Bir zamanlar bu topraklarda yaşayan çok sayıda Süryani vardı. Süryaniler 1960’lı yıllardan sonra hızlı bir şekilde doğup büyüdükleri yerleri terk etmeye başladılar. Kimi göçlerin sebebini yaşadıkları yerlerde ekonominin yetmemesine; kimi de siyasi nedenlere bağladı. Hangi sebepten olursa olsun insanların yaşadıkları yerlerden göç etmeleri hoş bir durum değildi.Bu olgu varlıklarını binlerce yıldır bu topraklarda sürdüren Süryaniler için gerçekten acı bir durumdu. Gidenlerin ardında Süryani kültürü giderek kan kaybetmeye başlamıştır.
Göç olayının ardından tespit edilen en dramatik yön ise gidenlerin gittikleri yerlerde mutsuz, kalanların ise geleceğe dair umutsuzlukları idi. Göç olgusu bir toplumu işte böylesine acımasız bir kısır döngünün ve çaresizliğin cenderesine sokuvermişti.
Aslında Süryani kültürünü anlamlı kılan, insanların bu topraklarda yaşamasıydı. Eğer Süryaniler büyük bir oranda göç etmiş olmasaydı, belki de bu kültürü daha canlı bir şekilde yaşatabileceklerdi. Anadolu’nun renkli mozaiğinde ayrı bir yeri olan Süryani kültürü bu kadar solmayacaktı. Günümüzde kalan bir avuç Süryani, bu kültüre nefes aldırmaya çalışıyor...
Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme çabaları, çağdaş yönetim normlarına ulaşma yolundaki adımları, yurt dışındaki yaşayan Süryaniler tarafından da dikkatlice izlenmektedir. Bu süreç nedeniyle umutla yaşadıkları yerlere dönmek isteyen Süryaniler olmuştur. Her ne kadar geri dönmek için konuşmak erken olsa bile bunu düşünen Süryanilerin sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Yakın günlerde yaşadığı köylere geri dönmek isteyen 17 Süryani aile olmuş (Midyat’taki Elbeğendi yani Kafro köyünden) ve aileler bu isteklerini Mardin Valiliğine bir dilekçe ile bildirmişlerdir. Valilik ,bu ailelerin geri dönme isteklerine; iskana açılan köylere geri dönebilecekleri şeklinde olumlu bir cevap vermiştir. Geri dönenlerin sayısı arttıkça bunun ülkemize de çok şeyler kazandıracağı ortadadır. Eğer Türkiyenin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde, Süryanilerin de bir parça payı olursa, bu en çok bizleri mutlu edecektir.
Her ne kadar Süryanilerin sayısı azalmış olsa da bu kültürü burada yaşatabilmek için böylesine çabaların olduğunu bilmek bile insana bir umut vermektedir. Bu konudaki örneklerin daha da artması en büyük dileğimizdir...
Bahar aylarına girdiğimiz şu günlerde Süryaniler önemli bayramlarından birini karşılamaya hazırlanmaktalar. 31 Mart Pazar günü Süryani Katolikler, Süryani Protestanlar, Keldaniler , Doğu Süryanileri ve Maruniler; 5 mayıs günü ise Süryani Kadimler (Ortodokslar) Paskalya Bayramı’nı kutlayacaklar. Bütün Süryani toplumunun paskalya bayramını site ekibi olarak kutluyoruz. Kullandıkları kilise takvimleri nedeniyle bayramlarını farklı günlerde kutlayan Süryaniler, bayram öncesi 50 günlük oruç tutmaktadırlar. Bu konuyla ilgili bir yazıyı yakında sitemizde okuyabilirsiniz. Süryanilerin Paskalya Bayram’larını coşku içinde kutlamaları dileğiyle...
(Fotoğraflar: ÖZGÜR NİZAM)
Gidenlerin Ardından söylenmiş belki de en güzel şiirlerden bir tanesi;
Bir başka ülkeye bir başka denize giderim dedin
Bundan daha iyi bir şehir bulunur elbet
Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya -bir ceset gibi-gömülü kalbim
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem nereye baksam,
Kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün...
Boşuna, bunca yılı tükettiğim bu ülkede ;
Yeni bir ülke bulamazsın,
Başka bir deniz bulamazsın,
Bu şehir arkandan gelecektir..
Gene aynı sokaklarda
Dolaşacaksın.Aynı mahallede koşacaksın,
Aynı evlerde kır düşecek saçlarına
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda..
Başka bir şey umma,
Ömrünü nasıl tükettiysen burada bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde...
Konstantinos Kavafis