Kur’an ve çeşitli hadis yorumcularına göre Nuh , Irak’ta oturuyordu. Putlara tapan kavmi doğru yola ve inanca getirmek için Tanrı onu peygamber olarak gönderdi. Ancak gönderildiği kavim, Hz.Nuh’un tüm uyarılarına karşın onu peygamber olarak tanımaz,sıradan bir insan gibi davranır.Bunun üzerine Hz.Nuh, Tanrı’ya yakarır,durumu anlatır. Tanrı da ona vahiy yoluyla bir gemi yapmasını, fırını kaynamaya başlayınca dişili erkekli çeşitli hayvanlardan birer çift ile ailesini alıp geminin içine girmesini,zulmeden bu kavmin hepsininin Tufan’da boğulacaklarını, yalnız gemidekilerin kurtulacağını bildirir. Hz.Nuh puta tapınan halkın yanna gider,onlara Allahın elçisi olduğunu söyledikçe onlar kulaklarına parmaklarını tıkarlar.Bir günde “Allah’tan başka tanrı yoktur” dediğinde hepsi kürsülerinden yüz üstü düşerler. Kalkıp Hz.Nuh’u yüz üstü düşünceye kadar döverler. Bunu duyan Kral Mahvil , Hz.Nuh’u yanına çağırır.Aslında Hz.Nuh,Kral Mahvil’in torunu Uzre ile evlidir.Kral Mahvil ,Hz.Nuh’un Tanrı ‘nın elçisi olduğunu söylemesi üzerine puta tapanların bayramına kadar Hz.Nuh’u tutuklatır ve puta tapanların kürsülerini yeniden onartır.Hz. Nuh, Kral için Tanrıya dua eder,bunun üzerine Kral önce baş ağrısına tutulur,aklını yitirir,bir hafta sonrada ölür. Onun yerine geçen oğlu Dermesil.Hz.Nuh’a özgürlüğünü verir. Ancak daha önce olanalar gene yenilenir. Puta taparlar yeniden kürsülerinden yüzüstü düşerler, halk Hz.Nuh’un üzerine yürüyüp onu döverler. Tıpkı babasına olduğu gibi Hz.Nuh’u Kral Dermesil’in karşısına çıkarırlar, oda babası gibi Hz. Nuh’u tutuklatır, ama gördüğü bir düşle onun deli olduğunu düşünerek salıverir. Çağın kahinlerinden biri Tufan’ının yaklaştığını halka bildirir, Hz.Nuh’un öldürülmesi gerektiğini bildirir. Babil Kralı ‘da Hz.Nuh’un öldürülmesinden yanadır. Sonunda H.Nuh ‘un Allahın birliği inancını yaymasını engellerler.Bayıltıncaya kadar boğazını sıkarlar.Öldüğünü sanırlar, Hz.Nuh, sürekli dua ederek kavminin yok olmasını diler.Ama inançsızlık sürüp gider;hHz.Nuh,Tanrı’dan öcünün alınmasını ister.

Tanrı, Hz.Nuh’a ağaç dikmesini buyurur.Hz.Nuh’un diktiği sac ağacı kırk yılda büyüyüp üç yüz zira boyunda olur.Bu Hindistan’da yetişen büyük bir ağaçtır,Abanoz ağacı olduğu söylenmektedir. Hz.Nuh marangozdu, ağaçları kuruttu.Gene tanrı’dan esinlenerek geminin başını horoz gibi, gövdesini kuş karnı gibi, kuyruğunu horoz kuyruğu gibi kıvrık, geminin kendisinide üç katlı yapacaktı. Üç yıl hazırlıkla geçti, çiviler yaptı, zift gibi gereçler hazırladı. Kavmi ise onu gördükçe karada gemi yüzdüreceği konusuyla alay ediyorlardı. Geminin yapımı kimi görüşe göre iki yıl,kimi görüşe göre ise daha uzun sürdü. Çeşitli tarihçi ve yorumculara göre geminin boyutları ve biçimi şöyleydi: Eni 50,330 yada 600 zira ; yüksekliği 10 zira idi. Her kat 10 zira yükseklikteydi,geminin üç kapısı vardı her katta küçük ışık pencereleri vardı. Üst katında yiyecek içecek için dolaplar yapılmıştı.Geminin kanatları vardı geminin tahta kısımları demir çivilerle birbirine tutturulmuşu tahtaların arasında su sızmaması için içerden ve dışardan ziftlendi. Gemi ye az sayıda inanmış kişiler bindi.

Gemiye Hz.Nuh’un oğulları Sam ,Ham,Yafes ve eşleri ile Hz.Nuh’a inanan altı kişi bindi.Yalnız Yam ile Hz.Nuh’un karısı Vaile, Hz.Nuh’a inanmayanlardan oldukalrı için onlar gemiye alınmadılar.Onlarda herkes gibi suda boğulup gittiler.

Gemide kaç kişi vardı ? Bunun sayısında değişik görüşler vardır. Kimi görüşe göre Hz.Nuh ‘un üç oğlu ve eşleriyle sekiz kişi, kimi görüşte onbeş erkek beş kadın, yada on erkek on kadın vardı.Daha da yüksek bir sayıyla seksen kişi olduğu da ileri sürülmüştür. Gene bir söylentiye göre Hz.Adem’in tabutunu cebrail getirir, onu da gemiye alırlar. Gemiye binildiğinde recep ayının onuydu.

