriyede, 1 milyonu Irakta, 1 milyonu Lübnanda yaşıyor denilirken bunların Anadolu ateşiyle yanıp tutuştukları ve Türkiyeye yerleşmek üzere başvurma hazırlıklarında oldukları dile getiriliyor. (Ve teşvik ediliyor!!.)
Türkiyenin de içinde bulunduğu 22 ülkeyi kapsayan Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiyede Hıristiyan bir azınlık oluşturmayı amaçlayan ABD ve AB nin misyonerlik faaliyetlerine verdiği desteğin ötesinde Türkiye dışından Hıristiyan unsurların da ülkeye getirilmesi ön görülüyor.
Süryanilerin bütün dünyadaki nüfusunun toplansa 3 milyonu aşamayacağı bilinirken Türkiyenin sadece bir bölgesine Süryani imiş gibi 13 milyon Avrupalı işsiz-güçsüz Hıristiyanın yerleştirilmesi için bir projenin düşünülmesi bile kurulan kumpasın ülke açısından oluşturduğu tehlikeyi gözler önüne seriyor.
Sizlerle paylaşmak istediğim bir diğer rapor: TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ raporudur. Göz atalım.
KOD ADI MOR GABRİEL MANASTIRI.
Müyesser YILDIZ.
Sayın Yonca Anzerlioğlunun, Seyfo Mu? Beyth Nahrin Terör Örgütü Mü? başlıklı yazısını okumuşsunuzdur. O yüzden, bu örgüt üzerinde durmayacağım. Ancak bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Şayet PKK-Barzani arasında, tam bir mutabakat sağlayabilirlerse, istihbarat örgütlerinin bilgilerine göre, uzunca süredir Kandilde eğitilen(!) bu örgüt devreye sokulacak. ASALA-PKK zincirinin devamı olarak!..
Evet Ermeni ve Kürt sorunlarımızdan sonra, Süryani sorunumuzu hazırlayıp, usul usul kapımızın önüne koyuyorlar. Kod adı, Deyrelumur, diğer adıyla Mor Gabriel Manastırı, merkez üssü ise Almanya. Oldukça hacimli olan bu konuyu, satır başları ile özetlemek istiyorum.
Görünürdeki olay şu; Mardindeki Mor Gabriel Manastırı, komşu köylerin 100 hektarlık ormanlık arazisini, duvar çevirerek, işgal ettiği gerekçesiyle, muhtarlar tarafından mahkemeye verildi. Avrupadan çok sayıda Süryani ile İsveçten milletvekilleri, davayı izlemek üzere Türkiyeye geldi. Önümüzdeki hafta da Claudia Roth başkanlığında bir grup Alman Parlamenter, Türkiyedeki dini (sanki bir tek o manastır simgeymiş gibi) özgürlükler simgesi olarak kabul edilen Manastırda inceleme yapacak. Aslında meseleyi bizzat takip eden Almanya Başbakanı Angela Merkel. Onu harekete geçiren de, güya Almanyadaki Süryani Federasyonu. Türkiye Büyükelçisi Eckart Cuntz, Merkelin talimatı üzerine Midyata gitti, bir rapor hazırladı ve Konuyu Alman halkının büyük bir ilgiyle takip ettiğini söyledi. Cuntz, Süryani meselesinin önümüzdeki günlerde Türkiyenin başını ağrıtabileceğini de duyurdu. Bu arada Avrupadaki Süryaniler, 25 Ocakta Berlinde bir protesto mitingi düzenleyerek, AB Komisyonu’nu harekete geçmeye çağırdı.
Meselenin aslına gelince; Yıllar önce Mardin ve etrafında incelemeler yapan BM görevlisi, koca bir rapor hazırladı. Peşinden AB İlerleme Raporlarında, Pontus ve Süryani kültürünün tanınması istendi. Avrupa Parlamentosu 2006 da, Pontus ve Süryani soykırımlarının tanınması kararı aldı. ABD de, Din Özgürlükleri Raporu ile Süryani haklarının verilmesini gündeme getirdi. Beraberinde Avrupada bir Süryani diasporası oluşturuldu. Birkaç örnek vermek gerekirse;
2001 de Brükselde, merkezi Hollandada olmak üzere bir Asuri-Keldani-Süryani Birliği (ACSU) kuruldu. ACSU Başkanı Fikri Aygurun ilk talebi, Lozan Barış Antlaşmasının gözden geçirilip, kendileri açısından değiştirilmesi oldu. Berlindeki Süryani cemaatinin öncülüğünü de (Ermenilerin sözcülüğünü yapmakla tanınıyor ayrıca Alman Gizli Servisinin Kafkas Masası Şefi olduğu öne sürülüyor)Dr. Tessa Hoffmann yapıyor. Hoffmann, Türkiye Devleti, Ermeni, Rum, Süryani ve Kürt kurbanların kemikleri üzerine kurulmuştur iftirasında bulundu. Yine Berlindeki, Avrupa Asuri Süryaniler Birliği, Süryani, Asuri ve Keldanileri, Protesto gösterileri yapmaya, AİHM e başvurmaya, Türkiyeden soykırımın tanınmasını istemeye ve Güneydoğuda alt yapının oluşturulması için savaşmaya davet etti.
Sayın Anzerlioğlunun anlattığı SEYFO adlı kuruluşun Başkanı Sabri Ataman ise, Nisan 2005 te, soykırım iftirasını tekrarlayıp, PKK li yandaşlarıyla Uluslararası hukuk ne diyorsa o olsun, diyordu. Lahey Adalet Divanı, toprak diyorsa, toprak, tazminat diyorsa, tazminat... sözleriyle, adeta meydan okudu. İsveçteki Süryani Federasyonu Başkanı Robert Halef de, Yurtdışında yaşayan Süryaniler için Türkiyede bir yerleşim birimi kurulması, burasının özerk bir yapıya kavuşturulması, Mardin, İstanbul ve Midyatta yaşayan Süryanilere dil ve din eğitimi hakkı tanınmasını istedi.
Böyle bir dizi örgüt ve faaliyet var. En dikkat çekici olan, Süryani örgütlerinin, aynı zamanda, Ermeni soykırım iftirasının tanınması için çalışması, sadece Ermeniler ve Rumlar değil, birçok ülkede PKK ya bağlı örgütlerle de ortak hareket etmesidir. Nitekim geçen yıl Süryani-PKK dayanışması, Türkiyeye taşındı. Önce teröristbaşı Öcalanın talimatıyla kurulan Barış Meclisi, Mor Gabriel Manastırı için imza kampanyası açtı. Ardından DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, Midyattaki Süryani Kültür Derneği ile manastırı ziyaret edip, Belki bu zenginliklerin katledilmesinde bizim de, Kürtlerin de parmağımız vardiyerek, Süryani ve Ermenilerden özür diledi.
