|
Berna Müküs Kaya
Ajda Kürtçe söylerse
Yıllardır hiç değişmeyen kusursuz dış görünüşüyle tanıdık onu. Güzelliğiyle yıllara meydan okuyan Ajda Pekkan...
Sanırım birçoğumuzu en çok etkileyen Ajda nın değişmeyen süper star imajıydı. Yıllar geçiyordu, darbeler oluyordu, duvarlar yıkılıyordu, insanlar yaşlanıyordu, iklimler değişiyordu ama Ajda hiç değişmiyordu. Bütün her şey o kadar kusursuzdu ki, bazen bu kusursuzluktan çıkan o ses mekanik bir hal alıp, kalplerimize ulaşamadan yok olup gidiyordu.
İnsana dair yanını çok az tanıdığımız Ajda Pekkan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nde o güzel sesinden, dinleyenlerine Kürtçe seslendi. Kendi tarihinde bir ilke imza attı. Hem bu sefer belki sözlerinin anlamını bile bilmeden söylediği o şarkı, konser salonunun duvarlarını aşarak, çok uzaklarda yaşayan birçok insanın kalbine girip oturdu.
Haye haye em keçike Kurda nin ... (Biz Kürt kızıyız)
Bu topraklarda doğup, bu topraklarda yaşlanan ve onu hâlâ tanımayan birçok kadına ulaştı bu ses. Ninemi düşündüm örneğin. Kış aylarında sobanın üzerinde tüten kök tarçının kokusu eşliğinde Erivan ya da Irak Kürt Radyosu nu dinlerdi. Türkçe bilmezdi. Onun için Ayşe Şan vardı, Mehmet Arif Cizrewi vardı, Aram vardı. Ajda Pekkan dan haberi bile yoktu. Egeli köylü bir kadının Ayşe Şan dan haberi olmadığı gibi. Ne acı... Bölünme paranoyası yaşarken, esas bölünmüşlüğümüzün farkına bile varamadık. Oysa bütün her şeyin bu derece katı sınırlarla biribirinden ayrılması mümkün değil. Bu katı hudutlar, bizim iç dünyamızın dışa yansımasından ibaret.
Bu durum hepimize çok şey kaybettirdi. Karşılıklı güzellikleri tadamadık, birbirimizi tanıyamadık, eksik kaldık. Bu hoş duygular yerlerini acıya, nefrete, utanca bıraktı. Belki Ajda o güzel sesiyle ninem hayattayken ona kendi dilinden seslenebilmiş olsaydı, o da hayatından yalnız dedem geçmiş olmasına rağmen Kimler Geldi Kimler Geçti Hayatımdan şarkısında ona eşlik edebilecekti.
Şimdi yeni bir sürece girdiğimizi daha iyi anlıyorum. Toplum olarak tabularımızı gözden geçirmeye başladığımız, birlikteliğin ötekini yok ederek değil, kabul ederek var olacağını anlamaya başladığımız bir süreç. Her dönüşüm çabası, gösterilen dirence rağmen, ruhlarımızın derinliklerinde bir şeyleri kıpırdatıyor. Devlet kanalı Kürtçe yayın yapıyor. Eksikliklerine rağmen, bu atılmış önemli bir adımdır. Kürt sorunu Kürt ten çok, Türk ün sorunu olmuştur çünkü. Kürtçe yayın yapan bir kanal yalnız Kürt için yapılmış bir iyilik değildir, daha çok Türk için yapılmış bir iyiliktir. Dışlayan, yok sayan, bölen, kabul etmeyen, linç eden, insana yakışmayan yaklaşımlar, belli bir zümrenin çabasıyla Türklüğe maledilmiştir. Vatansever Türk olmanın kriteri, ötekini yok saymak, inkâr etmek, şiddete başvurmak olmuştur. TRT 6, Türk ü bu çirkin kimliğe bürünme tehlikesinden bir parça da olsa kurtarmıştır. Bu elbette yeterli değildir. Toplumda demokrasi ve barış anlayışının gelişebilmesi için atılması gereken daha çok adım olduğu kesindir. Fakat bu adımı birlikte atabilmek önemlidir. Değişimi dışarıdan beklemek, katılım göstermemek zamanı geçmiştir. Artık bu sürece yapıcı bir biçimde hep beraber katılma zamanıdır. Bizden sonraki nesillere sahte olmayan bir barış geleneği bırakmak hepimizin sorumluluğu olmalıdır.