Nuh’un gemiye bindiğini duyan Kral Dermesil ile Nuh’un asi oğlu Yam gelirler. Su olmadığı halde neden gemiye bindiklerini sorarlar. Herkesin gemiden inmesini yoksa gemiyi içindekilerle yakacaklarını söylerler. Bu konuşma sırasında biri gelip krala bir kadının ekmek pişirdiğini, tandırdan su fışkırmaya başladığını haber verir. Kral buna inanmak isemez, o sırada ayağının altından su fışkırdığını görür.Atını başka yere sürsede oradanda su çıkar. Kral, suyun giderek arttığını öğrenince daha önce dağ başına yedi put için yaptırdığı ve içine yiyecek doldurduğu yedi sığınağa gider, ancak giderken başına kayalar yuvarlanır. Her yeri su kaplıyordu, dağların tepesinde bile on beş zira yükseldi. Güneş ve ay karardı, yeryüzü karanlıkta kaldı. Yağış kırk gün sürdü. Tufan suları tepedeki putları da sürükleyip aşağı indirdi. Toprağın içine gömüldüler.

Gemi bütün dünyayı dolaştı. Önce Habeş ülkesine, sonrada Cidde’ye yöneldi. Rum ülkesine gitti, oradan Mekke Haremi’ne gitti. Harem-i Şerif’in çevresinde yedi kez dolaştı, oradan Cudi Dağı’na vardı. Tanrı’nın buyruğu üzerine su düzeyi inmeye başladığında gemi dağın tepesindeydi. Geminin dolaşma süresi üzerine değişik görüşler vardır. Kimine göre altı ay, kimine göre ise 150 gündür. Hz.Nuh’un gemisi Cudi Dağı’nda bir ay kalmış, sular kuruyunca gemidekiler aşağı inmiş, o gün gemi halkı şükran orucu tutmuştur. Hz.Nuh gemiyi kilitleyip anahtarını oğlu Sam’a vermiştir.Hz.Nuh ve yanındakilerin Cudi Dağı’ndan inmelerinin tarihi Muharrem ayının onuncu günüdür. Muharrem’in 10. günü aşure günüdür ve bu gün de Kerbela savaşında Hz.Hüseyin şehit olmuştur, kimi İslam ülkelerinde Muuharrem yeni yılın girişi için sevinçle, neşeyle kutlanır. Öte yandan Şiiler Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na varışını güneş takvimine göre Nevruz’da olduğuna inanırlar aynı günde başka mutlu olaylarda olmuştur.

Hz. Nuh gemisini Cudi Dağı’nda, ileride insanlara bir örnek olmak üzere bıraktı. Herkes bu gemiyi uzun zaman seyrettikten sonra gemi çürüyüp gitti. Hz. Nuh, Tufandan sonra 350 yıl yaşadı. Yerine büyük oğlu Sam’ı bıraktı. Oğullarına öğütlerde bulundu Üç oğlu üç kavmin atasıdır. Sam Arabların, Yafes Turklerin , Ham Habeşlerin. Böylece tüm insanlık Hz. Nuh’un soyundan gelmektedir. İnsanların birinci atası Adem ise, ikinciside HZ.NUH’tur.

SAM---- SAMİ IRKI---- BEYAZ IRKTA DENİR.
SAMIN ÇOCUKLARI.. ARAM,ASUR,ELAM VS. BUNLAR AYNI ZAMANDA MEZOPOTAMYA UYGARLIĞININ KURUCULARIDIRLAR.IRAKIN ESKİ İSMİ ASUR,SURİYENİN ESKİ İSMİ ARAMDIR.VE TARİHDE ELAM İMPARATORLUĞUDA VARDIR.ARAPLAR,İBRANİLERDE BU GRUBA DAHİLDİR.

HAM---- HAMİ IRKI---- SİYAH IRKTA DENİR.HAMIN OĞLU NEMRUTUN NİNOVA ŞEHRİNİ VE ASUR ŞEHRİNİ KURMASINDAN DOLAYI SAMIN ÇOCUKLARIYLA YAKINLIKLARI VARDIR.KUZEY IRAKTA DAĞLARDA ASURİLERİN HALA HABEŞ ASILLI KARA DERİLİ RAHİPLERİNİN OLMASINA ŞAŞMAMAK GEREK.NEDENİ NEMRUTTUR.

YAFET------ SARI IRKTA DENİR VE HİNT AVRUPA HALKLARININ TAMAMI VE ASYA HALKLARININ TAMAMI BU IRKA TABİDİR.KIZILDERİLİLERİN TÜRK OLMASI İDDİASI ASLINDA BUNA DAYANIR.ÇÜNKÜ KIZIL DERİLİLERİN YÜZ İFADELERİ ÇOĞUNLUKLA MOĞOLLARA BENZER.VE SADECE DERİLERİ KIZIDIR O KADAR.

konuyla ilgisiz olacak ama,baterist dini bilgine güvenip sana birşey soracağım:
eski bir yazında yezidilerden bahsederken muaviye diye bir yöneticilerinden sözettin.benim bildiğim muaviye hz.muhammedin yanındaki bir sahabeydi ,
merak ettiğim neden müslümanlar bu ismi vermez de yezidiler verir(ve gerçekten verirmi?)
cevabın için şimdiden teşekkürler.

Hüseyin kardeş,merhaba.

Bilindiği üzere yezidiliğin islamdan esinlendiğini belirten savlarda mevcuttur.Bu savlar yine ortak bir yerde birleşiyor.Oda sabiilikte birleşir.Öyleki sabiler islamdan önce hristiyanlıkla paralel bir şekilde geliştiler.Yahudiliği,hristiyanlığı,müslümanlığı ve onların peygamberlerini kabullenmeyip sadece vaftizci yahyayı kabul ettiler.Ve tek allahı kabul ettiler.Bu dinin mensuplarının çoğu arap ve asur halkıdır.Ve kuzey ırakta ve özellikle Güney Irakta hala büyük bir sabii topluluk yaşamaktadır.

İşte İslamın yol almaya başladığı dönemlerde muaviye nin
oğlu Yezid Hz.Hüseyini katletti.Bu katliam sunniler ve şiiler arasında o kadar kınandı ki yezid ismi çocuklara bile konmaz oldu.Bu aşırı kınamaya karşı bir grup Yezid i savundu.Ve hatta islamdan ayrılma derecesine geldiler.
Ve ayrıldılar kurdukları dinede Yezidilik denildi.
Yerli halk olan asuriler,keldaniler,araplar zaten sabiiliği,hristiyanlığı benimsemiş ve islamı benimsememişlerdi.Ve bu yezidiliğin sabiiliğin bir mezhebi olası yönünde kabul gördü.Hala ırakta yezidiliğe inanan asurilerden ziyade araplarda mevcuttur.

Bu bağlamda yezidilikte, Yezidin babası olan muaviyenin ismi dedelere verilebilir ama islamda kullanılmaz.Çünkü Yezdin yaptığı katliamı hem sunni müslümanlar hede şii müslümanlar kınamıştır ve bu kınamanın sonucunda yezidilik
inancı ortaya çıkmıştır.Tabi bu senin sorduğun soru yani islamın görüşüne göre bir cevaptır.Ayriyetten yezidiliğin kendi kitabı mevcutur ki bundan sabii mezhebi olarak kuranda bahseder.

Sevgiler Saygılar....

tekrar teşekkür baterisst kardeş.
sevgi ve saygı bizden.

SEN KENDİ KENDİNE ÖLE DİYORSUN BİLMEM BİZİM ATAMIZ BU ŞUUU... BİZİM ADEM ASIL ATAMIZ... ONA BAKILIRSA DÜNYA TARİHİNDE BİR ÇOK TUFAN OLMUŞTUR O ZAMAN BİR SÜRÜ ATAMIZ VARDİRR...LUT KAVMİDE YOK MUYDUU KARDEŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ...

bizler cudi dağı eteklerinin çocuklarıyız..

GİDİN AMERİKAYA, SİZE BİR ALFABE VERSİN ONDAN SONRA GELİN. :))))))))

A B C ç D E Ê F G H I Î J K L M N O P Q R S Ç T U Û V W X Y Z
Büyük harfler (Tîpên girs)
A B C ç D E Ê F G H I Î J K L M N O P Q R S Ç T U Û V W X Y Z

2.2 Küçük harfler (Tîpên hûr)

a b c ç d e ê f g h i î j k l m n o p q r s þ t u û v w x y z

Kürtçe alfabece karþýlanan 31 sesten 8 i ünlü, 23 ü de ünsüzdür. 2.3 Kürtçe de ünlüler (Dengdêrên zimanê Kurdî)
: a e ê i î o u û

2.4 Kürtçe de ünsüzler (Dengdarên zimanê kurdî)
: b c ç d f g h j k l m n p q r s þ t v w y x z

2.5 Uzun ünlüler (Dengdêrên dirêj): a ê î o û

2.6 Kýsa ünlüler (Dengdêrên kurt) : e i u

Ünsüzler de dörde ayrýlýr :
Dudak ünsüzleri, ön damak ve diþ ünsüzleri, damak ünsüzleri, arka damak ve gýrtlak ünsüzleri.
2.7 Dudak ünsüzleri (Dengdarên lêvan): b f m p v w

2.8 ön damak ve diþ sessizleri (Dengdarên pidî û diranan): d l n r s t z

2.9 Damak ünsüzleri (Dengdarên ezmanê devî) : c ç j þ y

2.10 Arka damak ve gýrtlak ünsüzleri (Dengdarên xidîkê û qirikê/gewriyê) : g k h q x

Kürtçe için ilk Latin alfabeyi hazırlayan İsahak Marogûlov un 140. doğum yılı. Hazırladığı Kürtçe Latin alfabesinin kabulünün ise 80. yılı. Kürtçe nin gelişimi için büyük çaba sarfeden Marogûlov 1933 yılında hayatını kaybetti.

Kürtler ilk hangi alfabeyi, ne zaman kullandıkları bilinmiyor ama bilinen birkaç alfabe var İstanbul Kürt Enstitüsü tarafından Kürtçe, Türkçe, İngilizce hazırlanan Kürt dilini tanıyalım adlı kitapta şunlar sıralanıyor: 1- Çivi Yazısı, 2- Avesta Alfabesi, 3- Avesta Alfabesi, 4- Eski Pehlewi Alfabesi, 5- Masi Sorati Alfabesi, 6- Ezidi Kürtlerinin kullandıkları alfabe, 7- Arap harflerinden oluşan Kürtçe Alfabe, 8- Latin-Kürtçe Alfabesi, 9- Kiril-Kürtçe Alfabesi.

Şu an Kürtler Latin, Arap ve Kiril alfabesini kullanırken, istatistiklere göre en çok Latin-Kürtçe alfabesi kullanılıyor. Daha çok Celadet Ali Bedirxan ın ilk Kürtçe alfabesini hazırlandığı biliniyor, ama Bedirxan dan önce Kafkasya da Kürtçe-Latin alfabesini Kürtler kullanmış. Kürtçe-Latin alfabesini hazırlayan İsahak Marogûlov, hayatı boyunca alfabe, dilbilgisiyle birlikte, Kürtçe öğretmenlik yaptı, akedemik yazılar kaleme aldı.

Kürtçe yi Elegez de öğrendi

Aslen Asuri olan İsahak Marogûlov 1868 yılında dünyaya geldi. Babası 19. yüzyılda İran dan Ermenistan a göç edip, Erivan ın Dıvin köyüne yerleşir. Burada dünyaya gelen Marogûlov, eğitimi tamamladıktan sonra 1888 yılında Nahçıvan ın Şaxtaxte köyünde, sonra ise Qemerli köyünde öğretmenlik yapmaya başlar.

Çocukluğunda ailesiyle her yıl Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Elegez yaylalarına giden İsahak Marogûlov Kürtler olan ilişkisinden dolayı Kürtçeyi ana dili kadar öğrenir. Marogûlov un tayini 1905 yılında yine bir Kürt köyü olan Zor a çıkar. Sürmeliye bağlı olan Zor köyünde Marogûlov Rusça ve Kürtçe ders verir ve bu köyde Kürtçe için Latin alfabesini hazırlamaya çalışmasına girişir.

1920 lı yıllara gelindiğinde Sovyetlerde azınlıklar için alfabe oluşturma komisyonları oluşturulur. Komisyonlar Kürt, Türk, Asuri, Oset gibi azınlıklar için Latin alfabesini uygun görür ve alfabeyi oluşturmak için çalışmalara başlar. 1920 lerde Kürtçe-Latin alfabesi için dilbilimci Orbeli ve N. Marr çalışır, ama çalışmalarını tamamlamazlar. Bu alanda en çok emek harcayan İsahak Marogûlov sonunda Kürtçe yazım ve fonetiğini dikkate alarak Kürtçe-Latin alfabesini tamamlar ve komisyona sunar.

Komisyon 1928 yılında Marogûlov un alfabesini kabul eder ve 1929 yılında ise bu alfabe Kafkaslarda yaşayan Kürtlerin ortak alfabesi olarak resmi olarak kabul görür. Ancak 1941 yılında Ermenistan devleti 909 sayılı kararla bu alfabeyi iptal edip, Kiril alfabesini kullanma zorunluluğu getirir.

Bedirxan ve Marogulov un birbirinden haberi yok

Alfabe resmi bir şekilde kabul edilir edilmez İsahak Marogûlov, okullarda bu alfabeyi geliştirmeye, merkezi yerlerde öğretmenlere kullanması için dersler verir, alfabenin olabildiğince yaygınlaşması için çalışır.

Bu dönemde Suriye de Celadet Ali Bedirxan Kürtçe-Latin alfabesine el atmış, ilk ürünü 1932 yılında Hawar dergisiyle hayata koymuş. Hawar Latin alfabesiyle çıkarken, bundan sonraki süreçte Hawar kuşağı denilen Osman Sebri, Cegerxwîn, Kamûran Bedirxan, Nûredîn Zaza, Qedrîcan gibi aydınlar yetişir, Latin alfabesinı kullanırlar ve bu alfabe gittikçe gelişir.

Mevcut durumda Kürtlerin büyük bölümünün kullandığı Kürtçe-Latin alfabesi Hawar dan. Ama Kürtler için acı olan taraf ne Bedirxan ın Marogûlov dan ne de Marogûlov un Bedirxan dan haberi vardır. Kürtlerin arasına yüzyıllardır çekilen sınırlar alfabe konusunda da kendisi göstermiş oluyordu bir şekilde.

Bir tarafta Bedirxan Kürtçe-Latin alfabe ve gramerinin gelişmesi için çalışmalar yaparken, diğer taraftan İsahak Marogûlov, Latin alfabeli çalışmasını 6 Eylül 1933 yılında vefat edene kadar sürdürür.

Marogûlov un vefatı üzerine Riya Teze gazetesi iki sayfa ayırır, yazı şöyledir: Marogûlov yoldaş son yıllarda, Kürtçe Eğitim Yüksekokulu nda, Kültür Enstitüsü nün Kürmanca seksiyonunda yeni Kürtçe alfabe oluşturma komisyonunda görev yapıyordu. O, birçok Kürtçe şarkı, destan, efsane ve daha birçok folklorik ürünler derlemiştir. Bugüne dek elinden kalem eksik olmadı ve 1929 yılında kabul edilen Kürmunca alfabesinin yaygınlaşması ve öğrenilmesi faaliyetlerine var gücüyle önderlik ediyordu. Son yıllarda 5 tane Kürtçe kitap yazdı.

Riya Teze de birçok Kürt yazarda Marogûlov üzerine yazı yazar, görüş belirtir, çalışmasının öneminden dem vurur.

İsahak Marogûlov un ölümü üzerine Kürt camiası büyük yasa bürünür, hemen ardından Kürt aydınlanma dünyasının emekçileri, Kürtçe gazetesini temsilen toplanır şu kararları alırlar:

1- Açılacak ilk Kürtçe okul onun adını taşıyacak.

2- Eşine maaş bağlanacak.

3- Yıllardır üzerinde çalıştığı arşivindeki yazıları basılacak.

Bu yıl Marogûlov un alfabesinin kullanılmasının 80. yılı ve kendisinin de 140. doğum yıldönümü. Yıldönümünde Kürtçenin emekçisi Marogûlov anılmayı hak edenlerin başında geliyor.

