Başbakan`a sürpriz destek
Başbakan Erdoğan`ın `...Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu... Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi` sözlerine sürpriz bir isimden destek geldi.
GÜNÜN MANŞETLERİ
• Domuz Gribi Can Almaya Devam Ediyor
• `Hızlı tren` Trabzon`a da gidecek
• Güneşte geleceğin enerjisi var
• Karabulut cinayetinde korkunç bulgu!
• Şempanzelere rakip çıktı: Kargalar
• Asıl tehlike kuş gribi değil puşt gribi
• Mayıncı Albay: Ordu görevden kaçmasın!
• Bu tasarıyı çekin, yenisini getirin
• AP seçimlerinde Kilise parmağı
• Doktorlar tam gün çalışacak
• Sahte şeyh 43,5 yılla yargılanacak
• Galatasaray`a yeni hoca
• Kırca Show`u bırakıp hangi kanala geçiyor?
• Gül: Mayın konusunda ağır konuşmayın
• Red Bull bazı ülkelerde yasaklanmaya başla...
• Bakan Atalay: Kayıp çantayı basından öğren...
• Çin, dolar kapanına sıkıştı!
• Medya öyle karışacak ki; kan akacak!
• Kredi kartı aidatına yasadan önce kılıf bu...
• Kendi atlamayınca arkadan itti!
• Yok edici Ayla
• Ergenekon şüphelisi yarbay Türkiye`ye döndü
• Canan Arıtman davayı kazandı
• Bedelli değil, Tektip askerlik geliyor
İLİŞKİLİ HABERLER
• Başbakan`a sürpriz destek
• Ekonomist Yiğit Bulut: Benim ailemi Rumlar...
• `Başbakan ağzındaki baklayı çıkarsın`
Hemen hemen her konuda Başbakan Erdoğan`la ters düşen Hürriyet yazarı Bekir Coşkun, bugünkü yazısında `Söyledikleri doğru` diyerek Başbakan`a destek verdi.
Bekir Coşkun / Hürriyet
Tanığıyım...
ONUN yemyeşil güzel gözleri vardı.
Ben yetime ilk masalı o anlatmıştı. Zorla yemek yedirir, kendi eliyle yaptığı kerpiç hamamda bizi yıkar, geceleri kalkıp kalkıp o üstümü örterdi.
Ben onu çok sevmiştim.
Büyüyünce onun aslında anneannem olmadığını, Ermeni kızı olduğunu, tüm ailesinin öldürüldüğünü, Gümüşhane tarafından canını kurtarıp geldiğini ve dedemin ikinci karısı olduğunu öğrendim...
Gözlerindeki o hüzün ve acı hiç geçmedi...
Adını değiştirip `Ümmühan` yapmışlardı...
Fark etmez, o benim anneannemdi.
*
Yıllar geçti aradan, bir adam tanıdım, bir elinin üç parmağı sakattı.
Çok yakışıklı, tertemiz giyimli, artık çalamadığı bir kemanı olan, ahşapla uğraşmayı seven, eski bir mimardı. 6-7 Eylül olaylarında İstanbul`daki ofisi basılmış, eli sakatlanmış, o da Ankara`ya gelerek bir elçilikte çalışmaya başlamıştı.
Gitmek istiyordu, ama çaresizdi. Çünkü iki kızı, iki Türk`e âşık olmuştu, onları bırakamıyordu.
Bozuk Türkçesi ile sohbet ettiğimizde onun zaman zaman korktuğunu, endişelendiğini hissediyordum.
Ölünce vasiyetiydi, onu İstanbul`a gömdüler.
Ben onun kızlarından birisi ile evliyim.
*
Önümdeki gazetede Başbakan`ın `...Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu... Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi` sözlerini okuyorum...
Bana `Çek git` diyen yanlış adam söylemiş bile olsa, söyledikleri doğrudur...
Nasıl inkâr edeceksiniz?..
Daha yeni yeni; farklı dinden olanların boğazını kesen... Kaldı ki kendi aydınlarına bile tahammül edemeyip otel odalarına doldurup yakan kimlerdir?..
Her birimizin bir yerinde yok mudur kovmaların gizli kanıtları; bir eski Ermeni evi, bir Rum tabağı, bir Süryani takısı, bir yemek, bir türkü, eski fotoğraflardaki komşularımız...
Nerede o insanlar?..
Ya da gerçek isimlerini bilmediğimiz anneannelerimiz...
Kabul edilmesi gereken bir günah yok mudur alnımızda?..
Ben o günahı gördüm...
|