Süryaniler 25 yıllık hukuk mücadelesi sonrasında tapularını alıyor. Süryani Katolik Cemaati, İstanbul'un Gümüşsuyu bölgesinde bulunan patrikhane binası için 25 yıl boyunca Türkiye ile yasal bir mücadele veriyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü , Süryani Katolik Cemaati’ne Gümüşsuyu’ndaki patrikhane binasının geri verilmesini kabul etti ve topluluk yöneticileri gelişmeyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan bir toplantı sırasında öğrendi.

Süryani cemaati , (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdıkları dava ertesinde , Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu girişiminin anlamlı bir jest olduğunu düşünürken , bu konuda bir geri adım veya engel olmadığı takdirde AİHM’den tazminat davasını geri çekeceklerini bildirdi.

Sözkonusu dava Süryani Katolik’lerle Türkiye arasında 25 yıldır devam etmekteydi. İç hukuk yolları tükendikten sonra, topluluk dört yıl önce AİHM'e başvurmak durumunda kalmıştı.

Süreçle ilgili bu güzel haber , Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 27 Temmuz'da Tarabya'daki Huber Köşk'ünde azınlık vakıflarının liderlerini ağırladığı toplantı sırasında iletildi. Hürriyet Daily News'e konuşan, Süryani Katolik Vakfı Başkanı Zeki Basatemir de Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in, tartışmalı binanın tapusunun Süryani Katolik Cemaati’ne teslim edileceğini bu toplantıda duyurduğunu söyledi.

Basatemir, binanın daha önce Latin Katoliklere ait olduğunu, 1986 yılında hükümetin de önayak olduğu bir girişimle ile Süryani cemaatine bu yıkık binanın 99 yıllığına kiralanması suretiyle bir anlaşma yapıldığını söyledi. "Buna rağmen, Vakıflar Genel Müdürlüğü 1988 yılında bize karşı bir dava açtı ve binanın kendilerine ait olduğunu iddia etti. Biz sorunun ulusal yasal prosedürler yoluyla çözülemeyeceğini anlayınca, davayı dört yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdük’’ dedi.

'Güzel bir jest'

Basademir , AİHM kararını yakında beklediklerini söyledi. ‘’Güzel bir jest olarak bu kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Son ana kadar bir engel oluşmaz ise biz de tazminat davasını geri çekmeyi planlıyoruz. Türkiye bizim öz vatanımız , kendi vatanımızdan tazminat talep etmek istemiyoruz ".

Vakıflar Genel Müdürü’nün, 1986 yılında yapılan sözleşme dahil resmi dosyaları, gerekli işlemlerinin başlatılması için talep etmiştir. "Aslında, biz cumhurbaşkanı ile yapılan toplantıdan böyle bir sonucu beklemiyorduk.’’

Basatemir, binanın Latin Katolikler’den alındığında harap halde olduğunu ve Süryani toplumun sınırlı imkanları ile restore edildiğini söyledi. " Tüm imkanlarımızla restore ettiğimiz bu yapıda kendimizin bir parazit gibi hissettirilmesi kırıcıdır" dedi.

‘’Patrikhane binasındaki kilise, 200 kişi kapasitelidir ve İstanbul Süryani Katolik cemaatinin nüfusu da 2.000’dir’’.

" Şu an için başka bir isteğimiz bulunmamaktadır, belki de gelecekte olabilir. Şu anda kalabalık düğün törenlerimizi Latin Katolik Kiliseleri’nde düzenliyoruz . Süryani Kadim Vakfı’nın yapmış olduğu gibi, yakın gelecekte başka bir kilise için talepte bulunup bulunmayacakları sorulduğunda Basademir ‘’ İstanbul'da nüfusları yaklaşık 15.000 olmasına rağmen Süryani Kadim Toplumu’na ait şu anda bir kilise yoktur, bu yüzden dini törenlerini kiraladıkları kiliselerde düzenlemektedirler. Toplum, yeni bir kilise yapımı için devletten arazi talep etmiştir, ancak prosedürler iki yıldır devam etmektedir’’ diyerek duruma açıklık getirdi.

Kaynak: Hürriyet Daily News, Vercihan Ziflioğlu ; Fotoğraf: Emrah Gürel ; Çeviri : Süryaniler.com

Süryaniler.com bilgi notu :

* Sayın Vercihan Ziflioğlu ile Sayın Zeki Basademir arasındaki telefon görüşmesi ertesinde yapılan haberle ilgili olarak bazı yanlış aktarımlardan kaynaklı hususları düzeltme gereği duyduk. Konuyu Ziflioğlu ve Basademir ile de paylaştık. Sözkonusu Patrikhane Binası, sahibi olan Latin Katolik’lere bağlı Fransız Cizvitler’ce Süryani Katolik Toplumu’nun kullanımına 1961 yılında tahsis edilmiştir. Hazine’nin ilgili binaya el koymasının ardından, 1996’da Hazine ile Süryani Katolikler arasında 99 yıllığına kiralama ile ilgili bir sözleşme yapılmıştır.1998 yılında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü buna itiraz edip dava açmıştır. Sözkonusu 15 yıla varan süreç içerisinde dört yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne binanın kullanım hakkını almak için dava açılmıştır. Bu tür kullanım hakları, ilgili yapının tapu tescilinde kayıt altına alındığından, durum binanın tapusunu almakla karıştırılmamalıdır. Yani tapuyu alma talebi değil 99 yıllığına kullanım hakkının dava süreci işlemektedir.

Güncelleme Tarihi: 2 Ağustos 2012