Kaynakça:

1 Em zimanê kurdî binasin / İstanbul Kürt Enstitüsü, hazırlayanlar: Hasan Kaya, Zana Farqînî, Sami Tan
2- Kürt Halk Tarihinden 13 ilginç yaprak / Evrensel Yayınları/ Celîlê Celîl, Emek Şükran Borcu bölümü.
3- Hawar, Sayı 1, Nûdem Yayınları Basımı

bir süryani kanı taşıyan bir genç olarak.atalarımız bir yazısından dolayı seni kutlarım esra hanım.insan derinliğine düşündüğünde şimdilik fanatik yaklaşımlarımızın aslında bizi birbirimizi yediğimizi gösteriyor.ve inan insan olgun bir şekilde düşündüğünde teklik vurgusu dünyanın en saçma kavramıdır.büyük üstad"yaşar kemalin"deyişiyle;tek dile,tekliğe kalmış dünya hapı yutmuştur.böyle bir dünya cehennemden beterdir ve en can sıkıcı şeydir.umarım ülkemiz ölü kültürler müzesine dönüşmeden bu zenginliğimizi koruyabilme naifliğini gösterelim.yeterki bizi kör eden bu at gözlüklerini atalım.ve milliyetçilik(hepsi için farketmez)denen deli gömleğini üstümüzden atalım.ve inan dünya o zaman daha renkli olur daha yaşanılır olacaktır.nerde oturduğunu ve kim olduğunu bilmiyorum keşke midyata gelip misafirim olsaydın.kadim kültürlerin(kürtler,süryaniler,araplar,ezidiler,keldaniler) nasıl bir arada yaşadğını görseydin.ve inan o kadar iç içe geçmişler tanıyamassın tam bir renkler cümbüşü.senin kürtlere karşı bu kadar kindar yaklaşmanada inan çok hak vermiyorum.biraz empati yap lütfen.adamların ülkesi her karış adeta işgal edilmiş.dilleri,kimlikleri,kültürleri,yasaklanmış.işkenceden geçirilmiş,faili meçhüllere kurban gitmiş.bu insanlar tabbiki isyan edecekler.ve inan buna devlet politikasının yanlışları zemin oldu.şu onda tüm türk insanın canını yakan isyan da bunun sonucudur.bir düşün seni bir kürtten üstün kılan nedir?bir kürt seninle eşit yurttaşllık statüsünde,kendi kimlik,kültürleriyle yaşamak istediğinde neden bölücülük olsun.gercekten bunu yaşadığında sofrandan lokmamı eksilir.daha azmı yatarsın.ne bileyim hayat standartınmı düşer.inan bu gereksiz kibir en büyük bölücülüğü getirecektir.lütfen biraz diğer renkleri koklyaın.ne bileyim mesela ahmet altaının empati konusundaki yazılarını ne olur okuyun.midyata gelmek istersin gönlümüzün kapısı her zaman açıktır.saygılar.

Kurtlere kizmiyorum aciyorum, fazla ilkel kaldiklarini dusunuyorum.Turkiyede Kurt sanatci,isadami, talebeler hangi sartlarda kimden geridirler. Allaha sukur herkezden cok daha soz sahibi, varlik icinde yasiyorlar.

Ben davetinize tesekkur ederim gelmis kadar oldum.

Selamlar

hiç kimseden ama hiç kimseden anlayış beklemiyoruz bu yaşadığmız bu topraklarda, inkarın, imhanın, satılmışlığın, şerefsizliğin en doruk noktalarında bile bu kadar yerin dipine sokulmaldık çıkarılmadık, bakıyorumda herkes bizler üzerinde ahkam kesmekte fikirler yürütmekte olumlu olsun olmasın zerre kadar beynine hükmedemiyen zihniyetlerin bizler hakkında aşağlacı ifadeler kullanması bzilerin sadece içini açıtmakta.
bu kadar basit olmamalı, bir toplum hakkında genellemeler yaparak kategorize etmek, belli kalıpları sokarak eleştirmek, kedni çıkarların doğrultusunda yerdeen yere vurmak bu kadar basit olmamalı, olmaması gerekiyo..
aslında olayın daha derinlemsine inmek gerekiyo nedir bu kürtlerin yüzyılllardır beri çektiği sıkıntılar? özelikle medya olsun, bu ülkede prof. ünvanı almış ahmaklar bile bizleri olan açıları neden kör bir zihniyetin ötesinde gidememekte?
bu soruların cevap veribilmek için tarih sayfaları açmak gerekiyo, tabikide türkler bu ülkede 20.000.000 kürdü yok saycak inkar etcek öldürcek yok etcek bunları yaparak tek devlet tek millet tek din idolojisni yaşatarak kendi ulus devletini himaye edecek, bu ülke inşa edilirken neden ermeniler tecrit edildi? neden 6/7 eylül 1955 olaylarında rumlar ismet inönün öncülüğünde avrupaya süründü?tabikide tek kişi üzerine kurulan bu devletin tek din tek millet idolojsini yaşatmak için..
sıra geldi kürtlere, aynı politikayı sürderebilemk için olayın medya ayağına bakmak gerekiyo;
yıllarca bu ülkenin anahaber bültenleri sunan medyarakerları terörün kökünü kazıdık, teröre büyük darbe, artık dağılma safhasına geldi, tamı tamına 25 sene dile kolay 25 sene bu yalanları bizleri yutturmya çalıştılara, yada bir kesime yutturlar, ta bundan 10 sene öncesinde görsel medyada bir tane kürt lafı olmaz, ne olduda şimdi kürt açılımı oldu? medya medya olanı bu kadar kürtlük lafı bi arada görmemştir son tahlilde..bilindiği gibi türk medyası her zaman hükümet olsun askerler aynı çizgide gitmiştir, ama çizgi dışına çıkan doğan gurubu bu hükümet tarafından bertafaf olmuştur, sanmayın doğan gurubun ile gülen medya gurubun kürt açılımı konusunda karşı karşıya geldiği, sadece bunlar menfaatlerin ters teptiğinden zıt kutuplar olmuştur..
sinema koluna gelmek gerekiyorsa burada rahmetli kemal sunalun ve onun ekibinin yapay kültür oluşturaak kürtleri sinemada davaro,züğürt ağa v.s gibi filmleri kürtleri hep cahil, kasketli,şalvarlı olarak tanımıştır türk halkı, dikkatinizi çekmişse bir tane bile oradaki kadınlar tülbent takılmadığını görürsünüz. bu kötü imajı sağ olsun yönetmen yavuz turgul oyuncalardan şener şen ve uğur yücel bir nebze olsun bu kötü iamjı silmişlerdir..buna karşın kürt sinamsıda bu asimile sanatını bertaraf etmek için atağa geçmiştir..
gelelim bu ülkenin çakma aydınlarına sanatçılarını; zaten televole kültürü yaşıyan bu ülkenin insanların anlayış bile beklemek büyük saçmalık olur, bilindiği gibi ahmet kaya bir ödül gecesinde ödülünü alırken sadece kürtçe bi klip çekeceğini söyledi, ve sonrasında yaşanan linçççççççççç,işte bu linç girişimi sadece ahmet kaya değil bütün kürtlere yapılmıştır ve orada kürt olup ve bu günlerde güneşi gördüm filmiyle kürt sinemasınada yer edinmek istenen mahsum kırmzıgül o gün ahmet kayaya sırtını dönerek 10 yıl marşını söyleyerek tempo tutmuştur ve şimdide kürt 1993 te tansu çiller mehmet ağar doğan güneş döneminde 4000 köyün yakılmasın boşaltımasını anlatan bir film yapmıştır, tamam güzelde, sen o gün neden tepkini ortaya koymadın, neden şimdi neden ahkam kesmektesin? mahsum kırmzıgül, kürt halkı sizin bu ihaneti unutmamaştır ve ona çatal kaşık atanlarınıdı unatmamaştır.
gelelim devlet politakasında çizilen imaj ve türk halkınında inandığı bu saçmalıklara;
yıllarca batıda yaşıyan türkler torunlarına kürtlerin kuyruklu olduğunu söylenip durmuştur, askerde kenan evren döneminde uydurulan kürt diye bişey diye yoktur, kürtler dağda karda yürüken car kurt sesi çıkardığı için kürt deninmiştir,allah aşkına biri bana bunu açıklacasın nasl bir inarki böyle bir tanımla yapabilmekte,ne yani almanlar fransızlar dağda karda yürürken farklı sesmi çıkarıyorlar?
gelelim sana esra hanım sen ve senin gibi düşünenler türk halkını profilini yansıtmaktasın, bakarmsınız bize acıyormuş, çok ilkel yaşadığımızı söylemkete,
bu sözü destekleyen, ellerini ovuşturanlar bizler hakkımızda olan düşüncelerinizi sakın ama değiştimeyin, ve hep böyle yaşayın ama unutmayın bu topraklar yine biz beraber yaşıcaz, yine komşu olcaz, ama bunuda unutmayın bugünlerin yarınlarıda var er yada geç herkes bunun hesapını verecektir.....
spasd.........

