ATATÜRK VE TÜRK TARİH TEZİ
Anadoludaki halkların Türkleştirilmesinin nedeni Atatürk ve kendisinin Türk Tarih Tezine dayanır.
Atatürk’ün 1930’larda çıkarttırdığı Türk Tarih Tezi’nin temel maddeleri:
1. Türkler, brakisefal ve beyaz ırktandır. Beyaz ırkın anayurdu Orta Asya’dır. (Ne ilginç),
2. Medeniyetin beşiği Türklerin anayurdu olan Orta Asya’dır. (Doğrudur),
3. Göçler sonucu Türkler bir çok yere yayılmış ve uygarlaşmayı tetiklemiştir. (Öyledir),
4. Anadolu’nun ilk yerli halkları Türklerdir; Hititler vs. halklar dahil. (Yok ya),
5. Kürtler dağ Türküdür. Bu yüzden 80 yıl önce Kürtlere dağ Türkü denilmişti. (Vay be),
6. İtalyada yaşamış Etrüskler Türkdür. (Tabi tabi),
7. Irakın güneyindeki Sümer uygarlığını Türkler kurmuştur. (Elbette),
8. Mısır medeniyetinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal Türklerdir. (Pes valla),
9. Maya, Aztek ve İnka Amerika uygarlıklarını Türkler kurmuştur. (Hadi ya),
10. 70 bin yıl önce Asya ve Amerika kıtası arasından batmış Mu kıtasında konuşulmuş olan Mu dili Türkçedir,
11. Peygamber Hz. Nuh Türkdür. (Kim değil ki).
Bu teze göre Hitit, Sümer, Etrüsk, Rum, Yunan, Kürt, Macar vs. halklar Türk sayılmaktadır ve Irak, Anadolu, Mısır ve Ege medeniyetlerinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal ırkın temsilcileri olarak görülmektedir.
Hititler Hint-Avrupa kavimlerine mensupturlar. Dil ve antropolojik açıdan Türklerden çok farklıdırlar. Hititlerin Türklere benzer hiçbir yanları yoktur. Hititlerin bir kısmı şu an Anadoludaki insanların ataları olabilir. Bilimadamları tarafındanda genellikle Gürcü ve Ermeni kökenli oldukları söyleniyor.
Sümerler tabiki Türk değildir. Sümerler Irakın güneyinde eskiden yaşamış bir halk olup genetik araştırmalarda Kuveytli oldukları saptanmıştır. Sümer dilinin Ural-Altay dilleriyle, özellikle Macarcaya, biraz benzediği için Türk sayılmış. Halbuki Sümer dili 6-7 diğer dillede benzeştirilir. Yapılan bütün benzeştirmelere ve araştırmalara rağmen Sümer dili tek başına bağımsız bir sayılmaktadır.
Etrüsklerin genetik olarak Orta Asya Türkleriyle alakası yok. Etrüsklerin bir kısmını liman ticareti yoluyla Lidyadan İtalyaya gitmişler oluşturur fakat bunlar Anadoluludur, Türk değil.
Yani bu teze göre Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan coğrafyadakilerin çoğu Türkdür.
Atatürkün bir sözüde böylede düşündüğünü tastikliyor: “Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.”
Bu sözüyle Anadoluda eskiden beri yaşamış bütün halkların Türk olduğunu söylüyor.
Bir başka sözü: “Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.”
Bu teze göre Kürtler, Rumlar, Bulgarlar, Makedonlar vs. halklar Türkdür.
ATATÜRK: “ANADOLU 7000 YILLIK TÜRK BEŞİĞİDİR”
Bu sözle Anadoluda Türklerin çok eskiden beri var olduğunu söylüyor. Yani Anadolunun en eski halkları Atatürke göre Türkdür.
Bu gerçekliği Atatürkün kendi yazdığı şiirdede görebiliriz:
“Gafil, hangi üç asır, hangi on asır / Tuna ezelden Türk diyarıdır. / Bilinen tarihler söylememiş bunu / Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, / Dinleyin sesini doğan tarihin, / Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak / Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. / Asya nın ortasında Oğuz oğulları, / Avrupa nın Alpleri nde Oğuz torunları / Doğudan çıkan biz / Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz / Türk sadece bir milletin adı değil, / Türk bütün adamların birliğidir. / Ey birbirine diş bileyen yığınlar, / Ey yığın yığın insan gafletleri / Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, / Hakikat nerede?”
Atatürke göre Alp dağlarına kadar uzanan yerdekiler Türktür (Alp dağları İtalya civarında). Atatürk aslen Makedondur ve Makedonlarıda Türk sayıyor bu tezine göre.
Tuna nehri ezelden beri Türk diyarı demek Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna olmak üzere toplam 10 ülkenin topraklarını katetmek demektir çünkü bu nehir bu ülkelerden geçiyor.
Demek ki bu topraklarda yaşayan halkın büyük çoğunluğu Atatürk göre Türkdür.
Atatürk, hatta, dahada ileri gitmiş ve araştırmacılar yollamış Güney Amerika’ya ki “Kayıp Mu Kıtası” efsanesini araştırsınlar. Bu efsaneye göre 70 bin yıl önce, Pasifik te batan bu kıta Pasifik Okyanusu nda, Asya ve Amerika kıtaları arasındaydı ve Avustralya nın iki katı büyüklüğündeydi. Atatürk, Tahsin Mayatepeki Meksika’ya elçi olarak atamıştı ve Türkçe ile Maya dili benzerlik aranacaktı. Atatürk düşüncesi şu olmalıydı ki araştırmacıları bu efsaneyi araştırmak için yollasın: “70 bin yıl önce Türkler bu kıtadan dünyaya yayıldı”.
Yani dünyadaki birçok halk Atatürke göre Türkdü. Anadolunun yerleşik en eski halklarıda Atatürke göre Türkdü dolayısıylada Anadoludaki halkı Atatürk Türkleştirdi.
1071de Selçukluyla gelenler ise azınlıktır.
GÜNEŞ DİL TEORİSİ
Atatürkün çıkarttığı bu dil teorisine göre ise dünyadaki tüm diller Türkçeden türemiştir.
Atatürk ün hararetle savunduğu ve bazı üniversitelerde ders olarak okuttuğu bir teoridir
|
BUKET RUMUZLU arkadaşımızın 2009 da açtığı Anadolu Halklarının Türkleştirilmesinin Perde Arkası konulu tezin cumhuriyetin kurulması aşamasında tüm halklarla ortak bir paydada buluşarak otonom tartışmalarının ortasından eşit haklara kadar ve 1921 Anayasasıyla kurucularının belirlendiği başlangıcı uzlaşmacı temele dayalı toplumsal barışın öne çıktığı bir gerçeklik varken;
2012 yılında çok önemli tezin farkına varıp Ahmet ve Ulaş la düşüncelerimizi belirterek en azından kendi pencerelerimizden bakarak birçok değişimi/gelişimi dikkate alarak ya da tıkanan süreci ıskalayarak kendimizi ifade etmeye çalıştık.
Bu coğrafyanın hangi uygarlık ve milliyetlere beşiklik ettiği konusunda ta 1071 e kadar özellikle Mezopotamya da yoklar.Bu tarihten sonra ta ki İslamitin kabulüne kadar yavaş yavaş Anadolu nun içlerine doğru birçok bölgeye yayılarak beylikler halinde davetsiz misafir olurken hiç de kendi mimarisi olmadığı halde Roma ve Bizans mimarisinden etkilenerek,islam-Arap mimarisinin han,hamam,medrese,çeşme ve cami mimarisinin etkisindeki yaklaşımlarla Türkleştirmelerin başka dil ve kültürlerin üstünü örterek herkesi Türkleştirmek artık bugünün gerçekten sorunu haline gelerek faturasının ağırlığı geniş halk kitlelerinin her milliyetten insanların sırtında daha ne zamana kadar taşınabilecek ki?
Evet Türkler Ortaasya da vardılar da geldikleri coğrafyalara hangi gerekçelerle mal/mülk sahibi oldular?
Fetih diye kutsanan işgallerden önce Türkler yokken Buket in saydığı milliyetlerin dışında tarihi sürece göre dili Hami-Sami grubundan olan Abramca,İbranice,Süryanice ,Keldanice ve Arapça nın birkaç lehçesini birkaç ağzını bugünlere taşıyan M.Ö.tam da yerleşik düzene geçerken Ğassanileri,Kahhanileri,Nebatileri,Kenanileri,Sümerleri ve Asurları hatta Akadları görmekteyiz;peki Türkler bu tarihlerde nerelerde?Bu sorunun cevabı sonradan geldiler. verilecekse ki bundan başka yanıtının olacağını tarihe biraz ilgi duyan biri olarak hiç sanmıyorum.
Gerçeklerin bilinmesi için canlarını dişlerine takarak kendilerini ifade etmeye başlayan Kürtlerden sonra eğitim sistemine yeni başlangıç için bile meyilli görünmeyen iktidarların sadaka verir gibi bu coğrafyada Medler varken Türkler var mıydı?Sorularına da cevap aramak nafile olmalı ve tekrar gerçeklere dönülmelidir dostlar...
Dayanağı kin ve nefret olmayan düşüncelerin etrafında özgürce bir tartışma olması dileğiyle konuyu açtığı için Buket e,düşüncelerine katılmasam da Ahmet ve Ulaş a teşekkürler dostlar...
|