GÜNCEL
ARAMA MOTORU

Web'de Ara Site içinde Ara
 
Forum sözleşmesi


E-posta: Şifre: Şifre Hatırlat | Üye Ol

KONUYU AÇAN: buket 88.249.226.***
12.10.2009 12:46:42
Konu: Güneş Zagros’ta Kutsandı....



Kraliçenin Liri
M.Ö. 2600-2400, Mezopotamya’da Ur şehrinde bir kral mezarlığında Leonard Wolley tarafından Kraliçe Pu-abi’nin mezarlığında Kraliçenin sonsuzluk (ölüm) yolculuğuna refakat eden başka 10 kadının da olduğu anlaşılmış ve sonsuzluk yolculuğuna Lir çalarak gittikleri kazılarda ortaya çıkan buluntulardan anlaşılmıştır. Yukarıda gördüğünüz Lir bunlardan bir tanesidir.
Resim Kaynağı: The British Museum, London



Kral Nemrud
M.Ö. 883-859, Asur Dönemi, Güney Kürdistan’da Henry A. Layard tarafından sürdürülen kazılarda bulunmuştur (1845). İkiz olarak yapılan Nemrud heykeli’nin diğeri New York da korunmaktadır. İnsan başı, Boğa vücudu ve Kuş kanadının bileşiminden oluşan heykellerde Kralın yüz ifadeleri kendinden emin ve güçlü bir iktidarı temsil etmektedir. Kanatlar kuşların hızını, boğa vücudu ise kuvveti temsil etmektedir. İnsan başı ise aklı temsil etmektedir. İki ayağın arasında ise Kralın ısmi ve diğer bilgileri yazılı. Kralın kafasının üstündeki üçlü boynuzlar ise tanrısal gücü temsil ediyor.
Resim Kaynağı: The British Museum, London


İnsanlar her şeyden önce ortaya çıktıkları toplumsal ve kültürel ortamın ürünüdürler. Bu nedenle insanlığın uygarlığa geçmesiyle birlikte ortaya çıkan mitolojiler de, o dönemin üretim ilişkileri, gelenek ve görenek, inanç gibi kültürel yapılanmasıyla ilgilidir. Bu nedenle uygarlığın gelişimini ve mitolojileri tanrı ve tanrıçalarla, krallar arasındaki efsanevi olaylar bir de, efsanevi kahramanlara ait öyküler oluşturur. Kürt mitolojisinde Kürt kralı Nemrut ile Hz. İbrahim efsanesi, Nuh tufanı, Gılgamış, Demirci Kawa gibi mitoslarla ilgili anlatılar bulunur.
Batılı bir çok araştırmacı ve yazar tarafından yazılmış olan eserlerde tarihin ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelerin, insanlığın ilk yerleşim yeri olan Mezopotamya da temellerinin atıldığı ve sonraları çevre halklara giderek dünyaya yayıldığı yönünde. Kürt halkının öncüleri Guti lerin bugünkü torunları Kürtler, atalarından aldığı güneş sevgisi ve mitolojide çok önemli yer tutan tufan efsanesi de Cudi dağında noktalanırken Mezopotamya ya yerleşmiş Hurriler, kültür ve sanat etkinliklerini Anadolu toplumuna, özellikle Mitanilerin Anadolu yu Mezopotamya ülkesine bağlayan uygarlık alışverişinde inanç kaynaşmalarında aracılık ederlerdi. Gutiler ve onların devamı olan Huriler, Mitaniler, Urartular, Medler bu çabanın yaratıcılarıdır.