"askerde kenan evren döneminde uydurulan kürt diye bişey diye yoktur"

Çok doğru söylemiş.Tarihde yok böyle bir isim,halk,ulus.
Bu tamamen moğol-osmanlı emperyalizminin bölgede oluşturduğu
kolculuk sisteminin ismidir.yani türklerle beraber var olmuşlardır.Kuzey ırakta asuri şehri olan süleymaniyenin isminin osmanlı padişahı süleymandan geldiğini ve onun o şehri işgal ederek kendi kolcularını(şu anki kürtler) yerleştirerek bölgede kumanda sağlamaya başladı.Bu günde bu osmanlı hatırası kolcular(kürtler) bölgede ,başka emperyalist güçler tarafından böl,parçala,yönet oyununun baş rollerinde oynamaktadırlar.Yani kürt denilen etnik bir grubun tarihde varlığı bile ispatlanamıyor.Anca kesin olmayan yakıştırmalarla bazı yerli halklara atıyorlar kendilerini ki lord kurzon gibi alfabe vermeye çalışanların ürünleridir bunlar.Bu gün yüz yıllardan bahseden hiç bir kürt ardahanda,vanda,muşda,diyarbakırda,hakkaride,mardinde,urfada
500 sene geriye gidemez...

Kalemine saglik baterist.

arkadaşlar merhaba,

Ben bu siteye yeni üye oldum.Tamamen iyi niyetle bir soru sormak istiyorum.Süryaniler İslam dinini hak din olarak görüyorlar mı ve Hz.Muhammed in Allah ın kulu ve elçisi olduğuna inanıyorlar mı? Bir de şunu sormak istiyorum,Süryaniler Allah ın tek olduğuna,O nun doğurmamış ve doğrulmamış olduğuna inanıyorlarmı?Yani Hz.İsa nın O nun oğlu olup olmadığı hakkında neye inanıyorlar?Tabi benim sormak istediğim birçok soru var fakat yanlış anlaşılığ suçlanmaktan korkuyorum.Tabi şimdi biri çıkıp git araştır,oku diyebilir ama ben Süryani kardeşlerimin forumunda onların inançlarını direkt olarak onlardan öğrenmek istiyorum.

Saygılarımla

baterist denen kişiye..sen niye bu kadar ilkel davranıyorsun seni anlasmak gerçektende çok zor..kürt denilen etnik bir grubun tarihde varlığı bile ispatlanamıyor.Anca kesin olmayan yakıştırmalarla bazı yerli halklara atıyorlar kendilerini ki lord kurzon gibi alfabe vermeye çalışanların ürünleridir bunlar.Bu gün yüz yıllardan bahseden hiç bir kürt ardahanda,vanda,muşda,diyarbakırda,hakkaride,mardinde,urfada
500 sene geriye gidemez... ..bu yazdıklarını hiç kimse kabul etmiyor bunları sadece senden duydum ilkez..

