ilk önce zehir kokan nefesinizi birbirinizin yüzlerine.. görmeyen, kapalı gözlerinizi toprağa.. doğrudan başka herşeyi söylemiş, döktükleri kanı yalayan dillerinizi ateşe.. çöplüğe dönmüş midelerinizin artıklarını evlatlarınıza.. kalem tutan ellerinizi şeytana.. şu kürre-i arzda yıktıgınız dünyalara sebep olmuş ayaklarınızı en vahşi hayvanlara.. it gibi uzamış kulaklarınızı itlerin önüne.. en mahrem cennetleri viran eden belinizi doğrultturan feleğe.. hala sırıtan yüzlerinizi de benim önüme atsalar da rahatlasam dedirten çocuk.. bir de fani.. rahat olsa gam yemem.. sızlıyordur kemikleri öncekiler gibi.. uğur kaymaz;
mardinli kara kaşlı kara gözlü bir kürt çoçuğu uğur kaymaz, ama zalimler onun yaşama hakkını hiçe sayarak 21 kasım 2004 saat 17:00 da babasıyla beraber hunharca katledildi...
düşenebiliyormsunuz on....iki........on.iki......... yaşında bir çuçuğun bedeninde 13 mermiiiiiii yaşında çok mermilere maruz kaldı canım kardeşim...
bazı topraklarda ölümün yaşı yoktur, kapıyı her an çalabilir mermiler. bazen evde ailesi ile yemek yemekte olan bir çöpçü yanlışlıkla evine giren lacivert kuvvetlerin hedefi oluverir, bazense bir gecekondu mahallesinde panzer altında kalabilir yedi yaşındaki sevcan, bazense babasını uğurlamaya hazırlanan bir çocuk göçüp gider..
bazı topraklarda resmi ellerden ölüm sıradandır. resmi ölümün en resmisi bile 18 yaşını beklemez. her zaman bir kemik yaşı vardır bu çocukların, ipin ucunda olmanın bahanesi..
bazı topraklarda unutmak en kötü cezadır, çünkü unutulan her şey bir gün gelir, unutanların kapısını çalar.. ama unutmak yanı başındaki şehirler haritadan silinirken, insanların genlerinden silinmez.
ama en kötüsü; bazı topraklarda insanlar şaşırmayı çoktan unutmuştur. yıllarca az satan gazetelerin manşetlerinde çocukların resmi kurşunlarla, gayriresmi satırlarla, çelik tellerle öldürülmesi yazmıştır. ab grubu bir rüzgar ile gelen haberlere gülüp geçer istemeden bu toprakların insanları; çünkü bazı topraklarda insanlar kimin içinin acıdığını, kimin empati taklidi yaparak prim yaptığını* iyi bilirler..
ama burda mardin şehrimizn orda yaşayan insanlarımzın vefasızlığından bahsetmek istiyorum; bu olay olduğunda orda yaşayan ne araplar nede gayrimüslimler hiç bir tepki ortaya koymamaıştırlar, zaten tarihdete kürtlere yapılan bu vahşetlerin karşısında iyi bir seyirci olmuştur hatta iyi bir şakşakçı olmuştur sayın mardinin çok medeni kadim halkları!!!!!!! unutmayın hiç bir zaman aklısnıadan çıkarmayın bugün kürt çoçuğunu yapılan vahşetin sadece bunun seyircsi olup ( sistemede yalamalık yapmak) bzilerden daha çok kaybetmeye mahkumsunuz...
|
uğur kaymaz ve babası bu ülkenin kolluk kuvveti olan polisler tarafından sorgusuz ve sualsiz olarak direk infaz edilmiştir.. ama nedense bu ülekenin adaletini sağlamak için kurulan mahkemelerin bu polislerin beraatini karar vermiştir.bence hepiimzin oturp düşünmesi lazım ne yapaliriz, neler yapmalıyız..yada o yörede yaşıyan insanlar seyirci olmayımı tercih ettit..yada bu tür olaylar o yörenin insanları için rutin hayat gibi sıradan bir olaymıdır..yada bana dokunmayan yılan bin sene yaşasın felse fesiylemi yaşıyorummu....ama unutmayın bir gün o yılan gelip sizede sokabilir..
canımı en çok sıkan yada lanet olası şu ırkları,dinleri,tanrıları bir kenara bırakalım şu 12 yaşında masum bir çoçuğun bedenine 13 kurşun sıkan zalimlerden çok buna sessiz kalanlara isyan ediyorum.......
|