Çok eski çağlarda insanları yok etmek amacı ile tanrı tarafından büyük bir tufan yapıldığı hikayesinin yalnız kutsal kitap Tevrat ta yazılı olduğu bilinirdi ancak geçen yüzyıl içinde yapılan kazılarda çıkan Asur kralı Asurbanipal ın kütüphanesi içinde bir tablette de aynı hikaye okununca büyük bir şaşkınlık yaşanmış ve bu inanç kökünden sarsılmıştır. Gılgamış destanının son kısmını oluşturan bu hikaye ölümsüzlüğü arayan Gılgamış a tufandan kurtulup tanrılar tarafından ölümsüzlük verilen Utnapiştim ( Nuh) tarafından anlatılmıştır. Bu araştırmaların en heyecan uyandıran sonuçları Filistin de değil, Mezopotamya’daki kazılardan gelmiş olmasıdır. (Muazzez İlmiye Çığ)
Ünlü araştırmacı tarihçi B. Hrozny nin bilgilendirdiği kadarıyla, Yukarı Mezopotamya dan Hindistan a daha çok tanrı ve tanrıçalar ihraç edildi. Yunanistan da dahil Anadolu yu etkileyen Yukarı Mezopotamya uygarlığıdır. Araştırmalar ilerledikçe Anadolu uygarlıklarının tümünde ve özellikle Hititler de varolduğu saptanan mitos ve ritusların çoğunun yukarı Mezopotamya halklarından Hurilere ait inançlardan ve bu inançlara bağlı efsanelerden oluştuğu anlaşılıyor.
Babil mitolojisinde belirtildiği gibi ilk yaratılan insanın isminin "Lulu" olduğu belirtilir. Bu isim geçmişten beri Zagroz dağlarının orta kesiminde yaşamakta olan ve dünyanın en eski devletini "Kammasi" adlı krallarının egemenliği altında kuran bir Kürt aşiretinin adıdır. Gılgamışın atası ve Tufan ın baş aktörü Sümerli Zisudra nın , Babil karşıtı Utnapiştim ( Nuh) efsanelerde Nuh peygamber kral olarak geçer.
Mitolojide önemli yer tutan ay tanrısı Sin, Fırat üzerinde dolaştığında bu nehrin suya doyduğu yazılmıştır. Yazıtlarda Harran da Sin in yeryüzündeki vatanıydı. Fırat ve Harran’ı, Sin seçmişti kendisine. Bilindiği gibi Sin in ünlü mabedinin kalıntıları da Harran ovasında bulunmuştur. Ahdi Atik in cennetinin Van gölü kıyısındaki Aden de yer alması bu cennetten çıkan iki ırmağın Dicle ve Fırat oluşu, Babil deki kuleden dört kartalın kanatları ile gökyüzüne çıkıp efsanevi Kürt kralı Nemrut’un tanrıyla savaşması insanlık tarihinin bu yörelerde Mezopotamya da başladığının açık bir kanıtıdır.

