GÜNCEL
ARAMA MOTORU

Web'de Ara Site içinde Ara
 
Forum sözleşmesi


E-posta: Şifre: Şifre Hatırlat | Üye Ol

KONUYU AÇAN: özlem 88.254.51.2***
1.07.2007 19:30:05
Konu: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
... demokrasiye,eşitliğe,özgürlüğe,ana dile,barışa,kardeşliğe,ANTİFAŞİZAN düşünceye.....
 
Kimden: ibrahim  88.254.51.2***
1.07.2007 19:33:09
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
sosyalist düşünceye... CHP,MHP,DP,AKP,gibi faşizan partiler bizi temsil edemez.
 
Kimden: selena  88.235.128.***
3.07.2007 21:52:31
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
istanbul 2. bölgede yaşayan süryaniler kesinlikle baskın oran a oy vermeli http://www.baskinoran.net/public/default.aspx
1. bölgede yaşayan süryaniler ise ufuk uras a oy vermeli
 
Kimden: sara  85.99.50.22***
3.07.2007 23:39:44
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
ankara 1. bölgede şükrü erbaş a vericez.
 
Kimden: deniz  85.99.50.22***
4.07.2007 00:14:30
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
tabiki gerçek anlamda demokratik bi düşüncenin kazanması iyi olur.kime verirsek vereli oy kullanmak düşüncemizi yansıtmak çok önemli.bazı arkadaşlarımız oylarını yakacaklarını söylediler,bunu doğru bulmuyorum.
mardin de şu süreçte en uygun bağımsız adayları görüyorum.saygılar..
 
Kimden: serkan  85.99.50.22***
4.07.2007 09:45:26
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
istanbul 1.bölge UFUK URAS
2.bölge BASKIN ORAN

 
Kimden: serkan  85.99.50.22***
4.07.2007 09:50:15
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Hatay da Berkat KAR ı destekliyoruz.
 
Kimden: tur nahrin  88.239.75.7***
4.07.2007 12:21:45
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
istanbul da Baskın Oran ve Ufuk Uras a, Mardin de ise DTP bağımsız adaylara verilmeli
 
Kimden: ibrahim  85.99.50.22***
4.07.2007 18:48:07
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Mardin de DTP nin bağımsız adaylarını destekliyoruz.
 
Kimden: Gabra  213.113.62.***
6.07.2007 18:07:55
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Tukiyede Suryanileri dusunen tek bir parti yok.Daha dogrusu Hiristiyanlarin daha rahat yasamalarini saglayacak hirbir partinin programinda tek bir kelime bulunmuyor.
 
Kimden: kimden firat  80.129.201.***
13.07.2007 01:32:28
Cevap: cevap SÜRYANILER KIME OY VERMELI
bence akp den baskasina kimse vermessin cunku demokratiyi turkiyede akp her dönemden fazlasile ulasiyo suryanilerin haklari savuniyor her donemden fazla yani eskilere nazaran iyidir ozelikle midyatta saygilar
 
Kimden: selena  88.233.146.***
13.07.2007 16:28:44
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Tutupda Akp yi nasıl destekliyorsunuz anlayamıyorum, ya azınlık değilsiniz yada partilerin politikalarından haberiniz yok yada parti propagandacısısınız.
Evet süryaniler yada diğer azınlıklar yada birazda olsa mantıklı, bilinçli, neyin ne olduğunu bilen insanlar istanbul 2. bölgede iseniz oyumuz bağımsız aday
BASKIN ORAN a...........
 
Kimden: özlem  88.226.221.***
13.07.2007 17:11:05
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
fırat arkadaş nerde ve nasıl yaşıyor bilmiyorum ama kesinlikle ona katılmıyorum.özellikle de midyat adına konuşmasını doğru bulmuyorum.buyrun midyatta ne destekleri olmuş söyleyin.ayrıca AK partinin 1.sıra adayı da Süleymen Çelebi!dir.Çelebi aşireti bilindiği gibi işbirlikçi bir aşirettir.kürtlerinde sevmediği ve büyük çoğunluğunun desteklemediği bi aşirete Fırat arkadaş olumlu bakıyor herhalde.kimsenin düşüncesine engel olama hakkımız yok tabi.ben de midyat lı bir süryani olarak midyatta oyumu bağımsız aday Emine Ayna ya vericem.saygılar.
 
Kimden: firat  80.129.209.***
14.07.2007 12:22:53
Cevap: cevap SÜRYANILER KIME OY VERMELI
sayin özlem kardesim ben de bir midyatli suryani olaraktan demem su ki 1960 tan bu yana hangi hukumet simdiki hukumet kader suryanilere hak tanimis hangi haktan soracak olursan kiliselerimizin onarimdan tut medreselerden insan haklarden tut herkes istediyi dili konusur tabii turkiye tam demokrasi oldu dersem hayir olmadi ama en cok demokrasiye yaklasan bence akp dir tabii herkesin fikrine saygim var benim görusum bu acaba bagimsizlar suryanilere ne getirir söylermisiniz her sey ortalardadir saygilar
 
Kimden: karin  85.104.133.***
14.07.2007 20:01:19
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
AKP Mardin den iki milletvekili çıkarabilir.ama bağımsızların galibiyeti kesin.yalnız doğu da da mardinde de halkımız genellikle şahıslara göre oy vermektedir.AKP ye oy veren biri parti için değil süleyman çelebiyi tanıdığı bildiği için oy verecektir.ya da demokrat partiye gelecek bir oy veysi sahinin mardinde ki durumundan kaynaklanacaktır.o yüzden partiye göre konuşmaktansa kişiler üzerinde tartışmak daha doğrudur.ayrıca ben akp nin süleyman bölünmezi parti dışında bırakmasıyla çok büyük oy kaybına uğrıyacağını düşünüyorym.chp nin adayı mahmut duyan zaten milletvekiliydi bu seçimlerde başarılı olacağına inanmıyorum.bağımsız aday ahmet türk e kesin gözüyle bakıorum.
 
Kimden: kore  84.73.182.2***
16.07.2007 08:26:46
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
SAYIN :arkadaslar yukarda kendi sloganlarinizi hic anlamiyorum . ben sahsen tc. devletinde hangi parti kazanirsa kazansin hic onemi yoktur. cunku . 92 yildir gozumuzle gorduyumuz ve yasadigimiz goz onundedir lutfen hic olmasa hakikati ezmiyelim.hepinize saygilarimla. yasasin suryaniler.....
 
Kimden: selena  88.235.199.***
16.07.2007 13:32:09
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Evet Kore haklısınız şu ana kadar biz süryaniler için olumlu bir hükümet olmadı. Hepside aynı zaten hangisi kazanırsa kazansın değişen hiçbirşey olmayacak. Ama en azından oylarımızı bir bağımsız adayda toplarsak ( ki azınlık hakları savunucusu bağımsızlar ) partileri desteklemediğimiz anlaşılır.
Ben herkesin oy kullanması taraftarıyım tamam bütün partiler bizim için aynı al birini vur ötekine ama bu oy kullanmama hakkını yaratmamalı bence...
 
Kimden: Özcan  195.87.69.1***
16.07.2007 14:36:59
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
BASKIN ORAN ile söyleşi
1- Öncelikle seçim çalışmalarınızda başarılar dileriz. Çalışmalarınız ne aşamada? Seçilme şansınızı nasıl görüyorsunuz?

Güzel temennilerinize teşekkürler. Seçim kampanyamız çok yoğun başladı ve dozu gitgide artan bir yoğunlukla sürüyor. Bunu medyada aldığımız yere, edindiğimiz ağırlığa bakarak herkesin de görebileceğini sanıyorum. Seçilme şansıma gelince: Aldığım muazzam (evet, muazzam) destek ve teveccüh ve bunların toplumun çok değişik kesimlerinden gelmesi bana seçilme şansımın yüksek olduğunu gösteriyor. Yanılmadığımı sanıyorum.