Benden duymuşsun ilk kez öylemi buket hanım....
Bunu cahilliğinize mi versem yoksa kendi savunma mekanizmanızın bir ürünümü kabuletsem acaba...

Evet yok böyle bir şey.Bu tamamen moğol akınlarıyla başlayan
mezopotamyanın işgalini kolaylaştırmak için yaratılmış bir grup.Bu güb kürt diğe bir etnik grup yok,ispatlanamıyor.
Hiç kimseden duymamışsınız hanım efendi peki tarihdendemi ders çıkartamıyorsunuz.Kürtlerin yapmış olduğu bir tarihi eseri 1000 sene öncesine tarihlendire biliyormusunuz acaba.
Tabi siz bunu yaparsınız ama babili kürt eseri yaparak iştar tapınağını kürt eseri yaparak ispatlarsınız ancak buda istersen kabul et,etme dünya tarih mirasının kabulü değldir.Bu gün kürtler mezopotamyaya asyadan geldikleri kesindir.Bu gün 100 sene önce işgal ettikleri topraklar daha belli neden,hangi ebedi medeniyetten bahsediyorsun hanımefendiii!!! Kürtler türklerle beraber var oldular bu topraklarda.Moğol akınlarının hindistanı işgalinden sonra tuttuğu farsça konuşan kolcu güçler kürtler.Bu gün kürtlerin mezopotamyalı olduğu ispatlanamıyor çünkü tarihleri belli zaten.Bakın kürdistan ismi sadece osmanlı kayıtlarında var.Bu kürtlerin lozanda biz türküz diğe haykırmalarının başka bir nedeni....Türkler bu topraklarda neyse Kürtlerde odur.Biraz taraflı bilgilerden kurtulunda gerçek bilgilere yoğunlaşın araştırın o zaman göreceksiniz kürtlerin aslını.Hiç kimse kabul etmiyor değil biz asurilerin,ermenilerin,rumların,arapların hepsi bunları böyle kabul ediyoruz.Etmeyenlerde zaten uşaklıktan ileri gidemez....

Bir Türk olarak süryani kardeşlerimizin acılarını ve özlemlerini anlıyor ve evrensel haklarına bir gün anavatanlarında da ulaşabileceklerini ümit ediyorum. Baterisst adlı entellektüel bir beyni bu topraklar içerisinde tutamayan ve onu çağdaş bir sisteme entegre edemeyip ondan yararlanamayan bir zihniyet Türk ve Türkiye milliyetçiliğinin en büyük handikapıdır. Bence sorun yalnızca zorba ve ilkel rejim değil bir o kadar da cehalettir. Abdullah öcalan etrafında şekillenen pan kurdist radikal akımlarının bir geleceği ve dayanağı olmadığı tarih tarafından defalarca cevaplanmıştır. Bu topraklarda herkesin hür ve mutlu bir biçimde yaşayabileceği bir sistem yalnız ve yalnız Türkiye Cumhuriyeti bugünkü üniter devlet sınırları içerisinde kurulabilir..

bir komşumun asuri bir komşumun ermeni bir komşumun arap bir komşumun türk olmasını hep hayal ediyordum ama bu sitede kendini geçmişin tozlu sayfalarında hamda samda ademde arayan ve çağı analiz edemeyen topluluğu görünce bu hayalimin kafdağının ardındaki bir ütopya olduğunu farkettim.

geçenlerde tartıştığım bir müslümanın sözü aklıma geldi:

indirelen din vardır giydirilen din vardır.

biz indirilen dinleri değil zorla bize giydirilmek istenilen dinlerin/inançların içerisinde debelenip duruyoruz.

giydirilen dar gelsede kısa olsada birileri:

böyle olmak zorundasın..

böyle olacak

diye tepemize durmadan vurduğu için zamanla öyle yaşamaya alışıyoruz.

bu eski yırtık ve kısa gelen elbiseyi üzerimden atıp özgürleşmek gibi gerçekten ama gerçekten kutsal olan özgürlüğün hayalini kuramıyoruz.

ben ölünce ne müslümanların cennetine gitmek istiyorum nede geçmişten ders alamayan süryenilerin cennetine gitmek istiyorum.

yakın beni

salın küllerimi ağrı doruklarından anadoluya

soysuzluğun bir daha asla yeşermeyeceği geleceğe taşıyın beni

örtün beni

Roni temelsiz bina,tarihsiz insanlik olmaz. Sadece sana katildigim nokta evet herkez keske dinlerin dinlerin insanlari guzel ahlak etrafinda birlestirdigi kadar amacina ulastigi mesajini alabilse ve keske dinler kullanilmasa.

bu siteye daha az önce üye oldum ve insanlığımdan neferet ettim neymiş efendim süryani , keldani .isihazm hesykhazm .kürt türk arap müslüman hristyan yahudi yezidi brakın bu etnosantrik düşünceleri tüm bunlar olmadan önce insan olun !!!!! neymiş efendim kürtler süryanileri ve ermenileri katletti neymiş efendim TURKLERIN ATALARI YASSI BURUNLU KAFIR SAMANLARDIR
KURTLARIN ATALARI KAFIR MEDLERDIR
ERMENILERIN ATALARI NUH VE ADEMDIR ne bunlar yav geçin bu şoven ve etnosantrik yaklaşımları EDİT ADMİN bütün dinlerin ya en basitinden şöyle düşünün bi budist olarak doğmuş olsaydınız aynı şeyleri düşünürmüydünüz ?!!!!!!!!!!!

