“ SÜRYANİ ”
her gece,bu uyku,yüz yerinden
bölünmese olmuyor
aklımda sen varsın
çarşafa dolandığında çarşamba
dünya dönmese olmuyor
dür-durak yok
sığınabileceğim bir çınar gölgesi
bir kandilim bile yok
/karanlıkta yürüyebileceğim
aç kurtlar bekliyor gebermemi
arasan da bulamazsın beni,
siisin kendisiyim ben,
aklımda sen varsın süryani
deli taylar koşuyor bir "nikriz rüyasında"
fokurdayan sular
taşa kesmiş sesi cırcır böceklerinin
gül bahçesinde taze bir gülüm
yaprağımda jale çakıyor ölüm
oturmuşum karanlıkta bir taş üstüne
ışığın sesini duyuyorum
en uzak yer,bana ben im
sana tutunarak,bir yanım yıkık
yaşamayı öğrendim
sen ağlamayasın diye
her sabah öpüp gökyüzünü
bulutların nasıl olup da
ağlamayı başarabildiğine imrendim
gözlerim,
yusuf un kuyuda bıraktığı gözlerdir
en az yağmurlu bir sabah gibi,yitirmiş ferini,
ve en az yakup kadar durdurabilmiş
feleğin tekerini
ne anlama geliyor şu halde
"beni örtünüz"
öz suyundan
bu söz
yedi yıl kuraklıkta
yusuf ise
kum fırtınalarını örtüyordu üzerine
milada daha çok var
saklımdasın süryani
ben sadece
bir annenin iki oğlundan biriyim
adım benyamin
iyice berkiştirmek lazım kavuşturmak ümidini
ben senin gölgen gibi saydam
sen benim aklımdasın süryani
http://www.edebiyatsitesi.com/Siir/4517-SURYANI.html
parapella
|