2- Ezilen ve dışlanan kesimlerin sesi olacağınızı söylüyorsunuz. Size göre bu kesimler hangileridir ve dışlanma sebepleri nelerdir? Ne gibi çalışmalarla bu olumsuzluğu gidermeyi düşünüyorsunuz?

Bu konuda seçim kampanyası için oluşturduğumuz internet sitemizde (www.baskinoran.net) istemediğiniz kadar ayrıntılı bilgi var; sadece seçiniz. O yüzden burada kısaca yanıtlayacağım. Ezilen ve dışlananlar denince etnik kimliği Türk olmayan, dinsel kimliği Hanefi-Sünni-Müslüman olmayan, sosyal konumu emekçi, yoksul, engelli, dar gelirli olarak tanımlanan bütün kesimlerin anlaşılması gerekir.
Sorunuzun ikinci bölümüne gelince: Ben hiçbir zaman bu “olumsuzlukları yok edeceğim” demedim. Ama, bu olumsuzlukların hiç birinin bugüne dek Meclis çatısı altında hiç dile getirilmediğine de dikkatinizi çekerim. Ben “ezilenlerin, dışlananların sesi” olmak hedefiyle yola çıktım. Yani onların sesini Meclis’e taşıyacağım. Bunun yankısız ve sonuçsuz kalacağını asla düşünemeyiz. İlk defa olacak, eğer 1965 TİP tecrübesinde işçi sınıfının ve sonra da Kürtlerin haklarının dile getirildiğini saymazsanız.

3- Sizi desteklediği halde tek bir bağımsız adayın mecliste bir etkisinin olamayacağını düşünenler var. Seçildiğiniz takdirde mecliste ne gibi yöntemlerle sesinizi duyurmayı düşünüyorsunuz?

Hiç denenmemiş, hatta akla gelmemiş bir dizi yöntem, bir dizi yol var. Çıkar kürsüde konuşurum. Söz hakkımı engellerlerse geçerim yan odaya, gazetecileri çağırır “Milletin kürsüsünden şunu ve şunu söyleyecektim; söyletmediler; buyrun yazın” derim. Yazmazlarsa Kızılay’ın göbeğinde daha büyük bir basın toplantısı düzenlerim; hem de yanımda ezilmiş ve dışlanmışların her birinden birkaç kişiyle birlikte. Bunlara medyanın kayıtsız kalacağını düşünebiliyor musunuz?
Kalkarım, haftanın seçilmiş bir günü, ezilmiş ve dışlanmış kategorilerinden bir tanesinin temsilcilerine Meclis’deki odamda kahve ikram ederim. Yapıldı mı dersiniz? Yankı uyandırmaz mı dersiniz?
Ayrıca, benim Meclis’te tek başıma olacağımı kim söyledi? Beni destekleyen muazzam bir güçten söz ettim. Bunlar toplumun örgütlü kesimleridir. Cemaat örgütleri, vakıfları, sivil toplum kuruluşları, sendikaların bana sağladığı destek seçim günü akşamı kesilecek değil. Tam tersine asıl o zaman başlayacak. Böylesine bir güçlü sese kimse kulak tıkayamaz.
Daha pratik bir cevap istiyorsanız, onu da söyleyeyim: Tabii ki orada ezilmiş ve dışlanmışların benden başka temsilcileri de olacak. Benden başka vicdan sahibi insanlar da olacak; Türkiye’de bir tek ben yokum ya. Onlarla gayrıresmi bir grup kurmayı düşünüyorum. Düzen partilerini ezilmiş ve dışlanmışların sorunlarına nihayet eğilmeye mecbur edecek bir grup.

4- Yaşanan son olaylardan sonra, özellikle azınlıkların bir bölümünde ciddi bir tedirginlik var. Bu kesimler sizi destekledikleri halde oy verme konusunda kararsızlar. Azınlık sorunlarının gündeme getirilmesinin bazı kesimleri rahatsız edeceğini ve kendileri için yeni güvenlik sorunları doğacağını düşünüyorlar. Bu kesimlere vereceğiniz mesaj nedir?

İşte bu tedirginliği anlamam hiç mümkün değil çünkü korkunun ecele faydası yok. Türkiye’de kimi gayrımüslim gruplar, diğerlerinin aksine, tam anlamıyla bir “düşük profil” izlediler de 6- 7 Eylül utancının kendilerine vurmasını engelleyebildiler mi? Bugüne dek azınlık sorunlarının gündeme gereğince ve doğru yorumlarla getirilmemesinin sonuçlarına bakalım. Sorunlar çözülmedi, tersine daha da keskinleşti. Ses çıkarmamayı, “uslu çocuk” rolünü benimsemek azınlıkların durumunda ciddiye alınır herhangi bir iyileşme getirmedi.
Kaldı ki ben azınlık sorunlarını tümüyle yasal (legal) ve meşru (lejitim) bir platforma, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyacağım. Bunun güvenlik sorunu yaratmak bir yana, güvenlik sağlayacağı açıktır. Lütfen artık ezberlerimizi bozalım. Ezber bizi uyutuyor.

5- Mecliste şartlar uygun gelişir ve konuşmaktan daha fazlasını yapma imkanı bulursanız bu imkanları değerlendirir misiniz? Örneğin, meclis aritmetiğinde hükümet kurmak için birkaç bağımsız adayın oyu gerekirse hükümet kuran partiye belli şartlar altında destek verir misiniz? Bu şartlar neler olabilir?

O partinin hükümet programı benim seçim kampanyam sırasında ayrıntılarıyla açıkladığım ilkelere uyduğu takdirde ve sadece bu takdirde tabii desteklerim. Ben oraya süs diye gitmiyorum.

6- 22 Temmuz sonrası meclise girecek partiler ve iktidara kimin geleceği sizce önemli mi? Seçim sonrası ortaya çıkacak olan meclis tablosu, amaçlarınıza ulaşmanızı olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir mi? Yoksa bir farkı olmayacağını mı düşünüyorsunuz?

Elbette önemli. Irkçı ve veya milliyetçi akımları, görüşleri Meclise taşıyacak partilerin ülkemizin iç ve dış barışını dinamitleyecek yönelimlere girebileceği bugünden belli. Benim görevim onlara kesinlikle karşı çıkmak, onlara karşı çıkanlarla omuz omuza vermek olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

7- Gayrimüslim azınlıklar özeline gelirsek, özellikle bazı sol partiler tarafından da ileri sürülen, Lozan’ın sadece Ermeni, Rum ve Yahudileri azınlık olarak tanımladığı, Süryani, Keldani ve benzeri gayrımüslümleri kapsamadığı tezine katılıyor musunuz?

İşte, egemen düzenin en berbat ezberlerinden biri (yalnız, çok rica ediyorum, CHP’yi sol parti diye anan söyleme artık itibar etmeyiniz). Bu konuyu çok iyi bilmeyen Mülkiye 2. sınıf öğrencisi 3. sınıfa geçemez. 143 maddelik Lozan’ın hiçbir yerinde yalnızca bu üç cemaatin haklarından bahsedilmez. Bunların adı geçmez bile. Geçen terim, “gayrımüslimler”dir. Bunun içine de Müslüman olmayan herkes girer. Ve tabii ki Süryaniler, Keldaniler, Nasturiler, Katolikler, Protestanlar, ve diğerleri.

8- Patriklik ve Hahambaşılık kurumlarının Lozan’ın “Türk Hükümeti sözü geçen azınlıklara ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve diğer dini kurumlara her türlü korumayı sağlamayı taahhüt eder.” açık hükmüne rağmen gayrimüslimlerin en önemli dini kurumu olan Patriklik ve Hahambaşılığın hala yasal bir statüsü olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda öneriniz var mı? Cemaat liderlerinin cemaati temsil ettiğini, cemaat adına dava açabileceğini kabul eden yargı kararları var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Anlamak mümkün değil. Bu kadar farklı dinde vatandaşı temsil eden kurumların niye hâlâ tüzel kişilik sahibi olmadıklarını anlamak mümkün değil.