Sümer Sanatı
Ur Bayrağı/Flaması: M.Ö. 2600-2400, Mezopotamya’da Ur şehrinde bir kral mezarlığında Leonard Wolley tarafından bulundu. Bunun bir müzik aletinin (Lir) parçalarını simgeleyebileceğini iddia edenler olduğu gibi toplumun savaş ve barış koşullarını anlattığını ileri sürenler de var. En alt çizgide Sümer ordularının düşmanı ezip geçmesini, yani kudretini temsil ediyor. Orta sırada ise barış koşulları anlatılmakta, en üst sırada ise savaş esirlerinin Kral’ın karşısına çıkarılışları ifade edilmektedir.
Resim Kaynağı: The British Museum, London

Kürtler de su ve ateşin kutsalığı
Ateş kültü, Kürt mitolojisinin ürünü olarak görüldüğü gibi, kendinden sonraki inanç sistemlerini fazlası ile etkiler.
: DigiSörf http://www.digisorf.com/mitoloji/7786-gunes-zagros-ta-kutsandi.html#post13188
Newroz efsanesinin de, Avesta ile çok sıkı bir ilişkisi vardır. Bunun yanı sıra Newroz un en önemli figürü olan ateş dinlerin önemli bir bölümünde kutsaldır. Zerdüşt dininde ateş iyinin koruyucusu ve bağımsızlıktır; aynı zamanda Kawa nın ateşi bizi ister istemez Dehaq a karşı kazanılan zaferin, ateşi yakılarak mitolojide tanrısal varlık arasında bir bağ olduğunu kanıtlar. Mezopotamya da çok önemli uygarlıklar kuran Sümerler tarafından 21 Mart a anlam yüklenerek, baharda festival boyunca tabiatın yeniden canlanışı şerefine büyük ayinler, törenler organize edilir. Bereket tanrısının her yıl dünyayı canlandırma ve yeniden doğuşu nedeniyle kutlamalarda bulunulur.
Sulara saygı gösterme ve kutsallık verme geleneği Gutiler den başlayarak, tüm Kürt toplumlarından, aralıksız günümüze dek sürmüştür. Babil de Hamurabi nin çıkardığı yasayla, "Şayet bir kimse, diğer bir kişiyi kötülemiş olurda, savını kanıtlayamasa, aleyhine suç isnat edilen kimse Fırat nehrine gitmeli ve sulara dalmalıdır. Eğer nehir onu alırsa, dava eden o kişinin evini alabilir. Ama Fırat o kimseyi suçsuz olarak gösterir, sağ bırakırsa, kötülük isnat eden ölmeli nehre dalmış olan kimse kendisini kötüleyen kimsenin evini almalıdır."
Kürt uygarlığında akan suyu kutsamak ve kurban sunma geleneği günümüzde de devam etmektedir. Kırsal kesimde yaşayan Kürtler de hala su içerken yere çömelinir ve sağ elle baş tutularak saygılarını göstererek sürdürürler.
Ancak Yukarı Mezopotamya da çok tanrılı dinler döneminde tanrı, kral, insan ve doğa ilişkilerine mekan olmakla birlikte bilimin ve uygarlığın ana merkezi olmuşsa da, insanlığın tarihine ışık tutacak, bir çok bilinmeyen aydınlatılacak olan bulgular ve tarihi sitelerin sular altında bırakılması, felaketinin yanı sıra Kürtlerin ataları ile bilgiler de, bazı araştırmacı yazarlar ve tarihçiler tarafından tahrif edilmektedir.
Geçmiş efsanelerin mistik ve felsefe tadında olmasının bir nedeni de, yöre halkının uygarlıktan bugüne mitolojik kültürüne ve inancına sıkı sıkıya bağlı oluşunun önemi büyüktür fakat bugüne kadar nelerin kendisine ait olduğunu bilmeden yaşamıştır. Bu büyük mirasın köklülüğüne rağmen, zenginliğinin farkında olmadan yaşaması varolan hazinelerin bir çoğunun yitip gitmesine de neden olmuştur.
Bu durumda Kürt mitolojisinin tarihinin berraklaşması, Sümerler in kökenini ve Mezopotamya ya ne zaman ve nasıl geldikleri üzerine soruların yanıt bulmasındadır.


 
Kimden: baterisst  78.182.69.1***
12.10.2009 17:06:13
Cevap: Güneş Zagros’ta Kutsandı....
Hahaha yahu tarihte kürdistan diğe biryer yok sen birde kalkmışsın güney kürdistandan bahsediyorsun.Bu ne cahillik.Mezopotamya tarihte hiçbir zaman kürdistan olmadı olmayacakta.Sümeliler kürt değildi yağmayla kendinize maal edemezsiniz bu gerçekleri artık kabullenin.Sizler tarihte bu topraklarda yoktunuz.Şimdide emperyalist güçlerin şekillendirdiği ve ulusların önüne tehdit olarak koyduğu bir uşak grupsunuz.Yalanlarınızı hiç bir mezopotamyalıya yutturamazsınız.Sadece amrika size bu yalanları dizer ve inanıyormuş gibi yapar işi bitincede sizi bir kenara iter tarihiniz yine tekerrür eder nede olsa.Bu topraklarda yerlilerle uyum ve kardeşçe yaşamak istiyorsanız bu kaldırım üstü,yağmacı,faşist,şövenist yalan tarihinizi ilk önce bir kenara bırakın.......
 
Kimden: bawer  78.187.212.***
13.10.2009 09:03:30
Cevap: Güneş 10 bin yıl daha Zagros’ta Kutsanacak...
bir ton arkeolojik çalışma ve kaynak yalan söylüyor senin gibi bir düzenbaz doğru söylüyor öyle mi? gülelim bari..
bu adamlar gökten zembille mi indiler? bizde gayet iyi biliyoruz ki bin yıllardır mezopotamyada bir çok halk yaşamaktadır. oldu cnım sen dedin onlarda kabullendi.. hepside babanın malakları ya sen nasıl komut verirsen öyle dizilecekler.. hoş senin gibi korkaklar sanal ortamdan başka yerde konuşamazlar. yemez cünkü.. yüsüf-yüsüf olayın.