yazık ya oysa be süryanileri çok farklı bilirdim (cık cık cık) onlarda kapılmışlar ajitasyona

Basa cikamazssin bu sitede fanatik uclar var.Insanliktan bi haber

Ermenilerle atalarimizin bir olduguna inaniyorum. ama bizim atalarimiz mogol collerinden gelmediginden bazi soru isaretleri koyuyorum. Fakat hepiniz gavurun dolu oldugunuzdan dolayi cunku hicbirinizde mogol tipi yok. Ondan devsirme oldugunuzu kabul edin. Ya rum kirmasi ya romen yada cingene

hadi diyelim moğol devrişmesi neden onları o topraklardan çıkarmıyorsunzu çıkartsanıza bin aramide gelse çıkaramaz bin asuride gelse yine çıkaramaz..gücünüzü yetiyorsa gelin çıkarttın ...burda aslanlık yapmak kolay uygulamaya gelin ben uygulama istiyorum sonrada oturup ağlarsınız neden kürtlerle türkler bizi öldürüyor..çok iyi yapıyorlar..bu sözlercden sonra hakediyorsunuz yani..bünyamin sana ne oluyo Ya rum kirmasi ya romen yada cingene sen nesin dünyada saf ırk diye bişey kaldımı..kökenini bi araştır istersen belki türk çıkarsın kim bilir belki çin devrişmesi çıkarsın..kim bilir..bi daha bişeyler yazdığında adam akılllı bişeyler yaz..

bateristin hülyalarına kapılma..

Evet Turkler cesitli kollardan dagilmislar asyaya anadoluya Avrupaya.Sizin Isvecte melezlesmenize ne demeli??

Bir kavgayı sona erdirecek en güzel sözlerden biri olan bu başlık altında okunulan tartışmalar şaşırtıcı. Ama ondan önce Esra hanım a bir hatırlatma da bulunmak istiyorum. Kuran ve hadis yorumcularına ve başka kaynaklara dayanarak kaleme alınmış yazıda yorumculara ve kaynaklara atıfta bulunursa, hangi Kur an yorumcularının bu konu hakkında ne dediklerini anlamış olacağız. Bu haliyle oldukça subjektiv, ama konu din ve dinler çerçevesinde geliştiği için dikkatli olmayı zorunlu kılıyor.

Sevgili Mahmut ve Hristiyanlık İnancının Özü ve İslam Hakkındaki Gerçekler:

"Süryaniler İslam dinini hak din olarak görüyorlar mı ve Hz.Muhammed in Allah ın kulu ve elçisi olduğuna inanıyorlar mı? Bir de şunu sormak istiyorum,Süryaniler Allah ın tek olduğuna,O nun doğurmamış ve doğrulmamış olduğuna inanıyorlarmı?Yani Hz.İsa nın O nun oğlu olup olmadığı hakkında neye inanıyorlar?Tabi benim sormak istediğim birçok soru var fakat yanlış anlaşılığ suçlanmaktan korkuyorum.Tabi şimdi biri çıkıp git araştır,oku diyebilir ama ben Süryani kardeşlerimin forumunda onların inançlarını direkt olarak onlardan öğrenmek istiyorum."

Ne süryaniler ne de hiçbir hristiyan;
1. islam dinini hak din olarak görmez. ( Hristiyanlıktan sonra getirdiği artılar (+) nelerdir ...? ()
2. Muhammed i Tanrı nın elçisi olarak kabul etmez, ve Muhammed i bir peygamber olarak babul etmeyiz aksi taktirde zaten hristiyan olmazdık.
3. Allah; kutsal üçlü içinde Tek Tanrı dır. ( İnsan, Tanrı suretinde yaratıldı: Beden + Can + Ruh= İnsan, üç farklı unsurdan oluşuyoruz ama tek kişiyiz. )
Hristiyanlığın en önemli unsuru da Mutlak Gerçek=Söz= Tanrı Peder (Yaradan)+ Tanrı Oğul(Kurtarıcı) + Tanrı Ruh(Kutsallaştırıcı) = Tanrı

Mesih Isa, Tanrı nın Oğludur. (Mucizevi bir doğum; Tanrı katında her şey mümkündür.) Meryem Ana, İsa nın annesi. İsa, bizleri kurtarmak için Dünya ya geldi. Bu yüzden Meryem Ana Mesih in Annesi yani Tanrı nın Annesi dir. Bunu mantıkla anlamaya çalışmayın. Çünkü iman mantıklı değildir (Görmediğiniz bişeye iman etmek pek mantıklı gelmez, veya Evrenin büyük patlama öncesi sonsuz yoğunluklu ve sonsuz sıcak olması da mantıksız gelir bizim mantığımıza.)

Saygılarımla

Kadim Turabdin :

"Adamların ülkesi her karış adeta işgal edilmiş. Dilleri, kimlikleri, kültürleri, yasaklanmış. İşkenceden geçirilmiş, faili meçhüllere kurban gitmiş. Bu insanlar tabiki isyan edecekler"

Adamların ülkesi derken, aklıma hemen devlet için çalışan korucular aklıma geldi, Adeta o adamların avukatlığına bürünmüşsünüz. O halde söyle bize, "Adamların" dediğin kişilerin toprağı kimler tarafından işgal edildi?
yoksa o adamlar dediğin yaptıkları işgal i unutup yerleştikleri işgal edilmiş toprağın sahibi olup, başkası da o toprağa mı göz dikti?
Kendi onuruna sahip çıkmayan bir kimse başkasının onuruna da sahip çıkamaz.
A.B

ashu söze gelince aslan kesiliyorsunuz senle batersit...aslında size burda bi tek şey kalıyor oda kabullenmek..