***
Ajda başı yukarıda tabulara meydan okudu o gece. O kusursuz dış güzelliğin içinde saklı olan insani güzelliğini gösterdi. Vatansever bir Türk olabilmenin, yeri geldiğinde Kürt olabilme, yurtsever bir Kürt olabilmeninse yeri geldiğinde Türk olabilme esnekliğini gösterebilmekle mümkün olabileceğini gösterdi. Bir araya gelmeye, toplumsal uzlaşıya, barışa verdiği önemi gösterdi. Ben de Kürt kızıyım dedi. Ben de biraz sizdenim dedi. Kendine biçilen şık bir vitrinin o hiç değişmeyen mankeni kılıfını yırtarak insanı öne çıkardı.
UZM. PSİK. BERNA MÜKÜS KAYA
12 Mart 2009, Perşembe
Ajda ya alkış Mehmet e dava
Ajda Pekkan ın, "Güldünya Konseri"nde seslendirerek beğeni topladığı "Keçe Kurdan" türküsünü Adana Başsavcılığı bölücü buldu. Türküyü genel yayın yönetmeni olduğu Dünya Radyo da çalan Mehmet Arslan hakkında "bölücülük" suçundan dava açıldı
"Kızlar kalkın sesinizi duyurun dünyaya... Kızlar biz istiyoruz ki bizimle aydınlığa... Başını kaldır Kürt kızı... Hani yurt hani özgürlük." Bu türkünün Kürtçe aslı "Keçe Kurdan", 10 Mart ta Türker İnanoğlu Maslak Show Center da çınladı. Seslendiren süper star Ajda Pekkan, "alkışlandı." Ancak Adana Başsavcılığı, "Keçe Kurdan"ı radyosunda çalan Dünya Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Arslan hakkında, "bölücülük yaptığı" iddiasıyla dava açtı. Adana Dünya Radyo da öğle kuşağı programı programında Türkçe ve Kürtçe türküler çalınıyor. Bunlardan biri de geçen günlerde çalınan "Keçe Kurdan"dı. Radyoda bu türkü çalınınca savcılık soruşturma başlattı. Programın RTÜK ten kayıtları getirtildi. Sözler Kürtçe olunca programın kaseti emniyete gönderilip çevirisi istendi. Savcılık sözleri "sakıncalı" buldu. Kısa süre sonra da radyonun Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Arslan hakkında dava açıldı.
3 YILA KADAR HAPİS
İddianamede, türkünün sözleri nedeniyle Arslan hakkında TCK nın 216 ncı maddesindeki "halkı bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcılık iddianamesinde, özellikle türkü sözlerindeki "Kızlar biz istiyoruz ki bizimle savaşa gelin" ifadesinin halkı birbirine karşı suç işlemeye açıkça tahrik ettiğini ileri sürdü. Mehmet Arslan bu nedenle 19 Mart Perşembe günü Adana Asliye Ceza Mahkemesi nde hâkim karşısına çıkacak. Arslan mahkemede, soruşturma aşamasında savcıya da söylediği, "Türkünün sözlerinde halkı birbirine karşı kışkırtma fikri yok. Tamamen kadınların daha bilinçli olmaları isteniyor" tezini işleyecek. Yine duruşmada, "Keçe Kurdan ın, "Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı"nı kullanma bilincinin artırılması için "Güldünya Konseri" nde Ajda Pekkan tarafından seslendirildiği, konserin daha sonra televizyon kanallarında da hem haber hem de başlı başına konser olarak yayınlandığı mahkemeye delil olarak sunulacak. (Sabah)
|
