Mezopotamya yöresinin en eski ve 10 bin yıllık tarihi geçmişi olan antik kent Hasankeyf, yapılacak olan Ilısu baraj projesi tehdidi altında karşı karşıya kalırken, Ermeni ve Süryanilere ait bazı tarihi eserlerin üstünün hafriyat ve toprakla kapatıldığı iddia ediliyor. Bilindiği gibi 1980’li yıllarda Hasankeyf sit alanı olarak ilan edilmiş ve 1985’ten beri antik kentte devlet tarafından çeşitli yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları yapılmaktadır.
“KAZILAR 10 BİN YILLIK MEDENİYETLERİN KALINTILARINI ORTAYA ÇIKARDI”
Son dönemlerde kazılara büyük ödenekler ayrılarak çalışmalar sürdürülmektedir. Hasankeyf’in geçmişi, yapılan son çalışmalarla günümüzden 10 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır. 10 bin yıl önceden günümüze kadar sürekli yerleşim görmüş olan antik kent Hasankeyf şehri farklı medeniyetlerin, farklı kültürlerin ve farklı inançların bir arada yaşadığı bir dünya mozaiği haline gelmiştir. Son zamanlarda yoğun bir şekilde ilerleyen Ilısu barajının tehdidi altında olan Hasankeyf tüm benliğiyle yok olmak üzeredir.
“UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI DEDİ, TÜRKİYE BAŞVURU YAPMIYOR”
Birleşmiş Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirasına aday olacak yerlerin sağlayacağı kriterlere göre koruma altına aldığı ve Hasankeyf’in UNESCO’nun sunmuş olduğu on kriterden dokuzunu içeren tek yer olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başvurmamasıyla alınamamaktadır. Bu başvurunun olmaması Hasankeyf’in korunması ve geleceğe taşınmasına engel teşkil etmektedir. Hasankeyf sistemli bir şekilde kaderine terk edilmiş bulunmakta ve gün geçtikçe yok olmaktadır.
“TARİHİ KİLİSEYİ VE ÇOK SAYIDA TARİHİ ESER HARFİYAT İLE KAPATILDI”
Uzun yıllardan beri araştırmalar yapan Hasankeyfli Arkeolog Necdet Talayhan, son zamanlarda ilerleyen baraj ve baraja bağlı olarak yol çalışmalarında Hasankeyf’te yer alan kültürel değerlerin yok edilmeye başlandığını belirtti.
Necdet Talayhan “Hasankeyf’in on doğusunda bulunan ve Attafiye olarak bilinen Süryani kültürüne bağlı ortaçağdan kalma köy yerleşimi yok edilmektedir. Yeni yapılacak Hasankeyf köprüsünün uzantısında bulunan bu köy yerleşimi, yol çalışmasını alan özel şirket tarafından köyün içine önce iş makinesi sokularak yer yer yıkılmış, köydeki tarihi Süryani kilisenin kalıntıları yok edilmiştir. Kilise, kalıntı bırakılmayacak şekilde iş makinesiyle ortadan kaldırılmıştır. Bununla beraber yol çalışması sırasında çıkan hafriyatlar kamyonlarla Attafiye köy yerleşiminin kalıntılarının üzerine dökülerek bu köy büyük kayalar ve toprak ile kapatılmıştır” dedi.
“SORUMLU VE YETKİLİ KURUMLARA BAŞBURUDA BULUNDUK AMA KİMSE İLGİLENMEDİ”
Arkeolog Necdet Talayhan, bu konuyla ilgilenmesi gerek başta Batman Müzesine, Hasankeyf Arkeolojik Kazı Başkanlığına ve Diyarbakır Tabiat Varlıkları Koruma Kuruluna gerekli uyarılarda bulunduklarını ancak hiçbir kurumun bu konu ile ilgilenmediğini ve herhangi bir önlem almadığını kaydetti.
“HASANKEYF, SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE YOK EDİLİYOR”
Talayhan, sistematik olarak ve bilinçli bir şekilde yapılan bu yıkım çalışmalarının Hasankeyf’in sonunu hızlı bir şekilde hazırladığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Söz konusu olan Attafiye köyü bakanlığın yapmış olduğu kültür envanterine alınmış ve birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmiştir.
Bir vatandaş olarak bütün dünya kültürünü ve inancını kucaklamış Hasankeyf’in yok edilişini izlemek bana acı vermektedir. Var olan tüm kültürlerin olduğu gibi ortaya çıkarılması gerekirken bir Süryani yerleşimi olan Attafiye’nin bile bile yok edilmesi bir kültür soykırımıdır. Bir an önce gerekli olan tedbirlerin bu konuyla ilgili olan kurumlarca alınması gerekmektedir.”
Kaynak ve Fotoğraflar: www.mezopotamya.gen.tr, Civan Değer /BATMAN
Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2013