9- TBMM tarafından kabul edilen ancak Cumhurbaşkanı tarafından, CHP’ni görüşü doğrultusunda veto edilen Vakıflar yasası konusundaki düşünceleriniz nedir?

Yeni Vakıflar Yasası eskisinden daha net. Kötü niyetli yorumlara daha az açık. Fakat bu konudaki 3 temel sorunu hâlâ çözemedi Bunlardan birincisine yani devlet tarafından bilabedel elkonarak/gaspedilerek üçüncü kişilere satılmış mallara hiçbir çözüm getirilmiyor. Üstelik, ikinci sorun yani gaspedilmiş malların geri verilmesi de tamamen sahipsiz kaldı; bunlar birer birer Strasbourg mahkemesi kararlarıyla oluyor, olacak. Ama devlet kendi vatandaşının malını ancak uluslararası mahkeme zoruyla verecekse, bu Türkiye’ye hakarettir; bizim kendi ülkemize hakaret etmememiz gerekir. Üçüncü sorun, yani tapuya tescilli olmayan malların tescili sorunu da fevkalade yavaş ilerliyor; son kontrol ettiğimde ancak yüzde 28’i tescil edilmişti. Bunlar bölücülüktür. Devlet bölücülük yapamaz!
Sayın Cumhurbaşkanının “Bu yasa gayrımüslimlere Lozan’da olmayan siyasal ve ekonomik haklar veriyor, veto ediyorum” dedi. Bu bir hüzündür; başka bişeycikler demem. Arkasından, kendi şahsına bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu raporunda gayrimüslim vakıfları “Yabancı Vakıflar” kategorisinde sınıflandırıldı. Ezbere bakınız!

10- 1936 beyannamesine dayanılarak cemaat vakıflarının elinden alınan gayrimenkullerin iadesi ya da mümkün değilse bu vakıflara uygun bir tazminat ödenmesi konusundaki düşünceleriniz?

Yukarıda yazdım.

11- Bilindiği gibi cemaat vakıfları çok büyük bir bölümü vakıf olarak kurulmayan din ve hayır kurumlarıdır ve yasa ile vakıf haline getirilmişlerdir. 1930’lu yıllarda cemaatlerin sivil meclisleri, 1960 sonrası da merkezi mütevelli kaldırılmıştır. Bu durumda vakıflarının yönetimlerini seçen cemaatin, vakıflar üzerinde herhangi bir denetimi kalmamış her vakıf bağımsız hale gelmiştir. Cemaat vakıfları kötü niyetli yöneticiler tarafından kolaylıkla istismar edilebilecek durumdadır. Örneğin kötü niyetli bir yönetim vakfın bütün gayrimenkullerini satabilir istediği fiyattan kiralayabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetimi böyle bir istismarı önleyemez. Bu durumda Patriklik merkezli ve seçilmiş sivillerden oluşan ve özellikle vakıf gayrimenkulleri ile ilgili kararlarda yetkili olacak bir merkezi kurul sizce mümkün ve doğru mudur?

Bu sorunlar Batı Trakya’daki Müslüman-Türk vakıfları için de geçerli. Ama Patriklik merkezli olması da bizim her zaman savunduğumuz “bireyin üstünlüğü ve dokunulmazlığı” ilkesiyle çelişiyor olabilir. Patriklik veya Hahambaşılık gayrimüslim cemaatlerinin kimliklerini koruması için fevkalade önemlidir; fakat bireyi de ortadan kaldırmamalı. Sivil toplumun önüne geçmemeli. Biz, insan haklarını hem devletin hem cemaatin etkisinden kurtarılması gereken haklar olarak selamlıyoruz. Fakat bu makamlar bu konuda koordinasyon makamı olabilir tabii. Buna gayrimüslim cemaatler karar verecektir.
Diğer yandan, gayrimüslim Türkiye vatandaşlarının dinsel makam konusuna yapacakları her vurgu merkezî bürokrasinin aklına hemen Müslüman cemaatlerini ve tarikatlarını vs. getiriyor. Bu nedenle, dikkatle sözü edilmesi gereken bir konudur. Akıllarında hep o var, her şeyi hep öyle okuyorlar çünkü.

12- Cemaat Vakıflarının Türk Medeni Kanununa göre kur**** vakıflarla aynı ve eşit haklara sahip olmasının mütekabiliyet şartına aykırı olduğu savunuluyor. Lozan antlaşmasında mütekabiliyet şartı yer alır mı? Mütekabiliyet şartı vatandaş olan azınlıklara karşı kullanılabilir mi? Cemaat vakıflarının Medeni kanuna göre kur**** vakıfla eşit haklara sahip olması sizce Anayasa ve yasalarımıza uygun mudur?

Asla böyle bir şey kabul edilemez. Bir kere, insan hakları konusunda mütekabiliyet olamaz (1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi md. 60/5) ve azınlık hakları da insan haklarının bir dalıdır. Mütekabiliyet ancak olumlu anlamda kabul edilebilir. Lozan md. 37-45’de, yani “Azınlıkların Hakları” kesiminde md. 45’in mütekabiliyet getirdiği tam bir ezberdir (bu ezbere ben de yıllar önce sahiptim). Doğrusu: “Paralel Yükümlülük”tür; yoksa mütekabiliyet falan değil.
13- Fener Patrikliğinin ekümenikliği konusunda Yargıtay tarafından alınan kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bunu 01 Temmuz 2007 tarihli Radikal İki’de enine boyuna yazdım: “Yargıtay, Quo Vadis?”. Lütfen oraya başvurunuz.

14- Gayrimüslim azınlıkların -özellikle Ermenilerin- öğretmen ve din adamı yetiştirmek konusunda çok ciddi ve giderek büyüyen sorunları var. Sizce bu sorunlara nasıl çözüm bulunabilir?

Türkiye’de bunca ilahiyat fakültesi varken gayrimüslimlerinkinin kapatılması bölücülüktür. Bunlar derhal açılmalı ve TC vatandaşlarının eğitim almak için yabancı ülkelere gitmeleri gereksiz hale getirilmelidir. Hatta, buralara yurtdışından öğrenci alınmalıdır. Yabancı ülkede eğitim görmüş biri mi Türkiye dostu olur, Türkiye’de görmüş biri mi?
Öğretmen konusunu bilemeyeceğim. Gerçekten, özellikle Ermeni gençleri arasında Ermenice bilme sorunu var ki Agos esas olarak Türkçe çıktı. Üç sayfa da Ermenice ek verdi. Enfes bir çözümdür. Ama her vatandaş kendi ana dilini öğrenme olanağını en azından hukuken hiç eksiksiz kullanabilmelidir.

15- Heybeliada Ruhban Okulunun açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yukarıda yazdım. Ayrıca: Bu okul 1971’de özel yüksek okullar kapatılırken kapatıldı. Oysa, devlet burayı lise seviyesinde sayıyor; elimde resmî belgesi var. Bizde devlet Müslüman ilahiyatına karıştığı için, Ortodoks ilahiyatına da karışabileceğini sanıyor; insaf. Mesela Fener ekümen midir değil midir, buna ancak Ortodoks ilahiyatı karar verir ve 451 yılında vermiştir.
Yine burada: Dünya Ortodoksları arasında “eşitler arasında birinci” biçiminde dahi olsa üstün olan bir kurumun Türkiye’de bulunması mı Türkiye için iyidir yoksa yurt dışında mı, bir de bunu düşünmek lazım!

16- TC vatandaşı olmayan ancak Türkiye’de yaşayan kimselerin çocuklarının devlet ya da ait oldukları azınlığın okullarında eğitim görmeleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Herkes hangi okulda okumayı istiyorsa okusun. Bunun kime zararı olabilir? Allahaşkına, ne vatandaşa eziyet edelim, ne insanlara. Yeter artık bu paranoya.

