Barış sözcüğü, bazı dillerde cennet ve bahçe anlamına gelir. 2000-2003 yılları arasında Kıbrıs ın güneyinde yayın yapan ASTRA radyosunda gerçekleştirdiğim Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ı ilk kez canlı yayında buluşturan radyo programım için Barış Bahçesi adını bu nedenle seçmiştim. Programda başka bir Kıbrıs olsun, sevgi ve umut dolu cümleler paylaşılsın, barışın bir mikro deneyimi yaşanabilsin diye tasavvur etmiştim. Bugün gerçek bir barış bahçem olsa içinde neler olsun isterdim; bunu hayal ettim.
Bahçemde bir portakal ağacım olsun ve sarhoş edici parfümlü çiçekleriyle beyaz elbisesini kuşansın sonra da yeşil yapraklarının arasından turuncu portakallar ışıldasın isterim mutlaka. Portakal canlılığı ve yaşama sevincini çağrıştırır bana.
Bir Ermeni nar ağacım olsun isterim, o güzelim nar çiçekleriyle mağrur ve tutkulu bir bakış fırlatsın ortama. Hrant adında güvercinler konsun üstüne. Gökyüzüne doğru salınan Müslüman hurmalarım, ölümsüzlügü fısıldayan Hristiyan çam ağaçlarım, Yahudi incirlerim olsun. Çinli dutlarım, ağlayan söğütlerim eksik olmasın. Bahçemdeki bilge zeytin ağaçlarımın gümüş yaprakları ışıl ışıl yansın. Her bahar çiçekleriyle içimizde kıpırtılar yaratan bademler, kaysılar, şeftalilerim olsun. Geçmişi anlatan, tarihsel bir mirasın güvenli beşiğinde beni sallayan çınar ağaçlarımın gölgesinde büyüsün bebekler.
Bahçemin giriş kapısını mis kokulu bir yasemin tarhı süslesin. Her akşamüstü, bir zamanların yaz gecelerinde olduğu gibi onları toplayıp ipe dizerek boynumuza asalım ve yemyeşil çimlere uzanıp gündüzleri bulutlara, geceleri yldızlara bakalım.
Bir köşede bir Marquez kasabasını çağrıştıran tropikal bitkilerim olsun. Üzerlerine rengarenk papağanlar konsun.
Bahçemde kuğuların yüzdüğü, Ohri gölüne benzeyen bir göl de olsun bari... Bu gölün gerçekte olduğu gibi yalnızca balıkların pasaportsuz geçtiği bir sınırı olmasın.
Çocukluğumun Peristerona köyündeki gibi evlekler bulunsun ve eriyen karlarla birlikte içlerinden sular aksın. Bir köşede kırmızı çilekler fışkırsın kumdan. Bir hanımeli bahçe evini boydan boya sarsın.
Asma çardağının altında yaşanacak aylaklık saatleri sınırsız yaratıcılıkların kapısını açsın.
Bahçemde hep şiirler okunsun, şarkılar söylensin. Dünya nimetleri özgürce bölüşülsün. Sevgi ve huzura dair sözcükler baştacı olsun. İçi acıyan oraya koşsun. Kimse benim bahçem bilmesin onu; onu seven herkesin bahçesi olsun.
Bahçem aşka benzesin. Onun kadar kanatlı, onun kadar cesur ve derin olsun. İnsanın bedenine bir ürperiş, içine sonsuzluktan bir tını koysun. Bir başka insanı ruhunun tülleriyle sarmalasın.
Bahçemde dolaşan herkesin gözlerinde ışıklar içinde sahici sevgiler bulunsun.
Bahçemin bir köşesinde insanların acı veren sırlarını paylaşacakları bir küçük oda olsun.
Acılar, utançlar orada dillendirilip bırakılsın. Acısını, yanlışını itiraf edenin saçlarına rengarenk kelebekler konsun. Ilık bir rüzgar saçlarını okşayıp onları avutsun. Bahçeme girenler arınsın ve kalplerindeki ışığı bulsun.
Bahçemde dikenlere de yer olsun. Kıbrıs ta babutsa dediğimiz Mısır incirleri de bir köşede dursun. Bilimum böcekler özgür olsun ve bir denge içinde yaşasın.
Bahçeye girenlerin, bir kırmızı gül kessin önünü. Bir köşede dünyanın bütün çiçeklerinin iç içe yaşadığı bir şiir bahçesi olsun. Her çiçek sevdiğim bir şairin, kalbimdeki bir insanın adını taşısın. Her isteyen pasaportsuz girebilsin bahçeme. Her ziyaretçi küçük bir anı bıraksın orda. Bahçemde bütün diller özgürce konuşulsun.
Bahçemde bütün cinsiyetler, bütün renkler, bütün bedenler, bütün enerjiler bir armoni içinde buluşsun. Kimse kimseden üstün sanmasın kendini. Sevgi ve paylaşım en yüce değer olsun.
Nefret ve kin giremesin kapıdan.
Bu bahçe aslında benim içimdedir. Şiirlerle, kitaplarla, müziklerle, resimlerle ulaştığım yerdir orası. Barış da aslında önce insanın içinde başlar. Barış, önce iki insan arasındaki ilişki sonra da bütün dünyaya ait bir ilişki modelidir. Kalbinde barışı yeşerten herkesi bahçeme beklerim. Gönüldendir bu davetim.
|