Bu da Tarihi Bir Proje
Evet, Süryani sorunu da Sevr’den beri, birilerinin gündeminde ve Büyük Ermenistan ile Pan-Turan, Pan-İslam karşıtı geliştirilen projelerinin tamamlayıcısı. Sevrde, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyanın da tekrarladığı, Büyük Ermenistanın bir ayağının Çukurovaya uzatılması hedefleniyor, ancak bölgede yeterince Ermeni nüfus olmadığı için Süryanilerin tampon olarak kullanılması planlanıyordu. Süryani meselesi Lozanda da önümüze kondu. Azınlıklarla ilgili alt komisyonun bir oturumunun başlığı, Ermeni, Asuri, Keldani heyetlerinin dinlenmesi idi. Türk heyetinden Dr. Rıza Nur, bunu görünce, Ermeniler Lozana dolmuş, Ermeni yurdu diye paçaları sıvamış, çalışıyorlar. Ben yalnız Ermeni görmüştüm. Şimdi bir de hiç bilmediğimiz ve aklımıza gelmeyen Asuri, Geldaniler varmış. Hayret, alıklaştım. Demek bize oyun ediyorlar der. Ve, Biz devletlerle müzakereye geldi, Ermeni, Asuri devlet değil kki... sözleriyle, oturuma katılmayacağımızı bildirir. Ancak komisyon, söylenenleri kayda geçirmese de, bu heyetleri dinler. Ana heyetler toplandığında ise bizzat Lord Curzon, Asuri-Keldaniler için, dilleri, okulları, görenekleri ve dinleri konusunda tam garanti ister.
Meselenin, Türkiye üzerindeki hazırlıklarla paralel yürütülen bir de Irak boyutu var ki, bu başlı başına bir yazı konusu olacak nitelikte. Ama şu kadarını belirteyim, Uluslararası Süryani Kongresi, Federal Irak Devleti bünyesinde, Musulda bağımsız bir Süryani-Hıristiyan otonomisi kurulması peşinde. Ve bunuda en çok PKK istiyor. Yani, Musul’u istiyorlar.
Doğu sınırımızda Ermeni, Güneydoğuda Kürt, Güneyde Süryani sorunları..Ne tesadüf değil mi?!..
En derin Sevgilerim ile..
|
|
Kimden: baterisst 78.182.68.2*** |
13.03.2009 11:54:17 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Ben bir süryaniyim.Hemde Soy adıma kadar bir süryaniyim.Avrupa insanhakları merkezinde ailemin Kürtlerin baskısı sonucu göç etiği tarih bile belli.Babamın hala anneannesinin tek kolunun olmayışını ve katiller tarafından babasının götürülüşü bizler için bir bedelken senin gibi demokrsi yalanlarıyla kürt siyaseti yalakası,yaltakçısı,işbirlikçisi,çıkarcısı benim değerlerime ve bedellerime dil uzatamaz.Haddini bil.
Ve benim bedellerim ego değildir.Buna göre kelimelerini seç terbiyeni takın.Adam değilsen yorumyazma.Yazdıklarım çıkarlarına ters düşüyorsa yorum yazma.Yazacaksanda adam ol.Sen bu tavırı hak ettin.Süryani olman beni ilgilendirmiyor,böyle iğreç bir insan olduğun sürece benim için yaltakçılıktan ileri gidemezsin.Şahsi değerleri dile getirme daha sertde olabilirim bundan hiç şüpen olmasın.
Sorunumuz illegal süryani örğütlerinin yapısı Değildir.
Bu tür illegal örgütlerin ise Kürt Siyasetinin yanında olması çıkarlar doğrultusundadır.Süryani mücadelesi sadece yukarıda belirttiğin gruplardan İbaret değildir.Bizler bile süryaniler olarak böyle bir ortamda farklı düşünceler sergileye biliyorsak,parçaların bütünün habercisi olduğu mantığıyla çeşitli grupların olması gayet doğaldır.
Yezidiler ve Süryaniler Adlı bir kitapta erbil valisi Asuri-Süryani Fransua Hariri,yazara süryaniler arasında birçok amaçlar uğruna mücadele veren çok sayıda legal ve illegal süryani mücadele grupları olduğunu belirtmektedir.
Senin mücadelem dediğin dava ile benim mücadelem dediğim davam arasındaki fark koskoca bir çelişkidir.Bu çelişkinin sebebi şudur;Senin gibiler,süryani gerçeklerini çıkarları,hayalleri uğruna kabul edemeyenlerdir.Yukarıda
100 gerçekleri alıntıladım ona bile karşı çıkdın.Amacın nedirki Kafa tasçılıkla şuçluyorsun.Çünkü Senin kürtlerden çıkarın var.Herşeye kardeşlik bağlamında yaklaşamazsın.Süryaniler yaklaşsada diğer gruplar yaklaşmayacaktır.Sizin gibiler Süryanileri diasporadabile rahat bırakmayan,haraç kesen pkk nın koltuk değneğidir.Senin gibiler işgale karşı kürt Siyasetinin yanında mücadele verir ama ne yazık ki işgalcinin kürtler olduğunu anlamak istemez.Senin gibi süryaniler kürt siyasetinin köpeği olmaya mahkumdur çünkü çıkarları uğruna kendi halkının mücadelesini benimsemez.Mezopotamya için senin gibi süryani siyasetinin savunucularıda yalan Kürt siyasetide yalan.Mezopotamyadan silinmeye mecbursunuz.
Sığınmışsınız bir kürt siyasetinin arkasına burdan siyaset yapıyorsunuz.Sizin gibi teslimiyetçi siyaset yanlıları zaten bu halkı gömdü.Söylermisin bana kardeşlikten yana
barıştan yana olmayan süryani ailesi varmı?Biz böyle değilmiyiz zannediyorsunuz.Bellemişsiniz bir halkların kardeşliği hurra at gözlüğüyle gidiyorsunuz.Halkların kardeşliğine hiç kimsenin diğeceği yok ama bakbakalım o arkasına sığındığın mücadele sana aynı kardeşliği gösteriyormu.Yukarıdaki makalede yazılanları hiç duymamazlıktan geliyon.Aha sana pkk nın yaptıkları,Aha sana işbirlikçi barzanisinin yaptıkları,aha sana onların güdümündeki kürt halkı.Hepsi bu makalelerde var.Ve bu makalenin yazıcılarıda bu işin bedelini ödeyen kişilerdir.Senin gibi süryani bozmasının ağzından çıkan iki söz koskoca süryani toplum gerçeğini değiştiremez.Sözde süryanisin ama daha kendi gerçeklerini yazan bir makaleye dayanamıyorsun.Doğal olarak diyorumki senin kürtlerden bir çıkarın var.Sana bu bütün yorumlarımda anlattıklarımı kürtlere anlatsan senden 10.000 kat daha anlayışlı karşılar.Makaledede söylendiği üzere 3-5 tane süryani bozması kürt siyaset taraftarı, biz ASURİ-KELDANİ-ARAMİ halklarının gerçeklerini değiştireemez.
Bizlerin mücadelesi bu uğurdadır.Bu benim kişisel düşüncem değildir.Bu süryani toplumunun gerçekleridir.Sorulacak bir hesap varsa Bu kürdündende,osmanlısındanda,Avrupasındanda sorulmalıdır.Osmanlıya düşman olupta onun kılıcı kürtlerle ittifak olmak, boşuboşuna hayaller kurmaktan başka bir şey değildir.Kaldıki bu yolun yolcuları senin gibi lahana turşusuyla diyet yapanlardan ibarettir.Mantıksızlık,Hayasızlıktan,Kendini inkardan ibarettir.
Senin şu pkk-bethnahrin ilişkisi hakkında; bethnahrin örgütünün bir yöneticisinin pkk ile ilişkileri hakkında şu alıntıyı aktarıyorum.
`Bizim çıkışımız 2500 yıllık göçe bir cevaptır. Bu dağlara bizim diyebilmek için silahı seçtik.` Kimileri bizim için PKK tarafından yönlendiriliyorlar diyor... İlişkilerimiz hür ve enternasyonal temeldedir...`
Bu çelişkinin sana kapak olacağını umuyorum.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
13.03.2009 13:00:56 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya arkadaşım sen neden burda bide hiç türklerden bahsetmiyorsun..her şeyi kürtlere atıyorsun..bilip bilmeden konuşma..tamam mı??artık o kadar sınırını aştınki bundan eminim sen doğuda olsaydın..öyle söylüyemezdin..yoksa biliyorum sana ne olcaktı..bana söylermisin ya sende türk kanı varmı...cevabı ben vereyim...bence var..pkk kürt milletinin özgürlük hareketidir..
|
|
Kimden: bawer 78.162.139.*** |
13.03.2009 13:31:03 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
öyledir.. kesin öyledir. haco keleşte ermeniyim diyor ama MHP ye hizmet ediyor. bakırköy b.başkanı adayı olmuş.
ne o:) bakıyorumda klişe laflar ile hakaretler yağdırmaya başladin? buda sözüm ona, o; hümanist barışçıl kişiliğinin yansıması olsa gerek. ne büyük bir kişilik örneği. Zat-ı alin o pek sert mizacını kaba-kulak laflar ile süsleye dursun, bizde yorumlarımıza devam edelim.
Kürt siyaseti ile ilgili yorumuna cevaben;
Kürt siyaseti kavramı yanlış bir kavramdır.Kürt özgürlük hareketidir bu. bunu düzelteyim öncelik ile.. Çünkü; bir çok özgün kürt hareketi mevcuttur. Barzanisinden tut Abdulmelik fırata kadar. PKK dişinda bunların bir çoğu milliyetçilik olgusu üzerinden siyaset yaparlar. Düşünsel duruşum gereği, bu milliyetçi siyasi akımlara karşı bir duruşum var. her milliyetçi akıma karşı olduğu gibi. öncelik ile bunları ayrı tutalım. karıştırmayalım. Hepsini bir potada eritmek yanlıştır.
senin bir mucadelen mi var ki, bir çelişkiden bahsediyorsun? kiliseye sarilmiş birakmiyorsun. din elden gidiyor nidaları ile. tanrı seni korusun ey büyük zat. işiğin ile bizi aydınlat.. legalde olmadığın gibi il-legaliteye de gelmiyorsun. sıkıyor tabi. Büyük Zat-ın mücadelesi varmış. 3-5 kişiymişiz.. 3-5 kişide olsak senin gibi pısırık değiliz en azından bir cabamız var. sanada taktir etmek düşüyor. aksi taktirde buyur meydan senin. senide görelim?
sertlikte senden önde gideni yok burada. bize haksızlık etme. Fizik yasalarından haberin var mı?, bilemiyorum ama en ser cisim bile carpışma sırasında hızından bir ölcü kaybeder. tabi bu senin nekadar sert ve hızlı olduğun ile alakalı bir durum. karşıdakinide hesaba katacaksın tabi.. neyse..
Kürtlerden çıkarın var
Bu laf bizi bitirdi sahiden. hangi çağda yaşıyorsun? imkan olsa galaksilerden katılıyor diye düşünecektim. lakin bahsı gecen olgunun temel dayanağı nedir bundan dahi be habersin. Tabiki cıkarımız var. yok edilen Dilimizi, Kültürümüzü yaşatmak için verdiğimiz muvadeleye katkıları var ise neden ret edelim? şimdi diyeceksin ki, tarihte yok ettiler. bu nasıl bir dayanışma. evet ama tarihte bir çok halk bir diğer halkı yerinden etmiştir. egemenliği altına almıştır. bunu tasfip etmiyoruz elbette. ama bunlar gecmişte kaldı. bu gün bu insanlar hataları ile yüzleşiyor ise, bu anlamda bizede katkı sunuyorlarsa neden ret edelim. ret edenlerde senin gibi istanbul kırmalarıdır. türk literatöründe buna dönme derler.
şu son paragrafı ancak senin gibi bir kör döğüşçüsü yazının sonuna ekleye bilir..
pkk-bethnahrin ilişkisi hakkında;
`Bizim çıkışımız 2500 yıllık göçe bir cevaptır. Bu dağlara bizim diyebilmek için silahı seçtik.` Kimileri bizim için PKK tarafından yönlendiriliyorlar diyor... İlişkilerimiz hür ve enternasyonal temeldedir...`
Bu çelişkinin sana kapak olacağını umuyorum. vay.. vay.. vay. tanrı aşkına bu kadar ketum-kör müsün?
ilgili konuya cevap;
PKK ilk silahlı eğitimini fkö (filistin kurtuluş ordusu) dan almıştır. şimdi diyebilir miyiz ki, PKK yi FKÖ yenetiyor. yönlendiriyor. bu saçmalığı hangi alki izah ile dile getiriyorsun? kim-kime iredesini ipotek ettirir? PKK iradesini FKÖ nün ipeteğine verebilir mi? verise özgünlüğünden bahsedile bilir mi?
Beyth Nahrin Ulusal Kurtuluş Ordusu da, aynı şehilde iradesini kimsenin ipoteğine vermez. kendi iradesini kendisi kullanır.
kapakmış, vay vay vay. sanıyormuş. sen sana dur. daha çok kapak yersin. zenin gibi büyük bir zat bu kadar basit düşünebilir mi? şaştım doğrusu. ne yücesin.. işiğin ile aydınlat bizi.
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
13.03.2009 18:53:44 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
umarım buda sana kapak olmuştur..batersit..bu sözlerd3en ders çıkarırsan ne mutlu bizelre..yok çıkarmasan..o sana kalmış bişey artık.:
|
|
Kimden: baterisst 78.182.79.1*** |
13.03.2009 19:16:14 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Sana söylemiş olduğum lafların arkasındayım bawer.Ama eğerben bu lafları söyleyerek ayıp ediyorsam sen niçin ilk önce taş atıyorsun.Senin bana ettiğin lafların karşısında sen böyle bir tavrı hakettin arkadaşım.Bir deyim vardırya "dinsizin hakkından imansız gelir" diye işte bu tavıra tokat gibi oturuyor.Ayriyetten senin gibi bir ateistin anlayacağını düşünmüyorum ama, Mesih şöyle der
"bir insanın sana nasıl davranmasını istiyorsan sende ona öyle davran."
Kürt siyaseti konusuna gelince;
Senin dediğin gibi kürt özgürlük hareketi olsun.Şimdi iyi oku.
1)Öyle bir özgürlük hareketi ki kendi özgürlüğü uğruna, komşusunun özgürlük hareketini çekememiş zulumle işbirliği yaparak onları yok etmiş bir harekettir.Senin gibiler süryanilerin pasifliğinden dem vurmakta.Sorarım Niçin pasif olamasınlar ki,zamanında süryaniler sizin türk diye tabir ettiğiniz osmanlı zulmune başkaldırmış ama Kürt özgürlük hareketi zulumle bir olarak topraklarının üzerine konma uğruna onları bu topraklardan silmiştir.Yalanmı.Böyle bir özgürlük hareketi olabilirmi.Ben bu tabirin değişmesi gerektiğine inanıyorum.
2)Bu nasıl bir özgürlük mücadelesidir dini uğruna binlerce kişiyi katleden bir temele sahiptir.
Mir bedirhanı hala özgürlük mücadelesinin kurucusu olarak görmektedir bu halk.Erdemli tarihleri olarak bahsetmektedirler.Hala köy evlerinde zavallı insanları öldürdükleri tüfekler duvarlarda asılı durmakta.Bu kıyım tarihlerini ırakta bayram olarak kutlamaktalar nasıl bir kürt özgürlük mücadelesidir ki bu tarihle gurur duymakta?Ve zamanımızın örnek mücadelesi olarak hala gösterilmekte.
3)Ve bugün hala bu zulum devam etmekteyken hangi kürt Özgürlük mücadelesinden bahsediyorsun.Bir etnik grup özgür olmak için diğer halkların yaşadığı toprak bütününe(vatanına) tecavüz etmelimi?Bu mu özgürlük mücadelesi.Bizde buna soy kırım derler.Hemen atlıycaksın ;ama bunlar tarihde kaldı diye.Hayır hiç bir şey tarihte kalmadı.Hala devam etmekte.Sana bunları satırlar boyu anlattım ama anlamak istemiyorsun.Elimden geldiğince tekrar yazmaya çalışıcam;
Kürt özgürlük mücadelesi şu an ırak işgalinden yararlanarak zulmun gölgesinde süryanilere baskı yapmaktadır.İşgalden bu yana binlerce köy boşaltılmış durumdadır.
Bunu süryanilerin ulusal haklarına bağlı oldukları ve bu haklar konusunda pazarlık yapmamakta oldukları için gerçeklerştirmekteler.Hala kendi emellerine ulaşmak için en büyük engel süryanilerdir.Ve bu engeli yeri geldiğinde süryani kültürünü kendilerine anti kültür olduğunu vurguladıkları halde süryani bireylerini kendi tarafına çekerek bir grup kürt taraftarı yaparak bu toplumu bölmek amacındalar.Süryaniler bu konuda hassasiyetini korumakta ve çeşitli yollarla kürt zulmune karşı mücadele geliştirmekteler.Senin bu Kürt özgürlük mücadelesi dediğin olgu öyledir ki referandumda süryanilerin yaşadığı bölgelere
Seçim sandığının ulaşmasını engellemekte.Bumudur özgürlük mücadelesi?Öyleki bu mücadelenin erleri süryani köylerine bir gecede mescid dikip sabaha yıkmak isteyen süryanileri islam karşıtı diyerek linç ettirmekte.Bumu özgürlük mücadelesi?
Bizlere pkk diye yamamaya çalıştığın bu özgürlük mücadelesinin savunucularından biridir.
Pekala diasporada ki süryanilerden haraç kesmek özgürlük mücadelesimi oluyor?
Dağa bir gurup süryani çıktı diye bizdemi bu davanın içerisine girmiş oluyoruz?
Neden kürt özgürlük mücadelesine karşı topraklarında var oluş mücadelesi veren süryaniler var?Yoksa bu insanlar süryanilerin düşmanımı diyeceksin?Özgürlük mücadelesi dediğiniz
100 sene önce irandan kaçıp kuzey ırakta bölünme çabalarımı göstermek?Hangi ulusal haklara dayanarak mezopotamyanın asıl yerlisi süryanileri kendi boyunduruğu altına alıyor?
Bunun gibi özgürlük mücadelesi olmaz olsun.Ben büyük bir halkı bu mücadele sayesinde fişleyeceğime sağınında,solununda ideolojide farklı ama uygulamada aynı olduğu kötü,asimilasyoncu eylemlerini
Kürt siyaseti olarak adlandırmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Bu hareketler özgürlük mücadelesi değildir.Bu hareketler kapital güçlerin böl,parçala,yönet
Taktiğinin ürünleridir.İlk önce bir sistem kurarlar.Sonra ona karşı bir sistem kurarlar.
Onu kullarak işlerini götürürler.Sonra yeni gelen sistemi delmeye çalışırlar.Aynen ihtiyaçlarımıza göre sermaye sahiplerinin ürün geliştirmesi gibi.Bu işte etnik grupları öyle etkin kullanırlar ki sermayeyi fabrika, etnik grupları işçi olarak düşünürsek yerinde olur.
Bir işçi yapısı gereği sömürüye karşı olailir.Ama ne yazık ki kendini sömürtmeden de
Yaşamını sürdüremez.Bu acı gerçeği şimdi etnik grup rolünde oynayan onlarca halk var dünyada,Kürtler sadece bir tanesi.İnsanların bu adaletsizliğe karşı duruşlarından korktukları için,panzehir olarak demokrasiyi uydurmuşlar.Halkların demokrasisini işçilerin sendikaları olarak kabul edebiliriz.Birde sarı sendikalar vardır ki çoğunluktadır bunlar.Benzetmemize uyan sarı demokrasi ise azınlığın geçiştirilerek hiç sayıldığı bir sistemdir.Bu sistemin açığını kullanarak komşularının nufusunu azaltarak yok eden etnik gruplar her hakka sahip olacağını düşünür.Doğrudurda,komşularını öldüreni ve komşusunun nufusunu azaltanı, bu sistem onlara bir vatan hediye ederek kampanya düzenler.Sonraki süreçte ise yeni bir kampanya başlatır kurduğunu yıkma kampanyası.Bu kısır bir döngüdür.Halklar gelip geçer ama zamana dair bu sistem hiç iflas etmez.Pkk misali kürt özgürlük mücadelesi savunucularıda aynıdır.Kapitalizme düşmandırlar ama var olmaları için kapitalizmin emirlerini yerine getitirler.Kapitalizmi eleştirirler ama hepsi kapitalistlerin ürettiği silahlarla dağlarda gerillacılık oynarlar.Pkk’yı saniyeler içeriside bitirecek güçtedir kapitalizim dünya devleti.
Ama bunu yaptırmaz çünkü amaçları vardır.Amacına ulaştığında ise acıma yoktur.Tamamen yok eder.Aynı ingilizlerin,rusların süryanileri,ermenileri sattığı gibi.Bu oyuna gelen halklar ölümüne yok olur.Kürt özgürlük mücadelesine de yapılacak budur.Ve bizler gibi tecrübeli halklar neyin ne olduğunu çok iyi biliriz.Siyasetinide,mücadelesinide.Bu takdirde kullanımında olan halklarla işimiz olmaz.Çünkü mücadelenin koskoca bir yalan olduğunu çok acı yollarla öğrenmişizdir.Şimdi ise sermayenin bizlere acılarımızı dindirmek için sunduğu panzehir demokrasidir..Biz süryanilerin pasif kalma nedeni, sermayenin işçiliğini yapan
Etnik grupların baskın olmasıdır.Öyleki bu pislik sermaye bizim toprağımızı bizi öldürenlere hediye etmektedir.Bakalım bundan sonraki kampanya hangi halka olcak?Hangi halkları kullanarak kürtleri yok edecekler acaba?İşte bu noktada halkların saflığı ortaya çıkıyor bence.
Bu sistemi yaşamaya mecburlar.Bu sonuçta atılacak en güzel laf Yaşasın halkların kardeşliği.
Pekala hangi halk varki kardeş olalım?Hangi halkın özgürlük mücadelesi bu sistemin çanak yalayıcılığını yapmıyor.Hiç biri.... Ahmed arifin anadolu için şu sözleri geliyor aklıma,
“Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun ?”
Bizlere kardeşçe yaklaşan halk olarak kürtleri görmen normaldir.Bizler için her halk yaradıcının yoktan var ettiği insanlardan oluşur.Ve insan kutsaldır.Bu kardeşliği her insan evladına gösteririz süryaniler olarak.Acı tecrübelerde vardır;bize kardeş olarak yaklaşan simko, doğu süryanilerinin başı Mar Benyamin Simunu tuzakla öldürerek şu anda doğu süryanilerinin vatansız yaşamalarına sebep olmuştur.Ama birde yapılan planları duyarak gelip doğu süryanilerinin urmiye ve rusyadaki guruplarının şimdiki hayatlarını borçlu olduğu kürt kardeşimizde vardır.Bu kardeşimiz süryanileri katliama karşı uyarmıştır.O kardeşe minnet borçluyum.Mekanı cennet olsun.Bunun gibi nice kürt insanlara,türk insanlara minnetim.Bu insanlar özgürlük mücadelecisi olarak anılabilir.Ama simko bir kürt siyasi insanıdır.Böyle minnet borçlu olduğumuz nice suçsuz kürt insanını ,özgürlük mücadelecisi olarak anmak
Bir insan olarak benim şerefimdir.Ama bu saygıdeğer insanların içerisinde simko gibi kürt siyasetçilerini anmak bir insanın en büyük şerefsizliğidir.Bu yüzden ben kürtleri veya herhangi bir etnik grubu halk(insan) ve Siyasi olarak iki’ye ayırırım.Siyasi tarafının uygulamaları baskın olan her halk için aynıdır.Diğer halkları asimile etmek,halkı kullanmak,
Sermayenin dileğini yerine getirmek bu siyasi grubun işidir.Birde kutsal saydığım saf halk(grubu) vardır. Bu grubun hiçbir hakkı yoktur.Adına kararlar alınır,savaşlar açılır,halklar yok edilir o ise hiçbir şeyin farkında değildir.Oysaki içlerinde süryanileri uyaran kürt kardeş
Gibi nice erdemli insanlar vardır.Bu nedenle sağı ile solu arasında ideoloji olarak fark olan ama sermayenin direttiklerini birbirinden farksız bir şekilde uygulayan siyasi gruplar hiçbir halkın özgürlük mücadelesini veremez.Onların işi sermayenin atadığı yönetici pozisyonuyla aynıdır.Yeri geldiğinde sermaye karşıtı da olur bu siyasi grublar ama bunu belledikleri ideolileri insanları kandırmak içindir.”Umut fakirin ekmeğidir” diye boşuna denmez.
Kendi pis ortamlarında sahiplerinin işlerini götürebilmek için insanların,halkların isyanını kullanırlar.Bu yüzden bu saf halkı pislikten ayırmak için ,pisliklere siyasi derim.
Benim dünya görüşüm budur.Bu görüş gereği Kürt halkının zulum tarafını Kürt siyaseti diye nitelendirmekteyim.Çünkü siyasetin altında yatan nedenlerin ve amaçlarının yukarıda sundum.Ve böyle olduğundan adım gibi eminim.Bu nedenle halkların kardeşliği bağlamında bir birimizle ilişki geliştirmemiz gerektiğini daha önce söylemiştim.Siyaset bizi bize kırdırmaktan başka bir şey değildir.Örnek olarak asimilasyoncu tarih öğretisiyle bir halkın gerçek tarih öğretisinin arasında dağlar kadar fark vardır.Asimilasyoncu siyasi yaklaşım diğerini inkar edip sermayeye hizmet etmekten başka bir amacı yoktur.Diğeri ise bütün halkları birer zenginlik olarak görmekte. Bir kürt insanı için zagrosların eteğinden güçlü mezopotamya şehirlerine inmek en büyük nimetir.Çünkü mezopotamya verimlidir.Mezopotamya insanınında bu insanı kabul etmeme gibi bir sorunu yoktur.Elin amerikaluları istanbul sokaklarında cirit atıyor.Bize ne zararı var insan olarak,dil olarak,kültür olarak.Ama birde siyasi açıdan düşünelim nasıl farklılıklar çıkıyor ortaya. İnsan ile siyaset arasında dünya kadar fark var.Siyaset insaların iyi veya kötü çıkarları uğruna çıkardığı bir bilimdir.Doğal olan herşey insana dairdir.Bu ne diyet,bune lahana turşusu dememen için sert tavırlarımın nedenini tekrar söylüyorum;Bir özgürlük mücadelesi olarak halkların siyaseti kabulum değildir.Halklar olarak siyasete girdikmi farklı durumlar ortaya çıkar halklar arasında.Bu da zaten sermayenin amacıdır.Bunun için halk gerçeğimi korumak adına böyle
Sermayenin istediği tutumları gerçekleştiren her yazı,makale,siyasi insan benim hedefimdir.
Bu benim felsefemdir.Ve süryaniliğin bu felsefeye daha yakın olduğuna inanıyorum.
Halka sömüren siyasete değilde insani düzeyde ilişkiler kurmalıyız.Süryanilerin yaşam felsefesi zaten budur.Ama ne yazıkki baskın halkların siyaseti bu insan temelli süryanileri
Siyasetlerine semaye edinip onları kullanmaya kalkmaktadırlar.Bu nedenle biz süryanilerin siyasi oluşum süreci kaçınılmaz olmuştur.Öyledir ki birbirine zıt süryani gruplar bile vardır.
Böyle olmasının sebebi diğer siyasetlere alet olmaktır.Bu yüzden tek başına bir süryani mücadelesi olması gerekir kanımca.Yoksa baskın halkların siyasi sermayesi olmaktan ileri gidemez bu dava.Ve böyle çatlaklar olan bir mücadele sonunda süryaniler için istenmeyen durumlar tekrar ortaya çıkacaktır.Tarihimizde bunun acı kanıtları vardır.
Sn bawer beni bir kalıba sokmaya çalıştığının farkındayım.Ama ben kalıplara sığmam.
Çünkü benim düşüncelerimin temelinde yaşam tarzı olarak hristiyanlık vardır.Senin gibi materyalist felsefeleri benimseyen bir insana göre hristiyanlık insanları sömüren bir dinden,ütopyadan başka bir şey olmayabililir.Ama sana şu gerçeği söyliyim hristiyanlık bir din değil bir yaşam biçimidir.Mesih bizlere muhammed gibi elinde bir kitapla gelmedi.Muhammedin islamı tebliğ ettiği gibi bize hristiyanlığı tebliğ etmedi.
O erdemli bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini bizlere gösterdi.Ve uğrunda canını verdi.
Onun yolunu izleyenler okadar farklıydılar ki onlara halkların kendisi hristiyan adını takdı.
Çünkü kurtuluş yoludur hristiyan felsefe.Benim sermaye hakkındaki tutumlarım seni şaşırtabilir.Ama ben bir sosyalist değilim.Ben bir hristiyanım.Benim mücadelem budur.
Süryanilik hristiyanlığın oluşturduğu bir toplumdur.Bu bağlamda süryanilik benim davam arasındadır.Sen istersen bateriist humanizm diyo ama işte şöyle.Kardeşlikten bahsediyor ama işte şöy şöyle diyor.....İstediğin kadar konuş beni ve süryanilik davasını anlayabilen arkadaşlar mevcut.İşin realitesini bildiklerine inanıyorum. Fakat senin gibi süryaniliğe ters olan sosyalizim anlayışını savunanlar pkk kamplarındaki süryanilerden ibarettir.
Sizlerde kürt siyasetçileri gibi muammasınız.Ayriyetten oturduğumuz yerden bir şey yapamayacağımızı söylüyorsun.Ve bana diyorsun git mücadele etde görelim filan.
Buna cevabım öncelikle şudur:Sen ve senin gibi sosyalistler ilk önce devrimin birinci aşaması olan isteklerinizi alabildinizmi senelerden beri?Alamadınız. pekala ikinci aşama olan silahlı mücadeleye geçin o zaman görelim.Tabi bunuda kapitalizmin ürettiği silahlarla yapacaksınız öyle değilmi.Koskoca bir yalansınız.Bana mücadele etde görelim diyorsun,ben senin gibi
Sosyalizim filan peşinde koşmuyorum.Benim ideolojimde insan öldürmek yasak.Beni ideolojim sizinki gibi 2 aşamalı mücadeleden oluşmuyor.Ben bu düşüncelerimi bildirmekle
Hedefim olan zaten sizin gibi insanlarla mücadele ediyorum.Bu zorunuza gitmesin arkadaşlar.
|
|
Kimden: metin 88.237.38.1*** |
13.03.2009 20:36:06 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
kürt diye birk ırkın olmadığını,kürtlerin mezoptamyaya ait olmadığını,kürtçe diye bir dilin olmadığını ,peki size soruyorum, bu değerler için savaşan,39 kez başkaldıran ve halada savaşan bir milletin, öte yandan süryaniler bu güne kadar kürtlerin yaptığı mücadelenin 1000 de 1 ni yaptımı, yapamadı, sadece forum sitelerinde, klavye başında yapmakta,peki bunlarım hangisi değer kılmakta...
|
|
Kimden: DEVRAN 88.249.226.*** |
13.03.2009 22:27:28 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
ya metin kardeşim bunlarla uğraşmaya değmez..boşver..bunda ne kadar türk parmağı varsa bunları hiç saymıyor....sadece bi tek söylemedişği şey kalmış..oylar mhp ye oylar mhp ye..peki kardeşim.senin gibi olsun..
|
|
Kimden: metin 88.237.38.1*** |
14.03.2009 09:54:17 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
musa anter in hatıraları kitabında geçen fıkra gibi hikayesi var.
musa anter gençlik döneminde yolda ıslık çalarak yürümektedir. durumu fark eden sivil bir polis atlar hemen üzerine, alır götürür karakola. ardından da mahkemeye çıkartırlar. hakim sorar:
-suçun ne biliyor musun?
-kürtce bir şarkıyı ıslıkla çalmak.
hakim sinirlenir ve...
-kes lan salak! kurtce diye bir dil yoktur 20 kelimeden olusan bir seye dil denmez!
musa anter sakince yanıtlar:
-yaw hakim bey, kusuruma bakmayın ama birşey söyliyeceğim. ben eskiden köyde yaşardım, ve tavuklarimiz vardi. bazen kümesin yanina uzanır o tavuklari dinlerdim, onlar bile 20 den fazla degisik ses çikarırdı. ayıp yaw! bizim tavuk kadar mı beynimiz yok?
tabi asıl sorulması gereken soru şu...madem kürtce diye bir dil yok, ne halt yemeye adamı kürce bir melodiyi ıslıkla çaldı diye mahkemeye çıkartıyorsunuz?
|
|
Kimden: metin 88.237.38.1*** |
14.03.2009 09:58:47 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
1950’lerde hemen her makalesinde kürtçe’ye yer verdiği için sık sık mahkemeye çıkarılan kürt aydını musa anter’e, bir gün hâkim “ne diye kürtçe yazıyorsunuz” diye sormuş, anter de “hâkim bey, istanbul’da yahudiler, rumlar,süryaniler ve ermeniler gazete çıkarıyorlar. ayrıca ingilizce ve fransızca gazete de çıkıyor. ben kürtçe yazıyorum diye ne olacak?” demişti. hâkimin “efendim onlar azınlık” karşılığı üzerine de taşı gediğine koymuştu: “hâkim bey, yani bir memlekette azınlık çoğunluktan daha mı avantajlıdır? eğer bir azınlık kadar hakkım yoksa ben böyle çoğunluğu ne yapayım? lütfen karar verin ve beni de azınlık kabul edin.”
|
|
Kimden: 88.237.62.2*** |
14.03.2009 16:29:53 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
halil incesu nun ape musa anter ile ilgili anısı...esmer dergisinden...
"90’lı yıllarda bir kış günü musa amcaya gitmeye karar verdik. aradık, “gelin bekliyorum” dedi. saat öğlen 14.30 falandı. akşam 07.00 gibi çıktık. 3 kişiydik. inanılmaz bir kar yağmaya başladı. tabii biz bu sebepten oldukça geciktik. otobüs, minibüs hiç bir şey çalışmıyordu. bu arada acıkmıştık da, bu maceralı yolculuk sırasında rastladığımız bir şarküteriden salam, peynir, yoğurt ve bir şişe votka almıştık (musa amca votka severdi biliyorduk). çetin bir yolculuktan sonra, musa amcanın bostancı taraşarındaki evine vardık. saat gecenin 01.30’u olmuştu. musa amca kapıyı açtı. bize baktı ve kaşlarını çatarak ilk sözünü söyledi, “ma siz kürt değilsiniz?” ben, “niye?” diye sordum. elimizdekileri işaret ederek, “quro kürt misafirliğe giderken yemeğini yanında mı götürür?” dedi."
|
|
Kimden: Esra 80.227.127.*** |
16.03.2009 07:49:45 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” TURK OLMAK ZORDUR |
YA BAWER SANA BIR KITAP TAVSIYE EDIIM TURK OLMAK ZORDUR DIYE.PALAVRA ATMAYI BIRAKIR TURKLERIN ASYADAN AVRUPAYA BASARILI TARIHINI GECMISINI OGRENME FIRSATIN OLUR .AYRICA UNUTMA HRISTIYAN TURKLERDE VARDIR AVRUPADA ORTA DOGUDA ERIMIS....
|
|
Kimden: Esra 80.227.127.*** |
16.03.2009 07:53:13 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
MOGOLLAR KOVALAMISDA TURKLER KACMIS :)).
Cine Hristiganligi yayilmasinda Turk katkisini duydunmu ,Turkler sadece muslumanligin diil hristiyanligin yayilmasindada etkili olmustur tarihte..Turkler kulturlere kultur katmis gectikleri yerdeki kulturlerdende tasarruf etmislerdir.Turk olmak zordur isine gelmeyenlere selamlar..
|
|
Kimden: bawer 78.162.155.*** |
16.03.2009 10:25:46 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Yüce şahsiyet, bizi onurlandırıyorsunuz. Türk olmak zordur. bilmezmiyiz. Bizi Türkleştirmek için gayet güzel ve yüçeltici kaynaklar sunmaktasınız. lakin, Türk olmak zor olmaktan öte imkansızdır. ha kez-za Süryani olmakta öyledir. ancak; sizin gibi asimilasyoncu bir zihniyet ırk değiştirmenin zorluğundan bahsedebilir. Biraz okuyun, öğrenin kapasitenizi yükseltin, cümle kurmasını öğrenin sonra gelin tuttarlı bir bilgi akışı içerisinde bize yorumlar geliştirin önerilerde bulunun. Nihayetinde bir-birimizi iyi tanımaktayız. Palavracı suçlamalar ile, savsata geliştirmekten vazgeçin.
Sizin Hırıstiyanlık adına vermiş olduğunuz mucadeleyi bilmezmiyiz. Konstantinapolise allah allah nidaları ile değilde Haçlar ile girdiğinizi, ha kez-za viyana kapılarına yine Haçlı müfrezeler ile dayandığınızı bilmekteyiz. Hatta süngülediğiniz her kadın-çocuğu İsa adına öldürdüğünüzüde biliyoruz. dahada ilerletirsek bunu, ilk Haçlı seferlerinide siz Türkler düzenlemiştiniz.
Yüce şahsiyetinizin, Türklerin Çin seddinde oldukları sırada daha İsanın doğmamış olduğunu unutmuş olmalıdır. aslında İsadan önce siz Türkler Hırıstiyandınız. İsa Hırıstiyanlığı sizden öğrendin. bilmezmiyiz. bilmemek yüce şahsiyetinize haksızlık olmazmı..
Moğullarıda anadoludan asyaya-kafkayaya siz sürdünüz. bilmezmiyiz. Cengizhan anadoluda yaşamaktaydı.. sizde viyana kapılarına dayanmış halkı isa adına hırıstiyanlaştırmış.. dönüşte de ne idü-ğü belirsiz o cengizhanıda, kabilelerinide anadoludan süpürmüş göndermiştiniz. e yani bunları dile getirmemek size haksızlık olurdu.
Önerdiğiniz kitabı okuyacağım. imkansızı başarabilirsem. o Yüce Türklük tacını başıma siz takarsınız. İsa Mesih adına da beni kutsarsınız. ve bu şekilde tüklük ile yücelmiş ve kutsanmış olurum.
kutsanmak ve yücelmek dileği ile..
|
|
Kimden: dadal 78.183.32.2*** |
30.06.2009 12:50:50 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
kürt kardeşler ermeniler sizin bölgenizde yaşıyordular daha çok 1870-1815 e kadar ruslarla ermeniler sizi ve azerileri kesip biçti, daha sonra frazsız destekli kesip biçtiler,genelde kürt ve bölge insanından oluşan dogu hamidiye alaylari sizin kımcınızı kurtardı.türkmenlerle ermeniler maraş,malatya,erzurum ,erzincanda çatıştı.sizin ise çatışmadınız vilayetiniz kalmamıştı hatta van,muş,kars, düşmüştü ermeniler tarafından. sizin katliamınızı bursalılara balıkesirlilerin üstüne atmayın ermeni tarihcileri kürtlerin sebeb olduğu ermeni ölümlerine ilişkin belgelere sahip.türklüğü halt etdikten sonra zayılayacak kürtlerden hesap sormayacaklarını sanma. ermenilerin ördürdükleri türkmen.kürt.azeri ve müslüman sayısı onların kayıplarından 9 kat fazladır.herşeyi türkmenlerin üstüne yıkmeyı ermenileden ve rumlardanmı öğrendiniz.nasrettin hoca gibi kes dalını, gör bak ne gele başa.
|
|
Kimden: DEVRAN 85.105.62.3*** |
4.07.2009 13:58:18 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
esra hanım tarihi yannış biliyorsunuz galiba türkler hiç hiristyan olmamamışlar tarihte..girmeyeli olay ne kadar büyümüş ya..
|
|
Kimden: kadim turabdin 78.186.245.*** |
7.07.2009 13:27:13 |
Cevap: yazıklar olsun.... |
baterist,ben bir süryani olarak, senin bu vampirane-esracı halklar düşmanı zihniyetinden utanıyorum.ve bir düşün elini vicdanına koy benim 1915 lerde yakınlarımı öldüren zavallı türk maşası kürt kesiminden ne farkın var.şimdi belki tarihte ilk kez sömürgecilere baş kaldırmış sosyalist kürt hareketine ve yeni insanlarına böyle cehennemsi-esracı nefret kusmanın ne faydası var.onları bu yeni kurdukları yaşamlarında destekleyip teşvik edeceğimize,onları aptal-ırkçılık sarmalına atmanın ne faydası var.ve senin bu faşizan-vampirane tuttumun kürt sosyalist hareketinin saflarında şehadete ulaşmış tanıdığımız nice süryani şehitlerinin anısına saygısızlık olur.dikkat ettim bu sitede senin dışında diğer süryani kardeşlerim kürt halkına karşı böyle anlamsız türko-faşizan bir tutum almıyorlar.senin bu tavrın ezilen bir halkı daha fazla rencide ediyor.ve bu tutumun faşit gaspçı egemenlere hizmet ediyor.bawer kardeşim tam bir süryani-kadim ruhuyla hareket ediyorsun bir süryani evladında bu yakışır.bir mesih yolcusuna bir sosyalist insana bu yakışır.martin luther kingin dediği gibi"kuşlar gibi uçmayı,balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ama insanca birarada yaşamayı öğrenemedik"ey kardeşlerim niye böyle bir hayalimiz olmasın tüm ortadoğu ve insanlık olarak.sevgiler.......
|
|
Kimden: baterisst 78.182.71.1*** |
7.07.2009 15:00:52 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Uzun zaman dan beri sessizkalıyım dedim yine salça oluyorsun."Madem fetfa bize ait verin basak bağrımıza mührümüzü".Buda senin kabul etmek istemediği başka bir sosyalist üstadın sözü.Kürtlere olan aşkından hiç birşey görmüyorsun.Varsın aynen devam et.
Benim umutrumda olan büyük bir anlam karmaşasının sonuçlarını kendinizce bir halka maal etmenizdir.
Kürt hareketi dediğiniz şeyin içerisinde faşisttinden tutunda,sosyalistine kadar hepsi mevcuttur.Lakin kürtlerin sosyalist tutumlarının faşizimden bir farkı yoktur.
Sizler beyinlerinizi ezilen halk olarak kürtler diğe kilitlemişsiniz.Ben bunu kabul etmiyorum.Ezilen halktır bir ırk veya ulus değil.Sizin mantıkla gidersek devlet olan her millet düşmandır bilmem nedir.Gayri müslümleri katleden kürtler ve türklerdir.Sizler sadece türkleri kabul edip kürtleri kabul etmiyorsunuz.Onları kullanılmış gibi lanse ediyorsunuz.Geçiniz bu düzen uşağı ayaklarını.
Kürtler o katliamda tamamen ulusal bilinçle hareket ederek ulusal amaçlarına ulaştılar.Sizelere niçin anlatıyorumki bunu?İşgal edilen güney doğuda,ırakta benim vatanım.Sana bir şey söyliyimmi kadim turabdin; kürtlere gösterdiğiniz bu tevazuyu,kollamayı asurilere göstermezsiniz.Yuh beeee.
Ne haliniz varsa görün.
|
|
Kimden: Bunyamin 77.251.185.*** |
13.11.2009 18:17:51 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Ne mutlu suryoyoyum diyene. Devletimiz veyahutta meclisimiz yada ordumuz yoktur ama kimsede bizi soykirimci diye suclamiyorya Allaha sukur. Ne kimseyi asimile ederiz ne kimseyi katlederiz. Kuzu kuzu kiliseye gider sonrada katl oluruz.
|
|
Kimden: Esra 80.227.127.*** |
15.11.2009 06:16:40 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Bende Turklerin katledildigi koyleri duydum. Mesele nedir? Savas zamani ,savasin tarafini alan gruplar olarak nasibinizi aldiniz. Bukadar.CNNde ac berlin duvarini ve buna kurban gidenleri izle. Avrupanin en ileri milletleri burda taraf almislar yada katledilmisler 40 sene once. Bu sebeple kimseyi savas zamaninda yasadiklarimiz icin ilelebet suclayamayiz.
|
|
Kimden: Bunyamin 77.251.185.*** |
15.11.2009 23:26:39 |
Cevap: ”Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Suryaniler harp sirasinda tarafsizlardi ve ozellikle beriltmek istiyorum ermenilerinde bircogu milleti sadika idi. Bir iki ermeni eline silah aldi diye tum suryani ve ermenileri yol etmek yanlistir. Savas sirasinda kurallara gore sivil toplum hedef alinmamali idi. Simdi bebek ve kadinlari sadece mesihe inanyorlar yada musluman olmuyorlar diye kesip yakmak gunahti. Suryaniler ve ermeniler o zaman osmanliya ve kurtlere o kadar guveniyorlarmiski hic beklekiyorlaris onlari korumasi gereken komsulari Osmanle ordusu ve kurt halki onlara boyle bir katliamda bulunacaklar. Suryani koylerinde ve anadolunun koylerinde o zamanlar internet olmadigindan kimse bilmezmis Almanya Osmanli ittifak olmuslar buyuk Turan devletini kurmak icin. Ne bilsin sivil suryaniler midyatta ingiliz canakkaleye giricek, yada Sovyet sarikamisa. Suryanilerin dunyadan haberi yoktu.
|
|
|
|
|