17- Başlangıçta sadece yabancı okullarda Türkçe bilmeyen okul müdürlerine yardımcı olmak üzere Türk müdür yardımcıları atanıyordu. 1960’lı yıllardan sonra azınlık okullarına da etnik köken olarak Türk olması gereken müdür yardımcısı atanmaya başladı. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bu konu Türkiye için tam bir Aşil Topuğu idi, şükür Şubat 2007’de yeni yasayla kaldırıldı. Ama bu yeni yasada “mütekabiliyet” ezberi hâlâ sürüyor, o da başka. Bozacağız bu ezberleri; fazla uzun sürdü. Türkiye’ye fazla zarar veriyor.

18- Azınlık okullarına girişte, okul yönetiminin kararı dikkate alınmadan etnik köken araştırması yapılması sizce azınlık ve insan haklarına uygun mu?

Böyle cevabı içinde ve fazlasıyla belli sorular sormayıp da doğrudan fikir beyan etmek bence daha doğru. Çünkü bu soruları cevaplandırmak için olmayan bir zamanı kullandım yani gündelik 4 saat uykumdan kestim.

19- Özellikle Özel Öğretim Kurumları yasası ve Vakıflar yasası görüşmeleri sırasında sol parti olmak iddiasındaki CHP tarafından gösterilen azınlık ve yabancı düşmanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Efendim, CHP ve DSP’ye sol demek sola hakarettir; daha ne diyeyim.
Ayrıca, unutmayalım ki CHP’nin solluk iddiası, bizim bugün kendimizi devamı saydığımız TİP’in 1965’deki o muazzam çıkışında yaptığı etkiyi çalmak için İsmet Paşa’nın hemen “Orta’nın solundayız” deyivermesinden ibarettir. Bugün Baykal daha doğrusunu söylüyor: “Ortanın sağındayız”.
Diğer yandan, Hanifi-Sünni-Müslüman kavr*****n kalesi AKP var. Soru sormadığınız için bu konuda yazmıyorum, ama cevabımın ne olacağını tahmin edebilirsiniz. AKP, ancak CHP’yle karşılaştırınca ehven-i şer gözüküyor. Bunlar hep sağ partiler. Olay bundan ibaret.

20- Türkiye azınlıklarının statüleri değerlendirilirken, Lozan antlaşmasının laiklik ilkesinin kabulünden önce yürürlüğe girdiği göz önüne alınarak ve Lozan’a aykırı bir yasanın kabulüne imkan olmadığına göre azınlıkların cemaat yapısı laikliğin bir istisnası olarak görülebilir mi?

Evet, görülebilir. Çünkü azınlıklar hukukunda iki tür hak vardır: 1) Negatif Hak: Bu, bütün vatandaşlara hatta Türkiye’de yaşayan herkese verilir. Seyahat hakkı, mülkiyet hakkı gibi; 2) Pozitif Hak: Bu hak yalnızca dezavantajlı gruplara verilir ve dinsel azınlıklar da bunlardan biridir. Kendi okulunu/vakfını kurarak orada kendi dinini ve dilini okutmak hakkı gibi. Bu konu da bir pozitif hak konusudur.
Bu genel ilkelerin dışında, Lozan md. 40 ve 43/2 “okullara, hayır kuruluşlarına vs. tam bir koruma” ve “yeni kurulacak olanlara her türlü kolaylığı gösterme” gibi hükümler getiriyor. Ezberi bırakalım; Lozan’ı okuyalım.

Sorular:
Murat Bebiroğlu
Aret Çiçekeker
Ari Kevork Demircioğlu
Selin Evrem
Hosrof Köletavitoğlu





Baskın Oran

Hyetert
 
Kimden: bilal  88.226.4.14***
16.07.2007 14:41:44
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
selam bütün arkadaşlar ben bir demokrat olarak SAYIN BASKIN ORAN HOCANIN ve bağımsızların desteklenmesinde yanayım bilimsel siyasi literatüre en uygun kardeşçi BAĞIMSIZLARDIR
 
Kimden: kore  84.73.182.2***
16.07.2007 15:18:23
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
EVET SELENA: bende ayni fikirle oy k****mama hakini yaratmak dogru deyil . aksine hepimiz oylarimizi k****ip azinlik haklrini savunmak ve demokratik esitlik yapisi yaratmak her insanin gorevidir. bunlar kendiliyinden gelemez hepimize dusen bir gorevdir.secilecek bagimsiz adaylarimiz elimizden geleni yapmaliyiz. basarilar : SAYGILAR :
 
Kimden: abgar  88.233.1.30***
19.07.2007 22:35:32
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
BASKIN ORAN !!!!!!İLLA Bİ PARTİYE ATICAKSANIZ AKP OLABİLİR FAKAT BASKIN ORAN EN İYİ SEÇİM
 
Kimden: markos  85.99.51.94***
21.07.2007 13:10:45
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
milliyetçi düşüncede faşizan hareketlere ve oluşumlara asla yanaşmamalıyız.bu durumda bağımsız adayları desteklemek en doğrusu gibi görünüyor.mardin de bize en yakın isim Emine Ayna diye düşünüyorum.
saygılar...



 
Kimden: desferi  85.107.152.***
21.07.2007 13:43:11
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
azınlıkta olan ve ezilen tüm gruplar (Ermeniler,Yahudiler,Hıristiyanlar,Süryaniler,Eşcinseller,vs.) 2. bölgede oturuyorsa BASKIN ORAN a oy vermeli!
 
Kimden: Hagop  88.229.49.9***
7.08.2007 16:44:18
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Suryaniler istediği kişiye oy versinler. Ben suryaniyim MHP ye verdim.. Çünkü özgürüm.en azından Demokrasiye katkım oldu.
 
Kimden: selena  88.233.149.***
7.08.2007 20:44:08
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Sayın Hagop öncelikle bu form konusunda ve diğer başka form konusunda yazdıklarınızı dehşetle okudum, hatta algılamakta güçlük çektim. Yazdıklarınızın kendi içersinde tutarsızlıklarınada bişey diyemiycem. Bir ermeniyim diyorsunuz, bir süryaniyim diyorsunuz???
Hangi azınlık cemaatine mensup olursanız olun ( belkide deildir ) ben bir süryaniyim ve en kötüsünün ( yani dünyadan haberi olmayan anlamında ) bile mhp ye oy vereceğini asla düşünmüyorum. En faşizan parti herkes türktür diyen bir partiden bahsediyoruz. Demokrasiye katkım oldu derkende ne demek istiyorsunuz şaştım doğrusu.
 
Kimden: Hagop  88.231.199.***
8.08.2007 13:18:00
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Dönüp Dolaşıp yine Ermenimisin Kürtmüsün Süryanimisin sentezine geliyorsun buda görülüyorki hala sınıf farklılığı fikirlerini kafamızdan atamamışız.Senin Düşüncelerine saygı duyuyorum.Özgürce düşüncelerini söyleyebilirsin. Bende özgürce istediğim partiye oy veririm vede verdim.Dünyada en güzel şeyde budur işte.
Sevgilerle
 
Kimden: selena  85.102.106.***
8.08.2007 16:46:12
Cevap: SÜRYANİLER KİME OY VERMELİ?
Ben SİZİN yazdıklarınızı kastetmiştim( bir yazınızda ermeniyim, diğerinde süryaniyim diyorsunuz) yani tutarsızlığınızı.
Ayrıca Ermenilik süryanilik yada kürtlük birer sınıf ayrımı değildir. Birer millet ayrımıdır. VE bu ayrımda her zaman olmalıdır. Dünyada çok sayıda millet olduğu gibi...
Yoksa hepimiz türküz gibi asimilasyon propagandaları içersinde erir gideriz.
Önemli olan ben süryaniyim diyebilmek, ben kürtüm diyebilmek, ben türküm diyebilmek ve karşılıklı hoşgörü içersinde sevgi ve saygı içersinde yaşayabilmek.
Herkes hiç bir zaman aynı değildir ve aynılaştırmakta insana yapılan en gaddar davranıştır.
 
CEVAP YAZ - Onaylı Üyelik Gerektirir
isim:
konu:
cevap:
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım