Sırrı Süreyya Önder seçim ziyaretlerinden birini  Süryani Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği’ne yaptı. Adını Süryani kültürünün doğduğu topraklardan alan Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği, Süryani kültürünü tanıtmak amacıyla 2004 yılında kurulmuş.

Derneğe “Vekilim Hoş Geldiniz” sözleri arasından giren Önder’e ziyaret boyunca vekil adayı demek istemediklerini vekil olacağına inandıklarını söyleyen dernek üyesi kalabalık grup, Erol Dora ve Sırrı Süreyya Önder’in adaylıklarına çok sevindiklerini belirttiler. “Bey demek yerine sizi bizden biri olarak saydığımız için Sırrı Abi diyeceğiz” sözleri ve Süryanice, Kürtçe ve Türkçe açılış konuşmasıyla toplantıya başlandı. Konuşmalarda 12 Haziran’dan sonra seslerinin daha çok çıkacağına inandıklarını, günümüzdeki empati yoksunluğunda Önder’in empati yoğunluğunu yaşattığını ifade ettiler.

Sırrı Süreyya Önder bunun üzerine seçim kampanyasının başladığı ilk günlerde yaşadığı bir olayı anlattı: Aksaray açılışının ardından, sonradan Süryani olduğunu öğrendiği bir kişinin görüşmek istediğini ve görüşme esnasında kendisine bir zarf verdiğini, zarfta, Süryanice harflerle de yazılmış İsveç’te yaşayan Süryanilerin Sırrı Süreyya’nın temel hak ve özgürlüklere olan inancını överek başlayan bir mektup, ayrıca özel bazı şeyler olduğunu anlattı. Yanlış yapmaktan ve insanları kırmaktan her zaman çok korktuğunu, bunca güvenin kendisini çok mutlu ettiğini ve duygulandırdığını ifade etti.

Süryanilerin Türkiye halklarının en kadimlerinden biri olduğunu ifade eden Önder, kültürlerinin insanlığa yaptığı katılımların, yetiştirdiği insanların önemine dikkat çekti. Tek etnisiteye dayalı devlet anlayışı nedeniyle imha politikalarından Süryanilerin de etkilendiğini söyledi. “Bugün Süryani kendi kaderinin Kürtle, Kürt kendi kaderinin Ermeniyle farklı olmadığını anladı. Faşist olmayan Türkler de kendisine yutturulmaya çalışılanların doğru olmadığını fark etti. Bu sayede halklar bir araya gelmeye başlıyor” diyerek Blok’un da tüm halklara eşit yakınlıkta duracağına söz verdi.

Gruptan gelen, “Benliği aşıp nasıl biz olacağız?” sorusuna, Önder, kimsenin kimliğini yadsımaması gerektiğini, kimliğini koruyarak bir arada yaşamanın önemini vurgulayarak cevap verdi. Herkes birbirine benzerse bunun devletin tekçi ideolojisinden farklı olmayacağını ve homojenleşmiş olunacağına dikkat çekti. Bu nedenle kimlik özelliklerinin korunarak bir arada yaşamanın önemli olduğunu belirtti.

Süryani halkının okulları olmadığı, azınlık statüsünde olmalarına rağmen azınlık olarak sayılmadıkları ve pratikte bunu gerçekleştiremedikleri yönünde şikâyetlerini dile getiren dernek üyeleri, dinlerinde cana kıymak olmadığını fakat askere gidince ellerine silah verildiğini bu nedenle de vicdani reddin önemli fakat mümkün olmadığına dikkat çektiler.

Sırrı Süreyya Önder, vicdani reddin seçim beyannamelerinde de yer aldığını, bunun anayasal bir hak olması gerektiğini ifade etti. Daha önce de vicdani red ile ilgili yasa önerisi sunulduğunu fakat dikkate alınmadığını, fakat her zaman vicdani redcilere destek olup onların mücadelesinde yanlarında olduklarını ifade etti. Ayrıca anayasada yapılması gerekenler arasında diyanetin kalkmasının da bulunduğunu, ayrım yapmadan herkese aynı mesafede olunması gerektiğini vurguladı. Kendi inanç kimlikleriyle yaşamak isteyenlere alan açmak ve araçlarını sağlamak sözü verdi.

Mor Gabriel Kilisesi’nin arazisine el konmasıyla ilgili de tepkisini dile getiren Önder, buna göz yumulmayacağını, kabul edilir olmadığını ifade etti. Ayrıca Avrupa’ya göç eden Süryani ailelerin geriye dönüşünü özendirmek ve davet etmenin naifçe olduğunu, bunu hukuksal çapakları temizleyerek, zararı temin ya da tazmin ederek telafi etmek gerektiğini söyledi.

Siyasset Meydanı programında Kürt’ün cumhurbaşkanı olup da Kürt olamadığına ilişkin yaptığı yorumu Süryaniler açısından da açması yönünde gelen soruya, “Kürt de Kürt cumhurbaşkanı olarak seçilemiyor. Ermeni ve Süryaniler için bu durum daha da vahim, üvey evlat muamelesi görüyorlar,” biçiminde cevap verdi. Bu nedenle anayasal vatandaşlık, eşit haklardan yararlanmayı sağlamanın önemine vurgu yaptı.

Kaynak: Sırrı Süreyya Seçim Kampanyası Basın Bürosu, Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2011