kaldırım üstü gibi kendine has bir ifade terim bulmuş.. bırakın bu kaldırım üstü tarih anlayışını? bir kaç cümle öğrenmişsin bozuk plak gibi tekrarlayıp duruyorsun. şimdi bateride çalabilen bu zatı, kullandığı (aslında içeriği hakkında pek birşey bilmediği)bu kavram kargaşasından kurtarmaya çalışalım.. bu ketumane mantığın bir tek amacı olabilir camur at izi kalsın.. güneş balçıkla sıvanmaz..

ne demiş bu zat.. yağmacı,faşist,şövenist.. gibi yakıştırmalarda bulunmuş.. peki o halde bir halka yada ulusa hangi durumlarda faşist, yağmacı yada şövenist denilebilir? bunu biraz acalım. kavramların içeriğini açmadan önce burada bir şeye değinmek istiyorum. eğer varsa bir hastalığı tedavi etmek için öncelikle hastalığın ne olduğunu teşhis etmeniz gerekmektedir. yanlış teşhis doğal olarak yanlış araç-gereç demektir.. böyle bir hata işlediğinizde bu elinizde patlar bir soruna dönüşür. bu zatın salt toplum gözünde bir toplumu kötülemek amacı ile kullanığınıda belirtelim.. bu anlamda birazdan bu zatın koyduğu yanlış, saçma-sapan teşhislerin aslında kendi içerikleriyle bu duruma ne kadar uzak olduklarını göreceğiz..

faşizm nedir.. öncelikle bu kavramın içeriğini biraz açığa çıkartalım.
faşizm en genel ve en kısa olarak şöyle tanımlanır. finans oligarşisinin(tekelci burjuvazinin) en gerici, en şovenist, en saldırgan öğelerinin açık baskıcı, kan dökücü diktatörlüğüne faşizm denir. mezopotamyada kaç tane baskıçı kürt tekeli var? daha doğru dürüst bir devletleşme sürecine dahi girmemiş bir halkın tekelci burjuvazisinden bahsetmek senin gibi sirk cambazlarının işidir.. devam edelim.
biraz açalım. tanımdan anlaşılan ilk şey faşizmin belli bir yönetim biçimi olduğudur. faşizm kapitalizmin bir üst aşaması olan emperyalizm döneminde ortaya çıkmış bir diktatörlüktür, diktatörlüklerin en vahşisi kan dökücüsüdür. ama her baskı yönetimi her diktatörlük faşizm olarak nitelenemez. faşizm daha farklı yanları olan bir yönetim biçimidir.(aynı zamanda devlet biçimi) örnek verelim, insanlığın geçmiş yıllarında birçok kral, padişah vb. döneminde insanlara karşı baskıcı yönetimler uygulanmış, hatta oluk oluk kan döküldüğü olmuştur. ama bunların hiçbirine faşizm demiyoruz. çünkü faşizm tekelci burjuvazinin yönetim biçimi olarak 20 yy. içinde ortaya çıkmıştır. yani bu devlet ve yönetim biçiminin tarihsel ve toplumsal koşullan farklıdır.
faşizm kanlı bir baskı yönetimidir ama baskı uygulayan her yönetim faşizm değildir. hatta şöyle söyleyebiliriz: geçmişten bugüne baskı uygulamayan devlet türü yoktur. çünkü devletin kendisi bir sınıfın diğer bir sınıf üzerindeki baskı aracı olarak ortaya çıkmıştır. devlet ezeli bir kurum değil. İnsanlar ne zamanki zenginlik açısından,mülkiyet açısından birbirlerinden farklılaşmaya başladılar, yani ne zamanki sınıflar ortaya çıktı, devlet de o zaman ortaya çıktı. üretim araçlarını elinde tutan sömürücü sınıfların, ezilen yoksul, sömürülen sınıflar üzerindeki baskı aracı olarak işlev gördü.
ama senin gibi gözünü kan bir sir düzenbaz, (amaç düşmanlık ya) kürtlerin devletleşmesi, burjuvazisini yaratması, burjuvazinin tekelleşmesi ve bunun akabinde sörüye yönelmesi, yani emperyalist olması süreci bir çırpıda yok sayıyor. sirk çambazlığı anca sirkte yapılır..

şövenizm nedir?
şovenizm yaygın olarak aşırı milliyetçilik anlamında kullanılır. en geniş anlamıyla şovenizm, herhangi bir gruba olan aşırı, nedene dayanmaksızın oluşan bağlılıktır; sıklıkla karşı gruba olan nefret ve kötü niyet duygularını da bebaberinde getirir.
tamda senin tutumun.
ırkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. ben bu güne değin dünya kürt olsun, yada kürtten daha üstün halk yoktur diyen bir kürt görmedim.. bu sayıklamalar senin gibi bir sirk cambazının söyleminden öte değiller.

en son olarak yağmacılık..
yağma en genel tanımı ile faşizmdir.. orta-çağ feodalizminde kralların salt yağma için bağka ülkelere saldırdıklarını, başka halkları haraca bağladıklarını tarih bize tanıtlar. ama en genel tanımı, tekelci burjuvazinin emekçinin yarattığı artık-değere el koymasıdır..
kürtlerde tekelci burjuvazi omadığına göre? bu kavramda bir sirk cambazının sirk dışında sırıtmasından başka bir şey değildir.. sevgiler..
 
Kimden: buket  88.249.226.***
13.10.2009 11:22:34
Cevap: Güneş Zagros’ta Kutsandı....
ya bunu boşverin konuşur konuşur ama susmasınıda bilir..o kadar bilim adamları araştırma yapmışlar hepside mantıklı hepside doğru batersite mi inancaz..sallla gitsin ya..
 
Kimden: buket  88.249.226.***
13.10.2009 11:41:52
Cevap: Güneş Zagros’ta Kutsandı....
kürt,ler mzepotamy dağları kadar eskisidir mezepotamyanın.bin yıllardır kök salmıştır ata toprağına.bu bu gerçek bukadar açıkken hangi yalancı,kirli vijdan oranın kürdistan olmadığın,kürtlrin de aslında türk boyu olduğunu söyleye bilir.türkler binyılldır beraber yaşadığı bütün savaşlarda yanında olan kurtuluş savaşın dada keza bu böyledir sırtını verebildiği tek halk olan kürtleri lozanda oyüna getirmiş haklarını gasp etmiştır bir kardeşin yapmaması gereken herşeyi yapmışlardır.eyer kardeşlikten bahs edilecekse türklerin lozan oyünunu itrf etmeleri ve lozan ihanetini ortadan kaldıracak bir yeni anayasa şarttır.aksi hallde ihanet herabeleri üzerinde devam eden kuru kardeşlik söylemine inanacak tek bir kürt kalmamıştır böyle biline...ben daha öncede sana söyledim kürtler orta asyadan gelme değil kürtler farslıda değil bizim tek yerimiz var oda mezepotamya..ne yaparsan yap bu gerçeği değiştiremiceksin..o kadar araştırma yapılmış o kadar arkeloglar çalışma yapmışlar kürdistanda onlar bile diyor zagrosun halkı kürtlerdir diyor..birisi gelcek öyle böyle dicek ve biz ona inancaz..yok öyle biz bu oyunlara çok geldik..lozanda bize bunu yutturmuşlardı bi kere ama artık o günler geçti..kürtler kendilerini lozanda türk gösterdi diye bu kürtler orta asyadan gelmedir bu anlama gelmez..batersist...
 
Kimden: Esra  80.227.127.***
15.10.2009 06:31:35
Cevap: Güneş Zagros’ta Kutsandı....
buket sen hayatimda gordugum en cahil ADMİN ermenisin. Milleti gazami getiriyorsun??
 
Kimden: Ahmed  78.175.151.***
23.10.2009 22:55:52
Cevap: Güneş Zagros’ta Kutsandı....
Lozan daki oyunu batılılar oynadı. Sevr de bölemediler. Lozanda Faşizanlığı kabul ettirip kardeşi kardeşe kırdırdılar. bu arada başlık (konu) çok saçma değil mi?
 
CEVAP YAZ - Onaylı Üyelik Gerektirir
isim:
konu:
cevap:
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım