Renkler Solmasın Kültürler Kaybolmasın

             
 
GÜNCEL
ARAMA MOTORU

Web'de Ara Site içinde Ara
 
Forum sözleşmesi


E-posta: Şifre: Şifre Hatırlat | Üye Ol

KONUYU AÇAN: Ozcan 78.179.111.***
25.04.2009 18:39:04
Konu: İletişememe
Elektronik iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte kişiler arasında fiziki mesafenin kalktığı bir çağı yaşıyoruz. İnternet platformlarında herkes ister kimliğini saklayarak ister çekinmeden ortaya koyarak görüşlerini bildiriyor.

Türkiye de genel olarak forum platformlarını incelediğinizde kişilerin fikirlerini sunarken onca maddi iletişim olanaklarına rağmen birbirleri ile gerçek anlamda iletişemediğine şahit oluyoruz. Bu çatışma kültürünün zaman zaman bu platformda da yaşandığına şahidiz. Kim olduklarının belli olmadığı ortamlarda bribirini kırıcı sözcüklerin, basit genellemelerin havada uçuştuğunu görüyoruz. Karşındakini anlama konusunda zaaflarımız var. İlla bir taraf olmalıyız, eğer yenişemiyorsak mutlaka bri hır çıkarmalıyız( Bkz. Galatasaray-Fenerbahçe ) . Ortak güzellikleri , kültürel değerleri öne çıkarmak , karşılıklı eksik bilgileri kişiliğe indirgemeden paylaşmak yerine hep bir kan kokusu alma güdüsü var.
Hayatın sıkıntılarının acısını belirli konular üzerinden akıtmak deşarj olmak gayesindeyiz sanki. Süryanilikle ilgili bir platformun tartışma konusu olmayan bir mesele bile at yarışı gibi yarıştırılıyor, koştukça koşan ama aynı kısır daireden çıkmaktan aciz , burnu soluyan bir halde yorgun düşer gibiyiz. Şu güne kadar sitenin ana gövdesi üzerindeki onca güncelleme yazı ve haberle ilgili anlamlı yorumda, katkıda bulunmak yerine ha bire bir öteki arayanlarımız var. Kimi okurlarımız forumda zaman zaman sürgit devam eden bazı tartışmalardan ve senelerden beri bu konuda boşa enerji harcamız zihniyetlerden sıkılmış oldukarını dönem dönem iletiyorlar.

Şunu sormak lazım, ilkokulda münazara sistemi gibi benim doğrum doğrudur sen kendin çal kendin oyna demek midir mesele?. Yoksa madem anlaşamadığımız bazı noktalar var o zaman anlaştığımız değerler üzerinden bir katkıda da ben bulunayım , orjinal veya bu kültürle ilgili bir yazıyı paylaşayım mı demektir.? Sorguluyorum bazen Hep bildik acıları bilmedik mutluluklara yeğlemek mazoşist olmak niye ? Karşı taraftakini anlamaya davet edecek bir üslup yerine daha da kızdıracak bir yazıyı yazıp gönder butonuna basarken bu da kapak olsun vari kıymetsiz beyhude çırpınışlar mı ? Hakikaten meselemiz ne , kim gerçekten rakibimiz? Hayatın bizi mutlu etmediği noktaların kaçış yolları mı bu farkı platformlarda farklı kimlikler takınmamız ? Zaman kurşun hızında ilerliyor ve ileride bu yazdıklarımız değil ama gerçek anlamda ürettiğimiz ölçüde kendimize saygı duyacağımızı bilmiyor muyuz ? Yoksa biz de tüketim kültürünün dişlilerinden biri olarak kalmaya mahkum muyuz? Zamanınız bu kadar mı kıymetsiz ? Kavgamız her zaman olacak ama bize yakıştığı gibi olacak.

Bunu bir içdökümü olarak ele almanızı rica ediyorum . Aklıma geldiği gibi yazdım? Hepimiz şapkamızı önümüze koyup düşünelim ? Yaptıklarımız bizi mutlu ediyor mu? Kendimizi gerçekleştirebiliyor muyuz? Sorular çok , mühim olan ise cevaplar. Herkese daha anlamlı ve değer katan bir yaşam dileğiyle..

Sevgiler;
Özcan




Münazara toplumu

Murat Belge

Sorunların büyüdüğü, daha doğrusu kamuoyunun çeşitli etkiler sonucu sorunlarla ilişkisinin ısındığı evrelerde, Türkiye nin bir münazara toplumu olduğu, belirgin bir biçimde ortaya çıkar.
Münazara toplumu derken, ne demek istiyorum? Aslında, bunu, gerekli araştırmanın sonunda değil, başında söylüyorum. Özellikle eğitim sistemimizde ne zamandan beri bir münazara vurgusu olduğunu ve bunun nasıl işlediğini henüz incelemedim; başka toplumlarda konunun nasıl ele alındığını da bilmiyorum. Ama kurcalanırsa altından çok şey çıkacak bir konu olduğundan şüphem yok ve bu işe girişeceğim.
Baştan söyleyeyim: Bu alanda bana yardımcı olacaklara cidden medyun-u şükran olurum.
Evet, hayatta bir münakaşa var, bir de münazara var; birbirimizi ikna etmek için , münakaşa ederiz.
Bunun sonucunda, ikna etmek kadar edememek de mümkündür. Ama işin amacı budur: Durumun, bizim düşündüğümüz şekilde açıklanmasının, daha doğru olduğuna ikna etmek...
Karşındakini ikna etmek için münakaşa edersin (tartışırsın); münazara ise karşıdaki ile pek fazla ilgili değildir. Onun ikna olmayacağı zaten baştan bellidir. Münazara , daha çok bu olayı izleyen, seyredenleri ikna etmek için yapılan bir şey, bir çeşit gösteri , bir çeşit müsabaka dır.
Bu saptama doğruysa, münazara , seyircisinden çok yapan açısından, doğru yla da fazla ilgili değildir.
Bir performans tır son analizde. Performansın doğruyla ne gibi bir ilgisi bulunabilir? Yapılan işin özü, bir doğru yu araştırıp ortaya çıkarmaktan çok, tartışmanın her aşamasında üstte kalma nın tekniklerini geliştirmektir.
Bu gibi teknik lerin gerçeklikle bir ilgisi yoktur. Bunun için bir konunun derinlemesine bilgisine sahip olmak değil, karşıdakinin söylediklerini bilgi görünen bir hazırcevaplıkla çürütmek veya savuşturmaktır- bilgili olmak değil, bilgili görünmek , her durumda öyle veya böyle, -gibi olmak . Böyle, çünkü olay bir gösteri, sözgelişi, güreş ten çok pankreas .
Onun için, münazara mantığında, herkesin veya çoğunluğun doğru olarak kabullendiğini değil de, bunun tersini, yanlış sayılanı savunmak daha değerli bir eylem olarak görülür. Dünyanın yuvarlak değil de, düz olduğunu savunmak, örneğin. Bu ön-kabul de, münazara nın gerçek arayışı değil, tartışmada üstte kalma çabası olduğunu gösterir.
Üstte kalma , tartıştığın kişiye değil de, tartışmayı izleyenlere haklı görünme , tartışılan konularla, o genel alanlarla hiçbir ilgisi olmayan beceri ve hünerler gerektirir. Bunlar, temelde teatral hünerlerdir. Tartışma alevlendikçe, iş kızıştıkça, bu alanda başvurulan trükler iyice ahlakdışı bir nitelik de kazanabilir. Bu tartışma yöntemiyle, Einstein ı mat edebilir, Darwin in maskarasını çıkarabilirsiniz.
Şu anda Türkiye de adamakıllı kızışkın bir tartışma yürüyor ve birileri sükûnet , uzlaşma tavsiye ediyor. Bu tavsiye ile birlikte, tartışma, bir münakaşa olmaktan çıkıp çok aşina olduğumuz münazara zeminine oturuyor. Kolay gelsin.
 
CEVAP YAZ - Onaylı Üyelik Gerektirir
isim:
konu:
cevap:
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım