Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde sunduğu
"Türkiye’de Süryaniler’in Din Eğitimi’’ başlıklı yüksek lisans tezinden yola çıkarak "
Türkiye’nin Süryanileri’’ isimli akademik çalışmayı hazırlayan sayın
Mustafa Bülbül, Haziran 2003-Ekim 2003 tarihleri arasında toplumun farklı mezhepteki bireyleri ve din adamları ile yaptığı görüşmeler neticesinde bu çalışmayı kitaplaştırmıştır.
Azınlık bireyleri hakkında daha önce sayın Yahya Koçoğlu’nun "
Azınlık Gençleri Anlatıyor ‘’ ve "
Hatırlıyorum’’ isimli kitaplaştırılmış anket çalışmasından sonra
Mustafa Bülbül, bu çerçeveyi süryani toplumu ile sınırlandırıp, sosyal analizde detaylı çalışmaya girmiştir.
Kitapta, doldurulması istenen formlardan dağıtım ve tamamlanıp toplanma sürecinden sonra, süryani toplumundan
50 bireyin katılımının sağlandığı
89 soru gibi oldukça geniş çerçeveli anketin
istatistiksel sonuçları ve
yorumlamaları yapılmıştır. Süryani kimliği hakkında genel açıklama, sosyal hayat ve din eğitimi ana başlığı altında çeşitli alt başlıklarla yapılan tanımlamalardan sonra kaynakçaların isimleri verilmiş, arkasından da 89 maddelik anketin soruları sunulmuştur. Anketin sonuçları , tablolar halinde gösterimi ve çeşitli yorumlar çerçevesinde verilen cevaplar da son bölümde değerlendirilmiştir. Anket sorularından kimilerinde anlam kaymaları yaşanması, yorumlamaların yer yer subjektifliği ve anketörlerin çoğunluğunun süryani katolik bireyler olmasından ötürü cevaplamalarda mezhepsel nüanslar olması gerçeği gözönüne alınmak kaydıyla zahmetli bir çalışmanın ürünü olan bu değerlendirmeler bütününün toplumla paylaşılmasında fayda görüyoruz.
Kültürlerin birbirlerini tanıması yolunda atılan yeni bir adım olarak ifade edebileceğimiz kitapla ilgili olarak sayın
Mustafa Bülbül’e başarılar dilerken , sitemizi de kaynak olarak kullanmasından ötürü
memnuniyetimizi ve teşekkürlerimizi sunarız.
Yazarın kitaptaki
Önsözü aşağıda yer almaktadır;
Türkiye tarihsel yönü itibari ile birçok dini etnik gruplara beşiklik yapmış bir medeniyete sahiptir. Bizans'tan başlamak üzere Selçuklu ve Osmanlı ile devam eden süreç hala devam etmektedir. Süryaniler de bu medeniyet oluşumu içerisinde önemli bir yeri teşkil eder. Arami-Keldani Asuri ve Süryani isimleriyle vücut bulmuş bu insanlar, zamanımızda çok az bir incelemeye tabi tutulmuştur. Oysa tarihi süreç ve kültürel yönden bakıldığında, Müslümanlarla Süryaniler arasında pek çok bağlantılar ve ilişkiler vardır. İlmi hayatı incelediğimizde tercümelerle başlayan ilişkiler, son dönemdeki ekonomik atılımlara kadar pek çok şekle bürünmüştür.
Süryaniler hakkında şu ana kadar yazılan eserlere baktığımız zaman bu çalışmalarda genellikle tarihi ve sanatsal yönlerin ele alındığı görülür. Bunların elbette incelenmesi gerekir; lakin bununla birlikte bu insanlar nasıl yaşarlar? Hangi kültürel ortamda varlıklarını muhafaza ederler? Çocuklarına nasıl bir din eğitimi verirler? Din adamları hangi ortamlarda nasıl dinsel argümanları elde edip yine kendi toplumlarına hizmet eder?. Bu ve buna benzer sorulara cevap bulabilmemiz şimdiye kadar mümkün olmamıştır. Ayrıca bu dini grup, İslam dinine en yakın gayr-i müslim topluluk olarak kabul edilmesine rağmen, bu yakınlığın boyutları pek bilinmemektedir.
Farklı bir dine mensup olmalarından dolayı günlük hayatta birçok problemle karşılaşan Süryanilerin, ne tür sorunlarla karşılaştıklarını bilmiyoruz. Hıristiyan mezheplerinin kendi içerisindeki diyalogları nasıldır? Sosyo-kültürel açıdan hangi dinamiklere sahiptirler? Globalleşme süreciyle bir köy haline gelen dünyamızda, yanı başımızdaki komşumuzun kim olduğunu bilmiyoruz.
Çalışmamız akademik anlamda yapılan bir araştırma olduğu için, spekülatif durumlara kapı aralayacak şeylerden uzak durulmuştur. Tarih ve tanımla başlayan eser, Süryanilerin tarih İçindeki farklı gruplara ayrılışları ve dayandıkları dinsel argümanlar incelenerek devam etmiştir. Süryanilerin yaşamlarında önemli bir yeri tutan kültürel yönler ele alınmış ve tarihteki çalışmalarından bahsedilmiştir. Yine ekonomi dünyasındaki yeri irdelenmiş, basın yayım alanına (tarihsel olarak) katkıları araştırılmıştır. Nihayet bilim dünyasına katkıları ve Süryani müziğinin din üzerindeki etkisi incelenmiştir.
Süryani din adamlarının yetişme tarzları ve ders sistemleri incelenmiştir; Halklarını kiliselerde nasıl eğitiyorlar? Manastır diye nitelenen yerler etkin olarak kullanılabiliyor mu? Çocuklara ailede dini eğitim nasıl veriliyor? Kilise ve aile arasındaki dini eğitim açısından nasıl bir ilişki vardır? Süryani Öğrencilerin okullardaki karşılaştıkları problemler nelerdir? Toplumsal baskı oluyorsa, bu durum çocukları hem psikolojik hem de fiziki yönden nasıl etkiliyor? Tüm bu ve buna benzer sorulara cevap bulma amacıyla, teorik ve anket tarzında bir çalışma meydana getirilmiştir.
Aslında yaptığımız; içimizdeki bir parçanın keşfi1 veya üzeri tozla örtülmüş gerçeğin herkes tarafından tanınıp bilinmesi... Çalışmamıza, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı gerçeğinden yola çıkarak, gerçekliğin ortaya çıkması adına yapılan bir arka plân araştırması da denebilir. Dışlayarak veya negatif tavırlar takınarak değil, ne olduğunu bilerek ve saygı duyarak hoşgörü çerçevesini alabildiğine genişletme çabası... İlmî olarak yaptığımız çalışmanın bütün insanlığa pozitif katkı sağlayacağını umut ediyorum.
Bu çalışmamda bana rehberlik yapan Hocam Doç.Dr. Bülent Şenay'a, Prof. Dr. Ömer Faruk Harman'a, İstanbul'da Süryani öğrencileri ile beni görüştüren Seyhan Arslan'a, Süryani Ortodoks Kilisesi Müdürü Zeki Demir'e, Horiepiskopos Samuel Akdemir'e, Süryani Katolik Kilisesi Patrik Vekili Yusuf Sağ'a, Süryani Protestan Önderi Behnan Konutgan'a, Yeni Yaşam Yayınları'nın editörü ve Türk Protestan Kilisesi Önderi Gürkan Çamsun'a, belge edinme noktasında yardımcı olan Fatih Mehmet Şeker'e, anketlerin hesap ve tablolara geçirilmesi hususunda Recep Minga'ya medyunu şükranım. Ayrıca tarafıma her türlü desteği sağlayan TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, TASAM Genel Müdürü Atilla Sandıklı, TASAM Yayınları Direktörü İhsan Toy ve TASAM çalışanlarına müteşekkirim. Gayret bizden tevfik Allah'tandır.
1 Süryani Ortodoks Kilisesi Horiepiskoposu Samuel Akdemir 10.10.2003 Tarihinde Bursa Kervansaray Termal Otelde düzenlenen IV. İPLAC Uluslar arası Atatürk Barış Kültürü Konferansı'nda, "Din ve Barış Kültürü Paneli: Dinler Dünya Barışına Nasıl Katkıda Bulunabilirler?" isimli oturumda birlikte yaşamın ne kadar önemli olduğuna vurgu yaparak şu misali vermiştir. "Büyükşehirlerde farklı görüşe sahip olan insanlar ortaklaşa şirket kurmakladırlar içimizdeki farklı kültürleri eritmek yerine, onları bir kazanç olarak görmek kültür ve gelenek anlamında daha iyi olur kanaatindeyim."
*Türkiye'nin Süryanileri – Mustafa Bülbül– TASAM Yayınları –192 Sayfa
Güncelleme Tarihi : 4 Ekim 2005